Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/958 E. 2021/1411 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/958 Esas
KARAR NO: 2021/1411
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2020/641
DAVANIN KONUSU: Alacak (Finansal Kiralamadan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/07/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 11/05/2012 tarihli finansal kiralama sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye konu malların davalıya teslim edildiğini, ancak davalının borçlarını ödemeyerek temerrüde düştüğünü, 18/10/2019 tarihli ihtarname ile borçların 60 gün içinde ödenmesi, aksi halde sözleşmenin süre sonunda fesh olduğunun ihtar edildiği, ancak davalının verilen süre içerisinde ödeme yapmaması nedeniyle sözleşmenin fesh olduğunu belirterek finansal kiralamaya konu malın müvekkiline iadesine, ihtiyati tedbir kararının aynen devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, finansal kiralama konusu malların değerinin 500.000 TL’nin üzerinde olup davanın heyetçe görülmesi gerektiğini, nitekim davacı tarafın İstanbul 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/612 D.İş sayılı dosyasındaki ihtiyati tedbir talebinin heyetçe karara bağlandığını, temerrüt koşullarının oluşmadığı gibi müvekkiline usulüne uygun olarak yapılmış bir fesih ihtarı da bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Huzurdaki davanın 10/12/2020 tarihinde açıldığı, dava açılmadan önce davacı tarafça İstanbul 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/612 D.İş esas sayılı dosyasından finansal kiralama konusu malların yediemin sıfatıyla teslimi için ihtiyati tedbir talebinde bulunulduğu, mahkemece 01/12/2020 tarihinde bu talebin kabul edilerek sözleşmenin 42/b maddesi uyarınca teminatsız olarak sözleşme konusu malların üzerine ihtiyati tedbir konularak yediemin sıfatıyla tedbiren davacıya teslimine karar verildiği, davalı vekilinin bu ihtiyati tedbir kararına itiraz ederek kaldırılmasını istediği görülmüştür. Mahkemece, 23/03/2021 tarihinde açılan duruşma sonunda, sözleşme gereğince davacının ihtiyati tedbir için teminat yatırma zorunluluğunun bulunmadığı, sözleşmenin feshine dair ihtarnamenin davalının sözleşme adresi olarak belirtilen “… Mah. … Cad. No:… Çankaya/Ankara” adresine tebligatın muhatabın çarşıda olması sebebiyle birlikte daimi çalışanına yapıldığı, davalının finansal kiralama tadil sözleşmesindeki kaşe ile imzaladığı “… Mah. … Sk. No:… Çankaya/Ankara” adresinin kapalı olduğu, 2 nolu haber kağıdının yapıştırılarak tebligatın mahalle muhtarına teslim edildiği, buna göre davalı vekilinin teminata ve tebligatın usulsüz olduğuna dair itirazlarının yerinde olmadığı, ihtarnamede temerrüt ihtarının hangi kira borçlarına yönelik olarak yapıldığına dair açıklığın bulunmadığı, feshin gerekçesinin belirtilmediği ve tadil sözleşmesinde belirtilen tarihlerin kesin vade niteliğinde olmadığı yönündeki itirazların da davanın esasına dair itirazlar olup değerlendirilmedikleri gerekçeleriyle davalının itirazının reddine karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili, istinaf sebebi olarak; ihtiyati tedbir kararına yasal süre içerisinde itiraz ettiklerini, mahkemenin bu konudaki tespitine katılmadıklarını, ihtiyati tedbir kararının müvekkilinin huzurunda verilmediğini, tedbirin uygulandığına dair tutanağın da tebliğ edilmediğini, dolayısıyla itiraz süresinin başladığından söz edilemeyeceğini, değişik iş dosyası üzerinden verilen tedbir kararının 03/12/2020 tarihinde icraya konulduğu, dava dilekçesinin 07/01/2021 tarihinde müvekkiline tebliğ edildiğini, ancak bugüne kadar gerek ihtiyati tedbir kararının, gerekse kararın uygulandığına dair bir tutanağın müvekkiline tebliğ edilmediğini, dolayısıyla itiraz süresinin öğrenmeyle başlayacağını, yine sözleşmenin feshine dair tebligatların da geçersiz olduğunu, mahkemenin gerekçesinde belirttiği adresin bulunduğu tebligatın muhatabının müvekkili değil … olduğunu, adı geçene yapılan tebligatın sözleşmenin feshi hususunda hüküm ve sonuç doğurmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin Kavaklıdere’deki adresine tebliğ edildiğine