Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/929 E. 2023/329 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/929 Esas
KARAR NO: 2023/329
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/12/2020
NUMARASI: 2018/293E, 2020/647K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/02/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin yetkilisi tarafından dava konusu çekin davalı tarafa ihtiyacı sebebi ile verildiğini, çekin verildiği tarihte davacının davalıya ait inşaatın yapımı işini üstlendiğini, davalı tarafından ödeme yapılmadığını, çekin yapılan iş karşılığı ödemelerin alınamayacağı gerekçesiyle karşı tarafa vermek zorunda kaldığını, çekin boş olarak verildiğini, bu durumun davalı tarafça savcılıkta kabul edildiğini, müvekkili tarafından İstanbul 19.Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açıldığını, borç bulunmadığı halde davalının çeki bankaya sunduğunu, davalı hakkında savcılığa şikayet dilekçesi verdiklerini belirterek davaya konu 350.000,00-TL tutarlı çekten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı süresinde cevap dilekçesi sunmamış, beyan dilekçesinde ise; müvekkili ile … arasında eskiye dayalı bir ilişki olduğunu, … adlı kişinin 350.000,00-TL borç para istediğini şirketinin ekonomik durumunun çok kötü olduğunu belirttiğini, devlete(vergi dairesi, maliye vs.) olan borçlardan dolayı zor günler geçirmekte olduğunu beyan ettiğini, müvekkilinin ise bu parayı kendisine verebileceğini, yalnız bu paranın 20 gün sonra kendisine geri ödenmesini istediğini ve müvekkilinin bu para karşılığında …’ten çek istediğini, … in ise, çeki vermeyi kabul ederek çeke imza attığını, nakit parayı elden teslim aldığını, çekin borcu ödemediğini, İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki davanın bu dava konusu ile hiçbir bağlantı ve ilgisi bulunmadığını, iddiaların yerinde olmadığını belirterek davanın reddini talip etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: “…. davacının sübut bulmayan davasının tümden reddine, davacı lehine verilen tüm tedbir kararlarının 17/12/2020 tarihi itibari ile tümden kaldırılmasına, davalı aleyhine infaz edilen ve duran bir icra takibi olmadığından davalı lehine tazminat kararı verilmesine yer olmadığına…” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının savcılık ifadesinde çeki boş olarak aldığını kabul ettiğini, müvekkiline borç para verdiğini kabul anlamına gelmemek kaydı ile ispat yükünün davalıda olduğunu, davalının borç vermişse ne şekilde verdiğini, hangi bankadan çektiğini, borç miktarının 350.000TL olduğunu ispat yükünün davalıda olduğunu, iddiasını ispatlayamadığını, davanın kabulünün gerektiğini, Davalı vekilinin rapora beyan dilekçesinde işin ticari iş olduğunu ikrar ettiğini, müvekkilinin şirket olduğunu, şirketlerin ticari defter olmadan borçlanamayacağını, ticari defterlerde alışveriş olmadığının sabit olduğunu, ödünç para verme işlemi olmadığının ispatlandığını,Y.12HD 2019/4768E, 2020/2474 K sayılı ilamının bu yönde olduğunu, Müvekkilinin davalının inşaat yapma işini üstlendiğini, davalıdan alacaklı olduğunu, davalının iş karşılığı müvekkilinin alacağını ödemediğini, bu yönde alacak davası açılarak mahkemeye bildirildiğini, karşı tarafın çeki, müvekkilinin inşaat işini bitirmesi için boş olarak aldığını, çeki vermezse inşaat karşılığı yapılan iş bedelini ödemeyeceğini söylediğini, müvekkilinin işi bitireceğinden emin olduğu halde ödeme yapılmazsa diye boş çek verdiğini, davalının boş çeki doldurarak işleme koyduğunu, davanın reddinin yerinde olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME Dava konusu … Bankası AŞ. Göktürk Şubesi’ne ait 22.03.2018 Tarihli 350.000TL bedelli çek incelendiğinde; keşidecinin davacı … İnşaat …LTD ŞTİ, lehtarın … olduğu anlaşılmıştır. Çek, davalı tarafça davacı aleyhine İstanbul … İcra md.nün … Esas sayılı dosyasında kambiyo senedine özgü haciz yolu ile takibe konulmuştur. İstanbul CBS 2016/110867 Sor sayılı dosyasında şüpheli olarak ifadesi olan … beyanında; “…’in kendi ifadesinde yer alan çeke ilişkin beyanı sorulduğunda; bizim daha önceki ilişkimize binaen benden 20 günlüğüne borç para istemişti. Karşılığında açık çek vermişti. Ancak o borcunu 6-7 ay olmasına rağmen ödemedi. Ben üzerini kendim doldurmak istemiyorum kendisinin doldurmasını istiyorum. Ancak kendisi de buna ilişin herhangi bir şey yapmıyor. Ben hiçbir şeklide çık çekini yüksek meblağlar yazarak seni zarara uğratırım diye bir tehditte bulunmadım. Bana olan borcunu öderse kendisine iade ederim” şeklinde beyanda bulunmuştur. İlgili soruşturmanın ek takipsizlik kararında; davacı şirket yetkilisinin çekin boş olarak verildiği, çekin üzerine yüksek meblağlar yazılarak tehdit edildiği iddiasına ilişkin soruşturmada şikayetin hukuki uyuşmazlık olduğu gerekçesi ile KYOK kararı verildiği, İstanbul CBS 2018/56691 sor sayılı dosyada ise açığa imzanın kötüye kullanılması suçu yönünden yapılan soruşturmada KYOK kararı verildiği görülmüştür. Davalı ve davacının müşteki sanık olarak yer aldığı İstanbul CBS 2017/12476 sor sayılı dosyanın iddianamesinde; tehdit ve hakaret suçlarından dava açıldığı, iddianame içeriğinde dava konusu çeke ilişkin herhangi bir iddia yer almadığı görülmüştür. Mahkemece ticari defter incelemesi yapılmış olup SMM bilirkişi raporunda taraf defterlerinde dava konusu çekin kayıtlı olmadığını belirtmiştir.
GEREKÇE: Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. HMK 355.md gereğince kamu düzeni ve davacı tarafça ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır. Davacı iddiasında dava konusu çekin teminat olarak boş şekilde davalıya verildiğini, anlaşmaya aykırı doldurulduğunu, davalıya borçlu değil davalıdan alacaklı olduğunu ileri sürmüştür. Davalı aşamalardaki beyanında; çekin ödünç para karşılığı verildiğini savunmuştur. Davalının soruşturma ifadesinde de, çekin ödünç para karşılığı olarak boş şekilde davalı tarafça imzalanarak kendisine verildiğini beyan etmiştir. Dava konusu konusu çekte davacının keşideci, davalının ise lehtar durumunda olduğu, davacının çekteki imzasını inkar etmediği, TTK’nun 818/1-c maddesinin yollaması ile 680/1.maddesi uyarınca tedavüle çıkarılırken tamamen doldurulmamış çek düzenlenmesinin mümkün olduğu, senedin tedavüle çıkarılırken anlaşmaya aykırı doldurulduğunu iddia eden davacının iddiasını yazılı delille ispat etmesi gerektiği, davacının senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu kanıtlamaya elverişli yazılı delil bildirmediği, çekin borç karşılığı verildiğinin karine olduğu, davalının soruşturma aşamasındaki beyanının çekin ihdas sebebinin talili mahiyetinde olmadığı gibi davalı vekilinin rapora karşı beyanının da ispat yükünü değiştirmeyeceği dikkate alındığında mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre, ispat yükü doğru belirlenerek davanın reddine karar verilmesi yerindedir. Açıklanan nedenle davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf isteminin HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 179,90TL istinaf peşin harcının davacıdan alınan 59,30TL’den mahsubu ile bakiye 120,60TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/02/2023