Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/840 E. 2023/295 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/840 Esas
KARAR NO: 2023/295
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/11/2020
NUMARASI: 2018/750 E. – 2020/744 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/02/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yetkili hamil olduğu 6 adet çekin kargo arabasından çalındığını, çeklerin iptali için Bakırköy 4. ATM’nin 2018/395 esas sayılı dosyası üzerinden dava açıldığını, davalı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında 42.000 TL bedelli, 31/07/2018 tarihli bedelli çek üzerinden takip başlattığını, ancak sahte ciro silsilesi ile çekin takibe konulduğunu, ancak takibin haksız yere başlatılmış olduğunu, öncelikle ihtiyati tedbir kararı verilerek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu çekte meşru ve iyiniyetli hamil olduğunu, ciro silsilesinde bir kopukluk olmadığını, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını savunarak haksız davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin de davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27.11.2020 tarih ve 2018/750 Esas – 2020/744 Karar sayılı kararıyla; “Dava dilekçesi ile ayrı bir delil listesi sunulmadığından mahkememizce yapılan değerlendirmede, çekteki imza açıkça davacı tarafça inkar edilmediğinden kambiyo senetlerinin mücerretliği ilkesi gereğince davalı son yetkili hamilin ağır kusurlu veya kötü niyetli olduğu dosya kapsamındaki belgelerle ispatlanamadığından ve davacı tarafça icra dosyasına yapılan ödeme sırasında ödeme dekontunda ihtirazi kayıt konulmadan ödemenin yapıldığı dikkate alındığında davacının istirdat davasının reddine karar vermek gerekmiştir. Davalı alacaklı tarafça kötü niyet tazminatı talep edilmekle dosya kapsamında verilen tedbir kararı nedeniyle davalı alacaklı alacağına geç kavuştuğundan harca esas istirdat bedeli olan 55.000 TL nin % 20 si oranındaki 11.000 TL kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; “Dava konusu çekin müvekkil şirketin zilyetliğinden hırsızlık suçu neticesinde çıkmış olması ve vakıa hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca derdest bir ceza soruşturması (2018/119705 Sor.) yürütülmesi, istirdat davası açısından bekletici sebep yapılması gerekirken mahkemece bu durum gözetilmeden hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, Müvekkil Şirketin zilyetliğinden rızası dışında çıkan çek hamilinin ‘çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu’ için tarafımızca ödenen bedelin istirdadının gerektiğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. İlk derece mahkemesi tarafından, “….çekteki imza açıkça davacı tarafça inkar edilmediğinden kambiyo senetlerinin mücerretliği ilkesi gereğince davalı son yetkili hamilin ağır kusurlu veya kötü niyetli olduğu dosya kapsamındaki belgelerle ispatlanamadığından ve davacı tarafça ihtirazi kayıt konulmadan ödemenin yapıldığı dikkate alındığında davacının istirdat davasının reddine; dosya kapsamında verilen tedbir kararı nedeniyle davalı alacaklı alacağına geç kavuştuğundan % 20 oranındaki kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine”” karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı, davaya konu çekin lehtarı olduğunu, çekin dava dışı üçüncü kişiye gönderildiği sırada kargoda çalındığını, buna ilişkin savcılık soruşturmasının bulunduğunu, davalının meşru hamil olmadığını beyanla menfi tespit (ödemeyle birlikte istirdat) isteminde bulunmuş; davalı ise davacı beyanlarının gerçek dışı olduğunu beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Somut uyuşmazlıkta; davacının takibe konu çekin lehtarı olduğu, çekin davacı tarafından dava dışı üçüncü kişiye gönderildiği sırada kargoda çalındığının ve davalının meşru hamil olmadığının iddia edildiği, davacının çekteki lehtar-birinci ciranta imzasını inkar etmemesi karşısında davalının meşru hamil olmadığını ispat yükünün davacıda olduğu, çek üzerindeki ciro zincirinin görünüşte düzgün olduğu da dikkate alındığında davalının meşru hamil olmadığı hususu ispat edilemediğinden ilk derece mahkemesi tarafından davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığından davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.22/02/2023