Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/912 E. 2023/185 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/912 Esas
KARAR NO: 2023/185
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/11/2020
NUMARASI: 2015/132E, 2020/618K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 02/02/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkilinin öz ağabeyi olup müvekkili Almanya’da ikamet etttiğini, davalı tarafça müvekkilinin el ürünü olmayan 10/05/2013 tediye tarihli 120.000 EURO bedelli senedi tanzim ederek, İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasından müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine mahsus olmak üzere icra takibi yapıldığını, müvekkilinin işbu icra dosyasından İstanbul’a dönüş yaptıktan sonra 16/09/2014 tarihinde haberdar olduğunu, icra dosyasından gönderilen tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin ve borca itiraz amaçlı İstanbul Anadolu 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nde 2014/670 esas sayılı dava dosyası açtıklarını, müvekkilinin mernis kaydının ödeme emri adresi olduğu gerekçesi ile esasa girmeden davalarının reddedildiğini, kabul anlamına gelmemek ile birlikte müvekkili tarafından böyle bir senedin ne karşılığı verildiğini ispat yükünün davalıda olduğunu, özel bilirkişi incelemesi yaptırıldığını, grafolog …’ın senetteki imzanın müvekkili eli ürünü olmadığı kanaatine vardığını, davanın kabulü il e, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, dava konusu senedin iptaline, %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkilinin davacı taraftan alacağı nedeniyle 2014 yılında … İcra Dairesi’nde … esas sayılı dosyada takip başlatıldığını, takibe itiraz nedeniyle İstanbul Anadolu 1. İcra Mahkemesi’nde 2015/663 esas numarası ile görüldüğünü, bu takip nedeniyle hem usulsüz tebligat hem de borca ve imzaya itiraz edildiğini, yapılan yargılama sonrasında davanın reddine hüküm oluşturulduğunu ve lehlerine karar verildiğini ancak Yargıtay’ın kararı bozduğunu ve mahkeme yeniden yargılama yaparak ve yine davanın reddine karar verdiğini, icra mahkemesinde yapılan yargılama sonrasında imzanın davalı tarafa ait olduğunun tespit edildiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: “…İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takibe konulan 10/05/2013 vade tarihli, 120.000 Euro bedelli lehtarı …, keşidecisi … olan 18/02/2012 keşide tarihli senetten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, -Senet bedelinin %20’si olan 72.696,00 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine …” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 07.09.2020 Tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde belirtildiği üzere; icra mahkemesinde ve iş bu davada alınan raporların çeliştiğini, bu kadar farklı taban tabana zıt iki rapor çıkmasının mümkün olmadığını, ATK raporunda imzanın …’a ait olup olmadığının tespit edilemediğinin belirtildiğini, mahkemenin kararının yerinde olmadığını, senedin davacıya ait olduğunu, ancak yaşlı olduğu ve elleri titrediği için yavaş imza atıldığından imzanın öyle çıktığını, 11.07.2019 ve 07.09.2020 Tarihli dilekçelerde bu hususun ayrıntılı olarak anlatıldığını, itirazların karşılanmayarak müvekkilinin mağdur edildiğini, yeni bir rapor alınması yahut ATK’ya gönderilerek imzanın davacıya ait olup olmadığının net şekilde belirlenmesini, dosyanın bilirkişi raporları ile kilitlendiğini, ATK’nın da bu durumu yok edemediğini, İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyanın da getirtilmesini, bu raporun incelenmesini, itirazlarının dikkate alınarak imzanın davacıya ait olup olmadığının net olarak tespiti ile yeni alınacak rapora göre davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf süresinden sonra 07.09.2021 tarihli ek beyan dilekçesi sunmuş, dilekçe ekinde sunulan 14.02.2012 tarihli belgenin kasasına alındığının 08.09.2021 tarihli … makbuz nolu tutanaktan anlaşılmıştır.
