Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/1015 E. 2022/1414 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1015 Esas
KARAR NO: 2022/1414
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/01/2017
NUMARASI: 2015/183 2017/14
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/09/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 356. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma açılarak yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin … tescil nolu topluluk markası ile 05/03/2002 tarihinden beri tüm Avrupa Birliği üye ülkeleri nezdinde … markasının, ayrıca … markasının sahibi olduğunu, davalı şirket adına … sayılı … marka başvurusunun davacının … ve … markalarının ve bu markaların kapsamında bulunan malların benzerliği nedeniyle TPE tarafından reddedildiğini ve bu karara itirazda YİDK’nın bahsedilen markalar arasında görsel, işitsel ve bütünsel anlamda benzerlik bulunduğunu, aynı tür/benzer malları kapsadığını ve markalar arasında karıştırma ihtimali bulunduğu gerekçesiyle ret kararına itirazın reddedildiğini, davacının … ve … markalı ürünlerinin özellikle dişçilik alanında ağızda bölgesel uyuşukluk sağlamak amacıyla dünya çapında ve ülkemizde kullandığı ve etken maddeleri “artikain hidroklorür” isimli lokal anestezi maddesi ile “adrenalin hidroklorür” isimli vazokonstrüktör içerdiğini, davacı vekilinin davalının … marka başvurusundan resmi marka bülteninde yayınlanması ile haberdar olduğunu, TPE nezdinde itiraz dosyaladığı ve 26/05/2014 tarihinde davalıya … ve … tescilli markaları aleyhine iltibas, marka tecavüzü ve haksız rekabet yarattığına ilişkin ihtar edildiğini, davacıya ait … markalarının 05. sınıfta yer alan farmasötik müztahzarlar üzerinde tescilli olduğunu, davalının … ibareli ürünlerinin yine 05. sınıfta yer alan malları kapsadığını ve bu itibara söz konusu iki markanın ortalama tüketici nezdinde karıştırma ihtimali yaratacağını, davalının … markası ile iltibas yaratılarak davacının Sağlık Bakanlığından ruhsat alamamasına neden olduğunu, davacının ekonomik menfaatlerinin zarar gördüğünü, bu nedenlerle maddi ve manevi tazminata ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla, davalının müvekkil aleyhine yarattığı marka tecavüzü ve haksız rekabet durumunun tespitine, önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, müvekkilinin markalarına iltibas yaratan davalının “…” ibaresini ihtiva eden ürünlerin üretiminin, bu şekilde üretilmiş ürünlerin satış ve dağıtımının, ithal ve ihracının, yurt içinde ve yurt dışında ve internet üzerinden satışa sunulmalarının önlenmesine, her türlü yayın, hizmet, mal ve ürün, ambalaj, ilan, reklam, broşür, afiş vs.her türlü tanıtım malzemesi, basılı kağıt, fatura ve sair her türlü ticari evrak ile alan adları da dahil olmak üzere internet üzerinde, yurt içi ve yurt dışı kullanımının önlenmesine, bastırılmış olan materyal ve benzeri vasıtaların hüküm kesinleştiğinde imhasına, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin “…” markasının İngiliz alfabesinde kullanılmayan (İ) harfine yer verdiği ve bu bakımdan … markasından şekil ve fikir olarak önemli ve ayırt edici özellik taşıdığını, … markası kullanılan ürünlerin %5 Enjeksiyonluk çözelti içeren Flakon; 1 ml solüsyonda etkin madde olarak 5 mg bupivakain hidroklorür içerdiği ve vücudun belli bir bölgesinde lokal anestezi için kullanıldığını, ambalaj olarak farklı geometrilerde sunulduğu, her iki ürünün hedef kitlesinin profesyonel hekim ve sağlık personelinden oluştuğunu, alanının uzmanı profesyonellerin davalı ürünü konusunda işitsel ve görsel yanılgıya düşeceklerini, markaları karıştıracaklarını ileri sürmenin bu meslek sahipleri açısından kabul edilemeyeceğini, davalı şirketin Sağlık Bakanlığı ruhsatı