Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/999 E. 2023/269 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/999 Esas
KARAR NO: 2023/269
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/10/2020
NUMARASI: 2014/1217 2020/519
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/02/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davalı tarafça müvekkili şirket aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine başlanıldığını, müvekkilinin araçlarına hacizler konulduğunu ve müvekkilinin borcu ödemesi için baskı yapıldığını, davalı tarafça dosyanın 12-08-2014 tarihinde tahsil edildiğini, ancak dosya borcu tahsil edilmeden hemen önce, taraflarınca davalı taraf ile görüşme yapıldığını, takip konusu çekteki imzanın müvekkili şirket yetkilisince atılmadığının, çekin kaybolduğunun ve bu çek ile ilgili çek iptali davası açıldığının bildirildiğini ancak davalı tarafın bu konuşmalarını dikkate almadan icra işlemine devam ettiğini, söz konusu çek ile alakalı, Gebze Asliye Hukuk mahkemelerinde çek iptali davasının da devam ettiğini belirterek, sonuç olarak; davanın kabulüne karar verilerek, icra Müdürlüğü dosyasına ödenen 27.385,23- TL’nin, ödeme tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalı taraftan istirdadına karar verilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın, sadece çekteki imzanın kendisine ait olmadığını ispat etmekle borçtan kurtulamayacağını, davacı …, takip konusu çekin keşidecisi olduğunu, lehtarın ise …Ltd.Şti. Olduğunu, davacı …Ltd. Şti’nin tek ortağı ve yetkilisi …, lehtar şirketin tek ortağı ve yetkilisinin ise, … olduğunu, ticaret sicil kayıtlarına göre de aynı adreste faaliyette bulunduğunu, bu iki şirketin iktisadi bütünlük içinde hareket eden tek bir şirket gibi olduğunu, lehtar şirketin dava konusu çeki davacı şirketten aldığını Gebze 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/ 438 E. Sayılı dosyası ile açtığı davada beyan ettiğini, iki şirket arasındaki organik bağı dikkate aldığımızda bu beyanın doğru olduğunu ve davacı şirketin çeki ticari ilişki içinde bulunduğu lehtar şirketi verdiğini kabul etmek gerekeceğini, lehtar şirket, dava konusu çeki davacı şirketten almış ise, çekteki imzanın davacıya ait olmasının gerektiğini, dava konusu çekteki imzanın benimsenmiş veya icazet verilmemiş olması gerektiğini, lehtar şirketin, davacı şirket ile aralarındaki ticari ilişki gereği bu çeki aldığını beyan ettiğine göre, davacı tarafın bilerek ve isteyerek bu imzayı kullandığını ve böylece bu çekteki imzayı benimsemiş veya icazet verdiğinin anlaşıldığını, ayrıca, lehtar şirketin beyanları dikkate aldıklarında, çekteki imzayı inkâr etmesinin MK2. maddesi anlamında kötü niyetli bir davranış olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 1992/ 9367 E, 1993/ 8158 K. no.lu ve 30.11.1993 tarihli kararında da, yetkisiz temsilcinin düzenlediği başka çekleri benimseyip ödeyen davacının, dava konusu çekten sorumlu olacağını karara bağladığını, bu nedenle daha önce aynı imza ile ödenmiş çek yaprağının bulunup bulunmadığının veya çek düzenleme konusunda başka bir şahsa vekalet verilip verilmediğinin … Gebze şubesinden sorulmasını talep ettiklerini, sonuç olarak; açılan davanın REDDİNE, davacının %20 icra inkar tazminatıyla mahkumiyetine, mahkeme masrafı ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerindebırakılmasına karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 28/10/2020 tarihli, 2014/1217E.-2020/519K. sayılı kararı ile; “… dava İİK nun 72/7.maddesi uyarınca açılan istirdat davası olup, davalı tarafça İstanbul …icra müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasına dayanak yapılan … Bankası Gebze Şubesine ait, … seri nolu, Gebze/10.07.2014 yer ve keşide tarihli 25.000TL tutarlı çek üzerinde yapılan incelemede çekteki keşideci imzasının davacı şirket yetkililerine ait olmadığı ve çekin davacı şirket kayıtlarında yer almadığı görülmekle davacının bu çekten dolayı sorumlu tutulamayacağı değerlendirilmiş olup, davanın kabulü ile takibe konu çekten dolayı ödenen 33.701,94-TL nin ödeme tarihi olan 08/08/2014 tarihinden , 530,00-TL nin ödeme tarihi olan12/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” şeklinde karar verilmiştir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Lehtar şirketin çeki keşideciden aldığını beyan ettiğine göre çekteki keşideci imzasının da keşideci şirket yetkilisine ait olması gerektiğini, çünkü davacı … şirketinin tek ortak ve yetkilisinin …, lehtar … şirketinin tek ortak ve yetkilisinin ise … olduğunu, yani her iki şirketin yetkililerinin aynı aile bireylerinden oluştuğunu, her iki şirketin unvanı benzer nitelikte olup ‘…’ isminin her ikisinde de ortak olduğunu, yetkililerin aynı aile bireylerinden oluşması ve unvanların benzer nitelikte olması dışında her iki şirketin aynı adreste faaliyet gösterdiğini, yani bu iki şirketin aralarında sıkı bir organik bağ bulunan ve iktisadi bütünlük içinde hareket eden tek bir şirket gibi olduğunu, çeki çaldırdığını iddia eden lehtarın keşideci şirketten dava konusu çeki çalmayacağına göre çekteki imzanın da davacı şirket yetkilisine ait olması gerektiğini, çünkü çekteki imza davacı şirket yetkilisine ait değil ise çekin ya çalındığı ya da kasten başkasına imza attırıldığının anlaşılacağını, çek keşideciden çalındıysa baş şüphelinin de lehtar