Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/868 E. 2021/1721 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/868 Esas
KARAR NO: 2021/1721
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/03/2021
NUMARASI: 2019/826 2021/192
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 07/10/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; “Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/154 E. Sayılı dosyası İle 19.12.2013 tarihinden geçerli olmak üzere … A.Ş’nin iflasına karar verildiğini, iflas tasfiyesinin Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile yürütüldüğünü, Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında İflas İdaresince Müflis … A.Ş.’nin üçüncü şahıslardaki alacaklarının tespiti için ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığını, iflas idaresince IIK, Md. 229 gereği masanın vadesi gelmiş ve bilirkişi raporu iler tespit edilmiş alacaklarının tahsili için Müflis … A.Ş’nin borçlularına karşı icra takibi başlatılmasına karar verildiğini, bu karar gereği bilirkişi raporunda borçlu olarak tespit edilen davalı aleyhine de Bakırköy … İcra Müdürlüğümün … E. Sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, ancak davalı tarafın haksız ve hukuka aykırı olarak yetkiye, borca, faize ve borcun tüm ferilerine itiraz ettiğinı, bu sebeple de huzurdaki itirazın iptali davasını açma zaruriyetinin doğduğunu ifade ederek, İtirazın iptali İle takibin devamına, alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına, tüm yargılama gider ve masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini” talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; “Müvekkili şirketin davacıya herhangi borcunun bulunmadığını, davacı hakkında iflas kararı verilmeden önce karşılıklı yapılan mutabakatla herhangi bir hak ve alacağın bulunmadığının kabul edildiğini, cari hesap ve şirket kayıtlarının incelenmesi neticesinde davacının herhangi bir hak ve alacağı bulunmadığının görüleceğini, davanın reddi ile davacının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine” karar verilmesi talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI (2015/943 Esas): Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10.01.2017 tarih ve 2015/943 Esas – 2017/11 Karar sayılı kararıyla; “Davacı tarafın takibe koyduğu cari hesap alacağını kesin bir şekilde ispat edemediği anlaşıldığından iş bu itirazın iptali davasının reddine ve takip haksız olmakla birlikte davalı tarafça davacı tarafın takibi kötü niyetle başlattığının ispat edilememiş olması göz önünde bulundurularak davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin reddine.” karar verilmiştir.
DAİREMİZİN (2017/2483 E. 2019/2175 K.) KARARI: Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 17.10.2019 tarih ve 2917/2483 Esas – 2019/2175 Karar sayılı kararıyla; “Ticari defterler belge ile desteklenmediği sürece tek başına kendisi lehine delil olarak kabul edilemez. 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre mükelleflerin belirli bir haddi aşan mal ve hizmet alımlarını “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)” ile mal ve hizmet satışlarını ise “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)” ile bildirmeleri yükümlülüğü getirilmiş olduğu da dikkate alınarak bu kapsamda da bir inceleme yapılmadığı, davacı kayıtlarının incelemeye neden getirilemediği ve fiziken imkansız ise yerinde inceleme yetkisi verilerek dayanak kayıtların ve ticari defter asıllarının da incelenmesi sonucu ancak sağlıklı bir rapor alınabilecektir. Defterlerde akıbeti belli olmayan çek ile ilgili de bankadan bilgi talep edilmesi mümkündür. Bu nedenle alınan bilirkişi raporu eksik inceleme ile oluşturulmuş olup hükme esas alınması bu hali ile mümkün olmadığından ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine.” karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI (2019/826 Esas): Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01.03.2021 tarih ve 2019/826 Esas – 2021/192 Karar sayılı kararıyla; “Çeke ilişkin banka cevabi yazısı, celp olunan BA-BS formları ile davacı tarafa ait ticari defterlerin yerinde incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi ek raporu ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; tarafların BA ve BS bildirimlerinin birbiri ile uyumlu olup davacı yanın BS formunda faturaları davalı taraf gibi %50 iskontolu düzeltilmiş hali ile beyan ettiği, defter kayıtlarından davacının davalıdan 0,02 TL bakiye alacaklı göründüğü, dolayısıyla davacı tarafından davalıdan alacaklı olunduğu hususunun ispatlanamadığı kanaatine varılarak davanın reddine, davalı tarafça davacı tarafın takibi kötü niyetle başlattığının ispat edilememiş olması göz önünde bulundurularak davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresi içinde ibraz ettiği istinaf dilekçesiyle; “Yerel mahkemece BA- BS formlarının uyumlu olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Oysa ki Bakırköy … İflas Md … İflas dosyasından alınan bilirkişi raporunda davalı taraf müflis şirkete borçlu gözükmektedir. Dosyadaki raporlar arasındaki çelişki giderilmeden davanın reddine karar verilmesi hatalı olduğu.” beyan edilerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLER: *Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası, *BA-BS formları. *Banka cevabi yazıları (çekin ödenmediğine dair).
GEREKÇE: Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı müflis, davalıdan fatura ve cari hesap ilişkisi kapsamında alacaklı olduğunu beyanla ilamsız icra takibi ve akabinde itirazın iptali davasını açmış; davalı ise davacıya borcunun bulunmadığını, bu durumun defter kayıtları ve taraflar arasındaki hesap mutabakatı ile sabit olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10.01.2017 tarih ve 2015/943 Esas – 2017/11 Karar sayılı kararıyla; “Davacı tarafın takibe koyduğu cari hesap alacağını kesin bir şekilde ispat edemediği anlaşıldığından iş bu itirazın iptali davasının reddine” karar verilmiştir. Hükmün davacı vekili tarafından istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16.Hukuk Dairesi’nin 17.10.2019 tarih ve 2917/2483 Esas – 2019/2175 Karar sayılı kararıyla; “Ticari defterler belge ile desteklenmediği sürece tek başına kendisi lehine delil olarak kabul edilemez. Tarafların vergi dairelerinden “Form Ba” ile “Form Bs” bildirimlerinin araştırılması, davacı kayıtlarının incelenmesi, akıbeti belli olmayan çek ile ilgili de bankadan bilgi talep edilmesi ile yeniden bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği.” gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından istinaf kararına uygun olarak yeniden yapılan yargılamada; tarafların bağlı olduğu vergi dairelerinden BA-BS formları getirtilmiş, defter kayıtlarından akibeti belli olmayan çek için banka ile yapılan yazışma sonucunda çekin ödenmediği tespit edilmiş, tarafların ticari defter ve kayıtlarında yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak yenide hüküm kurulmuştur. Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01.03.2021 tarih ve 2019/826 Esas – 2021/192 Karar sayılı kararıyla; “Çeke ilişkin banka cevabi yazısı, celp olunan BA-BS formları ile davacı tarafa ait ticari defterlerin yerinde incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi ek raporu ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davanın reddine, davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin reddine” karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacının cari hesaba dayalı olarak açtığı davada, ilk derece mahkemesince tarafların vergi dairesi BA-BS kayıtları, banka yazıları ve diğer bildirilen deliller toplandıktan sonra, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir tarafından yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda davacının davalıdan alacağının bulunmadığı sonucuna varıldığı, ilk derece mahkemesi tarafından tarafların iddia ve savunmalarının yeterince araştırıldığı ve ulaşılan sonucun yerinde olduğu anlaşılmakla, yerinde olmayan davacı istinafının reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/10/2021