Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/837 E. 2023/299 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/837 Esas
KARAR NO: 2023/299
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/12/2020
NUMARASI: 2019/239 E. – 2020/816 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/02/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin merkezinin Lübnan’da olduğunu, taraflar arasında düzenlenen İmtiyaz Hakkı Sözleşmesine (Franchise) göre taraflara karşılıklı olarak bazı yükümlülükler getirdiklerini, Franchise verenin sisteme dahil olan fikri ve sınai unsurları franchise alana kullandırma, onu franchise sistemine dahil etme ve sürüm gerçekleştirebilmesi için ona destek olma borçlarını yüklediğini, buna karşılık Franchise alanın ise sistemin konusu olan ürün ya da hizmetin sürümünü sistemin kuralları doğrultusunda sağlama ve bunun karşılığı olarak da Franchise verene belirli bir ücret ödeme borcu altına girdiğini, davalı tarafın taraflar arasında akdedilen Franchise sözleşmesi gereğince üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, müvekkili şirket yetkilisi… İthalat ve İhracat Ltd. Şti. Yetkilisi … arasında 17.11.2016 tarihli İmtiyaz Hakkı Sözleşmesinin (Franchise) düzenlendiğini, söz konusu sözleşmenin müvekkili şirket tarafından Lübnan Adalet ve Dışişleri Bakanlığı tarafından tescil ettirildiğini, davalı tarafından tescil ettirilmesi için kendilerine gönderildiğini ancak belirtilen sürede tescilin yapılmadığını ve sözleşmenin Lübnan’a geri gönderildiğini, davalının bu davranışı ile sözleşmenin 17. maddesini ihlal ettiğini, müvekkil şirket tarafından davalıya sözleşmenin 7-1 maddesi gereğince 50.000,00-USD ödeme yaptığını, sözleşmenin 2-5 maddesine göre davalı müvekkil şirkete Lübnan’da … Sarayı adını taşıyan iki şube açma hakkının tanıdığını, sözleşmenin 3. maddesine göre davalı tarafından açılacak 2 restaurantın gerekli dekor stant ve şekillerinin müvekkili şirkete temin edeceğinin taraflarca kararlaştırılmasına rağmen bu yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davalının ayrıca bütün iyileştirmelerle birlikte menüyü tedarik etme, broşür ve afiş gibi reklamlar ile ilgili tüm desteği sağlama borcunun altına girdiğini, sözleşmenin 12-2 maddesine göre davalının periyodik danışmanlık ve işe ilişkin destek ekipman ve makine sunmakla yükümlü olmasına rağmen bunların hiç birinin yerine getirilmediğini, bu nedenle müvekkil şirketin çok zor durumda kaldığını, davacı ve davalı şirket yetkililerince yapılan toplantıda davalı tarafın özel karışım formülü olan ürünlerin olduğunu, dünyanın bir çok yerinde şubelerinin bulunduğunu, şirketinin diğer şirketlere benzemeyen gizli ürün tariflerinin olduğunu beyan ederek müvekkil davacıyı kandırdığını, davalının sözleşmeye uymamasına rağmen davacı tarafından sözleşmenin 7-2 maddesine göre her ay toplam net satıştan %5 ödeme yaptığını, bu kapsamda 12.07.2017,16.08.2017, 12.09.2017,18.10.2017 tarihlerinde olmak üzere dört ay boyunca toplam 6.537,00-USD ödeme yaptığını, davalının sözleşmeye uymaması nedeniyle müvekkil şirket tarafından ihtarname çekilerek sözleşmenin fesih edildiğini, müvekkil şirket tarafından davalıya Adana … Noterliğince düzenlenen 01.08.