Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/811 E. 2023/280 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/811 Esas
KARAR NO: 2023/280
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/11/2020
NUMARASI: 2017/1087 E. – 2020/582 K.
DAVANIN KONUSU: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ: 09/12/2017
KARAR TARİHİ: 22/02/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil ile borçlu bulunan finansal kiracı ve müşterek borçlu müteselsil kefiller arasında 10/11/2016 tarih … tescil nolu … sözleşme numaralı finansal kiralama sözleşmesi doğrultusunda finansal kiralamaya konu malları teslim ettiğini, finansal kiracı ve müteselsil kefillerin sözleşme edimlerini yerine getirmemesi üzerine Beyoğlu …Noterliğinin 16/05/2017 tarih … yevmiye nolu ihtarname ile borçlarını ödemek üzere 60 günlük süre verildiğini, davalıların belirlenen süre içinde borçlarını ödememeleri üzerine sözleşmenin feshedildiğini, fesih ile birlikte vadesi gelmemiş tüm kira alacakları ve sair alacakların muaccel hale geldiğini, asıl borçlu ve müteselsil kefiller hakkında tahsilde tekerrür olmamak üzere İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasının ilamsız takip başlattıklarını, ancak davalıların söz konusu takibe, ferilerine ve yetkiye haksız ve kötüniyetli olarak itirazları üzerine takibin durduğunu, beyan ederek davalılar tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından açılmış takibe ilişkin yapılan itirazın iptalini, davalılar aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının usulüne uygun ihtarname göndermediğini ve usulüne uygun tebligat yapılmadığını, icra takibinin yetkili icra müdürlüğünde yapılmadığını, davacının yaptığı icra takibinde aylık %50 oranında fahiş miktarda faiz talebinde bulunduğunu, davacının icra dosyasında talep açarak faiz oranını yıllık %50 oranında düzelttiğini, müvekkilinin icra dosyasına borca itiraz etmesinden sonra bu işlemin yapıldığını, faiz oranını değiştiren alacaklının yeni bir ödeme emri gönderilmesini talep etmiş olması mevcut ödeme emrini de esasında geçersiz hale getirdiğini, usule uygun bir ödeme emri tebliğ edilmediği için davanın usulden reddi gerektiğini, kaldı ki bu faiz oranının da sözleşmede belirlenen faiz oranının üzerinde ve fahiş olduğunu, müvekkillerinin alacaklı ile yaptıkları sözleşmeden sonra yaptığı ödemelerin ne şekilde mahsup edildiğinin anlaşılamadığını, davacının bu icra dosyasından mükerrer talepte bulunduğunu, baskı ile sözleşmeye konu kiralanmış araçların muhafaza altına alındığını, finansal kiralama sözleşmesi konusu araçları geri almış olan davacının sözleşmede belirlenen ve günü gelmemiş kira bedellerini talep etmiş olmasının hukuki korumadan yoksun ve kötü niyetli olduğunu, müvekkillerinden …’in sözleşmede kefil sıfatıyla bulunduğunu, davacının alacaklarını asıl borçlu olan şirkete başvurmadan müvekkil … aleyhine takip başlatmasının usule aykırı olduğunu, ayrıca …’in sözleşmeyi kefil sıfatı ile imzalarken azami 602.773,00.TL den sorumlu olacağı belirtildiğini, oysa yapılan icra takibinde bu miktarın üzerinde bir talep bulunduğunu beyan ederek davanın reddine, davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere tazminat ödemesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19.11.2020 tarih ve 2017/1087 Esas – 2020/582 Karar sayılı kararıyla; “…Davacının, davalıdan İstanbul .. İcra Md … E Sayılı dosyasından 22.11.2017 takip tarihi itibariyle 08.102020 tarihli ek bilirkişi raporunda hesaplandığı gibi toplam 555.374,27 TL alacaklı olduğu, dava açıldıktan sonra iade edilen makinelerin satışından elde edilen bedellerin mahsubu ile bakiye 259.240,07 TL alacağı bulunmaktadır. Bundan sonra borcun ödendiğinin ispat yükü davalı üzerindedir. Davalı ödenmemiş kira borcunu ödediğine dair herhangi bir yazılı delil sunamamıştır. Davalı … sözleşmeyi kefil olarak imzaladığından kefalet limiti kapsamında, davalı asıl borçlu ise sözleşme kapsamında ödenmeyen kira borcundan sorumlu tutulmuştur. Bu nedenle davanın kabulü ile davalıların icra takibine haksız yere itirazda bulunmaları, alacağın likit olması nedeni ile asıl alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; “Dava konusunun, müvekkil şirket tarafından başlatılan icra takibinde, takip tarihi itibariyle talep olunan