Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/772 E. 2023/457 K. 10.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/772 Esas
KARAR NO: 2023/457 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/10/2020
NUMARASI: 2019/135 E. – 2020/255 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/03/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili şirketin 2011 senesinde, dünyaca ünlü Google şirketinde yazılım mühendisi olan … tarafından …, Çin’de kurulduğunu, günümüz en son teknolojisinde bilgisayar, cep telefonu ve tabletlere destek veren aygıtlar ürettiğini, ürün çeşitliliğinde ayrıca kamera, klavye, mouse, veri aktarım cihazları, okuyucular ve ekran koruyucular da mevcut olduğunu, özellikle … markası adı altında üretilen, … adı verilen bir teknolojiyle, cep telefonu ve tablet gibi ürünleri normal hızından çok daha hızlı şarj edebilen tescilli taşınabilir şarj cihazlarının, şarj dünyasında dünya lideri olmasını sağlayan ürünlerinden olduğunu, dünya genelinde Kaliforniya-A.B.D, Almanya, Birleşik Krallık, Japonya ve Çin’de bağlı şirketleri bulunan müvekkili şirketin, beş kilit markasından biri olan … markasıyla birlikte, …, …, …, … adında markalarının da mevcut olduğunu, bu markaların altında yapay zeka ile çalışabilen ürünler, ses teknolojisi, video ve sinema teknolojisi, ses ile komut alabilen araba cihazları da üretmekte olduğunu, … markasının Türk Patent kurumu nezdinde … ve … numaralarıyla tescilli olduğunu, davalı … San. Ve Tic. Ltd, Şti ‘nin, müvekkilinin 2016-2017 yıllarında distribütörlük yapan firma olduğunu, 30.08.2017 tarihinde müvekkili şirket tarafından gönderilen ihtarname ile taraflar arasındaki distribütörlük sözleşmesinin son bulduğunu, davalı şirketin fesih ihbarından sonra da … markasını haksız olarak kullanmaya devam ettiğini ve kullanmakta olduğu alan adı olan www…com isimli domain’i (alan adını) … başta olmak üzere başka markaların satışı için haksız olarak kullanmaya devam ettiğini, davalının kendisine ait olan www…com isimli alan adında ve www…com alan adında “Hakkımızda” kısmında doğru olmayan bir şekilde “…’in Türkiye’de satışa sunduğu ürünlere garanti vermeyeceğini deklere etmesinden sonra … ile işbirliğine son verdiğini” iddia ederek, müvekkili şirketi kötülediğini, davalı şirketin meşhur sosyal medya platformu instagramda da https://www.instagram.com/…/ sayfasının sahibi olduğunu, tüm bu nedenlerle; Öncelikle hak sahipliği olması halinde “www…com alan adının üçüncü kişilere devrinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, kararın alan adlarından sorumlu olan WİPO’ya bildirilmesini, davalı tarafından işlenen ve/veya işlenmiş olan müvekkiline ait … ve … tescil numaralı “…” ibareli markalarına yönelik her nevi tecavüz fillerinin tespitini, mevcut ise durdurulmasını, kaldırılmasını, “www…com” alan adının davalı şirkete ait olması halinde 6769 Sayılı Kanunun m/149/l-d ve m.’149/l-c maddeleri uyarınca, tecavüz teşkil eden www…com alan adı üzerinde müvekkil şirketine mülkiyet hakkı tanınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; Müvekkilinin davacı şirketin distribütörü olarak faaliyet gösterdiğini ve distribütörlük sözleşmesinin davacı tarafça haksız bir şekilde feshedilmiş olduğunu, müvekkilinin davacının Türkiye’de tanınmayan ürünlerini piyasaya sunduğunu ve tanınır hale getirdiğini, davacı ürünlerinin kapsamlı bir şekilde tanıtımını yaptığını, tanıtım için emek ve mesai harcandığını, malların satışı, reklamı ve pazarlamasının davacının maddi katkısı olmadan yapıldığın, müvekkilinin yaptığı tanıtımlar ile davacının ürünlerinin Türkiye’de tanınır hale geldiğini, davacının ise tüm bunlara rağmen distribütörlük sözleşmesini haksız ve usulsüz bir şekilde feshettiğini, davacı markalı ürünlerinin davacının izniyle Türkiye’de