dair gerekçenin de yerinde olmadığını, zira bu adresin müvekkili ile hiçbir ilgisi olmadığını, tebligatın yapıldığı tarih itibariyle müvekkilinin İstanbul’da ikamet ettiğini, bu durumda da TK’nun 21.maddesine göre tebligat yapılmasının hatalı olduğunu, sözleşmenin özel şartlar bölümünde müvekkilinin adresi olarak … Sokak, … Mah. No:… Çankaya/Ankara adresinin gösterildiğini, buna göre ihtarın bu adrese gönderilmesi gerektiğini, ancak davacı tarafından bu adrese gönderilen bir ihtarname bulunmadığını, ödeme ve feshe yönelik olarak gönderilen 18/10/2019 tarihli ihtarnamenin gönderildiği 6 farklı adres arasında yukarıda yazılı adresin yer almadığını, dolayısıyla tebligatın usulsüz olduğunu, buna göre davacının malların tedbiren teslimini isteyemeyeceğini, yine teminatsız olarak ihtiyati tedbir verilmesinin hatta gerekçesinin de hatalı olduğunu, ihtiyati tedbir için gereken yaklaşık ispat koşulunun da gerçekleşmediğini bildirmiştir. İstinaf dilekçesi ekinde iki adet tebligat mazbatası fotokopisinin sunulduğu, buna göre Beyoğlu …Noterliği tarafından çıkarılan 18/10/2019 tarihli … yevmiye numaralı, muhatabı … olan mazbata fotokopisinin sunulduğu, yine aynı noterlik tarafından aynı tarih ve yevmiye numarasıyla muhatabı davalı olan tebligatın “… Mah. … Sk. No:… Çankaya/Ankara” adresine çıkarıldığı, adresin kapalı olması sebebiyle 1 no’daki kişiye sorulduğu, muhatabın çarşıda olduğu sözlü beyanı üzerine TK’nın 21.maddesi gereğince mahalle muhtarına teslim edilip 2 nolu ihbarnamenin kapısına yapıştırıldığı, 1 nolu daire sakini kişinin adı ile Kavaklıdere Mahallesi muhtarının adının mazbatada yer aldığı ve muhtar tarafından da mazbatanın imzalandığı görülmüştür. Davacı ile davalı arasında düzenlenen 11/05/2012 tarihli finansal kiralama sözleşmesinin özel şartlar ek-1 de davalının adresinin “… Sk. … Mah. No:… Çankaya/Ankara” olarak gösterildiği, finansal kiralama sözleşmesinin tadili sözleşmesinde yer alan davalı kaşesindeki adresin Kavaklıdere Mah. Kısmının okunduğu, diğer kısımlarının tam olarak okunamadığı görülmüştür. Davacı tarafından davalı ve dava dışı kefillere çıkarılan 18/10/2019 tarihli ihtarnamede; bir kısım kira borçlarının 60 gün içinde ödenmesinin istendiği, buna göre davalının … Mah. … Sk. No:… Beşiktaş/İstanbul adaresine çıkarılan tebligatın ve yine … Mah. … Cad. … Beykoz/İstanbul adresine çıkarılan tebligatların iade edildiği, davalının … Mah. … Cad. Kağıthane/İstanbul adresine çıkarılan tebligatın aynı adreste daimi çalışan imzasına tebliğ edildiği, davalının “… Mah. … Sk. No:… Çankaya/Ankara” adresine çıkarılan tebligatın, adresin kapalı olması sebebiyle 1 no’daki kişiye sorulduğu, muhatabın çarşıda olduğu sözlü beyanı üzerine TK’nın 21.maddesi gereğince mahalle muhtarına teslim edilip 2 nolu ihbarnamenin kapısına yapıştırıldığı, 1 nolu daire sakini kişinin adı ile Kavaklıdere Mahallesi muhtarının adının mazbatada yer aldığı ve muhtar tarafından da mazbatanın imzalandığı, davalının … Mah. … Caddesi… Beşiktaş adresine çıkarılan tebligatın ise muhatap şirket yetkilisinin iş takibi sebebiyle ofis dışına çıkması nedeniyle daimi çalışanı …’a tebliğ edildiği, davalının … Mah. … Sk. No:… Beşiktaş adresine çıkarılan tebligatın ise muhatap şirket yetkilisinin iş takibi sebebiyle ofis dışına çıkması nedeniyle daimi çalışanı … tebliğ edildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, finansal kiralama konusu malın iadesi talebine ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise ihtiyati tedbire yapılan itirazın reddi kararına yöneliktir. Davacı tarafından davalıya gönderilen 18/10/2019 tarihli ihtarnamenin davacının 6 ayrı adresine tebliğe çıkarıldığı, bunlar arasında davacının sözleşmedeki adresinin de bulunduğu, ayrıca davalının sözleşmedeki kaşesindeki adresine de tebligat çıkarıldığı anlaşılmıştır. Söz konusu tebligat mazbatalarının incelenmesinde, iki tanesinin iade edilmiş ise de, diğerlerinin tebliğine dair bilgiler içerdiği, buna göre ihtiyati tedbir kararı verilmesi için yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği gözetildiğinde, davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.08/07/2021