Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/943 E. 2023/462 K. 10.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/943 Esas
KARAR NO: 2023/462
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/01/2021
NUMARASI: 2018/410 2021/25
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/03/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin Türk Patent ve Marka Kurumu’na “…” markasının (mal ve hizmetler nice 25 sınıf) tescili için 30/01/2013 tarihinde başvuruda bulunduğunu ve söz konusu markanın … tescil numarası ile bahsi geçen markayı tescil ettirdiğini, müvekkilinin o günden itibaren de markayı aktif olarak kullandığını, üretim, satış, ihracat ve benzeri ticaretini yaptığını, davalı şirketin ise TPMK’nın … tescil numarası ile “…” markasının 25 ve 35. Sınıfta tescili için başvuruda bulunduğunu, ancak davalının bugüne kadar herhangi bir kullanımı olmadığını, bahsi geçen markayı sadece adına tescil ettirmekle yetindiğini, bu şekil markasıyla hiçbir ticari faaliyette bulunmadığını, markasını kullanma niyetinde olmadığını, bilinirliğe yönelik hiçbir girişimde bulunmadığını, buna rağmen davalı şirketin müvekkilni tehdit ederek, kendisine ait “…” şekil markasını taklit ettiği iddiası ile müvekkili şirketten gayriresmi birtakım maddi taleplerde bulunduğunu, davalının bu haksız ve kötüniyetli davranışları karşısında markasının iptalini talep etme zorunluluğu doğduğunu iddia ederek, davalı adına … sayılı markanın kullanmama nedeni ile iptalini ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Bakırköy … Noterliği’nin 30/07/2018 Tarih, … Yevmiye Nolu marka devir sözleşmesi ile dava dışı …İhr.Ltd.Şti’den … “…”, … “…” ve … “…” markalarını satın aldıklarını, dava dışı … firmasının tescillerinin daha önceki tarihli olduklarını, Dava dışı … firmasının malvarlıklarına el konularak ticaret yapamaz hale getirildiğini, Bakırköy 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2015/20 Esas ve 2018/20 Karar sayılı dosyanın bununla ilgili olduğunu, davacının … ile ticari ilişkiler içinde olduğunu, firmanın düştüğü zor durumdan faydalandığını, … firmasından elde edilen resim ve belgelerde 2013 tarihinden önce … firmasının yurtdışı fuarlara katıldığının ve dava konusu markayı kullandığının görüldüğünü savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 26/01/2021 tarihli 2018/410E.-2021/25K. Sayılı kararı ile; “…Davalı ve ihbar olunan beyanlarında geçen kullanmamanın haklı nedenine ilişkin olduğuna dair savunmalara mevcut delillere göre itibar edilmemiştir. Buna göre, dava konusu markanın tescilli olduğu emtia ve hizmet sınıflarında 6769 sayılı SMK’nın 9 ve 26.maddelerinde öngörüldüğü üzere, son beş yıl içinde Türkiye sınırları içerisinde ciddi surette kullanıldığının ispatlanamadığı, kullanılmadığı anlaşılmakla davacının davasının kabulüne, davalı adına tescilli … tescil nolu markanın kullanmama nedeniyle iptaline, sicilden terkinine…” şeklinde karar verilmiştir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, gerek müvekkili gerekse ihbar olunan …ltd.şti tarafından markanın kullanımda olduğuna ilişkin resim, fatura ve fuar katılım belgelerinin göz önüne alınmadığını, raporun da bu hususların dikkate almadığını, sonuçta mahkemenin maddi gerçeğe aykırı bir karar verdiğini, tanık anlatımlarının müvekkillerinin lehine iken bu hususun göz ardı edildiğini bildirmiştir.