piyasaya sunulmuş olduğunu, bundan sonra davacının bu ürünlerin ticaretine karşı çıkamayacağını, marka hakkına tecavüz olmadığını, davaya konu ürünlerin ticari ürün olduğundan marka hakkının tükenmesinin söz konusu olduğunu, www…com alan adı için haksız ve kötü niyetli talepte bulunulduğunu, alan adında davacı markası ile aynı herhangi bir işaretin kullanılmamış olduğunu, … ibaresinin Türkiye ibaresi ile birleştirilmesi neticesinde de iltibas ihtimalinin ortadan kaldırıldığını, davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 06/10/2020 tarihli 2019/135 E. – 2020/255 K. sayılı kararıyla; “… Davalının distribütörlük sözleşmesinin sona erdiği 30/08/2017 tarihinden sonra ticari etki doğuracak şekilde yönlendirme amacıyla www…com alan adını kullanmasının 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 7/3/d maddesi uyarınca davacının marka hakkına tecavüz oluşturduğu, … markası üzerinde hak sahibi olan davacının SMK 149/1-e maddesi uyarınca www…com alan adı üzerinde mülkiyet hakkının tanınabileceği kanaatine varıldığı” gerekçesiyle; ” DAVANIN KABULÜNE -Davalı şirketin, distribütörlük sözleşmesinin sona erdiği 30/08/2017 tarihinden sonra ticari etki doğuracak şekilde yönlendirme amacı ile www…com alan adını kullanmasının 6769 Sayılı SMK 7/3-d hükmü uyarınca davacının marka hakkına tecavüz oluşturduğunun tespitine, durdurulmasına, kaldırılmasına, -www…com alan adlı internet sitesinin davacı şirkete devrine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; hükme esas alınan bilirkişi raporunun geçersiz olduğunu, HMK 267. Maddesinde mahkemenin bilirkişi olarak yalnızca bir kişiyi görevlendirebileceğini, gerekçesi açıkça gösterilmek suretiyle tek sayıda birden fazla kişiden oluşacak bir bilirkişi kurulunun görevlendirilmesinin mümkün olduğunu, mahkemenin iki kişilik bilirkişi heyeti oluşturduğunu, raporun delil olarak değerlendirilemeyeceğini.-Müvekkilinin distribütör olarak faaliyet gösterdiğini, sözleşmenin haksız olarak feshedildiğini, davacının müvekkilinden önce Türk piyasasında tanınmadığını, reklam, tanıtım ve satış faaliyetinin davacı şirketin katkısı olmaksızın müvekkili tarafından yapıldığını, bu faaliyetler ile davacı ürünlerinin Türkiye’de pazar payı elde ettiğini, müşteri portföyü oluşturulduğunu, davacının distribütörlük sözleşmesini feshettiğini, bilahare huzurdaki davayı açarak kötü niyetli ve haksız taleplerde bulunduğunu müvekkilinin … markalı ürünleri …’de davacının izniyle piyasaya sunduğunu, davacıdan parasıyla satın alındığını, SMK 9. Maddesinde marka hakkının tükenmesi ilkesinin söz konusu olduğunu. -6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’ nun 29/1-a delaletiyle 7. Madde hükmü gereği davacıya ait marka ile aynı olan herhangi bir işaret kullanılmasının söz konusu olmadığını, kaldı ki ‘…’ ibaresinin ‘…’ ibaresi ile birleştirilerek değiştirildiğini, iltibas ihtimalinin yapılan değişikle bertaraf edildiğini, dolayısıyla, www…com alan adının davacının marka hakkına tecavüz olmadığı gibi, kararda bu alan adının davacı şirkete devrine karar verilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının hiçbir katkısı, yatırımı olmadan müvekkili tarafından oluşturulan tüm web trafiği, müşteri potansiyeli, portföyü’nün yasaya aykırı olarak bila bedel talep edildiğini. -Davacının dünyadaki tek … isimli firma olmadığını, marka hakkına tecavüz olmadığını beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesine karşı cevabında; HMK 297. Madde gereğince, mahkemenin tek sayıda bilirkişilerden oluşacak kurulu görevlendirmesinin mümkün olduğunu, 16/01/2020 tarihli ara kararıyla, marka vekili bilirkişi ile sözleşme hukuku alanında uzman bilirkişilerin görevlendirildiğini, müvekkilinin sözleşmenin 6.2 maddesi uyarınca önceden ihtar göndererek