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtar çekmek suretiyle sözleşmeye uyulmadığından 100.000,00-USD’nin bir hafta içinde ödenmesinin istendiğini, taraflar arasında yapılan sözleşmenin geçerli olduğunu ancak davalının sözleşmeye konu markalar üzerinde franchise verme hakkının olmadığını, bu nedenle davacının sözleşmeyi feshetmekle haklı olduğunu, bu sözleşme ile yaptığı giderler ile bu nedenle piyasadan kaçırmış olduğu fırsatlar nedeniyle mahrum kaldığı kar ve ve ticari itibarının sarsılması nedeniyle manevi zararını tahsil edebileceğini belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla franchise bedeli olarak ödenen 50.000,00-USD, dört ay boyunca ödenen 6.537,00-USD ve sözleşmeyi süresinden önce feshetmek zorunda kalması dolayısıyla davacının mahrum kaldığı 43.463,00-USD olmak üzere 100.000,00-USD’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın müvekkil davalının sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediği iddiasının tamamen gerçek dışı olduğunu, taraflar arasında yapılan 17.11.2016 tarihli sözleşmenin tasdik edildikten sonra davalı şirkete gönderilmediğini, sözleşmenin tasdikli örneğinin geldiği anda tescil işleminin yapıldığını, sözleşmede davalının gerekli dekor stantlarının ve şekillerinin davacıya temin edileceğinin belirtildiğini ancak iddia edildiği gibi planların uygulanması için mimar ekibi gönderilmesi gerektiği şeklinde hüküm olmadığını, sözleşme bedeli ödendikten sonra dekorasyon bilgisi, planları, menü, broşür, afiş örneklerinin davacıya gönderildiğini, bunların örneklerinin çoğaltılması ve yine dekorasyon ile ilgili tüm işlemlerin davacı tarafça yürütüleceğinin sözleşmede açık olarak düzenlendiğini, davacının kendisine gönderilen menü, broşür, afiş ve dekorasyon modellerini beğenmediğini, bu durumda davacının menü bilgilerini edindiği sonucunun çıkacağını, müvekkil şirketin makine, ekipmanla ilgili her türlü desteği vereceğinin sözleşmenin 12-2 maddesinde belirtildiğini, bu bağlamda müvekkili tarafından eğitimlerin verildiğini, çikolata şelalesi, krep ve waffle gibi ürünlerin imalat makinelerini pazarlayan şirketlerle irtibatların kurulduğunu, Türkiye’ye gönderilen elemanlara restaurantta eğitim verildiğini, bilahare tecrübeli elemanları Lübnan’a göndererek yerinde de eğitimlerin verildiğini, tüm tariflerin açık bir şekilde anlatıldığını, davacı tarafın chocolaté sarayı tabelasını kullanmakta iken başka firmalarla görüşmeler yaptığını, müşterilerin şirketten uzaklaşmasını sağladığını, sözleşmenin 14-2 maddesine göre şirketin sosyal ağlardaki hesaplarının ticari markanın ayrılmaz parçası olduğu belirtilmesine rağmen davacının dürüstlük kuralına uymayarak www…org adresini tescil ettirdiğini, bu hususun davacı ile müvekkili arasındaki watsap konuşmalarından görülmekte olduğunu, davalının tüm edimlerini gereği gibi yerine getirdiğini belirterek tüm bu şartlar altında müvekkile karşı haksız ve soyut iddialar ile açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31.12.2020 tarih ve 2019/239 Esas – 2020/816 Karar sayılı kararıyla; “…Mahkememizce benimsenen bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere taraflar arasında akdedilen sözleşme gereği davacının 12/07/2017, 16/08/2017, 12/09/2017, 18/10/2017 tarihlerinde olmak üzere 4 ay sözleşme gereği net satış tutarları üzerinden davalıya toplam 6.537,00-USD ödeme yaptığı, sözleşmenin akit tarihi olan 16/11/2016 tarihinden 01/08/2018 tarihine kadar davacının davalıya sözleşmeden kaynaklanan borç veya borçlarını yerine getirmesi talep ve uyarısını içeren herhangi bir ihtar çekilmediği, kaldı ki dosyada mevcut whatsapp mesajlarından da akdi ilişkinin olumlu seyir içerisinde devam ettiği ancak davacının Adana … Noterliği’nden keşide ettiği 01/08/2018 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamede ise kendi yükümlülüklerini yerine getirdiğini, karşı tarafın tüm görüşmelere ve bildirimlere rağmen sözleşme ile yükletilen bir çok sorumluluğu yerine getirmediğini, bu nedenle sözleşmeyi feshettiğini bildirerek, tazminat talep ettiği görülmüş ise de; davacı dosyaya sunmuş olduğu deliller ile bu iddialarını ispat edememiştir. Bu durum karşısında davacının delilleri arasında yemin