Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/863 E. 2021/1420 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/863 Esas
KARAR NO: 2021/1420 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2020/783 E. SAYILI ARA KARAR
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/07/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; davalılardan … A.Ş tarafından müvekkili şirkete 2013 yılından beri muhtelif krediler kullandırıldığını ve bu kredilerin büyük çoğunluğunun müvekkili şirket tarafından geri ödendiğini, davalılardan … A.Ş.’nin …’ın %100 iştiraki olduğunu ve bu kuruluşun tamamen … A.Ş kontrolünde olduğunu, kullanılan krediler karşılığında müvekkili tarafından o anki kredi miktarlarının çok üzerinde değerde gayrimenkuller teminat olarak bankaya verildiğini, müvekkili şirketin 1948 den beri inşaat işleriyle uğraştığını, iştigal konusu dahilinde 3.kişilere ürettiği gayrimenkulleri satan müvekkili şirketin satılan gayrimenkullerin bedeli tamamen tahsil edilmeden bu gayrimenkulleri finansal işlemlerinde teminat olarak kullandığını ve bedeli ödenen gayrimenkullerin tapu devrini bu aşamada 3.kişilere yaptığını, davalılara dönem dönem tapu devri yapılması gereken 3.şahıslara ait gayrimenkullerin bildirildiğini, ve ayrıca ek teminatlarda sağlandığını ancak davalıların bu tür gayrimenkullerin gerçek sahipleri olan müşterilerine ipotekleri fek etmemek suretiyle takyidatlardan ari olarak devrini engellemekte olduğunu, 2018 yılında … A.Ş’nin hakkını kötüye kullanmak suretiyle alacaklarını kendince sağlama almak ve diğer muhtemel alacaklılarından korumak adına ipotekle temin ettiği gayrimenkullerin büyük bir kısmının şirket tarafından sat-geri kirala finansal modeli kisvesi altında … A.Ş ye devrini temin ettiğini, davalıların kanuna ve sözleşmelerine aykırı fiilleri ile geçersiz sözleşmeleri uygulamaları sonucunda davacı şirket müşterileri/tüketicilerin davalılar aleyhine büyük miktarda muhtelif davaları ikame ettiklerini, açılan bu davalarda teminatların paraya çevrilmesi, devredilmesinin tedbiren durdurulduğunu, davalı bankaya teminat olarak verilen gayrimenkullerin davalı banka yüzünden geliştirilememekte olduğunu ve müvekkilinin maruz kaldığı zararın her gün artmakta olup telafisinin imkansız hale geldiğini, davalıların müvekkili şirkete karşı başlattığı kanuni takiplerin tedbiren durdurulması ve davalıların elinde mevcut gayrimenkul rehinlerinin teminatların paraya çevrilmesinin ve bu gayrimenkullerin … A.Ş tarafından 3.şahıslara devrinin tedbiren durdurulması gereği hasıl olduğunu bildirerek; dava neticeleninceye kadar mümkünse teminatsız olarak davalıların müvekkili şirkete karşı başlattığı kanuni takiplerin durdurulmasına, davalıların elinde mevcut gayrimenkul ipoteklerinin, rehinlerinin, teminatların paraya çevrilmesinin ve sahipliği … A.Ş de bulunan gayrimenkullerin devrinin tedbiren durdurulmasına, davalılardan … A.Ş ile müvekkili arasında münakit finansal kiralama sözleşmelerinin geçersizliğinin tespiti ile müvekkili şirketin tespit edilecek olan fazlaya dair zarar, ziyan ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik davalıların sözleşmeye ve mevzuata aykırı davranışı neticesi ile oluşan 1.000.000,00 TL zararın kanuni faizi ile davalılardan tazmin edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 04/01/2020 tarihli 2020/783 E sayılı kararıyla; ” HMK.nun 390.maddesine göre tedbir talep eden taraf, davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Davacının, davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispat edecek delillerini sunmadığı, haklılığın yapılacak yargılama sonucunda belirleneceği” gerekçesiyle; ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davalılardan …’ın müvekkiline 2013 yılından itibaren çeşitli krediler kullandırıldığını ve müvekkilinin bir çoğunu ödediğini, müvekkilinin üçüncü kişilere ürettiği gayrımenkullerin bedeli tamamen ödenene kadar, finansal işlemlerinde teminat olarak kullandığını, tapu devrini de tam ödeme aşamasında yaptığını, davalı … şirketinin Banka’nın %100 iştiraki olduğunu, Banka’nın kendi alacaklarını sağlama almak amacıyla ipotekle temin ettiği gayrımenkullerin büyük kısmını (ipotekleri muhafaza ederek) “sat-geri kirala” finansal modeli kisvesi altında BFK’ya