Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/1026 E. 2022/1509 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1026 Esas
KARAR NO: 2022/1509 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/340 E.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/09/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
TALEP; Davacılar vekili talep dilekçesinde; davacıların murisi …’nın ölümünden önce davalı ile uzun süre evlilik dışı ilişki yaşadığını, murisin ölümünden önce “Semantik Demans” denilen ilerleyici ve bilişsel fonksiyonlarını bozacak derecede nörolojik rahatsızlığının bulunduğunu, murisin vefatından sonra davalının müvekkilleri aleyhine, … tarafından kendisi lehine düzenlendiğini ileri sürdüğü 05/07/2016 tanzim, 20/02/2019 vade tarihli 3.000.000 USD bedelli bonoya dayanarak İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında, (kendi oğlu … dahil) tüm mirasçılar aleyhine takip başlattığını, bu süreçte mirasçılardan …’nın da vefat etiğini, davaya konu bononun suç teşkil eden eylemler neticesinde davalı tarafından üretildiğini, İstanbul C.Başsavcılığı tarafından dava konusu bononun resmi belgede sahtecilik, kişinin algılama yeteneğinin zayıfladığından yararlanmak suretiyle dolandırıcılık, kamu kurum ve kuruluşları vb. Tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçları kapsamında yürütülen soruşturma kapsamında dava açıldığını, Bakırköy 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nin (Yetkisizlik kararından önce İstanbul 20 AĞM’nin 2021/479 E) 2022/64 Esas sayılı dosyasında yargılama yapıldığını, bonoda müvekkilinin murisi adına atılan imzanın sahte olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere imzanın murise ait olduğu düşünüldüğünde dahi muris …’nın imzayı ayırt etme gücünden yoksun/tam ehliyetsiz bir şekilde attığını, geçersiz bonoya dayalı olarak mirasçılardan talepte bulunamayacağını, 17 Mayıs 2021 tarihli … sayılı … Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyelerinden alınan heyetçe düzenlenen “Bilimsel Raporda” murisin hiçbir şüpheye yer vermeksizin Semantik Demans denilen ilerleyici ve bilişsel fonksiyonlarını bozacak nörolojik bir rahatsızlığının bulunduğu, bu hastalığın 2018 yılında teşhis edildiği, bu dönemden itibaren muris …’nın kuşkusuz ayırt etme gücünden yoksun olduğu/tam ehliyetsiz olduğunun tespit edildiğinin tespit edildiğini, raporda murisin imzasında değişiklikler meydana geldiğinin ortaya çıktığının tespit edildiği, senet üzerindeki imzanın düzenleme tarihi olan 2016 yılında değil de, hastalığın teşhisinden sonra atıldığının kabulü gerektiğini, bunun senetteki imza ile, murisin 2019-2020 yıllarındaki imzalarının karşılaştırılması ile anlaşıldığını, hastalık 2018 yılında teşhis edilmiş olsa da, hastalığın ilk bulgularının 2014 yılından itibaren ortaya çıktığını, bu tarihten itibaren de finansal konularda ayırt etme gücünü haiz olmadığının tespit edildiğini, … Üniversitesi Tıp Fakültesi Ana Bilim Dalı öğretim üyelerinden alınan rapor tespitleri karşısında; hastalığın imza ve yazı üzerindeki değişimini gösterecek şekilde alınması ve ayrıca “Undueinfluence” “herhangi bir kimse üzerinde onun irade serbestisini ihlal edecek nitelikte haksız ve kanunsuz tesir” kapsamında davalının fiil ehliyeti olmayan …’yı manipüle edip etmediğinin , etkileyip etkilemediğinin de inceleme konusu yapılması gerektiğini, muris ile … arasında bu bonoya temel teşkil edecek bir borç ilişkisi bulunmadığını, murisin borç almaya ihtiyacı olmadığı gibi davalının borç verme kapasitesinin hiçbir zaman olmadığını, davalının savcılık ifadesinde Çerkezköyden arsa alınması sırasında borç verdiğini söylese de, beyanın gerçek olmadığını taşınmazın kredi ile satın alınarak ödendiğini beyanla, müvekkilleri aleyhine yürütülen icra takibinin teminatsız bir şekilde durdurulmasını, teminata karar verilmesi halinde taktir olunacak ayni teminat karşılığında takibin durdurulmasını, bu mümkün olmazsa ayni teminat karşılığında İİK 72/3 maddesi gereğince icra veznesine girecek paranın dava sonuna kadar alacaklıya ödenmemesini talep etmiştir.
