Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/789 E. 2023/204 K. 03.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/789 Esas
KARAR NO: 2023/204 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/12/2020
NUMARASI: 2018/874 E. – 2020/822 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/02/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
DAVA: Davacı vekili Adli Yardım talepli dava dilekçesinde; müvekkilinin lavaş ekmeği üreten tandır dükkanı sahibi olduğunu, müvekkilinin boşanma sürecinde kendisine yardım eden ve belli bir süre dükkanında çalışan … tarafından 22/07/2018 tarihinde işyerinde silah çekilerek tehdit ve darp edildiğini, bu olay neticesinde müvekkilinin polis çağırdığını, olayın karakola intikal ettiğini, karakolda şikayetini devam ettirdiğini, …’ün …’un mutfağında kendisini tehdit etmesi nedeniyle şikayetten vazgeçtiğini, Polis Merkezi çıkışında da, …, avukatı ve müvekkilinin …’ün amcası …’e ait ofise götürülerek … tarafından “buradan sağ çıkamazsın” denilerek silahla, boş senet imzalatıldığını, daha sonra senedin …’ün babası davalı tarafından doldurularak, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icraya konulduğunu, müvekkilinin iş bu icra dosyasından 16.08.2018 tarihinde bankadan hesaplarına haciz konulduğuna ilişkin bildirim ile söz konusu senedin Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/318 D.İş kararı ile ihtiyati haciz kararı alınarak Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile işleme konulduğunu öğrendiğini, davanın kabulü ile davalı aleyhine kötüniyetli olmasından dolayı % 20 tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkiline çıkarılan tebligatın usulsüz olduğunu, davacının iddialarının dayanaksız olduğunu, davacı tarafça senedin borçluya zorla imzalatıldığına ilişkin beyanlarının da asılsız olduğunu, ödemesini zamanında alamayan ve bu nedenle ağır mağduriyet içinde olan müvekkilini daha fazla mağdur etme çabasından ibaret olduğunu, müvekkilinin oğlu …’ün, davacının eşi ile arası açılan ve boşanma davası açan…’nün yaptığı iş ile ilgili bir kısım borçlarını elden ödediğini, bir kısmı için ise çek verdiğini, borçlu … ve …’in borçlu olduğu üçüncü kişilere verilen çekleri dosyaya ibraz ettiklerini, senedin zorla imzalatıldığına ilişkin hiç bir delil bulunmadığını, aksine müvekkilinin alacaklarını talep ettiği için iftira ve yalan beyanlarla müvekkilini ve ailesini zor durumda bıraktığını, müvekkilinin oğlu …’i duygusal olarak ta kendisine bağladığını, borçlarını ona ödettiğini, evli olan …’in eşine mesajlar atarak tehdit ettiğini (Büyükçekmece Savcılığı’na suç duyurusunda bulunduklarını), borçlunun müvekkiline attığı mesajlarda senedin 22 Temmuz 2018 tarihinde alındığını söylemişse de, Eylül ayına kadar müvekkilinin oğluna attığı mesajlardan bu işin gerçek dışı olduğunun anlaşıldığını, müvekkilinin oğluna görüşelim, seni özledim şeklinde onlarca mesaj attığını beyanla, haksız ve kötü niyetle açılan davanın reddine, davacı aleyhine % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI; Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/12/2020 tarihli 2018/874 Esas- 2020/822 Karar sayılı kararıyla; “Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; Dava icra takibine dayalı bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir. Menfi tespit davalarında ispat yükü kural olarak alacaklıdadır. Ancak kambiyo senetleri sebepten mücerret olduğundan borçlu olunmadığının ispat yükümlülüğü davacı borçluya aittir. Borçlu bononun tarafların iradesi dışında düzenlendiğini yazılı delil ile ispatlamalıdır.Bu konuda tanık dinletilmesi de mümkün değildir. Ancak davacı senedin tehdit ile imzalatıldığını iddia etmiş olmuş, iradeyi fesada uğradığını iddia ettiği için bu iddiasının her türlü delil ile ispatlaması mümkündür. Bu kapsamda dosyada davacı tanığı … ile … dinlenilmiştir. Tanıkların beyanlarının esas alınabilmesi için görgüye dayalı olması gerekmekte olup tanık … 06.11.2019 tarihli duruşmadaki beyanında senedin zorla imzalatıldığını duyduğunu, olayın olduğu gün senet imzalatıldığını görmediğini beyan etmiş, yine … beyanında senedin zorla imzalatıldığını görmediğini ancak bu hususta davacı ile davalının tartıştıkları ve polisin olaya müdahale ettiği gün zorla senet imzalatılmış olabileceğini tahmin ettiği yönünde beyanda bulunmuştur. Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2018/39654 Soruşturma dosyanın incelenmesinde; davacının şikayeti üzerine mağdurun senet haline getirtilebilecek bir kağıdı imzalamaya mecbur edilmesi suretiyle yağma” suçundan suç duyurusunda bulunması sonucu soruşturmanın başlatıldığı, 22.01.2019 tarihinde takipsizlik kararı verildiği, takipsizlik kararına itirazın dosyanın Bakırköy 4. Sulh Ceza Mahkemesine gönderildiği, Bakırköy 4. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2019/1797 Değişik İş numaralı dosyası ile itirazın reddine karar verildiği, böylelikle takipsizlik kararının 20.05.2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmış olup, davacı vekilinin neticesinin beklenilmesi yönündeki talebi nedeni ile de Büyükçekmece 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/871 Esas sayılı dosyası incelenmiş olup, suç türünün silahla tehdit olduğu, senede ilişkin bir şikayetin bulunmadığı bu kapsamda iş bu dosya bakımından neticesinin beklenilmesini gerektirir bir durumun söz konusu olmadığı anlaşılmakla gerek Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2018/39654 Soruşturma dosyası gerek mahkeme dosyasındaki tüm deliller ile davacının 07.12.2020 tarihli duruşmada yemin delili hatırlatılması üzerine yemin deliline başvurmayacağı yönündeki beyanı ve tanık beyanları dikkate alındığında davacının davasını ispatlayamadığı” gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; dava konusu olayda TBK 37. Madde de düzenlenen ikrahın bütün şartlarının bulunduğunu, TBK 38. Maddeye göre ikrahın ilk şartının kendisine yada aile bireylerine yönelik bir tehlikenin mevcut olması olduğunu, bu hususun 06/11/2019 tarihli duruşmada dinlenen tanık beyanıyla ispatlandığını, senedin imzalatıldığı gün …’ün “buradan sağ çıkamazsın” diyerek kendisini silahla tehdit ettiğini, tehdidin ciddi olduğunu, …’ün olay günü müvekkilinin işyerine sinirli bir şekilde gelerek tartışma çıkarıp müvekkiline tehdit ve hakaretler yağdırdığını, silah kullanarak müvekkilini arabaya bindirmeye çalıştığını, Büyükçekmece 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/871 E sayılı dosyası ile subuta erdiği üzere silahın ateşlenmiş olmasının tehlikenin ağırlığı ve derhal gerçekleşebilecek olduğunu gösterdiğini, ceza dosyasında mahkumiyet kararı verildiğini, son olarak aranan ikrah ile sözleşmenin kurulması arasında illiyet bağı şartının da gerçekleştiğini, müvekkilinin davalı tarafa ne bir borcunun, nede iddia edildiği gibi bir ilişkinin bulunduğunu, davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu. -Senedin müvekkiline ikrah ile imzalatıldığının tanık beyanları ile sabit olduğunu, 06/11/2019 tarihli 3 numaralı celsede tanık …’in beyanında, ”…’i arayarak bana zorla senet imzalattınız dediğini duydum.Ben senedin yırtılmasına ilişkin telefon konuşmasını birebir duydum, …’in sesini de ayrıca duydum, … senedin yırtıldığını söyledi.” dediğini, aynı celsede dinlenen diğer tanık …’ın ise beyanında ”Karakoldan sonra … Hanım … Beyi aradı, bu senedi bana karşı çocuklarıma karşı kullanma deyişini duydum, karşı tarafın da bunu kullanmayacağını söylediğine şahit olduk, … Bey … Hanıma senedin yırtılıp atılacağını söyledi, benim de mahkemeye şahitlik yapacağımı duyunca beni de aradı mahkemeye çıkmamam için rahatsız etti.” dediğini. -Mahkemenin mücerretlik ilkesinin senedin el değiştirmesi, tedavülü halinde söz konusu olacağını göz önünde bulundurmadığını, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, mahkemece dosya kapsamında ileri sürdükleri taraflar arasında borç ilişkisinin bulunmadığına ilişkin iddialar (defiler) değerlendirme yapılmadan eksik inceleme ile karar verildiğini. -Davalı tarafın, borcun kaynağının müvekkilinin davalıya olan şahsi borcu olduğunu ileri sürmüşse de, bu iddiaların ispatlanamadığını, borca esas ticari ilişkinin davalı tarafça açıklanmadığını, Yargıtay içtihatlarına göre yüksek meblağların geçerli bir sebep ve yakın akraba ilişkisi bulunmaksızın verilmesinin kabul edilmediğini, aynı zamanda davalının …’ün şahsi borçları için yaptığını iddia ettiği ödemelere ilişkin senet verildiğini ileri sürse de, bu durumda senedin alacaklısının … olması gerektiğini, senette …’ün imzası ve cirosu bulunmadığını, davalının hangi ticari ilişki ya da hukuksal sebeplerle 280.000 TL alacaklı olduğunun da izahı gerektiğini. -Maddi olgunun tespitine ilişkin ceza mahkemesi kararının TBK 74. Madde gereğince hukuk hakimini bağlayacağından Büyükçekmece 6. Asliye Ceza Mahkemesi kararının beklenmesi gerekirken beklenmeden hüküm kurulduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Davalı alacaklının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında, 20/05/2018 tanzim, 20/07/2018 vade tarihli 280.000 TL bedelli keşidecisi…, lehtarı … olan bonoya dayalı olarak, işlemiş faiz, bono komisyonu ve ihtiyati haciz tutarı ile birlikte toplam 283.014,51 TL alacağın tahsili talebiyle, 18/08/2018 tarihinde kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlattığı anlaşılmıştır. Davacı tanığı … duruşmada alınan yeminli ifadesinde; ” Ben olay günü … Hanımın dükkanında hamurculuk yaptığımdan olaya şahit oldum, … oradaydı, bir bağırış duydum, silah patladı, …’in elinde silah vardı, … Hanımı zorla arabaya bindirmeye çalıştı , arabaya bindirip bindirmediğini tam hatırlayamıyorum, ancak sonradan … Hanımı bıraktı gitti, zaten biz olaya müdahale ettik, 155’i aradılar, Polisler geldi, sonra tehdit mesajları gönderdiğini gördüm, o mesajları okudu, zaten olay günü … Hanım geldiğinde tedirgindi, ben olay anında senet imzalatıldığını görmedim, ancak sonradan … Hanımın …’i arayarak bana zorla senet imzalattınız dediğini duydum olaya öyle vakıf oldum, sonradan da senedi yırtıp attığını söylemiş … Hanıma, ama yırtmamış ki böyle bir durum ortaya çıktığını” söylemiştir. Davacı tanığı … duruşmada alınan yeminli ifadesinde; “Ben … hanımın yanında çalışandım, pişirici olarak görev yapıyordum, … hanımla … bey arasında bir gönül ilişkisi vardı, ancak … hanım ayrılmak istiyordu, yaklaşık 1,5 yıl kadar önceydi, … Bey … Hanımın yanına geldi, ayrılmak istemediğini söyledi, tehditler savurdu, biz silah sesi duyduk, silahı da gördüm, … …’i dükkanın içinde kapıya çağırdı, tartıştılar, sonra arabaya bindiler, o ara silah sesi duyduk, tahminim (ben görmedim) arabada senet imzalatmış, sonra polis geldi, karakola gidip geldiler, karakoldan sonra … Hanım … Beyi aradı, bu senedi bana karşı çocuklarıma karşı kullanma deyişini duydum, karşı tarafın da bunu kullanmayacağını söylediğine şahit olduk, ben karşı tarafın sesini duymadım, ama … hanımın konuşmalarından duydum ben telefon konuşmasının geçtiği anda dükkandaydım, ben Denizin sesini telefondan duymadım, … Bey … Hanıma senedin yırtılıp atılacağını söyledi, daha sonra kullandı, benim de mahkemeye şahitlik yapacağımı duyunca beni de aradı mahkemeye çıkmamam için rahatsız etti” şeklinde beyanda bulunmuştur. Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2018/39654 Soruşturma dosyanın incelenmesinde; davacının 22/07/2018 tarihinde işyeri önünde silah çekilmek suretiyle tehdit edildiği ve tehditle senet imzalatıldığından bahisle şüpheliler … ve …’den şikayetçi olması üzerine soruşturma başlatıldığı, şüphelilerin ifadelerinde …’ün müşteki ile gönül ilişkisi olduğu, ortaklı şekilde ticari işletme işlettikleri, ortaklığın bozulması üzerine para kaynaklı sıkıntılar olduğu ve ortaklık kurulurken müştekiye verilen para karşılığı alınan kambiyo senetlerinin icraya konulması nedeniyle müştekinin şikayette bulunduğunu, suçlamayı kabul etmediklerini beyan ettikleri, Savcılığın 22/01/2019 tarihli 2019/1401 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararında, müştekinin tehditle senet imzalatıldığının ileri sürüldüğü 22/07/2018 tarihinden sonra, 25/08/2018 tarihinde kendisine ait telefondan “Nalet gelsin herşeye ya sen beni özlemedin mi helalim, ailen bizi bitirdi, bak biz bitiyoruz” şeklinde mesajları bulunduğu, şüpheliler vekilince dosyaya bir kısım çek fotokopileri sunulduğu, şüpheliler tarafından sunulan kamera görüntüsünde şüphelinin şikayet sonrası beyaz bir araçla şüpheli … ile konuşmak için şüphelilerin ikametine gelerek aşağıya çağırdığı, hareket ve mesajlarından tehdit ve yağma suçunun mağduru olduğuna dair kanaat edinilemediği gerekçesiyle, mağdurun senet haline getirtilebilecek bir kağıdı imzalamaya mecbur edilmesi suretiyle yağma” suçundan takipsizlik kararı verildiği, takipsizlik kararına itirazen dosyanın Bakırköy 4. Sulh Ceza Mahkemesine gönderildiği, Bakırköy 4. Sulh Ceza mahkemesinin 2019/1797 Değişik İş numaralı dosyası ile itirazın reddine karar verildiği,
