Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/874 E. 2021/1045 K. 24.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/874 Esas
KARAR NO: 2021/1045
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/12/2020
NUMARASI : 2019/472 2020/720
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 24/05/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine çeke dayalı takip başlattığını, takip konusu çekteki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını belirterek müvekkilinin takip nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine ve %20 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davacı şirketin dava konusu çekin keşide tarihi itibariyle tek yetkilisinin … olduğu, çekteki imzanın adı geçene ait olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine ve %20 oranında kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili, istinaf sebebi olarak; yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, dava dilekçesinde müvekkilinin adresinin “… Mah. … Caddesi, No … Esenler/İstanbul” gösterildiğini, çıkarılan tebligatın adresten taşındığından bahisle iade edildiğini, mahkemenin bu kez mernis adresine tebligat çıkarıldı diye not düşerek yine aynı adrese tebligat çıkardığını, ancak bu tebligatın da 09/11/2019’da adresten taşındığından bahisle iade döndüğünü, bunun üzerine TK 35.maddesine göre tebligat çıkarıldığını ve 29/11/2019’da tebliğ edildiğini, müvekkilinin bu adresten 3,5 yıl önce ayrıldığını, durumun da 13/12/2017 tarihli ticaret sicil gazetesinde ilan edildiğini, müvekkilinin daha sonra bir daha adres değişikliği yaptığını, bunun da 19/11/2018 tarihli ticaret sicil gazetesinde ilan edildiğini, mahkemenin yaptığı bütün tebligatların eski adrese ve TK 35’e göre yapıldığını, İTO kayıtlarının dikkate alınmadığını, İTO’nun gönderdiği cevabi yazıda doğru adresin bildirildiğini, ancak bunun dikkate alınmadığını, davada taraf teşkilinin sağlanmadığını, usulsüz tebligatların yapıldığı adreste davacı şirket yetkilisi … ait firmanın faaliyet gösterdiğini, davacının müvekkiline 959.206,93 TL borcu bulunduğunu, dava konusu çekin … davacı şirketin yetkilisi olduğu dönemde keşide edildiğini, ayrıca bu çek ile emsal olup davacı tarafından ödenen çeklerin bulunduğunu bildirmiştir. Mahkemece, 03/03/2021 tarihli ek karar ile; davalının sistemde kayıtlı adresine tebligat yapıldığı, MERSİS adresinde değişiklik yapılması mümkün olmadığından kararın kesinleştiği gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili ek karara yönelik istinafında; önceki istinaf dilekçesinde belirttiği hususları tekrar etmiş ve kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davalı tarafın adresinin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne yazılan müzekkereye verilen 08/10/2019 tarihli cevabi yazının 4.sayfasında, davalı şirketin adresinin “… Mah. …Cadde, … Blok, No… Bağcılar ” olduğu belirtilmesine rağmen davalının MERSİS’te kayıtlı bulunan ve karar başlığında gösterilen “… Mah. …Caddesi, No…. Esenler/İstanbul” adresine tebligat yapılması ve bu usulsüz tebligata göre kararın kesinleştirilmesi doğru olmayıp açıklanan bu yön itibariyle davalı vekilinin mahkemenin verdiği 03/03/2021 tarihli ek karara yönelik istinaf talebinin kabulü gerekmiş ve asıl karara yönelik yapılan istinaf incelemesinde ise; davacı taraf, dava dilekçesinde davalının adresini ” … Caddesi, No… Esenler/İstanbul” göstermiş, davalıya çıkarılan tebligatın davalının taşındığından bahisle iade edildiği, bunun üzerine dönen tebligat üzerine MERSİS’e tebligat çıkarıldığı belirtilerek bu defa “… Mah. … Caddesi, No:… Esenler/İstanbul” adresine tebligat çıkarıldığı, ancak yine davalının taşındığından bahisle tebligatın iade edildiği, bunun üzerine mahkemece bahse konu adrese T.K’nın 35.maddesi gereğince tebligatın çıkarıldığı ve yargılamaya devam edildiği görülmüştür. Mahkemece, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne yazılan müzekkereye verilen 08/10/2019 tarihli cevabi yazının 4.sayfasında, davalı şirketin adresinin “… Mah. …Cadde, … Blok, No:… Bağcılar ” olarak belirtildiği, mahkemece bu husus gözetilmeksizin MERSİS’te kayıtlı adrese tebligat yapılarak usulüne uygun taraf teşkili sağlanmadan yargılamanın sonuçlandırılması usul ve yasaya aykırıdır. Açıklanan bu husus gözetildiğinde davalı vekilinin, mahkemenin verdiği 24/12/2020 tarihli asıl karara yönelik istinaf talebinin esasa dair yönler incelenmeksizin kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin 03/03/2021 tarihli ek karara yönelik istinaf talebinin KABULÜNE, 03/03/2021 tarihli ek kararın KALDIRILMASINA, 2-Davalı vekilinin asıl karara yönelik istinaf talebinin esasa dair yönler incelenmeksizin KABULÜNE, 3-İstanbul 20.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/12/2020 tarih, 2019/472 esas, 2020/720 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 4-Usulüne uygun taraf teşkili sağlanarak yargılamaya devam edilmesi bakımından dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 5-Sair istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 6-İstinaf peşin harçlarının talebi halinde davalıya iadesine, 7-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 324,20 TL (162,10×2) istinaf yoluna başvurma harcı, 195,40 TL (97,70×2) tehiri icra karar harcı ile 75,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 594,60 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 8-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-4 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.24/05/2021