olmadığını, davalının … markası kullanılarak satışını yaptığı ürüne yönelik davacı ürünü ile aynı alanda Türkiye içinde pazarlama hakkı ve ruhsatı bulunmadığı ve bu nedenle rakip olmadıkları, haksız rekabet ileri sürülmesinin mümkün olmadığı haksız açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 26/01/2017 tarihli 2015/183 Esas – 2017/14 Karar sayılı kararıyla; “davacılar tarafından davalı … aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile, davalının … ibareli ürünlerinin davacının … ve … ibareli tescilli marka hakkına tecavüzünün tespitine, haksız rekabete yönelik taleplerin reddine, davalının … ibareli ürünlerinin üretiminin, satışı ve dağıtımının ithal ve ihracının ve internet üzerinden satışa sunulmasının önlenmesine, … ibaresi taşıyan her türlü yayın, hizmet mal, ambalaj reklam ve tanıtım malzemesi basılı evrak ticari evrak ve alan adlarında söz konusu ibarenin kullanımının önlenmesine, söz konusu ibareli ürün tanıtım malzemesi ticari evrak ve bastırılan materyallerin toplanarak imhasına, masrafı davalıdan alınmak üzere kesinleşen hüküm özetinin yurtçapında yayın yapan trajı en yüksek 3 gazeteden birinde bir kez ilanına ” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURULARI; Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde; davalı şirket adına … sayılı … marka başvurusunun davacının … ve … markalarının ve bu markaların kapsamında bulunan malların benzerliği nedeniyle TPE tarafından reddedildiğini ve bu karara itirazda YİDK’nın bahsedilen markalar arasında görsel, işitsel ve bütünsel anlamda benzerlik bulunduğunu, aynı tür/benzer malları kapsadığını ve markalar arasında karıştırma ihtimali bulunduğu gerekçesiyle ret kararına itirazın reddedildiğini, 26/05/2014 tarihinde Beyoğlu … Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile müvekkili aleyhine marka tecavüzü ve haksız rekabet yaratan marka başvurusunu geri çekmesinin ihtar edildiğini, müvekkilinin … ibareli ürünü için 23/10/2013 tarihinde yapmış olduğu ruhsat başvurusunun Sağlık Bakanlığının 22/01/2014 tarihli yazısı ile … isminin uygun bulunmadığını belirterek reddedildiğini, gerekçe olarak davalının … ismi ile ruhsat almasının gösterildiğini, müvekkilinin ilacını ülkemizde kullanamadığını ve ruhsat alamadığını, mahkemenin bilirkişi raporundaki “aynı eylemden dolayı kümülatif uygulama yapılamayacaktır” beyanını esas alarak haksız rekabet talepleri bakımından davanın reddine karar vermişse de; tescilli bir markanın ihlal edilmesi durumunda hem marka tecavüzü hem de haksız rekabet hükümlerinin aynı anda uygulanacağını, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 25/11/1999 tarihli 1999/7894 Esas-1999/9570 Karar sayılı kararında çok açık şekilde “haksız rekabet hükümleri fikri mülkiyet hukuku yanında kümülatif olarak tatbik edilir.’kümülatif uygulama görüşünün anlamı şudur; haksız rekabet hükümleri,fikri mülkiyet hukuku, mesela patent veya marka hukuku yanında ikinci derecede uygulanabilir. Zira fikir ve sanat eserleri hukukunun, marka hukukunun, endüstriyel tasarım ve patent hukukunun konusu, sırasıyla eser, marka tasarım ve patent üzerindeki haklar ve bunlarla, sahiplerinin korunması iken, haksız rekabet hukukunun konusu dürüstlük ilkesine aykırı ticaret yönetim ve uygulamalarına karşı emek ilkeleri uyarınca, işletmesel çabayı, birikimi ve yatırımı kapsayan emeğin korunmasıdır. Prof. Dr. Ünal Tekinalp Fikri Mülkiyet Hukuku 1999 Baskı sh. 29,33.34” gerekçesi ile açıklandığını, benzer doğrultuda kesinleşmiş birçok mahkeme kararı bulunduğunu, marka tecavüzünün varlığı halinde, haksız rekabetin de varlığının kabulü gerektiğini, haksız kullanımlar yönünden hiçbir teknik zorunluluğun bulunmadığını, davalının marka başvurusu reddedilmesine rağmen haksız rekabet teşkil eden fiillerine