Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/99 E. 2021/1933 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/99 Esas
KARAR NO: 2021/1933 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/02/2020
NUMARASI: 2019/323 E. – 2020/61 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/11/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili, müvekkili tarafından davalı aleyhine 57.000 TL bedelli çekin ödenmemesinden dolayı ilamsız icra takibi başlattıklarını, ancak davalının haksız itiraz sonucu takibin durduğunu, TTK’nun 732.maddesi gereğince davalının sebepsiz zenginleşmediğini ispatlaması gerektiğini belirterek itirazın iptaline ve % 20 oranında inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın sadece müvekkili aleyhine açılmış olup, müvekkilinin işlerini yürüttüğü ve çekin düzenlendiği Bursa Mahkemelerinin yetkili olduğunu, müvekkilinin dava konusu çeki dava dışı … Ltd. Şti’ne vermiş olup, bu firmanın vade uzatım talebinde bulunduğunu, yeni çek gönderilmesi karşılığında dava konusu çeki iade edeceklerini beyan etmesi üzerine müvekkilince 15.01.2015 tarihli 61.000 TL bedelli çeki yolladıklarını, ancak adı geçen firmanın ilk çeki yani dava konusu çeki iade etmediğini, müvekkili ile dava dışı firmanın ticari defterlerinin incelenmesi durumunda müvekkilinin borçlu olmadığının anlaşılacağını bildirerek davanın reddini istemiştir. Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesince 19/06/2017 tarihinde verilen 2016/1013 E. -2017/637 K.sayılı ilamla toplanan delillere göre davanın TTK’nun 732.maddesi uyarınca sebepsiz iktisap davası olduğu, davalının dava konusu çek nedeniyle sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlaması gerektiğini, ancak bu konuda delil bildirmediği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, davalının 57.000 TL’lik asıl alacağa yönelik itirazının iptaline takibin bu miktar üzerinden devamına ve davalının % 20 oranında inkar tazminatıyla sorumluluğuna karar verilmiş, kararın davalı vekilince istinafı üzerine yapılan istinaf incelemesi neticesinde Dairemizce 03/05/2019 tarihinde verilen 2017/4757 Esas – 2019/965 K.sayılı ilamla; “davanın itirazın iptali davası olduğu, davalı tarafın hem icra dairesinin hem de mahkemenin yetkisine itiraz ettiği, bu durumda öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının değerlendirilmesi gerektiği, mahkemece, her ne kadar 03/04/2017 tarihli celsede icra dairesi ve mahkemenin yetkisine itirazın reddine dair karar verilmiş ise de, bu kararın gerekçesiz olduğu, gerekçeli kararda da bu yöne ilişkin bir gerekçe bulunmadığı görülmüş olup bu hususta dairemizce yeniden değerlendirme yoluna gidildiği, takip zamanaşımına uğramış çeke dayalı ilamsız takip olup diğer takip borçlusunun adresi gözetildiğinde HMK’nun 7.maddesi uyarınca icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın reddi kararının doğru olduğu, mahkemenin yetkisine yapılan itiraza gelince, davalı vekilince itirazın süresinde yapıldığı ve davanın da sadece davalı aleyhine açıldığı, diğer takip borçlusuna karşı dava açılmadığı, dolayısıyla HMK’nun 7.maddesinin somut dava bakımından uygulama yeri bulunmadığı, çekin keşide yerinin Bursa olduğu, davalı borçlunun adresinin de Bursa olduğu ve yine çek metnine bakıldığında taraflar arasında temel ilişki de bulunmadığı gözetildiğinde yetkili mahkeme HMK’nun 6.maddesinde öngörülen genel yetki kuralı gereğince yetkili mahkeme, davalı şirketin merkezinin bulunduğu Bursa Mahkemeleri olup (Bakınız Yargıtay 19 HD’nin 2009/8181 Esas – 2009/9685 Karar) mahkemece bu yön gözetilmeden işin esasına girilip yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görüldüğü” gerekçeleriyle davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/06/2017 tarih, 2016/1013 esas, 2017/637 karar sayılı kararının kaldırılmasına, yukarıdaki gerekçede belirtildiği üzere mahkemenin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesinden sonra mahkemece 17/06/2019 tarihli 2019/330 E. – 624 K.sayılı kararla dava dilekçesinin yetki yönünden usulden reddine, dosyanın yetkili Bursa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş, kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 07/10/2019 tarihli 2019/2085 E. – 2010 Karar sayılı ilamıyla davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verildiği ve ilk derece mahkemesi kararının böylelikle 07/10/2019 tarihinde kesinleştiği, dosyanın 14/10/2019 tarihinde Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne tevzi edildiği ve mahkemenin 04/02/2020 tarihinde verilen 2019/323 Esas -2020/61 Karar sayılı ilamıyla “davanın itirazın iptali davası olduğu, itirazın iptali davasında öncelikle geçerli bir takibin olması gerektiği, takip yapılan Küçükçekmece …İcra Müdürlüğünün yetkisine davalının itirazı nedeni ile icra müdürlüğünün yetkili olup olmadığı öncelikle incelendğinde takip tarihindeki davacı ve davalı ile dava dışı takip borçlusunun adresleri ile itibari ile yetkili olmadığı, buna bağlı olarak da geçerli bir takip olmadığı ” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinafında; kararın hatalı olduğunu, zira Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nde yapılan takibe itiraz üzerine Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde itirazın iptali davası açıldığı, bu davada icra dairesinin yetkisine ve mahkemenin yetkisine yönelik itirazların değerlendirildiği, ve itirazın reddine karar verildiği, yargılama sonunda ise davanın kabulüne karar verildiğini, ancak İstanbul BAM 16. HD’nin icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın reddi kararının doğru olduğunu belirterek mahkemenin yetkisine yönelik itirazın yerinde olduğuna karar verdiğini, ancak yerel mahkemenin BAM kararına aykırı şekilde karar verdiğini, yerel mahkemenin BAM kararını aşarak hukuka aykırı karar verdiğini, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davacı tarafından 13.11.2015 tarihinde Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında 57.000 TL bedelli çeke dayalı olarak davalı ve dava dışı … Ltd.