G E R E K Ç E: Davacı tarafça, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası dayanağı 20/05/2018 tanzim, 20/07/2018 vade tarihli 280.000 TL bedelli senedin silahlı tehdit ile zorla imzalatıldığından bahisle borçlu bulunmadığının tespitini talep ettiği, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verildiği, davacı vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır. 6100 Sayılı HMK 355. Madde de, istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepler ile kamu düzeniyle ilgili hususlarla sınırlı olarak yapılacağı düzenlenmiştir. 492 sayılı Harçlar Kanunu Madde 30; “Muhakeme sırasında tesbit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 409 uncu maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması, noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır.”Madde 28 – “(1) sayılı tarifede yazılı nispi harçlar aşağıdaki zamanlarda ödenir.:a) (Değişik bent: 23/07/2010-6009 S.K/18.md.) Karar ve ilam harcı, Karar ve ilam harçlarının dörtte biri peşin, geri kalanı kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenir. Şu kadar ki, ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan maddi ve manevi tazminat davalarında peşin alınan harcın oranı yirmide bir olarak uygulanır. Bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olması, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmez….” Madde 32; “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmiyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır.” hükümleri düzenlenmiştir. HMK 120/1 maddesine göre davacı, yargılama harçlarını mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Harçlarla ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkindir. Yukarıda aktarılan yasal düzenlemeden; harç alınması veya tamamlanmasının yanların isteğine bırakılmadığı peşin harcın yatırılıp yatırılmadığının, mahkemece kendiliğinden (re’sen) gözetilmesi gerektiğinin hükme bağlandığı ve yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağının vurgulandığı anlaşılmıştır. Somut olayda, davacı vekilinin dava dilekçesinde dava değerini 282.416,44 TL olarak gösterdiği, başvuru ve nispi harç yatırmadan dava açtığı, adli yardım talebinde bulunduğu, ancak mahkemece adli yardım talebi hakkında olumlu olumsuz karar verilmediği, yargılama giderlerinin davacı tarafça yapıldığı anlaşılmıştır. Kamu düzeniyle ilgili olan bu hususun mahkemece resen gözetilerek, 492 Sayılı Harçlar Kanunu hükümleri gereğince dava değeri üzerinden 1/4 oranında nispi harç ve başvuru harcının yatırılması için, davacı vekiline kesin süre verilmesi, harcın yatırılması halinde işin esasının incelenip sonucuna göre karar verilmesi, harç yatırılmadıkça müteakip işlemlere devam edilmemesi ve HMK 150. Madde gereğince işlem yapılması gerekirken, harç yatırılmadan yargılamaya devam edilerek karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu kanaatine varılmış, davacı vekilinin sair istinaf sebepleri bu aşamada incelenmeksizin, resen gözetilen sebeplerle istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın Dairemizin kararında işaret edildiği şekilde yargılamaya devam edilmesi için mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-Davacı vekilinin sair istinaf sebepleri bu aşamada incelenmeksizin, resen gözetilen sebeplerle istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/12/2020 tarihli 2018/874 Esas- 2020/822 Karar sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-a-4-6 ve HMK 355. maddeleri gereğince KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemizin kararında işaret edildiği şekilde yargılamaya devam edilmesi için kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,4-İstinaf yargılaması yönünden; a Davacı vekilinin istinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talep halinde iadesine,b-İstinaf yargılaması sırasında davacı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 50,50 TL tebligat ve posta giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 03/02/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.