Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/862 E. 2023/423 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/862 Esas
KARAR NO: 2023/423
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/11/2020
NUMARASI: 2019/355E, 2020/293K.
DAVANIN KONUSU: Marka Hakkına Tecavüzden ve Haksız Rekabetten Kaynaklanan
KARAR TARİHİ: 09/03/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin TPE de tescilli … kod numaralı ve 06,07,19 ve 37. Sınıflarda tescilli olan … şekil 2007/53375 kod numaralı ve 06, 07, 19 ve 37 sınıflarda tescilli olan … , … kod numaralı 06, 07 ,19 ve 37 sınıflarda tescilli olan …, … kod numaralı ve 06,07,19 ve 37 sınıflarda tescilli olan …, … kod numaralı ve 42, 45 ve 35 sınıflarda tescil aşamasında olan … ibareli müvekkil markaları basımından davalının müvekkil firmaya ait … hakim unsurlu markalar ile iltibasa sebebiyet verecek biçimde … ibaresi ile kullanımlarını sürdürmesinin hukuka aykırı olup müvekkilin marka korumasından doğan haklarını ihlal etmekle birlikte söz konusu eylemlerinin 556 sayılı markanın korumması hakkında kanun hükmünde kararname uyarınca müvekkilin tescilli marka korumasından doğan haklarına tecavüz ve 6102 sayılı TTK. uyarınca haksız rekabet teşkil ettiğini, davalının adı geçen markalara vaki tecavüzünün tespiti, men’i, durdurulması ve önlenmesine, davalının haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin tespiti, meni , durdurulması ve önlenmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin … ibaresini içeren ticaret unvanını 07.08.1989 tarihinde kaydettirdiğini, ticaret unvanının çekirdek kısmını oluşturan … unvanını markasal etki oluşturacak şekilde 1995 yılından beri kesintisiz şekilde aralıksız olarak kullandığını, bu kullanımın davacının unvanının, markalarını tescil ettirdikleri tarihten çok önce olduğunu, … ibaresini marka olarak tescil ettirmek için başvuruda bulunduklarını, davacı tarafın buna itiraz ettiğini ve sürecin devam ettiğini, basiretli tacir sıfatıyla müvekkilinin 1995 yılından beri ticaret siciline tescili bulunan ve tüketiciler nezdinde maruf meşhur bulunan … ticaret unvanından ve bu ticari unvanın markasal etkisinden … San. Ve tic. A.Ş nin haberdar olmasına rağmen bu davayı açmasının kötü niyetli olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesinin 2016/145, 2017/44 K sayılı ilamında ; “Davalı tarafa ait … ibaresinin 1995 tarihinde ticaret sicile tescilinden sonra faturalarda sipariş fişlerinde, yapılan sözleşmelerde ayrıca alan adı, TSE ürün belgelendirme sözleşmesi, birçok fuar ve katılım evrakında, ticaret unvanını aşar şekilde kullanıldığı kullanımın markasal etkiye sahip olduğu, , davacının markasal kullanımının davacının marka tescilinden önce olup üstün hak nedeni ile … ibaresi üzerinde davalının kullanımın markaya tecavüz ve haksız rekabet olmadığı gerekçesi ile davanın reddine…” karar verilmiştir. DAİREMİZİN 2017/2656, 2019/2301, 30.10.2019 Tarihli ilamında; “…gerekçeli kararda davalının … ibaresini markasal kullandığının beyan edildiği anlaşılmışsa da; sunulan davalı delillerinin tartışılmadığı davalının … ibaresini hangi mal veya hizmetlerde hangi tarihten itibaren markasal kullandığı, ne şekilde … ibaresi üzerinde önceye dayalı hak sahibi olduğunun açıklanmadığı, faturalar üzerindeki kullanımın ticari ünvan kullanımı olup olmadığının tartışılmadığı, davalının kataloglarında ve tabelada kullanımının hangi tarihte olduğunun, davacı marka başvuru tarihlerinden önceye ait olup olmadığının, fuar ve tanıtım katılım evraklarındaki kullanımın markasal kullanım olup olmadığı ve tarihinin denetime elverişli şekilde tartışılmadığı, eksik inceleme ile karar verildiği anlaşılmakla; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyadaki delillerin taraf vekillerinin iddiaları yönünden usulüne uygun olarak incelenerek ve gerekçede tartışılarak, gerekirse sunulan kayıtların ve internet sitesi üzerindeki davalı kullanımının tespiti yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılarak karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine …” şeklinde karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: “…Toplanan delliler, alınan bilirkişi raporları ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamı doğrultusunda tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dosyaya celp edilen ticaret sicil kayıtlarında davalının “… San. ve Tic. A.