Şti aleyhine toplam 62.238,06 TL’nin tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının müvekkilinin adresi Bursa İcra Dairelerinin yetkili olduğundan bahisle icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz ettiği, icra takibinin durdurulduğu görülmüştür. Dava konusu çekin 57.000 TL bedelli ve keşidecisinin davalı, keşide yerinin Bursa, lehtar ve ilk cirantanın dava dışı … Ltd.Şti., hamilin ise davacı olduğu görülmüştür. Mahkemece icra edilen 03.04.2017 tarihli celsede davalının icra dairesinin ve mahkemenin yetkisine yönelik itirazının reddine karar verildiği görülmüştür. Mahkemece icra edilen 19.06.2017 günlü celsede tahkikatın bittiği bildirilerek sözlü yargılamaya geçildiği ve duruşma sonunda dosyanın karara çıkarıldığı, bu celseye davalı vekilinin iştirak etmediği görülmüştür. Davalının adresinin Osmangazi/Bursa olduğu gerek dava dilekçesinden gerekse cevap dilekçesine ekli vekaletname içeriğinden anlaşılmıştır. Davanın başlangıçta … Ltd. Şti.tarafından açıldığı, ancak noterde düzenlenen 10/07/2019 tarihli alacağın devri sözleşmesiyle adı geçen şirketin icra dosyasındaki alacağın tamamını …’ya temlik ettiği, temlikin mahkemeye bildirildiği, ancak karar başlığında temlik eden … Ltd. Şti.’nin davacı olarak gösterildiği, karar tebliğinin de temlik edene yapıldığı, istinaf dilekçesinin de temlik eden vekili tarafından sunulduğu, davalı vekilinin bu hususlarda mahkemeye tavzih talebinde bulunduğu, dosyanın istinaf incelemesi için Dairemize gönderildiği, Dairemizin 16/10/2020 tarihli 2020/1841 – 1729 sayılı ilamıyla temlik alan …’ya kararın tebliğinin sağlanması ve yasal sürelerin dolmasından sonra dosyanın gönderilmesinin istendiği ve temlik alan … vekilince istinaf dilekçesi sunulduğu ve harçların yatırıldığı görülmüştür.
G E R E K Ç E: Dava, İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır. Dava dosyasında yargılamanın ilk olarak yapıldığı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından işin esasına dair 19/06/2016 tarihinde verilen 2016/1013 E. – 2017/637 K.sayılı ilamın istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 03/05/2019 tarihli 2017/4757 E. – 2019/965 K.sayılı ilamıyla davalının hem icra dairesinin hem de mahkemenin yetkisine itiraz ettiği, öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın değerlendirilmesi gerektiği, mahkemenin 03/04/2017 tarihli celsede icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın reddi kararının doğru olduğu, ancak mahkemenin yetkisine yönelik red kararının doğru olmadığı bu nedenle davalı borçlunun adresi olan Bursa Mahkemeleri’nin yetkili olduğu belirtilmiştir. Her ne kadar huzurdaki istinafa konu ilk derece mahkemesi kararında davaya konu Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün yetkisine davalının yaptığı itirazın öncelikle incelenmesi gerektiği, buna göre bu yer icra dairesinin yetkili olmadığı, dolayısıyla da geçerli bir takip bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş ise de; yukarıda da belirtildiği üzere davalının icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı, Dairemizin ilk olarak yaptığı istinaf incelemesinde değerlendirilmiş ve icra dairesinin yetkisine yönelik davalı itirazının yerinde olmadığı belirtilmiştir. Buna göre icra dairesinin yetkili olup olmadığı hususu Dairemizin 03/05/2019 tarihli 2017/4757 E. – 2019/965 K.sayılı ilamıyla çözüme kavuşturulduğundan ve Dairemizin bu kararı dava şartına ilişkin olması nedeniyle kesin nitelikte bulunduğundan dosya kendisine yetkisizlikle gelen Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesince bu hususun yeniden değerlendirilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararına yönelen temlik alan davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile temlik eden davacı vekilinin istinaf talebinin ise davada taraf sıfatı kalmadığından usulden reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Temlik eden davacı vekilinin istinaf talebinin USULDEN REDDİNE, 2- Temlik alan davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 04/02/2020 tarihli 2019/323 E. – 2020/61 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yargılamaya kaldığı yerden devam olunmak üzere dosyanın, karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 4-İstinaf talebi kabul edilen temlik alan davacı … vekilinin istinafa geliş aşamasında peşin olarak yatırdığı 54,40 TL harcın talebi halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine, 5-İstinaf talebi usulden reddedilen davacı … vekilinin istinafa geliş aşamasında peşin olarak yatırdığı istinaf harçlarının talebi halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine, 6-İstinafa geliş aşamasında davacı … vekili tarafından peşin olarak yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davalıdan tahsiliyle bu davacıya ödenmesine, 7-İstinaf yargılaması sırasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 8-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-4 maddesi gereğince oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 17/11/2021