Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/842 E. 2023/281 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/842 Esas
KARAR NO: 2023/281
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/11/2020
NUMARASI: 2018/174 E. – 2020/592 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız İhtiyati Hacizden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 20/02/2018
KARAR TARİHİ: 22/02/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı- takip alacaklısı … Faktoring şirketinin sahtelikle düzenlemiş olduğu çeke dayalı olarak ihtiyati haciz kararı aldığını ve icra takibi başlattığını, takibe konu edilen çekin 04/08/2013 günü müvekkilinin ofisinden çalınmak suretiyle ele geçirilen boş çek karnelerinden bir tanesi olduğunu, bu kapsamda İstanbul CBS’ nin 2013/132024 sayılı soruşturma dosyasının mevcut olduğunu, çalınan boş çek karnelerinin ait olduğu bankalara hırsızlık olayının bildirildiğini, çalınan boş çek karnelerinden takip konusu olan … nolu çek yaprağının sahtelik üzerine 30/03/2015 keşide tarihi 22.100,00 USD bedel yazılmak suretiyle hamil görünen … Faktoring AŞ tarafından bankasına ibraz edilerek “imza uyuşmazlığından- işbu çek TTK.daki şekil şartlarını taşımadığından işlem yapılmamıştır” şerhi ile karşılıksız kaşesi vurulmadığını, buna rağmen çekte hamil görünen … Faktoring AŞ tarafından çeke dayalı ihtiyati haciz kararı alındığını, mezkur icra dosyasıyla takibe geçildiğini, ihtiyati haciz kararının uygulanarak İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Talimat sayılı dosyası aracılığı ile müvekkilinin İstanbul ofisindeki eşyaları haczettiğini, muhafaza altına alınan ofis mallarının ancak takip borcunun tamamen teminat olarak depo edilmesi ve haczedilen malların iadesi için gerekli yolluk yediemin- nakliye- hamal ücretlerinin karşılığı ödenmesi ile iade alınabildiğini, takibe konu çek hakkında imza itirazında bulunulduğunu ve İstanbul 15. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/235 Esas 2016/57 karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verildiğini ve iş bu kararın yargıtay denetiminden geçerek 09.11.2017 tarihinde kesinleştiğini, söz konusu kararın kesinleşmesi ile haczin haksızlığının açığa çıktığını, müvekkili tarafından 10.04.2015 tarihinde teminat olarak yatırılan 58.500,00 TL’nin ancak İstanbul 15. İcra Hukuk Mahkemesi kararının kesinleşmesi üzerine 08.12.2017 tarihinde iade alınabildiğini, belirtilen nedenler ile haczedilen malların iadesi için teminat olarak yatırılmak zorunda kalınan 58.500,00 TL’nin 10/04/2015- 08/12/2017 tarihleri arasındaki faiz getirisi olarak 14.000,00 TL., haczedilen malların iade alınabilmesi için yatırılmak zorunda kalınan memur yolluğu ile yediemin-nakliye-hamal masrafı olarak toplam 464,90 TL, haczedilen malların iade alınabilmesi için zorunlu olarak sarfedilen ulaşım ve konaklama masrafı olarak toplam 853,00 TL olmak üzere şimdilik toplam 15.317,90 TL maddi tazminat ile 5.000,00 TL manevi tazminatın, işleyecek faizi, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu çekin bu faktoring sözleşmesi kapsamında …’den tevdii alındığını çekin bedelinin adı geçene müvekkili şirketçe ödendiğini, davanın dayanağını oluşturan çekin 09/10/2014 tarihli ve … ve … numaralı faturalar ile birlikte ciro yoluyla devralındığını, davaya konu çek ile birlikte alınan irsaliyeli faturalardan anlaşıldığı üzere; çekin ticari ilişkiyi tevsik eden evraklarla birlikte devralındığını, çek üzerindeki ciro silsilesinin düzgün olduğunu, müvekkili şirketin iyi niyetli yetkili hamil olduğunu, icra takibi yapma hakkının bulunduğunu, müvekkili şirkete kötü niyet ya da kusur yüklenilmesinin mümkün olmadığını, müvekkili çekin takip yetkisi bulunduğunu, alacağın tahsili için yapılan işlemlerde hiçbir hukuka aykırılık olmadığını savunmuş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17.11.2020 tarih ve 2018/174 Esas – 2020/592 Karar sayılı kararıyla; “…yasal düzenlemeler ışığında davalının iyi niyetli hamil olmadığı, kötü niyetli ve ağır kusurlu olduğu, ihtiyati hacizde haksız olduğu değerlendirilmiştir.Talimat yoluyla alınan bilirkişi raporunda; 08.12.2017 tarihinde iade alınmış olan 58.500,00.