Ş.” ticaret unvanı ile 14 Eylül 1995 tarihinde ana sözleşme tescili yolu ile kurulduğu, davalının söz konusu belgeden davacıya kıyasen daha önce kurulduğu ve “…” asli unsurunu ticaret unvanında davacıya kıyasen daha önceden kullanmaya başladığı; davacının ise 24 Nisan 2009 tarihindeki şirket nev’i değişikliğinden itibaren “…” ibaresini ticaret unvanında kullanmaya başladığı görülmektedir. Ancak davacının bu tarih öncesinde “…” ibaresini markasal yolla kullandığını gösteren bir belgeyi dosyaya sunamadığı tespit edilmiştir. Davalının “…” ibresine ilişkin davacıdan önceki kullanımlarının “unvansal” niteliğinin yanında pek çok evrakta ve ticari belgede “markasal” vasıfta olduğu; davalının “…” ibaresine ilişkin bu markasal kullanımlarının davacının “…” ibaresinin tescili için TPMK’ya ilk başvuru tarihi olan 2006’dan önce olduğu, hususundaki bilirkişi raporuna aynen iştirak edilmiştir. Somut olayda davalının “…” ibaresi üzerinde davacıya kıyasen mülga 556 sayılı KHK m.8/3 ve m.8/5 gereği öncelik hakkına sahip olduğu, bu ibareyi içeren ticaret unvanını 14 Eylül 1995 tarihinde tescil ettirdiği, davalının delil olarak sunduğu19.09.1995, 11.09.1995, 09.08.1996, 11.01.1999, 26.07.1999, 03.05.2002(3 adet), 18.10.2003, 30.10.2003, 30.04.2004(2 adet), 29.04.2004 ve 26.03.2004 tarihli faturalarda; davalının imzaladığı 30.03.2004, 21.01.2004, 12.07.2005 ve 26.09.2005 tarihli kira sözleşmelerinde; davalının 12.12.2005 ve 01.03.2006 tarihli iş başvurusu formlarında; 30.09.2003 tarihli … faturasında, 06.09.2003 tarihli … telefon faturasında, 20.09.2003 tarihli … telefon faturasında, 09.10.2003 tarihli … Sigorta poliçesinde; 15.12.1998 ve 02.02.1999 tarihli işe giriş bildirgelerinde, Ege Bölgesi Sanayi Odası tarafından 26.09.1996 ve 01.02.2001 tarihlerinde davalıya verilen kapasite raporlarında; 12.02.1999 tarihli Türk Standartlarına uygunluk belgesinde, davalı şirket tarafından … A.ş, … İnşaat Şantiye Şefliğine ithafen yazılan 23.10.1998 tarihli iş programı ve 04.12.1998 tarihli revize iş programı bilgilendirme yazılarında; davalının Yapelsan ibaresini büyük harflerde koyu puntolu olarak antet biçiminde ve markasal olarak kullandığı ayrıca CNR 2009, CNR 2010, CNR 2011, CNR 2012 ve CNR 2013 tarihli fuarlarda davalının aynı ibareyi markasal biçimde kullandığı ve alan adı olarak tanıtım tabelalarında yer verdiği, 28 Kasım 2002 tarihinde “yapelsan.com” internet alan adını aldığı 18.07.2004 tarihinde yapelsan.com ibaresinin yani alan adının DNS adı olarak davalı tarafından alındığı ve ….com alan adının oluşturma tarihinin 28.11.2002 tarihi olduğu, tüm bu deliller birlikte değerlendirildiğinde davalının davacının tescil tarihinden çok önceye dayalı markasal kullanımının bulunduğu ve üstün hakka sahip olduğu bu nedenle tecavüz ve haksız rekabet davasının reddine… “karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Müvekkilinin marka başvurularından evvel markasal kullanımları yönünden herhangi bir inceleme gerçekleştirilmediğini, raporun eksik incelemeye dayalı olup hükme esas alınmasının yerinde olmadığını, mahkemeden yeni rapor alınması talep edilmiş ise de bu hususun değerlendirilmediğini, Müvekkilinin … esas unsurlu pek çok marka sahibi olduğunu, www…com.tr alan adının da 2006 yılından beri müvekkiline tescilli olup, 2000 yılından beri ticari faaliyetlerini basiretli bir tacir olarak sürdürdüğünü, Müvekkilinin markasının tanınmış marka olduğunu ve seri markaları olduğunu, … ibaresi bakımından markasal kullanımları, seri markalarına göre gerçek ve tek hak sahibi olduğunu, müvekkilinin tescilsiz kullanımlarının değerlendirilmediğini, davalıya ihtarname tebliğ edilmesine rağmen ihtarnamenin kabul edilmediğini, kullanımın sürdürüldüğünü, markaya tecavüz ve haksız rekabet oluştuğunu, Nİhai tüketici nezdinde markalar arasında iltibas oluştuğunu, raporun yetersiz ve denetime elverişsiz olup kabul edilemeyeceğini,Davalının marka korumasına haiz olmaksızın hak sahibi olduğu ticaret unvanı dışında müvekkiline ait seri markaların yazım şekli kullanılan font, renkler vb tüm karşılaştırma unsurları bakımından tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verdiğini, Raporda müvekkilinin