Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/865 E. 2023/346 K. 27.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/865 Esas
KARAR NO: 2023/346
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/09/2020
NUMARASI: 2019/621, 2020/443
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/02/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkillerine ait çekin haciz yolu ile icraya konu edildiğini, çekin tahrif edildiğini, ciro silsilesinin bozuk olduğunu, icra hukuk mahkemesinde itiraz davası açıldığını belirterek müvekkilerinin davalıya borçları olmadığına dair karar verilmesini talep etmişlerdir.
CEVAP: Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacıların dava konusu çekten dolayı müvekkilerine borçlu olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: “…. çekin keşide tarihinin “2” ile başlayan gün bölümünün yanındaki rakamın oynandığı, üzerinde tahrifat yapılarak paraf atıldığı, görünüm itibariyle çekin keşide tarihinin “28/02/2019” olduğu görülmüştür. Bu konuda grafolog bilirkişisinden rapor aldırılmış, sunulan 08/05/2020 tarihli bilirkişi raporu ile bu husus doğrulanmıştır. Ancak, tahrifat durumunda belgenin tahrif edilmeden önceki durumunun göz önünde bulundurulması gerektiğinden, tarihin gün hanesinin ilk rakamının “2” olduğu açık olup, bu suretle çekteki tahrifat öncesi keşide tarihinin en geç “20/02/2019″ tarihi olacağı, çekin ibraz tarihi göz önünde bulundurulduğunda her halükarda süresinde ibraz edildiği ve bu doğrultuda yapılan tahrifatın senedin geçerliliğini ve davacıların sorumluluklarını ortadan kaldırmayacağı, Davacıların keşideci ve lehtar sıfatı ile dava konusu çeki imzaladıkları, imzalarının sahte veya geçersiz olduğuna ilişkin bir iddiada bulunmayarak imzalarını ikrar ettikleri, dava konusu çekte keşide tarihi üzerinde yapılan tahrifat nedeni ile bu tahrifat öncesindeki durum itibariyle çekin her halükarda süresinde ibraz edildiğinin anlaşıldığı, dolayısıyla tahrifatın çeki geçersiz hale getirmeyip davacıların sorumluluklarını etkilemediği, imzaların istiklali prensibi uyarınca davacıların çek üzerindeki imzalarından sorumlu bulundukları, çekteki ciroların birbirini takip ettiği ve bu surette ciro silsilesinde herhangi bir kopukluk bulunmadığı, çeki davacı lehtar … firmasının cirosu sonrasında devralan cirantaların kendilerinden önceki cirantaların imzalarının geçerli olup olmadığını sorgulamalarının beklenemeyeceği, kambiyo senetlerinin mücerretliği ilkesi uyarınca davacılarla davalı arasında veya dava dışı cirantalarla davacı ve/veya davalı arasında ticari ilişki bulunup bulunmamasının da davacıların sorumluluklarını ortadan kaldırmayacağı, davalının dava konusu çeki kötü niyetli veya ağır kusurlu olarak iktisap ettiğinin davacı taraflarca ispatlanamadığı ve bu nedenle davanın reddine…” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacılar vekili istinaf isteminde özetle; çekin ciranta … şirketinin iradesi dışında elden çıktığını, … şirketi tarafından çek iptal davası açıldığını, tedbir konulduğunu, buna rağmen takip başlatıldığını, çekte ciro silsilesini kopuk olduğunu, … şirketindeki sonraki ciranta İlhan ırmak hakkında yeterli inceleme yapılmadığını, müvekkilleri ile davalının cari hesap ilişkisi olmadığını, davalıya borcunun olmadığını, ispat yükünün davalıda olduğunu, İlhan Irmak isminin tamamen muamma olup TC si olmadığını, paravan olarak kullanıldığını, müvekkilinin ciro silsilesinde borçlu göründüğü … şirketine borcu ödediğini, … şirketi ile İlhan arasında bir ticari ilişki olmadığını, müvekkilinin … şirketine borcu olmadığının ticari defter incelemesi ile ortaya çıkacağını, eksik inceleme yapıldığını, çekteki parafın müvekkiline ait olmadığını, çek üzerinde oynama yapılarak 8 rakamının eklendiğini, çek iptal davasındaki örneğine bakılınca da çekte oynama yapılarak 8 