devam ettiğini,beyanla mahkeme kararının kaldırılarak, davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; müvekkilinin ürününün Türkçe harf ve karakter ve harfler içerdiği, karton kutudan ambalajları üzerine … adı yazılarak dağıtıldığı, telaffuzu, yazım farkı ile Türkçe alfabeye ait olup İngiliz alfabesinde kullanılmayan (İ) harfine yer verilmesi suretiyle, davacılarının markasından şekil ve fikir olarak önemli ve ayırt edici özellik taşıdığı, davacının ürününün … adıyla tescilli olup, tamamı İngiliz alfabesinin harflerinden oluştuğu, yuvarlak özgün biçimli kutularda, her kutuda 1.7 mL 50 Karpül içerecek şekilde yurtdışında piyasaya arz edildiği, ülkemizde üretim ve dağıtımının mevcut olmadığı, davalı müvekkilinin üretip piyasaya arz ettiği … %5 Enjeksiyonluk Çözelti İçeren Flakon; 1 mL solüsyonda etkin madde olarak 5 mg bupivakain hidroklorür içerdiği, vücudun belli bir bölgesinde lokal anestezi için kullanıldığı, … %0,5 …, Enjeksiyonluk Çözelti İçeren Ampul; Her kutuda 5 ampul, her bir ampul 1 mL solüsyonda etkin madde olarak 5 mg bupivakain hidroklorür içerdiği ve sadece omurilik içinde uygulandığı, davacının tescilli ürünleri …, …, … 4% …, … 4% … içerdikleri ve sadece diş hekimleri tarafından, karpül şırıngası ile diş etine enjekte edilerek kullanılabildiği, ürünlerin tamamen farklı olup iltibas ihtimali bulunmadığı, bu ilaçların reçete ile halka , hastaya satılan ve teslim edilen ilaçlardan olmayıp, doğrudan hastanelere ve hekimlere arz edilen nitelik taşıdığı her iki ürünün, herhangi bir özene ya da dikkate gerek duyulmayacak kadar farklı olduğu, karıştırılma ihtimali bulunmadığını beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını davanın reddini talep etmiştir.
İSTİNAF KARARI: Dairemizin 30/10/2019 tarihli 2017/2493 Esas-2019/2289 Karar sayılı kararıyla; “1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜNE, İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 26/01/2017 tarihli 2015/183 Esas-2017/14 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davacılar tarafından davalı … aleyhine açılan DAVANIN KABULÜNE, -Davalının … ibareli ürünlerinin davacının … ve … ibareli tescilli marka hakkına tecavüzünün ve haksız rekabetin tespitine, -Davalının … ibareli ürünlerinin üretiminin, satışı ve dağıtımının ithal ve ihracının ve internet üzerinden satışa sunulmasının önlenmesine, -… ibaresi taşıyan her türlü yayın, hizmet mal, ambalaj reklam ve tanıtım malzemesi basılı evrak ticari evrak ve alan adlarında söz konusu ibarenin kullanımının önlenmesine, söz konusu ibareli ürün tanıtım malzemesi ticari evrak ve bastırılan materyallerin toplanarak imhasına, -Masrafı davalıdan alınmak üzere kesinleşen hüküm özetinin yurtçapında yayın yapan trajı en yüksek 3 gazeteden birinde bir kez ilanına” karar verilmiştir. Davalı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
YARGITAY BOZMA KARARI: Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 14/03/2022 tarihli 2019/5189 Esas-2022/1852 Karar sayılı kararıyla; “Dairemizin 6762 sayılı mülga TTK’nın 57/5.maddesinde yazılı “Başkasının emtiası, iş mahsulleri, faaliyeti veya ticaret işletmesiyle iltibaslar meydana getirmeye çalışmak veya buna müsait bulunan tedbirlere başvurmak, hususiyle başkasının haklı olarak kullandığı ad, unvan, marka, işaret gibi tanıtma vasıtalariyle iltibasa meydan verebilecek surette, ad, unvan, marka, işaret gibi tanıtma vasıtaları kullanmak veyahut iltibasa meydan veren malları, durumu bilerek veya bilmiyerek, satışa arz etmek veya şahsi ihtiyaçtan başka her ne sebeple olursa olsun elinde bulundurmak” şeklindeki düzenlemeden yola çıkılarak, marka hakkına tecavüz eylemleri, hem özel yasa niteliğindeki 556 sayılı Marka KHK’nın 61 ve 9.maddeleri uyarınca, hem de az önce zikrolunan