Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/998 E. 2023/501 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/998 Esas
KARAR NO: 2023/501
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/10/2020
NUMARASI: 2017/123 E. – 2020/304 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka İtibarının Kaybı Nedeniyle Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 22/03/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin TPMK nezdinde tescilli “…” ve “…” markalarının sahibi olduğunu, davalının Bodrum – Muğla adresindeki iş yerinde müvekkiline ait markaları taşıyan ve müvekkiline ait orjinal tasarımların birebir aynısını taklit etmek sureti ile ticaretini yaptığını, bu nedenle müvekkilinin marka ve tasarım hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması, önlenilmesi, meni ile şimdilik 1.000 TL maddi, 5.000TL manevi ve itibar tazminatının davalıdan tahsili, tedbir ve hükmün ilanını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 22.10.2022 tarih ve 2017/123 Esas – 2020/304 Karar sayılı kararıyla; “Mevzuat, bilirkişi raporları ve bütün dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; “…” markasının 18.-25. ve 42.sınıflar kapsamındaki mal ve hizmetlerde … no ile TPMK nezdinde davacı adına tescilli olduğu ve … no’lu uluslararası tescilinin olduğu, “…” markasının 18.-25. ve 42.sınıflar kapsamındaki mal ve hizmetlerde … no ile TPMK nezdinde davacı adına tescilli olduğu ve … no’lu uluslararası tescilinin olduğu, davalıya ait iş yerinde davacının tescilli markalarının taklitlerinin satıldığı böylece SMK 7. ve 29. maddeleri uyarınca davalının eylemlerinin marka ve tasarım hakkına tecavüz ile haksız rekabet teşkil ettiği kanaatine varıldığından durdurulmasına ve önlenmesine, davacının maddi tazminatı SMK 151/2-1 maddesine göre talep ettiği, yapılan bilirkişi incelemesinde davaya konu ürünler nedeniyle davalının net karının tam olarak tespit edilmediğinden 26/04/2019 tarihli bilirkişi raporu da dikkate alınarak TBK hükümlerine göre takdiren 5.040,00-TL maddi tazminata hükmedilmesine, markaya tecavüz ve haksız rekabet sonucu davacının ekonomik yararı yönünden zarar veya tehlike ile davalının kusurlu olması yeterli olup bu halde manevi tazminat istenebilir. Yararın ihlalinin bir elem veya acıya sebebiyet vermiş olması gerekli olmayıp tüzel kişiler için iyi ve haklı şöhretin korunması gereklidir. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın mahiyeti dikkate alındığında takdiren 5.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesine, el konulan ve yeddieminde bulunan ürünlerin masrafı davalıdan alınarak imhasına, itibar tazminatı ve makul payın eklenmesi isteminin reddine ve hükmün ilanına” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; “Davalı tarafından müvekkile Beyoğlu … Noterliğinin 26.07.2016 tarihli … no’lu ihtarnamenin gönderildiği, bunun üzerine müvekkilin bu markaya ait ürünleri imha ettiğini beyan ettiğini, davalı müvekkile ait iş yerinde yapılan keşif işleminde iş yerinin kapalı olduğunun görüldüğünü ve dava konusu ürünlerle ilgili bir tespit yapılamadığını, 26/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda tamamen varsayıma dayalı bir tespit yapıldığını, müvekkilin bu taklit ürünlerden 4’lü paketlerde, 4 renk ve 4 bedende 64 adet ürün temin etmiş olabileceğinin ifade edildiğini, davalı müvekkilin bu adet sayısı noktasında bir kabul beyanı olmadığı gibi davacı tarafın da bu sayı noktasında bir beyanının mevcut olmadığını, buna rağmen tamamen varsayımsal bir hareketle bu rakamın tespit edilerek hesaplamanın buna göre yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, Manevi tazminat noktasında da mahkemece verilen rakamın hatalı olduğunu, bu işlemde davacının manevi zararından bahsetmenin mümkün olmadığını, mahkemenin manevi tazminat yönünden karar oluştururken tarafların sosyal durumu ve zenginleşme ilkesini dikkate almadığını, Ayrıca mahkeme zamanaşımı sürelerini dikkate almadığını, söz konusu talebin zamanaşımına uğradığını.