Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/937 E. 2023/383 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/937 Esas
KARAR NO: 2023/383
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/12/2020
NUMARASI: 2019/250 2020/340
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/03/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yüksek performanslı fiber lazer ve amplifikatör üretip pazarlayan ve bu satışa sunduğu ürünleri düzenli olarak geliştiren, elektrik-elektronik sektöründe lider konumda olan dünyada pek çok ülkede fabrikaları bulunan bir şirket olduğunu, taraflarınca yapılan araştırmalar neticesinde, davalı tarafın davaya konu … sayı ile tescilli markasını, tescilli olduğu sınıflardan 7. sınıfta yer alan hiçbir ürün üzerinde kullanmadığının tespit edildiğini, müvekkilinin tescili için başvuruda bulunduğu …, …, …, …, … sayılı ve “…” esas unsurlu marka tescil başvurularının, Türk Patent Enstitüsü kararıyla, davalı firmaya ait davaya konu markasının mevcudiyeti sebebiyle, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b fıkrası uyarınca reddedildiğini, ancak müvekkili şirket marka başvurusunun, ülkemizde hiçbir markasal kullanıma konu edilmeyen davalı markası sebebiyle, 7. sınıfta yer alan emtialar için önünün kapandığını ve müvekkilinin ticari faaliyette bulunmasının haksız bir şekilde kısıtlanarak engellendiğini iddia ederek, davalı tarafa ait TPMK nezdinde … sayı ile kayıtlı markanın öncelikle tüm sınıflar için hükümsüzlüğü ile sicilden terkinini, Mahkeme aksi kanaatte olması halinde ise, davalı taraf adına TPMK nezdinde … sayı ile kayıtlı markanın tescilli olduğu, 07. sınıfta yer alan tüm emtialar için iptali ile sicilden terkinini terditli olarak talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının aktif dava ehliyeti bulunmaması nedeniyle öncelikle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, davacı tarafın müvekkili adına tescilli … sayı ile tescilli markasının 07. Sınıfı hakkında daha önce Bakırköy 2. Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2013/302 E.-2014/206 K. sayılı dosyasıyla hükümsüzlük ve sicilden terkin istemiyle dava açtığını, davacının işbu davada müvekkilinin tescil başvurusu esnasında kötü niyetli olduğunu ileri sürdüğünü, ancak sözkonusu 07. Sınıftaki emtialar yönünden davacının tüm taleplerinin reddedildiğini, davacı tarafın 07. sınıfta kullanımının olmadığı hususu mahkemece verilen kararla kesinleşmiş olup, aynı taleplerin yeniden dava konusu edilmesinin davacının kötü niyetli olduğunun kanıtı olduğunu, ayrıca müvekkilinin söz konusu markasını kullanmakta olup, yasa maddesinde belirtilen haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmama ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilme tanımının müvekkili açısından gerçekleşmediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/250E-2020/340K. Sayılı kararı ile; “…Kullanmama nedeniyle iptal davalarında ciddi kullanım olgusunu ispat külfeti marka sahibi davalı tarafa aittir. Davalı süresinde davaya cevap vermeyerek delil bildirme hakkını yitirmiştir. Kaldı ki süresinden sonra olan deliller de markanın dava konusu edildiği 7.sınıf yönünden kullanmaya ilişkin değildir. Bu itibarla markanın tescil tarihinden dava tarihine kadar olan sürede beş yıllık sürenin geçtiği, davalının kullanma olgusunu ispatlayamadığı anlaşılmakla davacının kullanmama nedeniyle iptale ilişkin davasının kabulü ile dava konusu markanın tescilli olduğu 7.sınıftaki emtialar yönünden iptaline, Davacının davalı adına tescilli … tescil nolu markanın hükümsüzlüğüne dair talebi yönünden davanın REDDİNE, Davacının davalı adına tescilli … tescil nolu markanın tescilli olduğu 7.sınıftaki emtialar yönünden kullanmama nedeniyle iptale ilişkin talebi yönünden davanın KABULÜNE, Davalı adına tescilli … tescil nolu markanın tescilli olduğu sadece 7.sınıftaki “; Ahşap, metal, cam ve plastik malzemelerin ve madenlerin işlenmesi, bunlara şekil verilmesi için makineler, bakım tezgahları ve bu amaçla kullanılan endüstriyel robotlar. İş makineleri, aynı işleve sahip robotik mekanizmalar. Kaldırma, taşıma ve iletme makineleri, aynı işleve