şirket olması gerektiğini, çünkü çekteki ilk cironun lehtara ait olduğunu ancak davacının lehtar şirkete yönelik hiçbir şikayetinin bulunmadığını, yani dava konusu çekin keşideciden çalınmadığını, geriye tek bir ihtimal kaldığını, o ihtimalin de davacının çeki kasten ve kötüniyetli olarak yetkisiz bir temsilciye imzalattırdığını, davacının kötü niyetli olduğunu, davadışı lehtar şirketin çek iptal davası açmış iken sonrasında davadan feragat ettiğini, dava dışı lehtar şirketin müvekkiline karşı çek istirdat davası açması gerekirken bu hakkından feragat etmesi çekin kaybolduğu yönündeki iddianın samimi olmadığını gösterdiğini, aralarında organik bağ bulunan davacı ile davadışı lehtar şirketin çek bedelini ödememek için yasaların kendisine verdiği hakları kötüye kullandığı ortada iken davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLER: Mahkemece; Davaya konu çekle ilgili olarak … Gebze Şubesi Müdürlüğüne müzekkere yazıldığı, Davacı, … Yetkilisi …(TC: …)a ait imza ile ödenmiş çek yaprağının bulunup bulunmadığı veya çek düzenleme konusunda başka bir şahsa vekalet verilip verilmediği hususlarının sorulduğu, verilen cevabi yazıda; davacı Şirketin imza sirkülerindeki … imasına benzeyen firma tarafından şubelerine iade edilen 5 adet imzalı çekin fotokopileri ve davacı şirket tarafından verilen vekaletname örneklerinin gönderildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 15/10/2018 havale tarihli grafolog bilirkişi raporunda; “…raporda, inceleme konusu … Bankası Gebze Şubesine ait, … seri nolu, Gebze/10.07.2014 yer ve keşide tarihli 25.000TL tutarlı çek aslındaki keşideci imzası ile şirket yetkilisi …’ a ait imzalar arasında; rapor içerisinde tarifi yapılan tam unsurlar bakımından uygunluk ve benzerlikler saptanmadığından, söz konusu keşideci imzasının mevcut mukayese imzalarına kıyasla şirket yetkilisi …’un eli ürünü olmadığı…” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 22/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda; “… Gebze Şubesine ait … no.lu 10.07.2014 keşide tarihli 25.000,00- TL bedelli çekin, davacı … Sosyal Hizm. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti. adına keşide edilmiş olduğunu, çekin arkasındaki ciro silsilesine göre; … Yemek İnş. San, ve Tic. Ltd. Şti.. … Turizm San, ve Tic. Ltd. Şti. cirosu ile davalı …Ş. ne verilmiş olduğunu, davacı şirket tarafından, dava konusu çek için Gebze 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/438 E. sayılı dosyası ile Çek İptali davası açıldığını, dosyaya sunulan 10.07.2014 tarihli tensip tutanağında; “…% 15 nakit teminat veya banka teminat mektubu karşılığında anılan çekin ödenmesinin ihtiyaten durdurulmasına…” karar verildiğini, Gebze 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/438 E. sayılı dava dosyasında; 2014/408 K. 13.08.2014 tarihli gerekçeli karar ile; davanın feragat sebebiyle reddine karar verildiğini, davacı şirket ile dava dışı şirket arasında ticari ilişki bulunduğunun tespit edildiği, davacı şirket tarafından keşide edilen lehtar dava dışı şirket olan … Gebze Şubesi … no.lu 10.07.2014 tarihli 25.000,00 TL tutarlı çeke ilişkin davacı şirketin ticari defter kayıtlarında herhangi bir kayda rastlanılmadığını, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosya borcu olarak; davacı şirket tarafından 08.08.2014 tarihinde 33.701,94- TL ve 12.08.2014 tarihinde 530,00- TL olmak üzere toplam 34.231,94- TL ödeme yapıldığı…” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı … tarafından davacı ve dava dışı çek borçluları aleyhine toplam 27.679,62-TL nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlatıldığı, takip dayanağı çekin 10/07/2014 tarihli 25.000-TL bedelli, keşidecisinin davacı, lehtarın dava dışı … Ltd.Şti, sonraki cirantanın dava dışı … Ltd.Şti, hamilin ise davalı olduğu, çek arkasına yazılan şerhte Gebze 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin ödeme yasağı kararının bulunduğunun belirtildiği 10/07/2014 tarihli ibraz şerhinden anlaşılmıştır.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 72. Maddesi uyarınca açılan istirdat davasıdır.Davalı taraf davacı aleyhine çeke dayalı takip başlatmış, davacı taraf ise çekteki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığını ileri sürerek yapılan ödemenin istirdadını istemiştir.Yargılama sonunda davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekilince istinaf edilmiştir.Dosyanın incelenmesinde davalı tarafça takibe dayanak yapılan çekteki keşideci imzasının davacı şirket yetkilisi olan Metin Uzunok’un eli ürünü olmadığı grafolog bilirkişi raporundan anlaşılmaktadır.İmza sahteliği mutlak def’ilerden olup herkese karşı ileri sürülebilir. Davalının çeke ciro yolu ile hamil olması bu anlamda sonuca etkili değildir. Davalı tarafça davacının kötü niyetli olduğu, imzanın kasten başkasına attırıldığı ileri sürülmüş ise de bu husus ile ilgili olarak davalı tarafın hazırlık soruşturması ya da ceza soruşturması olduğuna dair bir bilgi ya da delil sunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 2.338,38 TL harçtan, peşin alınan 311,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.026,78 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf aşamasında davacının gider avansından kullanıldığı anlaşılan 43,50 TL posta ve tebligat masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.22/02/2023