Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/780 Esas
KARAR NO: 2021/1419 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI: 2020/119 E. SAYILI ARA KARAR
DAVANIN KONUSU: Tazminat (FSE Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
KARAR TARİHİ: 08/07/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA:Davacı vekili ihtiyati tedbir talepli dilekçesinde; müvekkilinin “…” markasını 24/04/2006 tarihinde 35.sınıfta tescil ettiğini, daha sonra … numarası ile 08,09,14,15,16,34,35,37,40,42 emtiaları ile adına tescil edildiğini, davalı şirketin buna rağmen müvekkiline ait … markasını kendi adına tescil edildiğini, daha sonra “…” markasını tescil ettirdiğini, söz konusu tescillerin müvekkili şirketin sahip olduğu “… markasının” bilinirliğinden, eskiye dayalı hak sahipliğinden faydalanmaya dönük kötü niyetli tesciller olduğunu, davalının dava dışı şirket üzerinden müvekkili markasına tecavüz etmek istediğini, … şirketi ile davalı şirketin organik bağı bulunduğunu, davalı aleyhine İstanbul 2.FSHHM nezdinde açılan 2017/441 Esas sayılı hükümsüzlük davasının müvekkili lehine sonuçlandığını, yine İstanbul 2.FSHHM nezdinde 2019/299 D.İş sayılı tespit dosyasında da “davalının … ve … ibareli taklit ürünlere tedbiren el konulmasına, internet sitesinde bu markalara erişimin engellenmesine,” şeklinde karar verildiğini, markanın müvekkiline ait olduğunu, müvekkilinin eskiye dayalı hak sahipliği kullanımının bulunduğunu, davalının kötü niyetli olduğunu, kötü niyetin mahkeme kararları ile tespit edildiğini, markanın kullanımları arasında benzerlik ve karıştırılma ihtimalinin halinin devam ettiğini belirterek, müvekkiline ait markaya yönelik tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, tecavüzün tedbiren durdurulmasına, önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, davalının “… ve …” taklit marka ürünlerinin, saat ve varsa başkaca saat emtialarının, yedek parçalarının, numunelerinin, reklam malzemelerinin, etajerlerinin, saat ve kutularının tedbiren ihtiyaten el konulmasına, HMK m.107 gereği şimdilik 10.000,00 TL olmak üzere yoksun kalınan maddi kazancın davalı kullanımının başladığı tarih itibari tespiti, tecavüzün devamı süresince davalıdan tahsiline, 2.000.000,00 TL manevi tazminatın da davalıdan tahsil edilerek müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafça daha önce İstanbul 2.FSHHM nezdinde 2017/441 Esas sayılı dava açıldığını, davanın istinaf aşamasında olduğunu ve bu nedenle bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacının markasının 35.sınıfta tescil edildiğini, müvekkili şirketin 14.sınıfta tescil edildiğini, davacının mağazacılık sektöründe müvekkili şirketin ise saat üretim sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalının saat üretiminin de bulunmadığını, müvekkilinin markayı taklit etmediğini, davacı ile aynı mal veya hizmeti de sunmadığını, dolayısıyla bir tecavüz filinin olmadığını, davacının markasının tanınmış marka olduğunun ispatlanamadığını, kötü niyet iddialarının da haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek, mahkemenin 2017/441 Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
TEDBİR KARARI: İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 12/01/2021 tarihli 2020/119 Esas sayılı tedbir kararı ile 2019/299 D.İş sayılı dosyada 28/02/2020 tarihli tedbir kararının 100.000 TL teminat karşılığında verildiği bu nedenle teminat alınmasına gerek olmadığı açıklanarak; “6100 sayılı HMK’nın 389-390 maddeleri ile 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 159.maddesi gereğince İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN KABULÜ İLE, 6100 sayılı HMK m.389 ve m.390 ile 6769 sayılı SMK m.159 gereğince talep edene ait “…” ve “…” ibareli markalarına iltibas teşkil eden, karşı tarafa ait ürünlerin satışının durdurulmasına, el konulmasına ve yedi emine tevdine, (sadece davalının uhdesinde bulunan ürünler yönünden) 2-6100 sayılı HMK’nın 393/2 maddesi gereğince iş bu tedbirin, İstanbul İcra Dairesi aracı kılınarak infazına, 3-6100 sayılı HMK’nın 393/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 1 hafta içinde kararın infazı için ilgili icra dairesine başvurulmadığı takdirde iş bu tedbirin kendiliğinden kalkmış sayılmasına” karar verilmiştir. Davalı vekili tedbir kararına itiraz dilekçesinde; ihtiyati tedbirin şartlarının oluşmadığını, daha önce mahkemenin 2019/299 D.İş sayılı dosyasından verilen ihtiyati tedbir kararının İstinaf Mahkemesince kaldırıldığını, verilen tedbir kararı ile menfaatler arasında denge olması gerektiğini belirterek, Mahkemenin 28/02/2020 ve 12/01/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararlarının tamamen kaldırılmasını, aksi kanaat halinde ters teminat karşılığında kaldırılmasına, yine aksi kanaat halinde olunması durumunda tedbirin kısmen kaldırılarak salt olarak satışın engellenmesine yönelik olarak tesisine karar verilmesini talep etmiştir.