delilini de göstermiş olması nedeni ile yemin teklif etme hakkı hatırlatılmıştır. Davacı taraf yemin teklifinde bulunmayacağını beyan etmiştir. Somut olayda ispat yükü kendisinde olan davacı taraf iddialarını ispat edemediğinden ispatlanamayan davanın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; “Kararın eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporu esas alınarak tesis edildiğini; bilirkişiler taraflar arasındaki whatsapp konuşmalarının sadece bir kısmına ilişkin değerlendirme yaparak rapor tanzim ettiklerini; müvekkil tarafınsorunları dile getirdiği ve karşılığında davalı tarafça da söz konusu sorunların kabul edildiği konuşmalara hiç değinilmediğini, yazışmalardan görüleceği üzere müvekkilin yaşadığı sorunların davalıya defalarca kez bildirildiğini, Müvekkilin davalıya ‘gerçekleştirdiği tüm bu iş ve işlemlerin, davalının yükümlülüklerine aykırı hareket etmesi nedeniyle tamamlamak durumunda kaldığını, söz konusu edimlerin kabulünü aksi halde sözleşmeyi feshedeceği’ ihtarını içeren bir e-mail yolladığını; davalının da yapılan tüm edimleri kabul ettiğini ve buna ilişkin onayını içeren Denetleme Kaydı’nın oluşturulduğunu, Ancak davalının bundan sonra da tekrar sözleşmeye aykırı hareket etmeye devam ettiğini, sözleşmenin asli unsurunu oluşturan gizli karışım formüllerini ve buna ilişkin hammaddeleri müvekkile vermediğini, bu nedenle müvekkilin sözleşme gereği ödemesini yaptığı ikinci şubeyi de açamayarak sözleşmeyi süresinden önce feshetmek zorunda kaldığını,Davalının franchise veren olarak yerine getirmesi gereken yükümlülüklere aykırı davrandığı bilirkişilerce göz ardı edildiğini; davalının dekorasyon planı yerine eski şube fotoğraflarını gönderdiği hususunun bilirkişilerce inceleme konusu yapılmadığını; davalının müvekkile göndermiş olduğu menü ile müvekkil tarafından iyileştirmeler yapılan menünün bilirkişi tarafından incelenmediğini,Davalı tarafından sözleşmede belirtilen özel karışımların müvekkil şirkete gönderilmediğini, Sözleşmenin 4.ve 5.maddesinde düzenlenen bu duruma davalının aykırı davrandığını, davalının tarifler için gerekli olan hammaddelerin isimlerini dahi vermediğini, Müvekkil şirketin sözleşme gereği davalıya ödeme yapmış olmasının bilirkişiler tarafından hatalı bir şekilde değerlendirilmiş olup, haksız yere müvekkil aleyhine rapor tanzim edildiğini; faaliyet gösteren tek bir restoran bulunduğunu, ancak müvekkilin sözleşmede kararlaştırıldığı şekilde iki şube karşılığında 50.000 USD ödeme yaptığını, somut olayda tek bir restoran açıldığından bahisle franchise bedelinin yarı tutarının (25.000 USD) müvekkile iadesi gerektiğini, ancak raporda bunların değerlendirilmediğini, Müvekkilin davalının söz konusu edimleri ifa etmediğine dair birçok kez bildirimde bulunmuş olup sözleşme müvekkil tarafından haklı nedenle feshedildiğini; yapılan işlem ve iyileştirmelerin kabulü, aksi halde sözleşmeyi feshedeceği ihtarını içeren e-posta gönderildiğini, ayrıca ayrıca whatsapp üzerinden de davalıya bildirimde bulunulduğunu, bunun haricinde davalı ile defalarca telefon görüşmesi yapıldığının da whatsapp konuşmalarından görüleceğini, Bu görüşmelerde müvekkil şirket tarafından çeşitli servis ve dekorasyonlar ile ilgili ürünler ve bunlarla ilgili fotoğraflar, menü, afiş ve broşürlere ilişkin eksiklikler, hammadde ve özel karşımın temini gibi hususlar defalarca kez dile getirildiğini, her defasında davalı tarafça söz konusu sorunlar kabul edilerek bunların düzeltileceğinin belirtildiğini, ancak davalının bu sorunları çözmeyerek sözleşmeye aykırı davrandığını, Bilirkişiler tarafından hazırlanan raporda ise söz konusu iddia ve delillere değinilmemiş, müvekkil tarafından ikazda bulunmadan doğrudan