Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/8 E. 2022/1980 K. 25.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/8 Esas
KARAR NO: 2022/1980 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/01/2020
NUMARASI: 2017/726 E. – 2020/20 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin … sayılı …, … sayılı …, … sayılı …, … sayılı … markalarının müvekkili şirket adına TPMK nezdinde 01, 03, 05, 16 ve 21.sınıfta düzenlenen emtialar için tescilli olduğunu, davalı şirket tarafından … markasının … sayı ile 03, 05, 08, 29, 30 ve 44.sınıflarda düzenlenen emtialar için tescil ettirildiğini, karşılaştırılan işaretler arasında benzerliğin, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklandığını, halkın karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesinin benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olduğunu, … ibaresinin taraf markalarında esas unsur konumunda olduğunu, müvekkili şirketin markasının esas unsuru olan … ibaresinin dava konusu markada esas unsur olarak bulunmasının tüketici nezdinde taraf markalarının ilişkilendirilmesine ve markaların karıştırılmasına neden olacağını, davalı markasının müvekkili markasını çağrıştırdığını, görsel ve işitsel açıdan iltibasa neden olacak mahiyette olduğunu iddia ederek, davalı şirket adına TPMK nezdinde 24/06/2015 tarih, … tescil nolu “…” ibareli markanın 03 ve 05.sınıf emtialar için hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin 2002 yılında … tarafından kurulmuş olup Türkiye’nin öncü kuruluşlarından olduğunu, müvekkiline ait marka ibaresinde adı bulunan …’nın ise bir … kuruluşu olan müvekkilinin yönetim kurulu başkan yardımcısı olduğunu, …’nın ticari faaliyetinin yanı sıra kitaplar yazarak fikri üretimle de katkıda bulunduğunu, sağlık ve güzellik alanındaki çalışmalarının yanı sıra beslenme üzerine de çalışmaları bulunduğunu, söz konusu çalışmalar ile hem Türkiye’de hem de dünyada tanınmış bir kişi olduğunu, müvekkilinin …’nın projeleri kapsamında … ibareli bir çok markasının TPMK nezdinde tescilli olduğunu, hükümsüzlük ve sicilden terkin talebine gerekçe gösterilen … sayılı “…” ibareli marka ile müvekkiline ait … tescil nolu “…” ibareli markaların benzer olmadığını, markalar aynı sınıfta tescilli bulunsa da bunun tüketici nezdinde karıştırılma ihtimaline yol açmadığını, karıştırılma ihtimalinin bulunması için markaların aynı ve benzer olması gerektiğini, taraf markalarının benzer olmadığını ve karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, işitsel olarak de herhangi bir benzerliğin bulunmadığını, … markasının üç harften oluşan ayırt ediciliği düşük bir ibare olduğunu, müvekkiline ait … ibaresinin 4 kelimeden oluşan ayırt ediciliği yüksek bir bileşke marka olduğunu, tüketici nezdinde taraf markalarının okunuş esnasında karıştırılmaya sebebiyet verebileceğini düşünmenin mümkün olmadığını, markaların kavramsal olarak da hiçbir benzerlik içermediğini, markalar arasında ciddi görsel, işitsel ve anlamsal farklılıkların bulunduğunu belirterek, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 09/01/2020 tarihli 2017/726 E. – 2020/20 K. sayılı kararıyla; “benzerlik karşılaştırmasında; …Somut olaya dönüldüğünde; davacı markaları ile davalı markasında asıl unsur “…” ibareleridir. Her iki taraf markalarında yer alan … ibareleri aynı ise de benzerlik markalardaki tüm unsurların bir bütün olarak bıraktığı izlenime göre yapılacaktır. Davacı markalarında herhangi bir şekil söz konusu değilken davalı markasında şekil söz konusudur, ayrıca davalı markasında ayrıca hem “…” ibaresi hem de “…” ibaresi bulunmakta ve bir bütün olarak bakıldığında davacı markaları ile benzerliği ortadan kaldıracak derecede ek