İTİRAZIN REDDİ KARARI; İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 16/02/2021 tarihli 2020/119 Esas sayılı ara kararı ile; davalı itirazının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; tedbire hükmedebilmek için hukuki yarar şartının oluşmadığını, SMK kapsamında çözülecek bir uyuşmazlıkta HMK 390/III değil SMK 159. Maddeye göre değerlendirme yapılması ve ihtiyati tedbire karar verilebilmesi için davalı müvekkilinin davacının sınai mülkiyet hakkına tecavüz ettiğinin yaklaşık ispattan bir adım öteye gitmek suretiyle tecavüzün gerçekleşmekte olduğu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığının ispatlanması gerektiğini, davacı tarafından ispatlanmış bir markaya tecavüz bulunmadığını, yargılama ile tespit edilebileceğini, müvekkilinin kendi tescilli markasına istinaden “…” isimli saatler ürettiğini, tarafların farklı sınıflarda tescilli markasının bulunduğunu, dava konusu “…” markasının zayıf bir marka olduğunu ve ilgili tüketici nezdinde iltibasa bulunmadığını, -İstanbul 2. Fikri ve Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2019/299E sayılı dosyasında 04/07/2019 tarihli tensip zaptında, tarafların farklı alanlarda faaliyette bulundukları, davalının önceye dayalı hak ve tanınmışlık iddiasında bulunduğu, bu değerlendirmenin yargılama ile ortaya çıkacağı gerekçeleriyle ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verildiği ve kararın Dairemizin kararı ile onandığı, davacının mağazacılık sektöründe, davalının da saat üretimi sektöründe faaliyet gösterdiğini, -tedbir kararı ile tarafların menfaatleri arasında denge kurulması gerektiğini, müvekkili şirketin “…” ibareli saatler ürettiğini, tedbir kararının verilmesi halinde telafisi mümkün olmayan zararların doğabileceğini, kararın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, -HMK 293 uyarınca uzman görüşüne başvurularak Dr. … ve Dr. … tarafından 08/03/2021 tarihinde dava konusu ihtiyati tedbire ilişkin hukuki uzman görüşü sunduklarını, -…’in İngiltere’nin başkenti Londra’da yer alan bir semt olmasının yanısıra, boylamların derecelendirilmesinde “0” noktası olarak kabul edildiğini ve bu itibarla da zaman (ve dolayısıyla saat) ile ilgili alanlarda ayırt ediciliğinin çok düşük olduğunu, zayıf bir markayı tescil ettiren kişinin bu seçiminin sonuçlarına katlanması gerektiğini, uyuşmazlığa konu olayda taraf markalarının kelime olarak her ne kadar aynı olsa da markaların kullanım şekillerinin farklı olduğunun görüldüğünü, davalı tarafın markasını bir logo ile şeklinde kullanarak bu sayede ayırt ediciliği sağladığını, müvekkilinin sattığı ürünlerin fiyatının yüksek olması nedeniyle tüketicilerin yüksek bir özen ve dikkat göstererek ürünün kalitesini göz önünde bulundurarak karar vereceğini, tüketici nezdinde bir karıştırmanın gündeme gelmeyeceğini, tedbir kararının ölçülülük ilkesine de aykırı olduğunu beyanla, tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesine karşı cevabında; davalının istinaf dilekçesinde bahsi geçen dosyanın İstanbul 2. Fikri ve Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2019/299 D. İş sayılı dosyası olduğunu ve 28.02.2020 tarihinde; “İhtiyati Tedbir Talebinin 100.000,00 TL Teminat karşılığında Kabulüne, Talep edene ait … ve … (… Kodlu) ibareli markalarına iltibas eden, karşı tarafa ait ürünlerin Satışının durdurulmasına, el konulmasına ve yediemine tevdiine…” şeklinde karar verildiğini, davalının İstinaf incelemesi taleplerinin Istanbul 16. BAM 2020/1260 ESAS, 2020/1578 K sayılı kararı ile reddedildiğini, davalı vekilinin dilekçesinde bahsi geçen 16. Hukuk Dairesi 2019/2430 Esas ve 2019/2304 Karar sayılı ilamında müvekkilinin taraf olmadığını, davalı aleyhine GREENWİCH markasının hükümsüzlüğü talepli İstanbul 2. Fikri Sinai Hukuk Mahkemesinin 2017/441 Esas sayılı dosyasında açılan davada, 23.05.2019 tarihli karar ile davanın kabulüne karar verildiğini ve istinaf aşamasında olduğunu, bu aşamaya kadar zayıf marka iddiasının ileri sürülmediğini, sunulan mütalaanın tamamen davacı beyanları doğrultusunda düzenlendiğini ve 2017/441 Esas sayılı dosyasında düzenlenen bilirkişi raporunun dikkate alınmadığını beyanla istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Tespit dosyasında alınan bilirkişi raporundan; davacı adına 24/04/2006 başvuru tarihli 2006/18280 başvuru numaralı 35. Sınıfta tescilli … markasının ve 18/05/2017 tarihli … sayılı 08/09/14/15/16/34/35/37/40/42 sayılı … markasının tescilli olduğu anlaşılmıştır. Davalı adına 28/12/2012 başvuru tarihli … başvuru numaralı 14. Sınıfta tescilli… markasının tescilli olduğu, davalı tarafça 18/10/2016 tarihinde 14. Sınıfta yapılan … sayılı … sayılı marka başvurusunun itiraz üzerine reddedildiği anlaşılmıştır. İstanbul 2. FSHHM’nin 2020/299 D. İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi heyet raporunda; dosya üzerinde yaptıkları inceleme sonunda aleyhine tespit olunan şirketin vaki kullanımının ilgili alıcı grubunda karışıklığa yol açabileceği sonucuna vardıklarını beyan etmişlerdir. İstanbul 2. FSHHM’nin 2020/299 D. İş sayılı dosyasında mahkemenin 28/02/2020 tarihli kararı ile, davacı tedbir isteyenin talebinin kabulü ile, ihtiyati tedbir talebinin 100.000,00 TL teminat karşılığında kabulüne, talep edene ait … ve … ibareli markalarla iltibas teşkil eden karşı tarafa ait ürünlerin satışının durdurulmasına, el konulmasına ve yediemine tevdiine, karşı tarafa ait www…com internet sitesindeki … ve … ibareli kullanıma yönelik görsellerin 1 haftalık süre içerisinde çıkartılmasına, çıkartılmadığı takdirde sitenin erişime engellenmesine karar verildiği, itiraz üzerine itirazın reddine karar verildiği ve karara karşı istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Dairemizin 02/10/2020 tarihli 2020/1260 Esas- 2020/1578 Karar sayılı karar ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Bakırköy C. Başsavcılığı’nın 2017/50461 Soruşturma sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunun tespit dosyasına sunulduğu görülmüştür. İstanbul 2. FSHHM’nin 2017/441 Esas-2019/209 Karar sayılı 23/05/2019 tarihli kararı ile; davacı … Ltd. Şti. Tarafından, davalı … A.Ş. Aleyhine açılan marka hükümsüzlüğü davasında; “davacının … ibaresiyle mağazacılık sektöründe saat satışı yaptığı, davalının da … markasıyla saat ürettiği, tüketicinin yanılgıya düşeceği, markaların aynı kelimeden oluştuğu, iltibas yaratacak derecede benzer olduğu, davacının tanınmışlık iddiasını ispatlayamadığı, davalının kötüniyetli olduğu” gerekçeleriyle, davanın kabulüne, davalı adına … sayılı “…” markasının hükümsüzlüğüne karar verildiği, kararın kesinleşmediği görülmüştür.
G E R E K Ç E: Markaya tecavüzün tespiti, meni ve refi ile tazminat talepli davada davacı vekili tedbir talep etmiş, mahkemenin 12/01/2021 tarihli kararıyla ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, 2019/299 D. İş dosyasında 100.000 TL teminat alındığından tekrar teminat alınmasına yer olmadığına karar verilmiş, mahkemenin 16/02/2021 tarihli ara kararı ile davalı tarafça yapılan itiraz reddedilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacı tarafından ispatlanmış bir markaya tecavüz bulunmadığını, yaklaşık ispatın gerçekleşmediğini, müvekkilinin kendi tescilli markasına istinaden “…” isimli saatler ürettiğini, tarafların farklı sınıflarda tescilli markasının bulunduğunu, tarafların farklı sınıflarda faaliyet gösterdiğini ve … ibaresinin zayıf marka olduğunu ileri sürmüştür. Dosya ekinde gönderilen İstanbul 2. FSHHM’nin 2019/299 D. İş sayılı dosyası, tedbir infaz tutanakları, İstanbul 2. FSHHM’nin 2017/441 Esas-2019/209 Karar sayılı 23/05/2019 tarihli hükümsüzlük kararı (kesinleşmemiş), marka tescil kayıtları ve tüm dosya kapsamından, davacının saat satışına ilişkin mağazacılık hizmetleri, davalının da saat üretimi ile iştigal ettiği ve faaliyetlerinde … markasını kullandıkları anlaşılmakla, 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 159. Madde ve HMK 399. Madde gereğince tedbir talebi yönünden yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği kanaatine varılmıştır. İstanbul 2. FSHHM’nin 2019/299 D. İş sayılı dosyasında verilen tedbir kararı ve tedbire itirazın reddi kararlarına karşı Dairemizin 02/10/2020 tarihli 2020/1260 Esas- 2020/1578 Karar sayılı karar ile istinaf incelemesinin yapıldığı ve davalı/karşı taraf istinaf başvurusunun reddine karar verildiği, mahkemenin esas davanın açılması üzerine verdiği kararın esasen önceki tedbir kararının devamına ilişkin olduğu ve bu sebeple yeniden teminat alınmadığının anlaşıldığı, tedbir kararının yerinde olduğu kanaatiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan 58,00 TL posta-teb.müz. giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 08/07/2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.