Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/913 E. 2023/148 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/913 Esas
KARAR NO: 2023/148
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/02/2021
NUMARASI: 2019/300 2021/95
DAVANIN KONUSU: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit)
KARAR TARİHİ: 02/02/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından Kocaeli … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine yapılan takip dayanağı 24/08/2015 vade tarihli, 1.200.000,00-TL bedelli kambiyo senedinin, kısıtlı …’in ehliyetsiz olduğu dönemde kefil sıfatı ile imzalandığını, senedin imzalandığı 2011 yılında müvekkilinin 83 yaşında olup, Demans ve Alzheimer hastası olduğunu, Kocaeli 1. Sulh Hukuk Mahkemesince müvekkilinin kısıtlandığını, bononun düzenlendiği zaman tam ehliyetsiz olduğunun resmi ve geçerli hastane ve doktor raporları ile sabit olduğunu, bu nedenle yapılan takip nedeni ile borçlu olmadıklarının tespitine ve takibin müvekkili … yönünden tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının, … Tic. Ltd. Şti.’nin asıl borçlusu olduğunu, krediye … ile birlikte kefil olduğunu ve 1.200.000,00-TL bedelli kambiyo senedini müvekkiline verdiğini, … firmasının sahibinin babasının fiil ehliyetini yitirecek kadar rahatsız olduğunu bilmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, …’in yakın tarihlerde oğlunun … gibi başka banka kredilerine de kefil olduğunu, bu durumu bilerek kredi kullanabilmek için babasını kefil etmesinin de suç teşkil ettiğini, davacı tarafın takibe konu olan bononun tarihinde de ayırt etme gücü olmadığından bahisle hakkında alınmış olan bononun tanzim tarihinden sonraki bir tarih olan 2013 yılına ait vesayet kararının dayanak gösterilerek hakkında yapılmış olan takibin iptali ile borcu olmadığına karar verilmesi gerektiği iddialarının yerinde olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Kocaeli 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29.11.2017 tarihli, 2015/1328 E. – 2017/810 K. sayılı kararıyla; Kocaeli 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/370 esas – 2016/157 karar sayılı ilamı ile, davaya konu icra takibinin, davacı … yönünden iptal edildiğinden, davada dava şartlarından olan hukuki yarar kalmadığından, davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir.
DAİREMİZ KARARI: Dairemiz Davacı …’in yargılama sırasında vefat ettiği, veraset ilamının ve mirasçılarının vekaletnamelerinin davacı vekili tarafından dosyaya ibraz edilerek mirasçıların davaya katılmalarının talep edildiği, mirası red eden … dışındaki mirasçıların davacı sıfatıyla davaya katılmalarına rağmen ilamın başlık kısmında gösterilmemeleri davacı olarak müteveffa …’in gösterilmesi usule uygun değilse de UYAP üzerinden kaydın düzeltilerek karar başlığından gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir hata olmakla bu hususa işaret edilmekle Davacılar vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-4 maddesi gereğince kabulü ile, Kocaeli 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29.11.2017 tarihli, 2015/1328 E. – 2017/810 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA…” şeklinde karar verilmiştir.
