Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/87 E. 2022/1952 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/87 Esas
KARAR NO: 2022/1952
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/10/2020
NUMARASI: 2019/34 2020/273
DAVANIN KONUSU: Marka (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 24/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı aralarında … &… markası ile …-… Ortaklığı olarak … Mahallesi … Cad. No:… Esenler İstanbul adresinde bir adi ortaklık kurulduğunu, zaman içerisinde devam eden bu ortaklığın limited şirketine dönüştüğünü, … Turizm ve İnşaat Ticaret Ltd Şti olarak ortaklık devam ederken, davalının taraf adi ortaklık ve sonrasında şirket tarafından kullanılan 28.12.2017 başvuru tarihli ve … Başvuru numaralı 21.06.2018 tescil tarihli ekte sunulan markayı ve 27.12.2017 başvuru tarihli ve … başvuru numaralı “…” ibareli markayı kendi adına tescil ettirdiğini, davalı tarafın sahte belge düzenleyerek şirketin tasfiyesi için işlemler yaptığını ve şirketi sona erdirdiğini, ayrıca bu süreç içinde şirket adına yapılacak tüm tahsilatları da şahsi hesabı üzerinden yaparak, şirket içini boşaltmak suretiyle müvekkilini zarara uğrattığını, iddia ederek, dava konusu markaların müvekkili adına da tescilini, bu mümkün olmadığı takdirde, fazlaya ilişkin tüm hakları, maddi ve manevi tazminat hakları ile sözleşme dışı zararların giderilmesine ilişkin haklarını saklı tutarak, davalı tarafın 10.000,00 TL tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili 04/03/2019 tarihli cevap dilekçesi ile, davaya konu markanın her anlamda yaratıcısı, ilgili işin teknik boyutu ve marka ile ilgili tüm detaylara hakim olanın ve markayı tek başına yaratanın müvekkili olduğunu ve davacı yanın müvekkiline karşı ikame etmiş olduğu işbu davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: “…Dava, dava konusu markanın davacı adına tescili olmadığı takdirde tazminat taleplidir. Davacı delil olarak Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/46 Esas sayılı dosyası ile Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/106942 soruşturma sayılı dosyalarına dayanmıştır. Başkaca bir delil bildirmemişlerdir. Bilirkişi deliline dayanmış ise de kesin süreye rağmen bilirkişi avansını yatırmadığından bilirkişi incelemesi yapılmamıştır. Türk Patentten getirtilen tescil kaydına göre dava konusu 2017/120281 ve … tescil nolu markaların davalı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır. Davacının delil olarak dayandığı Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma evrakının tetkikinden dava dışı şirketin tasfiyesi ile ilgili imza nedeniyle davacının şikayetçi olduğu Cumhuriyet Başsavcılığınca yetkisizlik kararı verildiği davacı ifadesi dışında ve dilekçesi dışında herhangi bir delil bulunmadığı anlaşılmıştır. Yine delil olarak dayanılan Bakırköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/46 Esas sayılı dosyasının tetkikinden ise davacı tarafça davalı aleyhine yine şirketin sahte imzayla tasfiye edildiği bahisle tazminat isteğiyle dava açıldığı mahkememizin dava şartı yokluğu sebebiyle davanın reddine karar verildiği, dosya kapsamında dava dilekçesi dışında bir delil bulunmadığı anlaşılmıştır. Buna göre davacı dava konusu markalarda herhangi bir hakkı olduğuna dair ispata yarar herhangi bir delil ibraz edememiş olup, ayrıca dava konusu markaların dava dışı ortağı olduğu şirkete ait olduğunu iddia ediyorsa bunu talep hakkı şirkete ait olacağından sübut bulmayan davanın reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Usul yönünden; gerekçede Bakırköy 1.ATM nin 2019/46 Esas sayılı dosyasında davacı tarafça davalı aleyhine sahte imzayla şirketin tasfiye edildiğinden bahisle dava açıldığına yer verilmiş ise de ilgili dosyada hileli iflas nedeni ile zarara uğranıldığından tazminat talebine ilişkin olduğunu, bu davada ise marka üzerinde birtakım sebeplere bağlı hak iddiası ile markasal haklara istinaden talep edilen bir tazminat türü olduğunu, mahkemenin gerekçede bu tazminat türlerini bir arada addetmesinin usul hatası olduğunu, Esas yönünden ise; davalı tarafın sahte belge düzenleyerek şirketin tasfiyesi için işlemleri yaparak şirketi sona erdirdiğini, bu süreçte şirket adına yapılacak tüm tahsilatları şahsi hesabı üzerinde yaparak şirket içini boşlatıp müvekkilini zarara uğrattığını, bu hususta ayrıca suç duyurusunda bulunulacağını, şüphelinin ekte dökümü yapılan şirket adına olan alacakları tahsil ettiğini, alacakları şahsi olarak tahsil ettiğini, müvekkilinin bilgi ve rızası olmadığını, başka alacakların da elden alındığını, bu hususta tanıklar