alacak yönünden müvekkil şirketin haklı olup olmadığı olduğunu, Davaya konu icra takibinin açılmasında ve itiraz sonrasında açılan işbu davada müvekkilin haklı olduğunu, dolayısı ile mahsup edilecek rakamların dava ve icra takibi tarihlerinden sonra olup yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden önem teşkil ettiğini, Davalı … kiracıya kiralanan ve sözleşmenin feshi neticesinde iade alınan malların huzurdaki dava tarihinden sonra satılmış ve 3. kişiye re-lease edilmiş olmasına rağmen, reddolunan kısma dahil edilerek bu rakam üzerinden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, Mahkeme kararı hakkaniyetle bağdaşmamakta olup, değil icra takibi, davanın açıldığı tarihte dahi satılmamış/kiralanmamış bir malın müvekkil şirket tarafından satış kiralama bedelinin bilinmesinin kendisinden beklenemeyeceğini, zaten bu nedenlerle icra takibinin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla başlatıldığını.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın tümden kabulüne ve davalılar lehine hükmedilen vekalet ücretinin kaldırılmasına karar verilmesi istenmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; “İade alınan malların henüz satışı yapılmadan icra takibine başlanmış olması sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, 21.02.2020 tarihli Bilirkişi Kurulu ek raporu davacı tarafa 28.02.2020 tarihinde tebliğ edilmiş olup, 14 günlük yasal süre geçirildikten sonra itiraz dilekçesi mahkemece dikkate alınarak tekrar ek bilirkişi heyeti raporu alınmış olmasının usul aykırı olduğunu, Davanın kısmen kabul edilmesine rağmen davacı lehine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu; alınan bilirkişi raporları sonunda itirazlarımız doğrultusunda 259.240,07 TL üzerinden takibin devamına karar verildiğini, davacı tarafından icra dosyasında ve dava dilekçesinde talep edilen miktar ile hüküm altına alınan miktar arasındaki önemli oranda fark olduğunu, şu durumda ortada likit bir alacak olmadığını, Mahkemece reddedilen miktar üzerinden müvekkil lehine %20 tazminata hükmedilmemesinin hatalı olduğunu; davacı iade aldığı araçların satışını yapmadan, satış bedellerini müvekkillere bildirmeden ve satış bedellerini kira alacağından düşmeden, kötü niyetli olarak icra takibi başlattığını, davacı finans kurumunun, verdiği taahhüde uymamış olması, fahiş faiz oranı talebinde bulunması ve itiraza rağmen talebini aynı şekilde devam ettirme ısrarı nedeinyle müvekkillerim lehine tazminat ödenmesinin şartlarının oluştuğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. Davacı … şirketi kiralama sözleşmesi uyarınca alacaklı olduğundan bahisle başlattığı icra takibine itiraz üzerine itirazın iptali davası açmış; davalılar usule ilişkin itirazları ile birlikte davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesi tarafından; “Tahsilde tekerrür olmamak üzere; -Yapılan ödemelerin mahsubu ile; 259.240,07 TL asıl alacak ve asıl alacağının tamamı ödeninceye kadar 30.03.2018 tarihindet itibaren % 40 oranında temerrüt faizi uygulanmasına yönelik İTİRAZIN İPTALİNE; fazlaya ilişkin taleplerin Reddine, -Asıl alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya ödenmesine.” karar verilmiştir. Davacı vekili ile davalı … vekili yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 13. Maddesine göre: Kiracı ödeme planında belirtilen vadelerden herhangi birine uymadığı takdirde temerrüde düşeceği kabul edilmiştir. Türk Borçlar Kanunu’nun 117 ve 6361 sayılı Kanunun 33. maddesi hükümleri çerçevesinde davalının temerrüde düştüğü, Sözleşmenin kesin ödeme plamna göre muaccel hale gelen anapara borçlarının takip tarihi itibariyle 477.483,86 TL kira alacağı, 64.301,12 TL gecikme ve temerrüt faizi, 1.280,99 TL sigorta poliçe alacağı ve 12.308,30 TL masraf alacağı olmak üzere toplam 555.374,27 TL olduğunu tespit eden 29.04.2019 tarihli bilirkişi heyeti raporundaki değerlendirmelerin denetime elverişli olduğu ve yerinde olduğu anlaşılmıştır. Davacının takipte % 50 oranında faiz isteminde bulunmuş ise de, taraflar arasındaki Sözleşme’de faiz oranının % 40 olarak belirlenmiş olması karşısında raporda işlemiş faizin bu oran üzerinden hesaplanmış olması da isabetlidir. Taraflar arasındaki sözleşme konusu iade alınan malların; bir adedinin 29.12.2017 