-TL’lik bedelin 10.04.2015_08.12.2017 tarih aralığı için faizinin 15.947,66 TL olduğunu, davacı firma tarafından dava dosyasına sunulmuş olan haczedilen malların iade alınabilmesi için ödenmek zorunda kalındığı belirtilen memur yolluğu ile yediemin-nakliye-hamal masraflarının davacı tarafından 464,90.-TL tutarında, davacı firma tarafından dava dosyasına sunulmuş olan haczedilen mallarının iade alınabilmesi ve maruz kaldığı işlemlerin takip edilebilmesi için zorunlu olarak sarfedilen ulaşım ve konaklama masrafının ise davacı tarafından 853,00.-TL olarak yapılmış olduğu, haciz işleminin giderilmesi için yapılmış olan (464,90 + 853,00.- =) 1.317,90.-TL tutarlı masraf belgelerinin icra takip dosyasında ihtiyati haczin kaldırıldığı tarih olan 10.04.2015 tarihli ödeme ile uyumlu olduğunun bildirildiği, raporun denetime elverişli ve karar vermeye uygun olduğu anlaşılmıştır.İİK’nun 259.maddesinde, ihtiyati haciz isteyen alacaklı hacizde haksız çıktığı takdirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacağı tüm zararları karşılayacağı hüküm altına alınmıştır. Maddi tazminat talebine ilişkin olarak; Davacı yanın haksız ihtiyati haciz nedeniyle, Teminat olarak yatırılan 58.500,00 TL nin faiz getirisi olarak (taleple bağlı kalınarak) 14.000,00 TL, haczedilen malların iade alınabilmesi için yapılan masraflar olarak 1.317,90 TL olmak üzere toplam 15.317,90 TL maddi tazminatı dava tarihinden itibaren yasal faizi talep edebileceği değerlendirilmiştir.Manevi tazminat talebine ilişkin olarak; Davacı yanın haksız ihtiyati haciz nedeniyle, 5.000,00 TL manevi tazminat talep ettiği anlaşılmakla; haksız olarak hacze maruz kaldığı, bürosundaki malların haczedilip muhafaza altına alındığı, manen de zarar gördüğü değerlendirildiğinde talep miktarının makul olduğu değerlendirilmiştir.Bu nedenler ile davanın kabulüne” kararı verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; “Dava konusu çekin faktoring sözleşmesi kapsamında ve ilgili mevzuata uygun şekilde …’den tevdi alınarak çekin bedelinin de müvekkil tarafından …’e ödendiğini, Davaya konu çek ile birlikte alınan irsaliyeli faturalardan anlaşıldığı üzere müvekkil şirket ticari ilişki sonucunda düzenlenmiş çeki ticari ilişkiyi tevsik eden evraklarla birlikte devraldığını, ayrıca çek teyit alındıktan ve istihbarat çalışması tamamlandıktan sonra devralındığını, Çek üzerindeki ciro silsilesinin düzgün olduğunu, müvekkil şirketin iyi niyetli yetkili hamil olup icra takibi yapma hakkına sahip olduğunu, müvekkile kötü niyet ya da kusur yüklenmesi mümkün olmadığından davanın reddinin gerektiğini, Davacı ile faktoring sözleşmesinin tarafı olan …’in birlikte hareket ettiklerini, davacının başlangıçta ticari ilişkiyi inkar etmediği halde sonradan imza itirazında bulunarak müvekkilin alacağını sürüncemede bırakmayı amaçladığını, Müvekkil bu şekilde dolandırılarak zarara uğratıldığından tarafımızca borçlular hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/54668 Sor.numaralı dosyasıyla suç duyurusunda bulunulduğunu, ancak mahkemece soruşturma dosyasının bekletici mesele yapılmaksızın karar verildiğini, Dar yetkili icra mahkemesince imza incelemesi sonucunda alınan bilirkişi raporunun huzurdaki davada kesin delil olmadığını, buna rağmen