olduğunu, bu nedenle hileli iflas suçu oluştuğunu,Mahkemece bilirkişi deliline dayanılmışsa da kesin sürede avans yatırılmadığından bilirkişi incelemesi yapılamamıştır şeklinde hüküm kurulmuşsa da; o tarihte devam eden ceza soruşturması bulunduğundan hem soruşturmada hem de raporda aynı sonuca varılacağı düşünülünce CBS soruşturmasının daha kapsamlı olacağı düşüncesi ile bilirkişi delili kullanılmadığını, soruşturmada yetkisizlik kararı verildiğinden delillendirmenin eksik kaldığı düşünülürse hali hazırda yeni CBS soruşturmasının başlatılacağı ve bununla birlikte istinaf incelemesinde bilirkişi deliline dayanılacağından haklılığın ortaya çıkacağını belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava terditli şekilde açılmış olup davacı, … markalarının şirket tarafından kullanılmaktayken davalı adına tescil edildiğini iddia ederek markanın kendisi adına tescilini olmadığı takdirde ise maddi ve manevi zararların tazmini için tazminata hükmolunmasını talep etmiştir.İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta; davacı davaya konu … markalarının davacı ile davalının ortağı olduğu şirkete ait olduğunu ileri sürmüş, davalı ise markanın kendisi tarafından yaratıldığını ve adi ortaklık ilişkisinin 21.04.2016’de başladığını, markanın ise ortaklık ilişkisi başlamadan kendisi tarafından kullanıldığını ileri sürmüş bu hususta bir kısım deliller ibraz etmiştir. TPE yazı cevabına göre; davalı adına kayıtlı … numaralı … markası 28.sınıfa 28.12.2017 başvuru, 21.06.2018 tescil tarihli olup yine davalı … Yaman’ın … numaralı … markasının 28.sınıfta 27.12.2017 Tarihli marka başvurusu bulunduğu görülmüştür. Davacının delil olarak; Bakırköy CBS 2018/106942 soruşturma sayılı dosyası, Bakırköy 1.ATM 2019/46 Esas sayılı dosyası, tanık, marka kayıtları ve bilirkişi incelemesine dayandığı, soruşturma dosyasında tarafların ortak olduğu halde tasfiyeye girdikten sonra imzanın taklit edilmesi sureti ile imzalanan belge ve evrakların Ticaret Sicil odası ve ticaret odasına ibraz edilerek mağduriyete neden olduğu iddiası ile davacı hakkında davalı aleyhine özel belgede sahtecilik suçlaması ile şikayetçi olunduğu, dosyadaki evraklara göre yetkisizlik kararı verildiği görülmektedir. Bakırköy 1.ATM nin 2019/46 E, 2019/84 K sayılı dosyasında davacının davalı aleyhine tarafların ortak olduğu şirket sebebi ile zarar verici işlemlerden dolayı tazminat istemi ile dava açıldığı, davada arabuluculuk nedeni ile usulden red kararı verildiği görülmüştür. Mahkemece bilirkişi incelemesi için davacıya kesin süre verilmiş, davacı süresi içinde bilirkişi avansını depo etmemiştir. 14.07.2020 Tarihli duruşmada davacı vekili “…mevcut delillere göre talebimiz gibi karar verilsin, cumhuriyet savcılığı soruşturmasından haberimiz yoktur, öğrenildiğinde bilgi verilecektir” şeklinde beyanda bulunmuştur. Davalının sunduğu delillerden …com adresinde “… 2015 yılında kurulan bir markadır” şeklinde bir ibarenin yer aldığı, … ve … Ort 21.04.2016 tarihli vergi kaydı çıktısı, … marka tescili için yapıldığı belirtilen 25.03.2016 tarihli mail çıktısı, davalı adı ve soyadının bulunduğu mail adresinde 22.03.2016 tarihinde kullanılan … sunumu içerikli mail çıktısı 05.01.2016, 25.05.2016 tarihli …com alan adına ilişkin davalı adına kesilen fatura suretleri eklenmiştir. Tarafların kurucusu olduğu … İNŞAAT TİC LTD ŞTİ 23.01.2017’de kurulduğu, 27.01.2017 tarihli Ticaret sicil gazetesinden anlaşılmaktadır. Somut olayda; davacının markanın şirkete ait olduğunu iddia ederek sadece kendisi adına tescilini talep etmesi yerinde olmadığı gibi, markada hak sahipliği yönünden TMK 6.maddesi gereğince davacı iddiasını ispatla yükümlüdür. Davacının bu hususta delil ibraz etmediği, soruşturma dosyası ve Bakırköy 1.ATM nin dosyasında dava konusu markada önceye dayalı hak sahipliğine ilişkin bir delil bulunmadığı, davacının kesin sürede bilirkişi ücretini yatırmadığı, 14.07.2020 tarihli duruşmada mevcut delili durumuna göre karar verilmesini talep ettiği, davalının ise önceye dayalı hak sahipliği yönünden bir kısım deliller sunduğu görülmekle mevcut delil durumuna göre davacı iddiasını ispatlayamadığından davanın reddinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık görülmemiştir. Davacı vekili, istinaf aşamasında bilirkişi incelemesi yapılmasını talep etmiş ise de; ilk derece yargılaması aşamasında kesin sürede bilirkişi avansı yatırılmamış olup HMK 357 md gereğince istinaf aşamasında bu hususta yeniden süre verilmeyeceğinden bu yöndeki istinaf isteminin de reddi gerekmiştir.Açıklanan nedenle davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.24/11/2022