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *Mahkemece alınan 13/11/2017 tarihli bilirkişi raporunda: “… markasının 18.-25. ve 42.sınıflar kapsamındaki mal ve hizmetlerde, tespit tarihi itibariyle … no ile TPMK nezdinde davacı adına tescilli olduğu, … markasının 18.-25. ve 42.sınıflar kapsamındaki mal ve hizmetlerde tespit tarihi itibariyle … no ile TPMK nezdinde davacı adına tescilli olduğu, ayrıca … no’lu uluslararası tescilinin olduğu, EUPIO (European Union Intellectual Property Office) kurumunun resmi online web sitesinde yapılan araştırmada, tespit tarihi itibariyle davacı adına Avrupa Birliği ülkeleri nezdinde uluslararası alanda tescilli birçok tasarımın olduğu, davacı tarafından davalıya gönderilen Beyoğlu …Noterliği’nin 26.07.2016 tarihli, … no’lu ihtarnamesiyle ihtarnamede, davalının marka hakkına ve haksız rekabete tecavüz teşkil ettiği iddia edilen eylemlerinin durdurulmasının talep edildiği, davacı tarafından dosyaya ibraz edilen ve davalının gönderdiğini beyan ettikleri tarihsiz cevabı yazı içeriğinde davalının, elinde bu ürünlerden 8 tane olduğunu, 1 adedinin 110-TL karşılığında davacı tarafından satın alınan ürün olduğunu, kalan 7 adedini de imha ettiğini beyan ettiği, davacı tarafından ibraz edilen satış fişinde, davalının unvan ve adresinin yazılı olan fişin 110- TL bedelli olduğu, davacı tarafından ibraz edilen orijinal ürünün üst giyim eşyası (sweatshirt) olduğu, ürün iç etiketinde, karton etiketinde,ambalajında ve ürünün üzerinde çeşitli yerlerinde ve “…” ve “…” markalarının yer aldığı, davalının adresinde yapılan 09.11.2017 tarihli keşif ve incelemede, adresin kapalı olduğu, işletmenin camlarının gazete ile kapalı olduğu.” bildirilmiştir.*Mahkemece alınan 16/10/2018 tarihli bilirkişi raporunda: “Davalının resmi ticari defterlerini usulüne uygun açılış tasdiklerini yaptırmış olduğu, davalıya ait 2017 yılı yıllık gelir vergisi beyannamesine ulaşıldığı, beyannamedeki işletme hesap özetine göre 2017 yılında; 151.258,64 TL’lik dönem içi satın alınan emtia olduğu, 54.993,21 TL’lik giderler toplamı olduğu, 218.086,09 TL’lik dönem içi hasılat elde ettiği, 250,34 TL’lik diğer gelirler elde edildiği, 2.800,00 TL’lik dönem sonu emtia mevcudu kaldığı, 14.887,58 TL dönem net karı elde ettiği, yine resen yapılan araştırma ile elde edilmiş olan davalıya ait vergi levhasında, gelir tablosunda da açıklandığı üzere, 2017 yılı için 14.887,58 TL kâr beyan etmiş olduğunun görüldüğü, 13.11.2017 havale tarihli marka vekili bilirkişi raporunun sonuç kısmında; Davalının beyan ettikleri cevabi yazısı içeriğine göre davalının elinde bu ürünlerden 8 adet olduğunun, 1 adedinin 110,00TL karşılığında davacı tarafından satın alınmış ürün olduğunun kalan 7 adedinin imha edildiğinin ifade edildiği, buna göre 8×110,00TL = 880,00TL toplam ürün satış değerinin olduğu, 2017 yılı Gelir Vergisi Beyannamesine göre dönem içi hasılatının 218.086,09 TL olduğu, 880,00TL’lik davacı markasına ait mal satış değeri üzerinden toplam hasılat içerisindeki yüzdelik oranının (880,00 / 218.086,09 TL = 0,004) %04 (binde 4) olduğu, buna göre 2017 yılı 14.887,58 TL’lik net kârın %04 (binde 4)’ünün 59,55 TL olacağı, bir başka ifade ile davalının davacıya ait markalı ürünlerden 2017 yılında elde edeceği net kârın 59,55 TL olarak hesaplanacağı.” bildirilmiştir.