unsurlara sahip olduğu görülmektedir. Davalı markasının bir bütün olarak bıraktığı izlenim açısından davacı markaları ile ilişkilendirme durumu da söz konusu değildir. Davalı markasındaki “…” ve “…” ibarelerinin davacı markaları ile ilişkilendirilmeyi ortadan kaldırdığı, yine şekil ibaresinin de davalı markasına ayırt edicilik kattığı, davacı markaları ile davalı markası arasında iltibasa mahal verecek bir benzerliğin söz konusu olmadığı sonucuna ulaşılmıştır….Tüm dosya kapsamı sunulan bilirkişi raporu ve izahı yapılan mevzuat kapsamında değerlendirildiğinde; her ne kadar davacı “…” ibaresinin taraf markalarında esas unsur konumunda olduğu, kendilerine ait markaların esas unsuru olan … ibaresinin davalı markasında esas unsur olarak bulunmasının tüketici nezdinde ilişkilendirilmesine ve markaların karıştırılmasına neden olacağını, davalı markasının müvekkili markasını çağrıştırdığını, görsel ve işitsel açıdan iltibasa neden olacak mahiyette olduğunu iddia etmiş ve davalı adına TPMK nezdinde 24/06/2015 tarih, … tescil nolu ” …” ibareli markanın 03 ve 05.sınıf emtialar için hükümsüzlüğünü ve sicilden terkini talep etmiş ise de taraf markaları arasında benzerliğin … ibaresi yönünden bulunmakla birlikte davalı markasının ek unsur ve şekil unsuru ile markasını oluşturduğu, kullanılan şekil ve ibarelerin davalı markasında yeterli ayırt ediciliği sağladığı, davaya konu sınıflar yönünden benzerlik bulunsa dahi markasal benzerliğin bulunmadığı mevzuat kapsamında hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı” gerekçesiyle davacının sübut bulmayan davasının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; müvekkilinin 1997 yılından beri … esas unsurlu seri markaların maliki olduğunu, markasını uzun yıllardan beri yoğun ve ciddi bir şekilde kullandığını, davalının müvekkilinin markasının aynısı ve/veya ayırt edilemeyecek kadar benzeri olan “…” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, müvekkilinin markasının asıl unsuru olan … ibaresinin davalı markasında birebir bulunduğunu. – Markaların tertip tarzı arasındaki farklılıkların, markalar arasındaki benzerliği ve karıştırılma ihtimalini ortadan kaldırmadığını, tüketicilerin, tüm markaları taşıyan ürünleri aynı anda bir arada görme ve doğrudan karşılaştırma imkanını ancak nadiren bulduklarını, bu imkanın bulunmaması halinde, tüketici ilgili ürün ve marka hakkında zihninde kalan tortu ile yetinmek zorunda kaldığını, kıyaslama yapılırken tüketicilerin markalar arasında doğrudan karşılaştırma yapamayacakları ve bunun yerine zihinlerinde kalan ve mükemmel olmayan görüntüye güvenmek zorunda oldukları hususunun, Avrupa Toplulukları Mahkemesinin markalara dair çeşitli kararlarında ve doktrinde vurgulandığını. -Müvekkilinin uzun yıllardır kullanarak oldukça iyi bir marka haline getirdiği … unsurlu markaları ile davalı taraf markasının bire bir aynı olacak derecede benzer olduğunu, müvekkilinin markalarının tescilli olduğu emtialar bakımından ayırt ediciliğinin yüksek olduğunu, davalının hükümsüzlüğü istenen markasında … ibaresinin büyük harflerle, “…” ibaresinin küçük harflerle, … ibaresinin ise alt kısımda ve silik yazıldığını, dikkat çekici ve baskın unsurun … ibaresi olduğunu. -… teriminin, fiziksel ve psikolojik esenliği, geliştirmeyi sürdürme çabası için bir yaşam süreci olarak görüldüğünü, ilgili sektörde yaygın olarak kullanıldığını, …’nın ise davalı şirketin yönetim kurulu üyesi olduğunu, davalı markasında … ibaresinin ön planda olduğunu, benzer bir davada, Ankara 3. FSHHM’nin 2014/58 E-2015/304 K sayılı kararıyla, davalının … markasının müvekkilinin … unsurlu markaları ile benzer olduğuna karar verildiğini. -Taraf markalarının tescilli