tarihinde 113.695,00 TL bedel ile üçüncü kişiye peşin satış yapılmış olduğu, iki adedinin ise 30.03.2018 tarihinde toplam 248.788,40 TL bedel ile üçüncü kişiye finansal kiralama sözleşmesi yapılmış olduğu tespit edilmiş ise de; davacının malların iade ve satışı sonrasında mahsup yaparak bakiye bedel üzerinden icra takibi başlatmasını gerektiren bir mevzuat veya sözleşme hükmünün bulunmadığı, davalı …’in “Taraflar arasında taahhüt bulunduğu” yönündeki iddialarının bu anlamda yerinde olmadığı anlaşıldığından mahkemece davacı alacağının takip ve dava tarihi dikkate alınarak belirlenmesi gerekirken, dava tarihi sonrası yapılan satış bedellerinin davacı alacağından mahsup edilmesi isabetsizdir. Tüm bu değerlendirmeler ışığında; davacı … şirketinin takip tarihi itibariyle davalılardan toplam 555.374,27 TL alacaklı olduğu, uygulaması gereken faiz oranının sözleşme gereğince % 40 olduğu, taraflar arasındaki Kiralama Sözleşmesinin fesih edilmesi ile kiralama konusu makinaların dava tarihinden sonra satılmış olması nedeniyle 113.695,00 TL ve 248.788,40 TL tutarındaki satış bedellerinin mahsubunun ilgili icra müdürlüğü tarafından yapılması gerektiği; davalı …’in 10.11.2016 Tarihli Finansal Kiralama Sözleşmesinin müteselsil kefili durumunda olduğu ve kefalet limitinin 602.773.66 TL olduğu gözetildiğinde tespit edilen borçtan sorumlu olduğu anlaşıldığından; davalı … vekilinin istinaf isteminin reddine, davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı … vekilinin istinaf talebinin REDDİNE, 2-Davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 3-İstanbul 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/11/2020 tarih, 2017/1087 E. – 2020/582 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 4-İlk derece yargılaması yönünden; a)Davanın kısmen kabulü ile; İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla Tahsilde tekerrür olmamak üzere -Davalıların İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasına yapmış oldukları itirazlarının kısmen iptaline, takibin 477.483,86 TL kira alacağı, 64.301,12 TL gecikme ve temerrüt faizi, 1.280,99 TL sigorta poliçesi alacağı, 12.308,30 TL masraf alacağı olmak üzere toplam 555.374,27 TL üzerinden kira alacağı olan 477.483,86 TL ye takip tarihinden itibaren %40 oranında faiz uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, -Kabul edilen alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, – Davadan sonra yapıldığı anlaşılan 113.695,00 TL ve 248.788,40 TL tutarındaki satış bedellerinin mahsubunun infaz aşamasında icra müdürlüğü tarafından re’sen dikkate alınmasına, b)Alınması gereken 37.937,61 TL harçtan, peşin alınan 8.341,99 TL harcın mahsubu ile bakiye 29.595,62 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına, (Davalı … adli yardımdan yararlandığından, davalı …’in hüküm kesinleşinceye kadar harçtan geçici olarak muaf tutulmasına) c)Davacı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 79.091,17 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, d)Davalılar lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 21.299,54 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,e)Davacı tarafça yatırılan 8.341,99 TL peşin harcın davalılardan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, f)Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvuru harcı, 4,60 TL vekalet harcı, 3.400,00 TL bilirkişi ücreti ve 214,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 3.650,50 TL yargılama giderinin kabul ve red oranları dikkate alınarak 2.935,25 TL’sinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiyesinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,5-İstinaf yargılaması yönünden; a)İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, b)İstinaf yargılaması yönünden davalı …’den alınması gereken 17.708,69 TL harcın davalı …’den alınarak hazineye irat kaydına, (Davalı … adli yardımdan yararlandığından, davalı …’in hüküm kesinleşinceye kadar harçtan geçici olarak muaf tutulmasına) c)İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 65,50 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 227,60 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, d)Davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, e)İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/02/2023