DELİLLER: Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, … sayılı “…” ibareli markanın, başlangıçta 25 ve 35. Sınıflarda 22/06/2009 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle ihbar olunan … İth.İhr.Ltd.Şti adına tescilli olduğu, ancak markanın daha sonra davalıya devredildiği anlaşılmıştır. Yargılama sırasında alınan 23/11/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda; “…dava konusu “Davalının ve ihbar olunan firmanın ibraz edilen ticari defterinin ilgili kanun hükümlerine göre uygun tutulduğu, davalının “…” markasına yönelik ticari defter ve faturalar üzerinde satışı ve kullanımının olmadığı, davalı tarafından markanın kullanımına ilişkin sunulan delillerin, hakkı devam ettirecek nitelikte bir kullanım için SMK’nın 9. Maddesinde belirlenen esasları sağlamadığı ve buna göre davalının, … tescil nolu … markasının, davacının kullanılmama nedeniyle iptalini istediği “25-Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler,çoraplar. Ayak giysileri. Baş giysileri. 35- Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler (Ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri dahil). Büro hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık hizmetleri (Muhasebecilik hizmetleri dahil). İthalat ihracat acente hizmetleri. Ticari ve sınai ürünler için eksperlik hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, kataloglar ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir) sınıflarında kullanılmadığı…” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Davacı tanığı … duruşmada ; “davacı … Ltd. Şti sahiplerini aynı piyasada olmamız sebebiyle tanıyorum, yine … tekstil ortak vesayetlerini de tanıyorum, … firmasını ve sahibi olduğunu bildiğim …’yıda tanırım. Olaydan yaklaşık 5-6 ay önce veya 1 yıl önce tam olarak hatırlamıyorum, taraflar “…” markası ile ilgili bir itilaf olduğunu söyleyip benim ofisime geldiler. … yetkililerinden … Bey, … Bey bide … Tekstil yetkilisi … Bey gelmişti, markanın kullanımı ile ilgili aralarında konuştular, ofisimde konuşulunca itilaftan haberim oldu, …tin yetkilisi … o toplantıya gelmedi. … Bey orada olmadığı için bir mutabakata varmaadılar ayrılıp gittiler. … firmasını dava konusu markayı kullanıp kullanmadığını bilmiyorum, o gün markanın …e ait olduğunu duydum, …nun yetkililerinin davacı … Yetkililerinden bu markaya karşılık para istedikleri hakkında bir bilgim yoktur” şeklinde beyanda bulunmuştur. Davacı tanığı … duruşmada; “Davacı … şirketinin marka patent işlerinin takibini yapıyorum. Şirketin” … ” ibareli markalarını tescil başvurularını yaptım, davalı tarafa ait markadan haberim yoktu, başvuruyu yaparken karşı tarafa ait “…” markası vardı, bunun markamıza itiraz edeceğini düşündük ancak araştırdığımızda bu markanın kullanılmadığını, tescili olan … firmasının gayri faal olduğunu öğrendik ve engel olmayacakarı düşüncesiyle marka başvurularımızı yaptık, herangi bir itirazımız olmayınca başvurumuzu yaptık, yoksa gerek … şirketini gerekse … şirketini bilmiyorum dediğim gibi ben başvuru sırasında karşı taraf adına tescilli markanın fiilen kullanılmadığının ve şirketin gayri faal olduğunu yapılan araştırmada bilinmesi üzerine başvurumuzu yaptık ve tescilimizi aldık. 2015 yılında davalı … adına olan markanın ünsalana devri için … şirketinin yetkilisi … bey … Beyle görüşmüşler sonra … beye ulaşamadık, 2017 yılının Ağustos ayında … Ltd. Şti yetkilisi beni aradı … beyin markayı bize satmak istediğini 20.000,00 dolar istediğini napmamız gerektiğini söyledi, bende paranız varsa alabilirsiniz, birde eğer kullanılmıyorsa kullanmama nedeniyle iptal davası açabilirsiniz dedim, … için durum iyi değil iki de bir marka için para istiyorlar napalım diye sormuşlardı bende isterseniz alabilirsiniz isterseniz, kullanmama nedeniyle dava açabilirsiniz dedim.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
GEREKÇE: Dava, kullanmama sebebi ile markanın iptali ve sicilden terkini talebine ilişkindir. Yargılama sonunda davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekilince istinaf edilmiştir.Dosyanın incelenmesinde, dava konusu markanın başlangıçta ihbar olunan şirket adına tescilli iken daha sonradan 30/07/2018 tarihinde davalı şirkete devredildiği anlaşılmıştır. Somut olayda ispat külfeti davalıda olup, dava konusu markayı 6769 sayılı SMK’nın 26. Maddesi uyarınca tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından ciddi bir biçimde kullandığı hususunu ispatlaması gerekir. Konu ile ilgili olarak yapılan bilirkişi incelemesinden de anlaşılacağı üzere davalı tarafın bu hususu ispatlayamadığı görülmüştür.Gerek cevap dilekçesi ekinde sunulan, gerekse ihbar edilen şirket temsilcisi tarafından sunulan fatura fotokopilerinin incelenmesinde, faturaların 2012, 2015, 2016, 2017 tarihli olanların da markasal kullanım bulunmadığı, sunulan 2018 tarihli faturalarda ise satılan malın cinsi kısmında “…” şeklinde açıklama bulunmakta ise de söz konusu faturaların çoğunluğunun dava tarihinden sonra olduğu, 13/09/2018 tarihli faturanın ise dava tarihinden önceye ait ise de bu faturanın ciddi ve etkin bir şekilde markasal kullanım olarak değerlendirilemeyeceği, öte yandan sunulan kumaşlarda ve poşetler ile resimlerde … ibaresi bulunmakta ise de bunların herhangi bir tarih içermediği gibi kullanımına ilişkin tarihleri ispatlar mahiyette bilgi ve belge sunulmadığı hususları dikkate alındığında davalının ispat külfetini yerine getiremediği, tanık anlatımlarının ispata yeterli olmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir.Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,-Davacının gider avansından kullanıldığı anlaşılan 30 TL posta ve tebligat masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/03/2023