olduğu, 03/05. Sınıftaki emtiaların aynı olduğunu, aynı mal ve hizmetler için aynı işaretin kullanılması halinde karışıklık olasılığının mevcut olduğunun varsayılacağını beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosya arasında bulunan Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtlarının incelenmesinde; … tescil nolu “… … …” ibareli markanın 03, 05, 08, 29, 30 ve 44.sınıf emtialarda 24/06/2015 tarihinde tescil edildiği ve … Anonim Şirketi adına kayıtlı olduğu, hükümsüzlüğü istenen ” 03.sınıf: Diş bakımı ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları. Aşındırıcı ürünler zımpara bezleri, zımpara kağıtları, ponza taşları, aşındırıcı pastalar. Deri, vinil, metal ve ahşap için parlatma ve bakım ürünleri: cilalar, bakım kremleri, cilalama amaçlı vaks. 05.sınıf: İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal reaktif maddeler. Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç): diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuk bezleri. Zararlı bitkileri, hayvanları ve mantarları imha edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı tazeleyici kokular. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar” emtialarında tescilli olduğu görülmüştür. İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda; “… davacı markaları ile davalı markası arasında iltibasa mahal verecek bir benzerliğin söz konusu olmadığı, mal ve hizmet sınıfları yönünden ise benzerlik olduğu ancak hükümsüzlüğe karar verebilmek için hem markasal hem de sınıfsal benzerliğin bir arada bulunması gerektiği, bu nedenle davacının hükümsüzlük talebinin koşullarının oluşmadığı,” hususunda görüş bildirildiği görülmüştür. Davacı vekilinin dava dilekçesinde dayandığı marka tescil kayıtlarının celp edilmediği anlaşılmakla Dairemizce celp edilmiştir.
G E R E K Ç E: Marka hükümsüzlüğü davasında, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı adına hükümsüzlüğü istenen … tescil nolu “… … …+şekil ” ibareli markanın 03, 05, 08, 29, 30 ve 44.sınıf emtialarda 24/06/2015 başvuru tarihinden itibaren, davalı şirket adına tescil edildiği, davacı tarafça markanın 03/05. Sınıflarda kısmen hükümsüzlüğünün istenildiği anlaşılmıştır. Davacı vekilinin dava dilekçesinde dayandığı marka tescil kayıtlarının celp edilmediği, bilirkişi raporunda tescil sınıflarına yer verildiği ancak emtia alt sınıflara yer verilmediği anlaşılmış, ilk derece mahkemesince Marka ve Fikri Haklar uzmanı bilirkişiden alınan rapordaki, markalarının benzer olmadığı görüşüne itibar edilerek davanın reddine karar verildiği görülmüştür. Bilirkişi raporunda, hükümsüzlüğü istenen sınıflar yönünden markaların hitap ettiği tüketici kitlesinin belirlenerek ayrı ayrı inceleme yapılması gerekirken, markanın hangi tüketici kitlesine hitap ettiği değerlendirilmeden inceleme yapıldığı, ilk derece mahkemesince de, eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporu ile karar verildiği, davacı vekilinin rapora itirazlarının değerlendirilmediği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın davacı tarafın marka tescil kayıtları getirtildikten sonra, markaların tescil sınıfları göz önüne alınarak, marka uzmanı ve sektör bilirkişisinin bulunduğu yeni bir bilirkişi heyetinden, denetime elverişli şekilde rapor alındıktan sonra, hasıl olacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nin 09/01/2020 tarihli 2017/726 E. – 2020/20 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,2-Yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın, karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 5,50 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 25/11/2022 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.