hüküm nedeniyle mülga 6762 sayılı TTK’nın 57/5.maddesi hükümleri doğrultusunda kümülatif olarak korunmakta idi. Bununla birlikte, mülga 6762 sayılı TTK’nın 57/5.maddesindeki hüküm, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren mer’i 6102 sayılı TTK’nın 55/1-a-4 bendinde yer alan “Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak,” şeklinde düzenlenmiş olup, Kanun’un gerekçesinde de ifade olunduğu üzere, Kanun Koyucu bilinçli bir şekilde, “ad, unvan ve marka” kavramlarına yeni düzenlemede yer vermemiş ve buna gerekçe olarak da, bu kavramların kendi özel yasası niteliğindeki 556 sayılı Marka KHK, 554 sayılı End. Tasarım KHK ve 555 sayılı Coğrafi İş. KHK ve TTK’nın unvan ile ilgili düzenlemeleriyle korunması gösterilmiş ve bunların bir kez de TTK’nın haksız rekabet hükümleriyle korunmasının gereksiz olduğu ve yorum güçlüklerine yol açacağına vurgu yapılmıştır. Gerçekten de, markaların kendi özel yasası niteliğindeki 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (mülga 556 sayılı Marka KHK) hükümleriyle korunması ve 6102 sayılı TTK’nın 55/1-a-4 maddesindeki düzenleme karşısında, Dairenin bu konudaki eski içtihatlarını sürdürme imkanı kalmadığından, Bölge Adliye Mahkemesince, davacının tescilli markasının benzerinin, tescil kapsamındaki ilaç emtiasında kullanılması şeklindeki davalı eyleminin TTK’nın 55/1-a-4.maddesi uyarınca aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiğine ilişkin gerekçesinin yerinde görülmediği” gerekçesiyle; hükmün bu kısım yönünden temyiz eden davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir. Yargıtay bozma ilamı ve duruşma günü taraf vekillerine tebliğ edilmiş, davacı vekili Dairemizin önceki kararında direnilmesini, davalı vekili ise bozma ilamına uyulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE; Davacı vekili, müvekkilinin yurt içinde 5. sınıf mallar yönünden tescilli … sayılı “…”, … sayılı “…” ve … sayılı “…” sayılı markalarına istinaden, davalının “…” ibaresini tescilsiz olarak ilaçlarda kullanmasının müvekkilinin hem marka hakkına tecavüz, hem de 6102 sayılı kanunun 55/1-a-4 maddesi uyarınca (karıştırılma ihtimali) haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, men ve önlenmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesince, marka hakkına yönelik talep yönünden davanın kabulüne, haksız rekabet iddiaları yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dairemizce usul ve yasaya uygun görülen Yargıtay bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, Dairemizin 30/10/2019 tarihli kararının, davalı tarafın, davacının tescilli … ve … ibareli tescilli marka hakkına tecavüzünün tespiti, tecavüzünün önlenmesi, sonuçlarının ortadan kaldırılması ve hükmün ilanına ilişkin kısmına yönelik temyiz itirazları reddedildiğinden, markaya tecavüz yönünden verilen mahkeme hükmünün yerinde olduğu kanaatine varılmış, hüküm aynen tekrar edilmiştir. Davacı tarafça davalının eyleminin aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiği ileri sürülmüşse de, Yargıtay bozma kararında da açıklandığı üzere; mülga 6762 sayılı TTK’nın 57/5.maddesindeki hüküm, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 55/1-a-4 bendinde yer alan “Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak,” şeklinde düzenlendiği, Kanun’un gerekçesindeki açıklamalardan, Kanun Koyucunun bilinçli bir şekilde, “ad, unvan ve marka” kavramlarına yeni düzenlemede yer vermediği ve buna gerekçe olarak da, bu kavramların kendi özel yasası niteliğindeki 556 sayılı Marka KHK, 554 sayılı End. Tasarım KHK ve 555 sayılı Coğrafi İş. KHK ve TTK’nın unvan ile ilgili düzenlemeleriyle korunması gösterilmiş ve bunların bir kez de TTK’nın haksız rekabet hükümleriyle korunmasının gereksiz olduğu ve yorum güçlüklerine