İNCELEME Davaya konu 120.000Euro bedelli nakden kaydı olan senet sureti incelendiğinde; keşidecisine atfen davacı …, lehtar olarak …’un yer aldığı, düzenleme tarihinin 18/02/2012, ödeme tarihinin 10/05/2013 olduğu, keşideciye atfen adresin yer aldığı görülmüştür.İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyanın sureti dosyada mevcut olup incelendiğinde; alacaklının davalı borçlunun davacı olarak yer aldığı, davacı yanca davalı aleyhine 120.000Euro bedelli 10.052013 vadeli bonoya dayalı olarak 342.000TL asıl alacak ve 15.000TL işlemiş faiz ki toplam; 357.000TL alacağın yasal faizi ile tahsili istemi ile 01.08.2014 tarihinde takip başlatıldığı görülmektedir. Dava 363.480,00TL üzerinden harçlandırılarak 11.05.2015 tarihinde açılmıştır. İstanbul Anadolu 1.İcra HM’nin 2015/663 E sayılı dosyasındaki adli tıp belge inceleme uzmanının 02.03.2016 Tarihli raporunda neticeten; senet önyüzündeki borçlu imzasının kişinin imzalarıyla aralarında saptanan uygunluk ve benzerliklere nazaran …’un eli ürünü olduğu yönünde görüş belirtilmiştir. Mahkemece alınan adli belge inceleme- grafoloji bilirkişilerinde oluşan üç kişilik Bilirkişi heyeti raporunda neticeten özetle; inceleme konusu senette mevcut borçlu imzasının, davacı …’a ait imza içeren bir belgenin yukarıya, inceleme konusu senedin ise bu belgenin altına konularak, yukarıdaki belgede mevcut imzanın üzerinden bastırılarak gidilmesi sonucu senet üzerinde oluşan fulaj izinden (kalem baskı izi) yararlanmak suretiyle ve fulaj izinin üzerinden mürekkepli kalemle gidilmek suretiyle oluşturulduğunu, daha sonra mürekkep renk ve tonu ile kalem ucu kalibresi farklı bir evsafta bir kalemle imza hatlarının üzerinden tekrar gidilmek suretiyle imzanın mevcut haline getirilmiş olduğunu, dolayısıyla inceleme konusu senetteki borçlu imzasının üsten kopyalama metodu ile oluşturulmuş bir imza olduğundan, davacı …’un eli ürünü olmadığı yönünde görüş belirtilmiştir. Adli tıp Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi 30/06/2020 uyap tarihli raporunda özetle; İnceleme konusu senette … adına atılı imzanın altında evvelce ıslak olmayıp karbon kopya mahiyetinde imza olduğu ve söz konusu imza üzerinden mavi mürekkepli kalem ile gidilmiş olduğu, söz konusu imzanın üzerinden gitme işleminin , işlemi gerçekleştiren şahsa atfedebilecek tanı unsurları içermeyen referans imza hatlarının takibi ile yapılmış bir işlem olması nedeniyle aidiyetinin bu meyanda sorulduğu üzere …’un eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği yönünde görüş belirtilmiştir.
GEREKÇE Davacı, davaya konu 120.000 Euro bedelli senet yönünden menfi tespit talebinde bulunmuştur. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Dava; 11.05.2015 Tarihinde açılmış olup dava değeri; 363.580,00TL üzerinden harçlandırılmıştır. Mahkemece uyuşmazlığın heyet olarak görülmesine karar verilmişken, 16.09.2020 Tarihli ara kararı ile; “28.07.2020 Tarihinde yürürlüğe giren 7251 sayılı Yasa’nın 54.md hükümlerinde 26.09.2004 Tarihli ve 5335 sayılı Kanun’un 5.maddesinin fıkrasında yer alan 300.000TL ibaresi 500.000Tl olarak değiştirilmiş ve Kanun 28.07.2020 Tarih ve 31199 sayılı Resmi Gazete ile yayınlanarak yürürlüğe girmiş olmakla dava değeri 500.000Tl ‘nin altında kaldığı belirlendiğinden dava dosyanın üye hakime tevdiine…” karar verilmiş ve netice-i karar tek hakim tarafından tesis edilmiştir. Dava tarihi itibarı ile yürürlükte olan 5235 sayılı Kanun’un 5/3.maddesine göre; dava değeri üç yüz bin Türk lirasının üzerinde olan dava ve işlerin tüm yargılama safhaları, bir başkan ve iki üye ile toplanacak heyetçe yürütülür ve sonuçlandırılır. 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 54.maddesi ile “üç yüz bin” ibaresi “beş yüz bin” şeklinde değiştirilmiştir. Usul yönünden yeni Yasa kurallarının derhal uygulanması kuralı esas ise de; 5235 sayılı Kanun’daki düzenleme; mahkemenin Yasaya uygun teşekkülüne, mahkemenin görevine ilişkin olup görev yönünden dava tarihinin esas alınması gereklidir. Anılan husus kamu düzenine ilişkin olmakla HMK 355 maddesi gereğince re’sen dikkate alınarak kararın bu yönü ile kaldırılması gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararının re’sen dikkate alınan sebeplerle HMK 355, 353/1-a-4 maddesi gereğince kaldırılmasına, kaldırma sebebine göre davalı vekilinin sair istinaf isteminin incelenmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, -Re’sen dikkate alınan sebeplerle İstanbul Anadolu 9.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/132 E, 2020/618 Karar asayılı, 17.11.2020 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nın 355, 353/1-a-4 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Davalı vekilinin istinaf aşamasında beyan dilekçesi ekinde sunduğu ve 9034/3 makbuz no ile kasaya alınan 14.02.2012 tarihli evrakın dosya ile birlikte ilk derece mahkemesine gönderilmesine,2-Heyet mahkemesince yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,3-İstinaf talebi kısmen kabul edildiğinden peşin istinaf harcının talebi halinde davalı tarafa iadesine,4-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 162,10-TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 61-TL posta masrafı olmak üzere toplam 223,10-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,-Davacının gider avansından kullanıldığı anlaşılan 72-TL istinaf masrafının davacı üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 02/02/2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.