TEDBİR TALEBİ HAKKINDA MAHKEME KARARLARI; Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11.04.2022 tarihli 2022/340 E. Sayılı tensip kararıyla; “15-Davacılar vekilinin icra takibi başladıktan sonra tedbir talebinde bulunduğu anlaşıldığından, icra veznesine girmiş veya girecek paranın alacaklıya ödenmemesi ile ilgili ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile; İİK nun 72/3. maddesi gereğince davacılar tarafından dava konusu edilen miktarın takdiren % 15’i (yüzde on beş) oranındaki 6.649.920,00 TL nakdi teminat tutarını Mahkememiz veznesine yatırdığında veya muteber bir bankanın kesin ve süresiz nitelikteki teminat mektubunu (şayet davacı bir banka ise kendisi dışındaki bir başka bankaya ait teminat mektubu olmak kaydıyla) mahkemeye ibraz ettiğinde Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki icra takibi nedeniyle icra veznesine hangi yolla olursa olsun girmiş veya girecek her türlü paranın tedbiren davalıya ödenmemesine/verilmemesine,16-Davacılar vekilinin icra takibinin teminatsız durdurulması talebinin reddi ile bu konuda gerekçeli heyet ara kararı yazılmasına” karar verilmiştir.Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13.04.2022 tarihli 2022/340 E. sayılı ara kararıyla; “…İcra İflas Kanununun 72. Maddesine göre; “İcra takibi başladıktan sonra takibin durdurulmasının yasal olarak mümkün olmadığı ve icra takibi başladıktan sonra %15 teminat oranında nakdi teminat yahut muteber bir bankanın kesin ve süresiz nitelikteki teminat mektubunu mahkemeye ibraz etmesi karşılığında icra kasasına girmiş veya girecek olan her türlü paranın davalıya ödenmemesine/verilmemesine şeklinde hüküm kurulabileceğinden, davacılar vekilinin müvekkilleri aleyhine yürütülen icra takibinin durdurulmasına ilişkin talebini reddine” karar verilmiştir. Davacılar vekilinin 13/04/2012 tarihli dilekçesi ile tensip zaptının 15. Maddesinin düzeltilmesini talep ettiği, mahkemenin 15/04/2022 tarihli ara kararıyla; “Davacılar vekilinin teminat miktarının dava değerine göre alınmasına ilişkin talebinin kabulü ile, icra veznesine girmiş veya girecek paranın alacaklıya ödenmemesi ile ilgili ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile; İİK nun 72/3. maddesi gereğince davacılar tarafından dava konusu edilen miktarın takdiren % 15’i (yüzde on beş) oranındaki 3.126.375,00 TL nakdi teminat tutarını Mahkememiz veznesine yatırdığında veya muteber bir bankanın kesin ve süresiz nitelikteki teminat mektubunu (şayet davacı bir banka ise kendisi dışındaki bir başka bankaya ait teminat mektubu olmak kaydıyla) mahkememize ibraz ettiğinde Büyükçekmece .. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki icra takibi nedeniyle icra veznesine hangi yolla olursa olsun girmiş veya girecek her türlü paranın tedbiren davalıya ödenmemesine/verilmemesine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davacılar vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin %15 teminat mukabilinde icra dairesinin kasasına girecek paraların alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiğini, takip tutarının yüksekliği ve verilen tedbir kararının mahiyetinin müvekkilleri bakımından yetersizliği sebebiyle bu kararın uygulanamadığını, Bakırköy 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2022/408 D.İş sayılı kararıyla takibin tedbiren durdurulmasına karar verildiğini, sanık vekilinin itiraz ettiğini, henüz itirazın karara bağlanmadığını, HMK 209/1 maddesinde “Adi bir senetteki yazı veya imza inkâr edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz.” hükmü düzenlendiğini, bu durumda tedbir kararı verileceğine dair emsal yargı kararları bulunduğunu, Ağır Ceza Mahkemesi dosyası içeriği, keşidecinin ehliyet durumu, davalı ile keşideci arasındaki ilişkinin anlatımları dikkate alınarak takibin teminatsız şekilde durdurulmasına, bunun mümkün olmaması halinde takdir olunacak teminat karşılığında takibin durdurulmasına, bunun mümkün olmaması halinde teminatsız olarak icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER; Davanın dayanağı senedin; borçlusu …, alacaklısı …, tanzim tarihi 05/07/2016, vadesi 20/02/2019 tarihi olan 3.000.000 USD bedelli, “nakden” bedel kaydı bulunan senet olduğu anlaşılmıştır. Büyükçekmece .. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı icra dosyasında, alacaklı …’ın, borçlular …, …, …, … ve … aleyhine yukarıda dökümü yapılan senede dayalı olarak 20.842.500 TL toplam alacağın yasal faiziyle tahsili talepli olarak kambiyo senetlerine özgü takip başlattığı anlaşılmıştır. Davacı tarafça 17 Mayıs 2021 tarihli 2021/19-204108667 sayılı … Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi ile İÜ Tıp Fakültesi Adli tıp ve belge inceleme uzmanı, Adli Tıp Nöroloji uzmanı, Nöroloji uzmanı, Emniyet müdürü belge inceleme uzmanı tarafından heyetçe düzenlenen “Bilimsel Rapor” sunulmuş, raporda; murisin hiçbir tartışmaya yer vermeksizin Semantik Demans denilen ilerleyici ve bilişsel fonksiyonlarını bozacak nörolojik bir rahatsızlığının bulunduğu, bu hastalığın etkilerinin 2014 yılından itibaren başladığının tespit edildiği, 2016 düzenleme tarihli incelemeye konu senette …’ya atfen atılmış imzanın, 2018 ve/veya önceki tarihte atılmış mukayese yapılan samimi imzalardan önemli farklılıklar gösterdiği, senette atılı imza ile …’nın 2019 yılı ve sonrasına ait mukayese imzalarının ise; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif eğim, doğrultu, seyir, hız bakımından uygunluk ve benzerlik gösterdiği, senet üzerindeki imzanın mukayese belgelere kıyasla bazı farklılıklara rağmen adı geçenin eli ürünü olabileceği, 2019-2020 yıllarında Semantik demans etkisi ile imzaların daha basit tersimli hale dönüşmesine neden olan değişimler bulunduğu, ….senedin adli-tıbbi açıdan 2019 yılından önce imzalanmış olmasının mümkün olmadığı, …hastalık bulgularının 2014 yılından başladığı gözetildiğinde hastalığın seyrine göre olaya özgü ehliyetsizlik söz konusu olabileceği, 2018 sonrasında ise ilerleyici şekilde bilişsel fonksiyonları bozulan, hayatın her alanında destek gereksinimi doğan …’nın tam ehliyetsiz hale geldiği, senedin düzenlenme tarihi 2016 yılında, hastanın bilişsel fonksiyonlarında zayıflama başlamasının kaçınılmaz olduğu, bilişsel fonksiyonlarında zayıflama olan kişilerin, somut olguda olduğu gibi, tıbbi bakımları açısından bağımlı oldukları yakınları veya bakımını üstlenenler tarafından düşünce empozisyonuna maruz kalabileceği, bu durumun İngilizce literatürde “…” olarak geçen “bir kimse üzerinde onun irade serbestisini ihlal edecek nitelikte haksız ve kanunsuz tesire tipik örnek olduğunu….hastanın finansal konularda temyiz kudretine haiz olamayacağı kanaatine varıldığını beyan etmişlerdir. Müşteki sıfatıyla …, … (vefat etmiş), …, … ve … tarafından sanık … hakkında “kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, kamu kurum ve kuruluşları vb. Tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık” suçlarından ceza davası açıldığı, İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2021/479 Esas-2022/12 K sayılı kararıyla yetkisizlik kararı verilerek dosyanın Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E : İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında, davacı tarafın icra takibinin durdurulması yönündeki i tedbir talebinin reddine, takibe konu alacağın %15’i oranında teminat yatırıldığında Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı icra dosyasında, icra veznesine yatırılacak paranın davalı alacaklıya ödenmemesine karar verilmiş, davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacılar vekilinin takibe konu senedin sahte olduğunu ileri sürerek HMK 209/1 maddesi gereğince teminatsız/teminatlı takibin durdurulmasını, mümkün olmaması halinde teminatsız olarak icra veznesine yatırılacak paranın davalı alacaklıya ödenmemesine karar verilmesini talep etmiştir. HMK md. 209 (1) Adi bir senetteki yazı veya imza inkâr edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz. (2) Resmî senetlerdeki yazı veya imza inkâr edildiğinde, senetteki yazı veya imzanın sahteliği, ancak mahkeme kararıyla sabit olursa, bu senet herhangi bir işleme esas alınamaz.” hükmü düzenlenmiştir. Davacılar vekilinin senetteki imzanın müvekkillerinin murisine ait olmadığını sahte olarak atıldığını, kabul etmemekle birlikte imza murise ait olsa dahi muris …’nın imzayı ayırt etme gücünden yoksun/tam ehliyetsiz bir şekilde attığını, mirasçılarından talepte bulunulamayacağını ileri sürerek, “Bilimsel Rapor” ve Ağır Ceza Mahkemesinde açılan davaya dayanarak, HMK 209. Maddesi gereğince tedbir talep edildiği anlaşılıyorsa da, takibin kesinleşmesi öncesi veya sonrasında takibe konu senedin sahteliğinin iddia edilmesi yada ceza davası açılması doğrudan HMK’nun 209. maddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmaz. Somut olayda halen ceza yargılamasının devam ettiği anlaşılmıştır. Dosya kapsamındaki delil durumuna göre uygulanması gereken, İİK 72/3 maddesinde, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği, borçlunun gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın %15’inden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir hükmü düzenlenmiştir. İlk derece mahkemesince de, takibin durdurulmasına ilişkin tedbir talebinin reddine, İİK 72/3 maddesine uygun olarak karar verildiğinden, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacılar vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken harç peşin alınmakla yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacılar tarafından yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 22/09/2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.