Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/826 E. 2023/289 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/826 Esas
KARAR NO: 2023/289
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/01/2021
NUMARASI: 2021/188 E. – 2021/2 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Fikir Ve Sanat Eseri Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/02/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili olan kurumun ülke çapında hizmet veren bir kamu tüzel kişiliği olduğunu, müvekkilinin davalı yandan toplam 12.060,77 TL alacağının bulunduğunu, davalı yan aleyhine icra takibi başlattıklarını, davalı yanın ilgili takibe kötüniyetli olarak itiraz ettiklerini, huzurda bulunan ihtilafın kaynağının karşı yanın ürünlerinin müvekkili olan kurum tarafından incelemeye tabi tutulması sonucunda gerekli standartları taşıyıp taşımadığının tespiti amacıyla yapılan işlemler sonucunda ortaya çıktığını, kendileri tarafından kesilen faturalara ilişkin olarak karşı yan tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığından davanın kabulüne, Küçükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile alacağın likit olması nedeni ile asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurda bulunan yargılama bakımından görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin davacı yana herhangi bir borcunun bulunmadığını, müvekkilinin borcu bulunmamasına karşın başlatılan takip nedeni ile davacı aleyhine İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2 maddesi hükmü çerçevesinde tazminata hükmedilmesini talep ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2021/188 E. – 2021/2 K. sayılı kararıyla; “Her ne kadar davacı vekili 26/11/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile belirlenen ve icra dosyasına konu miktarın üzerinde olan kısım dahil edilerek takibin devamına karar verilmesini istemiş ise de; icra takibine davalı yanca yapılmış itirazın iptali hukuki mahiyetinde olan dava dosyasında verilecek karar ile takibe konu miktarın arttırılamayacağı, bu yönden ayrıca bir icra takibi yahut alacak davasının ikame edilmesi gerektiği ve ıslah müessesesi ile dahi itirazın iptali yolu ile icra dosyasına konu alacak miktarının arttırılmasının talep edilemeyeceği anlaşıldığından davacının ıslaha konu talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Davacının ıslah dilekçesine konu talepleri hariç yapılan değerlendirmede ise; Davacının sunmuş olduğu fatura örnekleri gereğince, icra takibine konu alacağın bulunmadığı yönündeki iddia yönünden ispat yükünün davalıya geçtiği, davalının yasal süresinde dosyaya herhangi bir delil sunmadığı, buna mukabil geçerli olduğu kabul edilen sözleşme hükümlerine göre, davacının davalıdan alacaklı olduğu ve bu alacak miktarının tarife hükümlerine göre dava konusu edilen oranda olduğu anlaşıldığından, açılan davanın ıslah edilen kısım hariç kabulüne karar vermek gerekmiş, likid ve belirlenebilir alacak miktarı üzerinden davalının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkumiyetine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; “Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, takibe konu alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak müvekkile verilmesine dair kararın isabetli olduğunu, Ancak mahkemece 26/11/2020 tarihli ıslah dilekçemiz ile talep edilen miktarın reddine ilişkin kararın hatalı olduğunu, mahkemece aldırılan bilirkişi raporu ile bu alacağın da sabit olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, ıslah ile talep edilen miktarın da kabulü istenmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; “Tarafların takip tarihinden sonraki cari kayıtlarının da bilirkişi tarafından incelenmesi gerekirken bu kısma yönelik yeniden inceleme talebimiz değerlendirilmediğini, bu şekilde bir inceleme yapılması halinde müvekkilin herhangi bir borcunun bulunmadığının anlaşılacağını, zira takip ve dava tarihinden sonra da davacıya ödemeler yapıldığını, Davacının iddia ettiği alacak dayanakları olan faturanın müvekkile tebliği, gerçekte fatura konusu hizmetin verilip verilmediği ispat edilmeden sadece davacı kayıtlarına itibar edilerek verilen kısmen kabul kararının haksız olduğunu, rapora karşı itirazlarımızın değerlendirilip yeniden rapor aldırılması gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesinin hatalı olduğunu, Taraflar arasında hesap mutabakatı sunulmadığını, fatura içeriği hizmet verilmeksizin ticari kayıtlarda fatura tanzim edilmiş olmasının borç doğuran bir işlem olmadığını, Alacağın varlığı tam olarak araştırılmamış tarafımızca yapılan itirazlar değerlendirilmemiş iken aynı zamanda icra inkar tazminatına hükmedilmesinin de açıkça haksız olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER:*Küçükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında; davacı tarafından davalı aleyhine 12.060,76 TL alacak üzerinden icra takibi yapıldığı, borçlunun itirazı üzerine takibin 27/08/2018 tarihinde durduğu görülmüştür. *Mahkemece aldırılan 24/09/2020 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; “Davacının davalı aleyhine Küçükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … esas numaralı dosyası üzerinden icra takibine giriştiği tarihte davalı yandan takibe konu edilen tutar nispetinde alacaklı olduğu, ilgili alacak/borç durumunun taraf ticari kayıtlarından anlaşılabildiği ve alacağın likit olduğu, davacı yanın takip öncesi ve sonrası işlettiği faizin usule uygun olduğu” hususları tespit ve rapor edilmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. Davacı, davalıya verdiği hizmet nedeniyle düzenlenen fatura alacağına dayalı olarak başlattığı icra takibine itiraz üzerine itirazın iptali davası açmış; davalı, davacıya borcunun bulunmadığını beyanla davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesi tarafından, “Davacının davasının kısmen kabulü ile; -Davalının Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas numaralı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, takibe konu alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, -Davacının ıslaha konu talebinin usulden reddine, ” karar verilmiştir. Davalı vekili yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava değerinin 10.884,65 TL olduğu ve mahkemece davanın bu miktar yönünden kabulüne karar verildiği, davacının 26.11.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile 708,00 TL tutarındaki talebinin ise mahkemece reddedildiği ve davacının bu miktarın da kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle kararı istinaf ettiği görülmüş ise de; davanın reddedilen 708,00 TL’lik kısmının karar tarihi (2021 yılı) itibariyle istinafa başvurma sınırı olan 5.880,00 TL olduğu gözönüne alındığında kesinlik sınırı içinde kaldığı anlaşıldığından, davacı vekilinin isteminin HMK 346. md gereğince usulden reddi gerekmiştir. Mahkemece tarafların defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi ve tüm deliller uyarınca; davacının takibe konu ettiği faturaların tarafların defterlerinde kayıtlı olduğu, faturaların davalı defterlerine kaydedilmiş olması nedeniyle faturaların davalıya tebliğ edildiğinin ve karşılığı hizmetin verildiğinin kabulünün gerektiği, takip tarihi itibariyle davacının takibe konu ettiği alacak talebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır. Ancak davalı vekilinin istinaf dilekçesi ekinde sunduğu ödeme belgesi uyarınca; davalının takip ve dava tarihinden sonra ödemede bulunup bulunmadığının araştırılarak, davadan önce ödenen bedeller yönünden davacının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararının bulunmadığının tespiti ile bu bedeller yönünden davanın reddine, davadan sonra yapılan ödemeler yönünden ise miktarının belirlenerek infazda gözönünde bulundurulmasına karar verilmesi gerektiğinden; davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-Davacı vekilinin istinaf talebinin USULDEN REDDİNE, 3-Bakırköy 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 27/01/2021 tarih, 2021/188 E. – 2021/2 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 4-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 5-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 6- 179,90 TL maktu istinaf harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 7- İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 8-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 9-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.22/02/2023