Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/901 E. 2021/1084 K. 28.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/901 Esas
KARAR NO: 2021/1084
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/03/2021
NUMARASI: 2020/635 2021/157
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/05/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA
A-)Açılan dava ve iddia: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile … Mega Center Şubesi … seri nolu ve 21.000,00 TL bedelli ve 28.02.2012 Keşide Tarihli çeke dayalı olarak 28.453,54 TL tutar (takip çıkışı) üzerinden Kambiyo Senetlerine Mahsus Takip Yolu ile alacaklısının davalı taraf olduğu derdest takip mevcut olup takip dayanağı çek üzerindeki imza müvekkilinin eli ürünü olmayan sahte bir imza olduğunu, Müvekkili hakkında, dava konusu keşideci imzası müvekkilinin eli ürünü olmayan sahte olan çeke dayalı başlatılan takibin kesinleştiğini ve halihazırda derdest olduğundan iş bu davanın açılması bakımından hukuki yarar mevcut olduğunu, bu nedenlerle dava konusu İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının HMK 209/1 hükmü gereğince müvekkili yönünden tedbiren teminatsız olarak dava sonuna karar durdurulmasına, Mahkeme aksi kanaatte olduğu takdirde dava konusu takip dosyasındaki icra veznesine girecek paranın alacaklı tarafa ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmesine, Müvekkili …’in takip dayanağı çek ve takip nedeniyle borçlu bulunmadığının tespiti ile takibin ve çekin iptaline, icranın eski hale iadesine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasında alacaklı olan … Bankası A.Ş. alacağını, Beyoğlu … Noterliği’nin 29.06.2016 tarih ve … yevmiye numaralı alacak temlik sözleşmesi ile müvekkili şirkete temlik edildiğini, İcra dosyası borçlusu …’a temlik eden bankanın Ümraniye/Çarşı Şubesinden 2.000.000 TL bedelinde kredi kullandığını ve genel kredi sözleşmesi akdedildiğini, yine davacı/borçlu … tarafından … Ltd. Şti.’ne verilen ve … Ltd. Şti.’ne ciro edilen 21.000 TL bedelli, 28.02.2012 tarihli, … çeki ile ilgili olarak, alacağın tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından borçlulara karşı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığını, davacının arabuluculuk şartını yerine getirmeden davayı açtığını, bu yüzden davanın usulden reddi gerektiğini, bu nedenler ile haksız ve hukuka aykırı davanın öncelikle usulden reddine, Esasa yönelik beyanlarımız gözetilerek esastan reddine, Davacı tarafın yasa ve usule aykırı tedbir talebinin reddine, Huzurdaki davanın kötü niyetli olarak açılması sebebiyle, müvekkil şirketin uğrayacağı herhangi bir zararda dava açma hakkımızın saklı kalmak kaydı ile her türlü mahkeme masrafı ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı : İlk derece mahkemesince; ” davanın İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından başlatılan icra takibinde davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti talepli menfi tespit davası olduğu, TTK 5/a maddesi gereği dava açılmadan önce arabulucuya başvurma şartı olarak düzenlendiği, 6325 sayılı Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-2 fıkrasında arabulucuya başvurulmadan açılan davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir hükmüne yer verildiği, dava dosyası açısından davanın arabulucuya başvurmadan dava açmış olduğu anlaşıldığı” gerekçesiyle HMK 114, TTK 5/A ve Arabuluculuk Kanunu 18/A-2 maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kararı davacı yan istinaf etmiş ve menfi tespit davasının arabuluculuğa tabi bir dava olmadığını bu nedenle kararın kaldırılması gerektiğini beyan ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava ;menfi tespit davasıdır. Uyuşmazlık; arabulucuk dava şartının iş bu dava yönünden uygulanıp, uygulanamayacağının tespitine ilişkindir. 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Kanun’un 5/A. maddesinde “dava şartı olarak arabuluculuk” başlığı ile; “Bu Kanun’un 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır” şeklinde düzenleme yapılmıştır. TTK’nın 5/A maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiştir. Kanun koyucu zorunlu arabuluculuğa tabi ticari davaları belirlerken konusunun alacak ve tazminat olan davalar olması gerektiğini özellikle vurgulamıştır. Bu nedenle menfi tespit davası niteliği gereği bir olumsuz durumun tespiti istemine ilişkindir. Bir miktar paranın ödenmesi veya tazminat talebi yoktur. Bu dava davalı açısından bir alacağın tahsili davasıdır demek de doğru bir yaklaşım değildir. Nasıl ki alacak davasına davalı açısından bu bir menfi tespit talebidir diyemiyorsak; menfi tespit davasında da davalı açısından bu bir alacak davasıdır nitelendirmesi yapamayız. Bir hukuki durumun savunulması ile dava edilmesi birbirinden farklı kavramlardır.
Kaldı ki Yargıtay 19. Hukuk Dairesi de ESAS NO: 2020/85 KARAR NO: 2020/454 KARAR TARİHİ: 13.02.2020 olan BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ HUKUK DAİRELERİ’NİN KESİN NİTELİKTEKİ KARARLARI ARASINDAKİ UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİNE YÖNELİK KARAR ile “….Kanun maddesinin metni ve gerekçesi bu kadar açık ve net olup zorlamayla da olsa genişletici bir yorum yapılmasına elverişli değildir. Zaten ileri ve özgürlükçü hukuk düzenlerinde zorunlu ve emredici kuralların dar yorumlanması esastır. Hal böyle olunca, yukarıda mahiyeti açıklanan menfi tespit davalarının ticari bir dava olduğu için TTK’nun 5/A maddesi kapsamına alınması ve böyle bir davayı açmak isteyen kişinin önce arabulucuya başvurmaya zorlanması, kanuna aykırı olduğu gibi sayısız hukuki sakıncalara da neden olacaktır….” denilerek uyuşmazlık hakkında bağlayıcı karar vermiştir. Mahkememizin de uygulaması baştan itibaren aynı görüş doğrultusundadır. Bu nedenle ; eldeki dava borçlu bulunmadığnıın tespiti istemine ilişkin olmakla zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığından ilk derece mahkemesinin kararı yerinde görülmediğinden istinaf başvurusun kabulü ile kararın kaldırılmasına ve yargılama yapılmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 -Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE, 2-İstanbul 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 01/03/2021 tarihli, 2020/635 E, 2021/157 K. Sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.4, 353/1.a.6 maddeleri gereğince KALDIRILMASINA, Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden 59,30 TL istinaf harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine, 4- İstinaf aşamasında davacı tarafça yapılan yargılama gideri olan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 11,00 e- tebligat, 23,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam196,60 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair; dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucu HMK’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 28/05/2021 tarihinde ve oy birliğiyle karar verildi.