yol açacağına vurgu yapıldığı anlaşılmış, haksız rekabete yönelik davanın reddine ilişkin mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı kanaatine varılmış, duruşmalı yargılama yapılarak karar verilmekle, 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2-3 maddeleri gereğince mahkeme hükmünün kaldırılmasına, istinaf başvurularının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretine yönelik tarafların istinaf başvuruları bulunmadığından, kazanılmış hakları korunarak mahkeme hükmünün aynen tekrarına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK353/1-b2,3 maddesi gereğince duruşma açılması ve Yargıtay bozması nazara alındığında re’sen bağlamında İstanbul 2. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 26.01.2017 tarih, 2015/183 E ve 2017/14 K sayılı hükmün kaldırılmasına, Davacı … davalı vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı reddine, 1-Davacılar tarafından davalı … aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile, Davalının … ibareli ürünlerinin davacının … ve … ibareli tescilli marka hakkına tecavüzünün tespitine, Haksız rekabete yönelik taleplerin reddine, 2-Davalının … ibareli ürünlerinin üretiminin, satışı ve dağıtımının ithal ve ihracının ve internet üzerinden satışa sunulmasının önlenmesine, 3-… ibaresi taşıyan her türlü yayın, hizmet mal, ambalaj reklam ve tanıtım malzemesi basılı evrak ticari evrak ve alan adlarında söz konusu ibarenin kullanımının önlenmesine, söz konusu ibareli ürün tanıtım malzemesi ticari evrak ve bastırılan materyallerin toplanarak imhasına, 4-Masrafı davalıdan alınmak üzere kesinleşen hüküm özetinin yurtçapında yayın yapan trajı en yüksek 3 gazeteden birinde bir kez ilanına, 5-İlk derece yargılaması yönünden: a-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca markaya tecavüz ve haksız rekabet davaları yönünden hesap olunan 80,70 TLx 2= 161,40 TL karar harcından peşin yatırılan 27,70 TL’nin mahsubu ile kalan 133,70 TL bakiye karar harcının, 80,70 TL’lık kısmının davacıdan, 53,00 TL’lık kısmının davalıdan tahsiline, b-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına tecavüz talebine ilişkin 2.850,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine, c-Davacı tarafından yapılan: 1.500 TL bilirkişi ücreti, 262,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.762,50 TL ve 55,40 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 1.817,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ç-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, d-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, 6-İstinaf yargılaması yönünden: 7-Alınması gereken (80,70 TL x 2) harçtan, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 130,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 8-Alınması gereken (80,70 TL x 2) harçtan, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 130,00 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 9-Davacılar avansından kullanıldığı anlaşılan 140,30-TL posta-teb.müz.giderinin 1/2 oranında 70,15-TL’sinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, 10-Davalı avansından kullanıldığı anlaşılan 100,01-TL posta-teb.müz.giderinin 1/2 oranında 50,05-TL’sinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, 11-İstinaf incelemesi duruşmalı yapıldığından ve bir duruşma icra edildiğinden davacılar yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.500-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 12-İstinaf incelemesi duruşmalı yapıldığından ve bir duruşma icra edildiğinden davalı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.500-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, 13-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde Temyiz Yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.