DAİREMİZ KALDRMA KARARI İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 10/02/2021 tarihli 2019/300E.-2021/95K. Sayılı kararı ile; “… menfi tespit davasına konu olan Kocaeli … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında takibe konu olan bonoda kefil sıfatı ile imzası bulunan …’in işlem tarihinde ehliyetsiz olduğundan bahisle borçlu olmadığının tespiti davası açıldığı, istinaf kaldırma kararından önce mahkememizce Kocaeli İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/370 esas 2016/157 karar sayılı ilamıyla takibin borçlu … yönünden iptal edildiğinden hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verildiği, takibe konu edilen senedi kendiliğinden hükümsüz hale getiremeyeceği, bu nedenle davacının dava açmakta hukuki yararının bulunduğu tespit edilmekle akit tarihi olan 28/06/2011 tarihinde davacının hukuki ehliyetinin bulunup bulunmadığı yönünde inceleme yaptırılmak üzere bu tarihe yakın tarih itibariyle tıbbi belgeler ilgili kurumlardan getirtilmiş, dosya Istanbul ATK Başkanlığına gönderilerek akit tarihi itibariyle davacının ayırt etme gücüne ve fiil ehliyetine sahip olup olmadığı yönünde inceleme yaptırılmış ve …’in akit tarihi olan 28/06/2011 tarihinde fiil ehliyetine haiz olmadığı yönünde rapor aldırılmış, buna göre muris … akit tarihinde fiil ehliyetine sahip olmadığı, kefil sıfatıyla imzalamış olduğu bononun sonuçlarını kavrayabilecek ayırt etme gücüne de sahip olmadığı anlaşılmakla davacı tarafın menfi tespit davasının kabulüne ve davacının Kocaeli … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine, şartları oluşmadığından kötü niyet tazminatına ilişkin talebin ise reddine…” şeklinde karar verilmiştir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemenin müteveffa …’in 28/06/2011 tarihi itibariyle hukuki ehliyetinin bulunup bulunmadığı hususunda ATK’dan rapor alınarak karar verildiğini, bu rapora itiraz ettiklerini ve itirazları doğrultusunda hastalığının boyutu ilerleme durumuna göre fiil ehliyetinin ortadan kalkıp kalkmadığı hususunda yeniden inceleme yapılması istenilmiş ise de talebin reddedildiğini, … hakkındaki vesayet kararının tarihi ile senet tanzim tarihi arasında 2 yıla yakın fark bulunduğunu, her ne kadar vesayet kararı öncesinde …’in birtakım raporlar aldığı söylenmiş ise de bu dönemlerde hukuki işlem ehliyetine engel olacak derecede bir hafıza güçlüğü iradesel bir sorun olsa idi vesayet karanını daha önceden alınacak olduğunu, eksik inceleme ile karar verildiğini, ayrıca …’in senet tanziminden sonra birçok tapu işlemi gerçekleştirdiğini, Noterde vekaletname verdiğini, lehine birçok dava açtığını, dolayısıyla senet tarihi itibariyle fiil ehliyeti yokluğundan söz edilemeyeceğini Noterlik kanununun 72 ve yönetmeliğinin 91. Maddeleri uyarınca Noterlerin işlem yaptıracak kişilerin hukuki işlem ehliyetinden emin olması gerektiğini, oysa …’in 22/04/2011 tarihinde tapuda işlem yaptırdığını, ayrıca Kocaeli 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/189E. Ve 2011/297E. Sayılı dosyalarında kendisine ait taşınmazların tahliyeleri için dava açtığını, yapılacak olan icnelemede konulan hastalık teşhisinin senedin tanzim edildiği döneme göre değerlendirilmesi, hastalık derecesine göre bir sonuca ulaşılması gerektiğini, bu itirazlarının dikkate alınmaksızın davanın kabulünün hatalı olduğunu, demans-alzheimer rahatsızlıklarının çoğunlukla sürece yayılan ve her durumda fiil ehliyetini ortadan kaldırmayacak rahatsızlıklar olup, bu konada birçok bilimsel makalenin mevcut olduğunu bildirmiştir.
DELİLLER: Yargılama sırasında alınan Adli Tıp Kurumundan alınan 29/12/2020 tarihli raporda; “… görülmekte olan Menfi Tespit davası nedeniyle “akit tarihi 28/06/2011 tarihinde hukuki ehliyetinin bulunup bulunmadığı” sorulan … oğlu, 1928 doğumlu, 11/05/2016 tarihinde ölen … hakkında düzenlenen tıbbi belgeler, davacı-davalı ifadeleri ile dava dosyasının tüm olarak değerlendirilmesinden; akit tarihi olan 28/06/2011 tarihinden yaklaşık 5,5 yıl önce Nöroloji Uzmanı Prof.Dr. … kaşe ve imzalı 10/11/2005 tarihli muayene notunda “unutkanlık nedeniyle başvurduğu, 6-7 aydan beri ilerleyici unutkanlıkları olduğu ve kısmen günlük işlerini aksattığı, sorulara doğru cevap verdiği, ancak unutkanlık mevcut olduğu, MMS: 23/30 tespit edildiği, … 2X1, … 