markalarının kullanımı bakımından bir inceleme yapılmadığını, davalının haksız ve kötüniyetli olduğunu, markanın asli fonksiyonu nun köken gösterme fonksiyonu olsa da günümüzde artık markanın iletişim ve reklam fonksiyonunun köken gösterme fonksiyonunun önüne geçmeye başladığını, müvekkilinin maddi ve manevi emek ve sermaye sarfı ile söz konusu ibareyi sıradan bir ibare iken bilinir hale getirdiğini , davalı yanın söz konusu markayı sadece ticaret ünvanında daha önce kullanmasıyla ve ticaret ünvanı ile fatura kesmesiyle markasal olarak kullandığı iddiasında bulunmasının kötüniyetli olduğunu, … ibaresinin tescilli marka olmadığını, TTK 39. Maddesi kapsamında kullanım olduğunu, beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME Türk Patent ve Marka Kurumu cevabi yazısına göre; … şekil markasının … sayı ile 06, 07,19,20,37 sınıflarda 19.11.2007 tarihinde sicile kaydedilen markanın 29.11.2016 tarihinden itibaren 10 yıl müddet ile yenilendiği, … … markasının 06,07,19,37 sınıflarda 26.09.2008 tarihinde sicile kaydedilen markanın 04.10.2007 tarihinden itibaren 10 yıl müddet ile … … markasının 06, 07, 19, 37. sınıflarda 13.12.2010 tarihinde sicile kaydedilen markanın 08.12.2009 tarihinden itibaren 10 yıl müddet ile … sayılı … kaliteli ürün kusursuz hizmet şekil markasının 06,07,19,37 sınıflarda 02.11.2012 tarihinde sicile kaydedilen markanın 03.10.2011 tarihinde … … şekil markasının 42,45,35. Sınıflarda 17.05.2016 tarihinde sicile kaydedilen markanın 24.07.2015 tarihinden itibaren tescilli oldukları sahibi adına geçerliliklerinin korunduğu anlaşılmıştır. Davacının … markası WIPO nezdinde 04.10.2007 Tarihli başvuru ile … no ile 06, 07, 19, 37 sınıflarda 03.01.2008 de tescil edilmiştir. Tarafların ticaret sicil kayıtlarına göre; Davacı şirket 15.12.2000’de ticaret sicile tescil edilmiş ise de ilk ticaret unvanı; … SANAYİ TİC LTD ŞTİ olup 24.04.2009 tarihinde ticaret unvanını … SAN TİC AŞ olarak değiştiği; davalı şirketin … SAN VE TİC AŞ olarak 14.09.1995’te tescil edildiği görülmektedir. Davalı şirketin iştigal alanı “her türlü yapı elemanları imalatı, montajı, alım satım, her türlü inşaat komple sanayi tesisi kurmak..” faaliyetlerini içermektedir. Davacı delil olarak; davalının haksız kullanım iddiası yönünden 10.08.2009, 21.02.2016, 10.03.2016 tarihli belge suretlerini sunmuş www…com.tr alan adının … İbaresinin bulunduğu siteye yönlendirici olarak kullanıldığını gösteren belgeleri, Aralık 2009 tarihli Dünya inşaat dergisinin … unsurlu reklam içeren kapak görsel suretini, İSO 2009 belgesinde 18.05.2010 Tarihli … SAN TİC AŞ olarak unvanın yer aldığı belgeyi, 07.04.2015 Tarihli TSE belgesinde ticaret unvanın yer aldığı belgeyi, 2011 Tarihli Yapı Fuarındaki … ibareli kullanımın görüntüsünü, davalıya hitaben 10.02.2016 da gönderilen ihtarnameyi sunmuştur. Davacı yanın sunduğu faturalardan 28.03.2014 Tarihli olan dışındakiler okunaksız olup 2014 tarihli faturada markasal kullanım mevcuttur.Davalı delil olarak en eskisi 11.09.1995 Tarihli … logo ibaresini içerir inşaat malzemelerini içeriri pek çok satış faturası, katalog, fuar görüntülerinin yer aldığı CD, 2004 2005 tarihli markasal kullanım bulunan adi yazılı kira sözleşmeleri, Telefon faturaları (2003 tarihli unvansal kullanım içeren), 2005, 2006 tarihl iş başvuru formları, 1999 Traihli unvansal kullanım olan TSE belgesi, üçüncü kişiler ile yazışmalardaki markasal kullanımı içerir 1998, 1999 tarihli belge suretleri, ticaret sicil kayıtlarını sunmuştur. Bilirkişiler SMM …, bilgisayar mühendisi …, marka uzmanı hukukçu DR Öğr üyesi … raporlarında; “dosya içeriğindeki belgelerden ve bunların irdelenmesinden davalının “…” ibaresine ilişkin davacıdan önceki kullanımlarının “unvansal” niteliğinin yanında pek çok evrakta ve ticari belgede “markasal” vasıfta olduğu; davalının “…” ibaresine ilişkin bu markasal kullanımlarının davacının “…” ibaresinin tescili için TPMK’ya ilk başvuru tarihi olan 2006’dan önce olduğu; somut olayda marka hukuku açısından davalının “…” ibaresi üzerinde davacıya kıyasen mülga 556 sayılı KHK m.8/3 ve m.8/5 gereği öncelik hakkına sahip olduğu; bu durumda davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet taleplerini davalıya karşı yöneltmesinin mümkün olmadığı…” şeklinde görüş belirtmişlerdir.