sahip robotik mekanizmalar(asansörler, yürüyen merdivenler, vinçler dahil), tarım, hayvancılık, ziraat sektörlerinde ve tahıl/meyve/sebze/gıda işlenmesinde kullanılan makineler ve robotik mekanizmalar. Kara taşıtları için olanlar hariç motorlar, elektrikli motorlar, bunların parçaları ve tertibatları. Rulmanlar, bilyalı veya masuralı yataklar, lastik sökme ve takma makinaları. Altarnetörler, jeneratörler, elektrik jeneratörleri, güneş enerjisi ile çalışan jeneratörler. Boya makineleri, otomatik boya püskürtme tabancaları, elektrikli zımba makineleri ve tabancaları, elektrikli yapıştırıcı tabancalar, basınçlı hava veya sıvı püskürtücü makineler için tabancalar. Elektrikli el matkapları, motorlu el testeleri, dekupaj makineleri, spiral makineler, basınçlı hava üreticiler kompresörler, araç yıkama makineleri ve yukarıda sayılan makine ve araçlarla aynı işleve sahip robotlar. Kaynak makineleri ve bunlarla aynı işleve sahip robotlar. Matbaa makineleri. Ambalajlama makineleri, doldurma-tapalama ve kapatma makineleri, etiketleme makineleri, tasnifleme makineleri ve yukarıda sayılan makinelerle aynı işleve sahip robotlar ve robotik mekanizmalar. Tekstil makineleri, dikiş makineleri ve bunlarla aynı işleve sahip endüstriyel robotlar. Makine veya motor parçası olmayan pompalar. Doğrama-öğütme-ezme ufalama ve çırpma için mutfakta kullanılan makineler, (çamaşır-bulaşık yıkama makineleri dahil); zemin, halı veya döşeme temizleme amaçlı elektrikli makineler, elektrikli süpürgeler ve bunların parçaları” emtiaları yönünden kullanmama nedeniyle iptaline…” şeklinde karar verilmiştir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, 556 sayılı KHK’nın 14. Maddesinin Anayasa mahkemesi kararı ile iptal edilmesi sonrasında KHK döneminde markayı kullanma zorunluluğunun ortadan kalktığını, iptal edilen hükmün 10/01/2017 tarihinde 6769 sayılı SMK’nın 9. Maddesinde düzenlendiğini, dolayısıyla kullanmama nedeniyle iptal isteminin bu tarihten itibaren 5 yıl geçmekle ve ara verme süresi 5 yılı geçmek kaydıyla istenebileceğini, bu konuda doktrinde görüşler bulunduğunu, ayrıca davacının kanunda yer alan zarar gören sıfatını taşımadığından aktif dava ehliyeti bulunmadığını, zira müvekkilinin dava konusu markanın 7. Sınıf için tescil tarihinin 02/05/2012 olduğunu, davacı şirketin bu sınıf için tescil tarihinin daha sonraki bir tarih olan 09/11/2012 olduğunu, müvekkiline ait markayı sonradan Türkiye’de tescil ettirenin davacı olduğunu, bu bakımdan davacının kötü niyetli olup zarar gören sıfatının bulunmadığını, müvekkiline dava dilekçesinin tebliğinin kanun ve yönetmelik hükümlerine aykırı olduğunu, zira tebligatın yapıldığı dönemde müvekkilinin Yurtdışında ikamet ettiğini, buna rağmen Mernis adresine yapılan tebligatın usul ve yasaya uygun olmadığını, tebligat kanunun 10/2 maddesindeki koşulların gerçekleşmediğini, buna göre tebliğ tarihinin müvekkilinin duruşmaya katıldığı tarih olan 17/09/2020 tarihi olarak kabul edilerek süresinde cevap verildiğinin kabulü gerektiğini, ayrıca markanın tescilli olduğu 7. Sınıftaki emtialar ile ilgili olan delillerin re’sen toplanması gerektiğini, zira marka kullanma külfetinin kamu düzenine ilişkin bir husus olduğunu, ve re’en araştırma ilkesinin geçerli olduğunu, ayrıca süresinde cevap verilmemesi halinde davanın mimkir sayılması ve bu durumda da inkar hudutları çerçevesinde delil sunmalarına engel bir durum olmadığı gibi ayrıca yemin deliline de dayandıklarından bu hususun hatırlatılması ve davacıya yeminin teklif edilmesi gerektiğini, mahkemenin bu hususları değerlendirmediğini, deliller toplanmış olsa idi müvekkilinin markayı kullandığının anlaşılacak olduğunu, ayrıca müvekkilinin 2012-2014 tarihleri arasında Silivri Cezaevinde bulunması nedeniyle bu dönemde markayı kullanamadığını, bu durumun yasadaki haklı neden kapsamında sayılması gerektiğini ve 5 yıllık sürenin bu sürelerde işlemediğini kabul etmesi gerektiğini, davacının markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi talebinin reddedilmesi nedeniyle lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, kararın bu yönden de usule aykırı olduğunu bildirmiştir.