devrini temin ettiğini, davacının bu işlemden ek bir kredi yada menfaat sağlamadığını, zaman içerisinde yeterince teminat bulunmasına rağmen, davalı Banka’nın malları sahiplenerek kayıtlara yansıtmadığını ve müvekkilini ek teminata zorladığını, Banka’nın baskısıyla yapılan BFK sözleşmelerinin hukuken geçersiz olduğunu, davanın konusunun davalıların sözleşmeye ve mevzuata aykırı davranışı nedeniyle oluşan zararın tazmini olduğunu, zararın her geçen gün arttığını, tedbir koşullarının oluştuğunu, davalılarca davacı aleyhine dilekçede yer verilen icra takiplerinin başlatıldığını, gerekçesiz şekilde tedbir taleplerinin reddine karar verilmesinin Anayasa’nın 141. Maddesi ve HMK 297. Maddesine aykırı olduğunu, beyanla kararın kaldırılarak icra takiplerinin , davalıların elinde mevcut gayrımenkul ipoteklerinin, rehinlerin teminatların paraya çevrilmesinin ve davalı … A.Ş.’nin FKS gereğince elinde bulundurduğu gayrımenkullerin üçüncü şahıslara devrinin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Vekilinin istinaf dilekçesine karşı cevabında; banka ile davacı arasında imzalanan sözleşmeye konu kredinin bağlı kredi değil ticari kredi olduğunu, genel kredi sözleşmesinin her iki tarafının da tacir olup basiretli davranmakla yükümlü olduğunu, müvekkilinin davacıya güvenerek kredi kullandırdığını ancak davacının satılmadı dediği taşınmazlardan 34 adedinin 3. kişilere satıldığının, Banka aleyhine açılan davalar sonucu öğrenildiğini, dolandırıcılıktan şikayet ettiklerini, ipoteğin fekki için ipotekle temin edilen borcun ödenmesi gerektiğini, davalıların ayrı tüzel kişiliklere ve ayrı mevzuata tabi olan bağımsız şirketler olduğunu, kişinin kendi muvazaasına dayanarak hak iddia edemeyeceğini, kredinin kullandırım kararına etki eden teminat yapısının kredi ilişkisi sürecinde de korunmasının esas olduğunu, asıl davalı bankanın mağdur olduğunu ve zararının arttığını beyanla istinaf başvurusunun esastan reddini talep etmiştir. Davacı vekilleri tarafından ibraz edilen 04/05/2021 tarihli dilekçe ile, davacı şirketin Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/917 Esas sayılı dosyası ile iflasına karar verildiğini ve kararın Bakırköy … İflas Dairesi’nin … İflas dosyasına kaydedilerek tasfiye işlemlerine başlandığını, İİK 194. madde gereğince davanın 2. Alacaklılar toplantısından sonraya bırakılmasını ve vekalet ilişkisi sona erdiğinden yapılacak işlemlerin iflas masasına bildirilmesini talep ettiği görülmüştür. Dilekçe ekinde sunulan mahkeme duruşma zaptından, Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/917 Esas sayılı dosyasında 30/03/2021 tarihli karar ile davacı şirketin iflasına karar verildiği görülmüştür.
G E R E K Ç E: Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı bankadan kredi kullandığını, müvekkilinin üçüncü kişilere ürettiği gayrımenkullerin bedeli tamamen ödenene kadar, finansal işlemlerinde teminat olarak kullandığını, tapu devrini tam ödeme aşamasında yaptığını, davalı bankanın, müvekkilince yeterince teminat gösterilmesine rağmen ek teminatlar istediğini ve müvekkilini davalı … Şirketi ile Finansal Kiralama sözleşmesi yapmaya zorladığını, zarara uğradığını ileri sürerek Finansal Kiralama Sözleşmelerinin geçersiz olduğunun tespiti ile sözleşmelere konu gayrımenkullerin üçüncü şahıslara devrinin durdurulması, gayrımenkul ipoteklerinin, rehinlerin teminatların paraya çevrilmesinin önlenmesi ve icra takiplerinin durdurulması için tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkeme tedbir talebinin yaklaşık ispat koşulları oluşmadığı gerekçesi ile reddine karar vermiştir. Davacı vekilinin kararın gerekçesiz olduğu yönündeki istinaf sebebi yerinde değildir. Esasen tedbir talep edilen icra takiplerine konu alacakların, bu davanın konusu olup olmadığı, da bu aşamada dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Sözleşmelerin geçersiz olup olmadığı ve davalı tarafça alınan teminat ile ipoteklerin paraya çevrilme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti de yargılamayı gerektirmektedir. Yaklaşık ispat gerçekleşmediğinden, bu aşamada ihtiyati tedbir talebinin reddi kararı HMK 399. Madde hükmüne uygun olmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 08/07/2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.