GEREKÇE Davacı davalının … ibareli kullanımlarının kendisine ait … esas unsurlu markalara tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek tecavüzün, haksız rekabetin tespiti, meni, durdurulması, önlenmesini talep etmiştir. Davalının tescilli markası mevcut olmayıp davalı yan savunmasını … ibaresi yönünden önceye dayalı üstün hak iddiasına dayandırmıştır. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava tarihi itibarı ile 556 sayılı KHK yürürlükte olmakla KHK hükümlerinin uygulanması gerekir. Dairemizin kararından sonra alınan bilirkişi raporundaki tespitler, dosyadaki bilgi ve belgeler ile birlikte incelendiğinde; davalının 19.09.1995, 11.09.1195, 09.08.1999, 26.07.1999, 03.05.2002, (3 adet), 29.04.2004, 26.03.2004 tarihli faturalarda … ibaresini markasal olarak kullandığı, faturaların muhtelif inşaat malzemelerine ilişkin olduğu, davalının www…com.tr şeklindeki alan adının davacının marka başvuru tarihinden ve davacının alan adından önce 28.11.2002’de oluşturulduğu, rapordaki görsellere göre davalının web sitesinin 02.02.2006 tarihli arşiv kaydında davacının marka başvuru tarihinden önce … ibaresinin markasal kullanımının bulunduğu görülmektedir. Tarafların ticaret sicil kayıtlarına göre; Davacı şirket 15.12.2000’de ticaret sicile tescil edilmiş ise de ilk ticaret unvanı; … TİC LTD ŞTİ olup 24.04.2009 tarihinde ticaret unvanını … SAN TİC AŞ olarak değiştiği; davalı şirketin … İNŞAAT ENDÜSTRİ PROFİLLERİ SAN VE TİC AŞ olarak 14.09.1995’te tescil edildiği görülmektedir. Davalı şirketin iştigal alanı “her türlü yapı elemanları imalatı, montajı, alım satım, her türlü inşaat komple sanayi tesisi kurmak..” faaliyetlerini içermektedir. Davacı istinafında, davacı yanın öncelik hakkına ilişkin iddia ve delillerinin incelenmediğini ileri sürmüş ise de; davacı, önceye dayalı tescilsiz kullanım iddiasını ispatla yükümlüdür. Dosyada mevcut delil durumuna göre; davacının en eskisi 29.11.2006 başvuru tarihli olan … numaralı … markasının tescil başvuru tarihinden önce … ibaresinin markasal kullanımına ilişkin delil ibraz etmediği görülmektedir. Keza, davacı iddiasında 2000 yılından beri ticari faaliyetin sürdürüldüğünü belirtmiş ise de; davalı yanca 2000 yılından öncesine ait inşaat malzemeleri satışına ilişkin … marka kullanımını içeren birçok fatura ibraz edilmiş olmakla bu istemin reddi gerekmiştir. Davacının diğer istinaf istemi ise; davalının ticaret unvanı dışında müvekkilinin seri markalarının yazım şekli, kullanılan font, renkler vb unsurlar yönünden iltibas oluşturduğuna yöneliktir. Davacının bu iddiası raporda değerlendirilerek davalının iltibasa sebebiyet verecek kullanımı olmadığı belirtilmiştir. Dosyadaki belgelere göre davalının önceye dayalı kullanımında da yazım şeklinin ve benzer logonun yer aldığı, davalının kullanımını davalıya yaklaştırdığından söz edilemeyeceği anlaşılmakla bu yöndeki istinafın reddi gerekmiştir.Açıklanan nedenle ilk derece mahkemesinin kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 179,90-TL harçtan, peşin yatırılan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye 120,60-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 09/03/2023 tarihinde oy birliğiyle olarak karar verildi.