DELİLLER: Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, … sayılı “…+şekil” ibareli markanın, 01-45 sınıflar dahil aradaki tüm sınıflar bakımından, 21/02/2011 tarihinden bu yana 10 yıl süre ile davalı adına tescilli olduğu tespit edilmiştir. Davalı savunmasında belirtilen kapatılan Bakırköy 2.FSHHM’nin 2013/302 Esas 2014/206 Karar sayılı dosyasının tetkikinden aynı davacı tarafından dava konusu markanın önceki maliki … aleyhine gerçek hak sahipliği, kötü niyetli tescil nedenine dayalı hükümsüzlük istemiyle dava açıldığı mahkemece yapılan yargılama neticesinde kötü niyet ve saire iddiaları yerinde görülmeyerek sadece gerçek hak sahipliği nedeniyle markanın tescilli olduğu 9, 40 ve 42.sınıftaki emtialar yönünden hükümsüzlüğüne, 7.sınıftaki emtiaları yönünden hükümsüzlük talebinin reddine karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
GEREKÇE: Dava, davalıya ait markanın hükümsüzlüğü ile bu markanın 7. Sınıfta yer alan tüm emtialar yönünden kullanmama sebebi ile iptali taleplerine ilişkindir. Yargılama sonunda hükümsüzlük talebinin reddine, kullanmama sebebi ile iptal talebinin ise kabulüne karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Dosyanın incelenmesinde davaya konu … tescil numaralı markanın 01-45 dahil tüm sınıflar bakımından 21/02/2011 tarihinde tescil edildiği görülmüştür. Hükümsüzlük talebi reddedilmiş olup, davacı tarafça bu yöne ilişkin bir istinaf talebinin bulunmadığı, istinaf talebinin ise dava konusu markanın 7. Sınıftaki emtialar bakımından kullanmama sebebi ile iptali hükmüne yönelik olduğu anlaşılmıştır. Kullanmama sebebi ile markanın iptali talebi ile açılan davalarda ispat külfeti davalı tarafta olup, davalının 6769 sayılı SMK’nın 26. Maddesi uyarınca markayı tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından ciddi bakımda kullandığını usulüne uygun deliller ile ispatlaması gerekir. Davalı taraf bu konuda üzerine düşen ispat külfetini yerine getirmemiştir Öte yandan davalı taraf tebligatın usulüne aykırı olduğunu ileri sürmüş ise de davalının mernis adresine tebligat kanunun 21/2 maddesi uyarınca tebligatın yapıldığı ve bu haliyle bir usulsüzlük bulunmadığı anlaşılmıştır. Ayrıca davalı taraf 2012/2014 yılları arasında ceza evinde bulunduğunu ileri sürmüş ise de dosyanın incelenmesinde davalının markayı 2014 yılında devraldığı, dolayısıyla bu hususun kullanmama için mücbir sebep sayılamayacağı kanaatine varılmıştır. Öte yandan davalı taraf yemin deliline dayandıklarını ve bu delilin kullandırılmadığı ileri sürmüş ise de davanın niteliği gereğince yeminle ispat edilemeyeceği kanaatine varılmakla bu yöndeki istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/03/2023