fesih yoluna gidildiğinin ifade edildiğini, müvekkil tarafından yapılan uyarıların değerlendirilmediğini, Ek rapor alınması yönündeki talebimizin mahkeme tarafından reddedilmesinin ve yetersiz rapora göre hüküm kurulmasının usule aykırı olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, franchise sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından, “… davacının kendi yükümlülüklerini yerine getirdiğini, karşı tarafın tüm görüşmelere ve bildirimlere rağmen sözleşme ile yükletilen bir çok sorumluluğu yerine getirmediğini, bu nedenle sözleşmeyi feshettiğini bildirerek, tazminat talep ettiği görülmüş ise de; davacı dosyaya sunmuş olduğu deliller ile bu iddialarını ispat edememiştir. Bu durum karşısında davacının delilleri arasında yemin delilini de göstermiş olması nedeni ile yemin teklif etme hakkı hatırlatılmıştır. Davacı taraf yemin teklifinde bulunmayacağını beyan etmiştir. Somut olayda ispat yükü kendisinde olan davacı taraf iddialarını ispat edemediğinden ispatlanamayan davanın reddine” karar verilmiştir.Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı ile davalı arasında 17.11.2016 tarihli İmtiyaz Hakkı (Franchise) Sözleşmesi’nin bulunduğu tarafların kabulündedir. Davacı, kendilerinin sözleşme gereğince yükümlülüklerini yerine getirdiğini, ancak davalının sözleşmede belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmediği iddiasıyla davalıya gönderdiği Adana …Noterliğinin 01.08.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmeyi feshettiği, davacının işbu dava ile davalıya franchise bedeli olarak ödenen 50.000,00-USD, dört ay boyunca ödenen 6.537,00-USD ve sözleşmeyi süresinden önce feshetmek zorunda kalması nedeniyle mahrum kalınan 43.463,00-USD olmak üzere 100.000,00-USD’nin davalıdan tahsilini istediği; davalının ise, sözleşme ile üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini beyanla, davacının feshinin haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Somut olayda uyuşmazlık, taraflar arasındaki franchise sözleşmesinin davacı tarafından feshedilmesinin haklı olup olmadığı ve buna bağlı olarak da davacının taleplerinin değerlendirilmesi yönündedir. Mahkemece aldırılan bilirkişi raporuna davacı vekilinin süresinde itiraz ederek ek rapor talebinde bulunduğu, raporun mevcut haliyle davacının iddia ve itirazlarını karşılamaktan uzak olduğu, raporda taraflar arasındaki Whatsapp yazışmalarının eksik olarak değerlendirildiği, davacının sözleşmenin feshi ihbarı olarak nitelendirdiği e-postasının ise hiç değerlendirilmediği görülmüştür. Buna göre, mahkemece ek rapor veya yeni oluşturulacak bilirkişi heyetinden rapor aldırılarak, tarafların iddia ve savunmalarının karşılanarak, taraflar arasındaki Whatsapp yazışmaları, e-posta yazışmaları ve sair iletişim yoluyla davacının davalıya sözleşmenin uygulanması konusundaki eksiklikleri bildirip bildirmediğinin, davalının sözleşme gereği üstlendiği yükümlülükleri eksiksiz olarak yerine getirip getirmediğinin denetime elverişli şekilde tartışılarak, davalının sözleşme gereği yapmış olduğu 50.000 USD tutarındaki ödemenin iki restoran için olduğu ancak tek bir restoran açılması karşısında davacının iade hakkının kapsamının değerlendirilmesi gerekirken; eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporuna itibar edilerek karar verilmesi usule aykırı olduğundan davacı vekilinin istinaf isteminin kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/12/2020 tarih, 2019/239 E. – 2020/816 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 5- İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 40,50 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 202,60 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.22/02/2023