mahkemece belirtilen rapora dayanılarak hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, Alacağın tahsili için yapılan işlemlerde hiçbir hukuka aykırılık olmadığını, müvekkilin çekteki imzanın gerçekten borçluya ait olup olmadığını bilmesinin mümkün olmadığını, bu konuda araştırma yükümlülüğünün de olmadığını, müvekkilin yasal hakkını kullanılması sebebiyle aleyhe tazminata hükmedilemeyeceğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, haksız ihtiyati haciz nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından, “DAVANIN KABULÜ İLE; -Teminat olarak yatırılan 58.500,00 TL nin faiz getirisi olarak (taleple bağlı kalınarak) 14.000,00 TL, haczedilen malların iade alınabilmesi için yapılan masraflar olarak 1.317,90 TL olmak üzere toplam 15.317,90 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacı yana VERİLMESİNE,- 5.000,00 TL Manevi Tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacı yana VERİLMESİNE” karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.2004 Sayılı İİK’nın 259/1. maddesinde, ihtiyati haczin haksız çıkması halinde borçlunun ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğradıkları bütün zararlardan alacaklının sorumlu olduğu düzenlenmiştir. İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna göre, İstanbul 15. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2015/235 Esas – 2016/57 Karar sayılı dosyasındaki “Çekteki imzanın davacı yetkilisine ait olmaması nedeniyle takibin iptaline” dair kesinleşmiş kararı ile haksız olduğu sabit hale gelen ihtiyati haciz kararı nedeniyle davacının uğramış olduğu ve mahkemece tespit edilen maddi zararların tazminine karar verilmesi isabetlidir. Buna karşılık, haksız ihtiyati haciz nedeniyle alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından geçerli olup, manevi tazminat yönünden TBK’nın 58. maddesindeki koşulların oluşması gerekir. Somut olayda davacının tüzel kişi de olduğu düşünüldüğünde, haksız haciz işleminin davacının kişilik haklarında zarara yol açtığını kabule olanak olmadığından, mahkemece davacının manevi tazminat isteminin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olduğundan; davalı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2-İstanbul 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/11/2020 tarih, 2018/174 E. – 2020/592 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın kısmen kabulü ile; teminat olarak yatırılan 58.500,00 TL’nin faiz getirisi olarak (taleple bağlı kalınarak) 14.000,00 TL, haczedilen malların iade alınabilmesi için yapılan masraflar olarak 1.317,90 TL olmak üzere toplam 15.317,90 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacı yana VERİLMESİNE,4-Davacının manevi tazminat talebinin REDDİNE, 5-Alınması gereken 1.046,36 TL karar ve ilam harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 346,98 TL harcın mahsubu ile bakiye 699,38 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,6- Davacı tarafından peşinen karşılanan 346,98 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-Davacı tarafından yargılama gideri olarak yapılan 35,90 TL başvurma harcı, 247,90 TL müzekkere ve davetiye posta masrafı, 1.700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.983,80 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre belirlenen 1.495,60 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 8-Davacı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 9-Davalı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 10-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 11- İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 12-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 13-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.22/02/2023