rakamının eklendiğinin görüleceğini, müvekkilinden çıktıktan sonra paraf atılmasının da mümkün olmadığını, raporda çek tarihinin orjinalinde ne olduğunun anlaşılamadığının beliritldiğini, kanunen aranan vasıfları (keşide tarihini) ihtiva etmediğinden çek vasfını taşımadığını, çekin süresinde ibraz edilmediğini, kambiyo vasfını yitirdiğini, karşılıksız işlemi yapılmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME Dava konusu çekin … Bankasına ait 50.000 TL meblağlı İstanbul keşide yerli … seri nolu çek olduğu, keşidecisinin davacı … AŞ, lehtarının ve ilk cirantasının davacı …Ltd.Şti. olduğu, çekin davacı …Ltd.Şti. Tarafından ciro yolu ile dava dışı …Ltd.Şti.’ne ondan da dava dışı … isimli şahsa geçtikten sonra son olarak davalıya geçtiği, çekin 28.02.2019 tarihinde ibraz edildiği ve davalının hamil sıfatı ile çeki davalılar aleyhine icra takibi başlatmıştır. Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1246 Esas sayılı dosyasında; ciranta … firması tarafından dava konusu çekin de aralarında bulunduğu çekler ile ilgili ziyai nedeniyle iptali istemi ile dava açılmış ve mahkemenin 03/10/2019 tarih 2019/997 Karar sayılı kararı ile çeklerin davadan sonra bankaya ibraz edilmesi nedeni ile zayi durumunun ortadan kalkması gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Dairemizce İlgili dosya yönünden mahkemesine müzekkere yazılmış ise de; dosyada çek görüntüsüne rastlanmadığı belirtilmiş, dosyada bankaya yazılan müzekkerelerde ve ilan metinlerinde çekin tarihinin 28.02.2019 olarak yer aldığı görülmüştür. Grafoloji raporunda; çekte birler basamağında öncesinde mevcut olan rakamın 8 rakamına dönüştürüldüğü, 8 rakamı ile parafın aynı evsafta kalemle yapıldığı, paraf ile keşideci imzasının aynı el ürünü olmadığı saptanmıştır.
GEREKÇE Dava, İİK’nın 72.maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacılar çekteki keşideci, lehtar/1.ciranta imzasını inkar etmemişler, dava dışı 2.ciranta olan … şirketinin zayi davası açtığını, … şirketi ile sonraki ciranta arasında ticari ilişki olup olmadığının belli olmadığını, ciro silsilesinin kopuk olduğunu, çeke dolayı borçları olmadığını, çek tarihinde tahrifat yapıldığını iddia etmişlerdir. Çekte imzaların bağımsızlığı ilkesi geçerli olup davacılar kendi imzalarını inkar etmediklerinden sonraki ciroların geçerli olup olmadığına dayanamayacakları gibi çekte görünürde düzgün ciro silsilesi mevcut olduğundan ciro silsilesinin bozuk olduğuna ilişkin istinaf istemi de yerinde görülmemiştir. Çek, illetten mücerret olup davalının alacaklı olduğunu ispat yükü olmadığı gibi, çekte görünürde aralarında temel ilişki olmayan davalı ile davacılar arasında borç ilişkisi olup olmadığı yönünden ticari defter incelemesi yapılması esasa etkili olmayacaktır. Davacıların çekte tahrifat iddiasına gelince; dosyada mevcut grafoloji raporuna göre çekte birler basamağında öncesinde mevcut olan rakamın 8 rakamına dönüştürüldüğü, 8 rakamı ile parafın aynı evsafta kalemle yapıldığı, paraf ile keşideci imzasının aynı el ürünü olmadığı saptanmıştır. Bu durumda ilk derece mahkemesince kabul edildiği üzere çekin gün hanesinin birler basamağında paraf yapıldığı sabit olmakla çek tarihinin en eski 20.02.2019 olabileceği, çekin önceki haline göre 20.02.2019 tarihli olduğu kabul edilse dahi, herhalükarda süresinde ibraz edildiği, davacıların kambiyo senedine dayalı sorumluluklarının devam ettiği anlaşılmakla somut delil durumuna göre mahkemenin davanın reddine ilişkin kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık görülmemiştir.Açıklanan nedenle davacılar vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 179,90-TL harçtan, peşin yatırılan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye 120,60-TL harcın davacılardan alınarak hazineye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.27/02/2023