5mg 1X1 reçete edildiği” şeklinde kayıtlı olduğu, ayrıca akit tarihinden yaklaşık 1 yıl 8 ay önce ve 7 ay önce düzenlenmiş olan Kocaeli Devlet Hastanesinin 21/10/2009, 10/12/2010 tarihli nöroloji poliklinik epikrizlerinde de “Alzheimer Hastalığı” tanısı mevcut olduğu, kişide tespit edilen demans denilen bunama halinin klinik, fizyopatolojik ve ilerleyici vasfı dikkate alındığında işlem tarihinde de mevcut olduğunun tıbbi bilgiye uygun olduğu; kendisinin fiili ehliyetini müessir ve kişide şuur ve harekât serbestisi ile olayları kavrayıp onlardan sağlıklı sonuçlara varabilme yeteneğini ortadan kaldıracak mahiyet ve derecedeki bu akli maluliyet nedeniyle menfaatlerine müdrik olmayıp onları koruyamayacağı, telkinlere mukavemet edip şuurlu istek ve arzuları istikametinde bizzat ve tek başına eylem ve işlemlere girişmesinin tıbben mümkün görülmediği; bu duruma göre …’in akit tarihi olan 28/06/2011 tarihinde fiil ehliyetine haiz olmadığının kabulünün uygun bulunduğu…” mütalaa edilmiştir.Kocaeli 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/370 esas sayılı dosyasında aldırılan sağlık kurulu raporunda; “kısıtlının 2009 yılında alzheimer raporu bulunduğu, iyileşmesi mümkün olmayan bu hastalığın 2011 yılında da devam ettiği, bu sebeple 28/06/2011 tarihi itibariyle akit ile borçlanma ve bono düzenleme ehliyeti bulunmadığı”nın tespit edildiği ve anılan mahkemenin 17/03/2016 tarihinde … aleyhine takip yapılamayacağı gerekçesi ile takibin iptaline karar verdiği, kararın Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2016/11450 esas ve 2017/4546 karar sayılı ilamı ile onandığı, karar düzeltme isteminin ise aynı daire tarafından 05/07/2017 tarihinde reddedilerek kesinleştiği anlaşılmıştır. Kocaeli … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklı … tarafından borçlular … Ltd. Şti., … ve … aleyhine 28/06/2011 tanzim tarihli, 24/08/2015 vade tarihli ve 1.200.000,00TL bedelli bonoya dayanılarak kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığı görülmüştür. Kocaeli …Noterliğinin 17.05.2016 tarihli … yevmiye numaralı veraset ilamından; davacı …’in 11.05.2016 tarihinde vefat ettiği, davacı vekilinin mirasçıların vekaletnamesini sunduğu mirasçı …’in Kocaeli 3.SHM’nin 21.06.2016 tarihli 2016/699 E. – 2016/806 K. Sayılı kararıyla mirası reddettiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 72. Maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı taraf bonoyu düzenleyen müteveffanın ehliyetsiz olduğunu iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Yargılama sonunda davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekilince istinaf edilmiştir. İstinaf incelemesi istinaf dilekçesinde ileri sürülen hususlar ile kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dosyanın incelenmesinde mahkemece ilk olarak verilen davanın reddine dair kararın istinaf edilmesi üzerine dairemizce yapılan istinaf incelemesi sonunda dairemizin 2019/300E-2021/95K. Sayılı kararı ile dava konusu bonoda imzası bulunan …’in bononun tanzim tarihi olan 28/06/2011 tarihinde hukuki ehliyetinin bulunup bulunmadığı yönünde inceleme yaptırılması gerektiğinden bahisle HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verildiği, dairemiz kaldırma kararından sonra ATK’dan alınan rapor içeriğinde davacıların murisi …’in akit tarihi olan 28/06/2011 tarihinde fiil ehliyetine haiz olmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Her ne kadar davalı vekilince söz konusu rapora karşı itiraz edilerek yeniden rapor alınması ve muris …’in bu tarihten sonra da bir kısım resmi merciler huzurunda işlem yapıldığı ileri sürülmüş ise de ATK raporunun incelemesinde … ile ilgili daha önceki tıbbi bilgi ve belgelerin incelendiği, rapor yerinde değerlendirildiği, raporun bu haliyle ayrıntılı incelemeyi içerdiği gibi istinaf denetimine de elverişli nitelikte bulunduğu, bu yönden hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılmakla davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 79.903,66 TL harçtan, peşin alınan 19.975,92 TL harcın mahsubu ile bakiye 59.927,74 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, – İstinaf aşamasında davacının gider avansından kullanıldığı anlaşılan 55,60 TL posta ve tebligat masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.02/02/2023