*Mahkemece alınan 26/04/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; “Davaya konu eşyaların marka taklidi yapılmış eşyalar olduğu, eşyaların marka taklidi yapılmış eşyalar olması nedeniyle, eşyaların temini ve satışına ilişkin değerlendirmelerin bu işlerin piyasasında uygulanan usullere göre yapıldığı, davalının piyasadan asgari 4’lü paketlerde, 4 renk ve 4 bedende 64 adet ürün temin etmiş olabileceği, kendi beyanına göre elinde 8 adet kaldığı, hesaplamaların 56 adet fark üzerinden yapıldığı, davalının bu eşyaları 2.240,00 ilâ 3.520,00 TL’ye (ortalaması alınırsa 2.880,00 TL’ye) almış olabileceği, 5.040,00 ilâ 7.000,00 TL (ortalaması alınırsa 6.020,00 TL) hasılat elde etmiş olabileceği kanaatine varıldığı.” bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, marka ve tasarım hakkına tecavüzle haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve durdurulması ile maddi – manevi tazminat ve itibar tazminatı istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesi tarafından, “Davalının, davacıya ait tescilli marka hakkına ve tasarım hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, -2-5.040,00-TL maddi tazminatın ve 5.000 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 23/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile davalıdan tahsiline, -İtibar tazminatı ve makul payın eklenmesi isteminin reddine, -Mahkememizce verilen 29.11.2017 tarihli tedbir kararının karar kesinleşene kadar devamına, -El konulan ve yeddieminde bulunan ürünlerin masrafı davalıdan alınarak imhasına, -Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalıdan tahsiline.” karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Mahkemece toplanan tüm deliller ve aldırılan bilirkişi raporları uyarınca; davaya konu “…” ve “…” markalarının TPMK nezdinde 18.-25. ve 42.sınıflar kapsamındaki mal ve hizmetlerde davacı adına tescilli olduğu, davalıya ait iş yerinde davacının tescilli markalarının taklitlerinin satıldığı hususunun davacı tarafından yapılan numune alımları davalının ihtarname cevabındaki kabulü ve tüm tespitler ile sabit olduğu, davalının anılan eyleminin SMK 7. ve 29. maddeleri uyarınca marka ve tasarım hakkına tecavüz ile haksız rekabet teşkil ettiği anlaşıldığından hukuka aykırılığın tespiti, durdurulması ve önlenmesine dair mahkeme kararı isabetlidir. Davacının maddi tazminat talebi konusunda; yapılan bilirkişi incelemesinde davaya konu ürünler nedeniyle davalının net karının tam olarak tespit edilemediği gözetildiğinde mahkemece TBK hükümlerine göre 5.040,00-TL maddi tazminat takdiri isabetlidir.Davacının tescilli ve dünyaca tanınan markasını içeren taklit ürün satılması şeklindeki marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespit edilmiş olması karşısında, davacı lehine manevi tazminatın şartlarının bulunduğu; mahkemece takdir edilen 5.000,00-TL manevi tazminatın somut olayın özelliklerine ve tarafların konumları ile sosyal ve ekonomik durumları gözetildiğinde hakkaniyete uygun olduğu ve tazminat talepleri yönünden zamanaşımının sözkonusu olmadığı anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 685,83 TL harcın, peşin alınan 1.260,00 TL harçtan mahsubu ile artan 574,17 TL harcın talebi halinde davalıya iadesine, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.22/03/2023