sözleşmeyi sonlandırdığını, davalının fesih sonrasında da … markasını hukuka ve sözleşmeye aykırı olarak kullanmaya devam ettiğini, davalının haklarına sahip olmadığı … markası altında başka markaların satışı için www…com alan adını ve www.instagram.com/… adresini kullanmasının müvekkilinin marka hakkına tecavüz oluşturduğunu, bunun marka hakkının tüketilmesi kapsamında değerlendirilemeyeceğini, bilirkişi raporunda SMK 149/1-e maddesi uyarınca alan adı üzerinde mülkiyet hakkı tanınabileceği kanaatine varıldığını beyanla, istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosya arasında bulunan Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtlarından; … tescil numaralı … markasının 9. emtiada 10/10/2018 tarihinde ve … tescil numaralı … markanın 9. emtiada 29/01/2018 tarihinde davacı adına tescil edildiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince marka patent vekili ve hukukçu akademisyen bilirkişiden alınan 28/07/2020 tarihli heyet raporunda; davalının distribütörlük sözleşmesinin sona erdiği 30/08/2017 tarihinden sonra ticari etki doğuracak şekilde yönlendirme amacıyla www…com alan adını kullanmasının 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 7/3/d maddesi uyarınca davacının marka hakkına tecavüz oluşturduğu, … markası üzerinde hak sahibi olan davacının SMK 149/1-e maddesi uyarınca www…com alan adı üzerinde mülkiyet hakkının tanınabileceği, beyan edilmiştir.
G E R E K Ç E: Markaya tecavüzün tespiti, meni, refi ile davalıya ait www…com alan adı üzerinde mülkiyet hakkı tanınması talepli davada, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Taraflar arasında distribütörlük sözleşmesi bulunduğu ve sözleşmenin davacı tarafça 30/08/2017 tarihinde sonlandırıldığı her iki tarafın kabulündedir. Dava marka hakkına tecavüz iddiasından kaynaklandığından, sözleşmenin haklı fesih olup olmadığı, davalı tarafın sözleşmenin yürürlükte olduğu süre zarfında markanın tanıtımına ve müşteri portföyünün oluşturulmasındaki katkısı bu davanın konusunu oluşturmamaktadır. Davaya konu internet sitesinde satılan … markalı ürünlerin taklit olduğu ve bu ürünler nedeniyle markaya tecavüz edildiği de ileri sürülmediğinden, marka hakkının tüketildiğine yönelik savunmanın da davanın sonucuna etkisi bulunmamaktadır. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, davalının www…com alan adlı internet sitesinin, aynı tür ürünlerin satıldığı https://www…com.tr alan adlı internet sitesine yönlendirildiği tespit edilmiştir. Davacı ve davalı arasındaki ticari ilişkinin taraflar arasında yapılan distribütörlük sözleşmesi ile başladığı, davalı şirketin bu sözleşmeye dayanarak davacıya ait markalı ürünlerin ticaretini yaptığı, davacı tarafın 30/08/2017 tarihinde davalıya ihtarname göndererek distribütörlük sözleşmesini sonlandırdığı, davalı şirketin bu tarihten sonra da bir süre www…com alan adını kullanmaya devam ettiği ve bu alan adını …com internet sitesine yönlendirdiği, SMK 7/3-d kapsamında davalının, davacının markası olan “…” kelimesi ile “…” kelimelerini birleştirerek kullanmasının, davacı ile yapmış olduğu distribütörlük sözleşmesi gereği ticari amaçla olduğu, davalı şirketin davacı markası olan “…” kelimesi ile “…” kelimelerini birleştirerek kullanılması, tüketici nezdinde … markasının Türkiye Temsilcisi olduğu izlenimi yaratacağı ve kullanımın internet ortamında ticari etki yaratacak şekilde kullanım olup, taraflar arasındaki distribütörlük sözleşmesi iptal edildikten sonra kullanımın davacının marka hakkını ihlal eden nitelikte olduğu anlaşılmış, mahkemece markaya tecavüzün tespiti, meni ve refine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu kanaatine varılmıştır. Davacı tarafça www…com alan adlı internet sitesi üzerinde mülkiyet hakkı tanınmasının talep edildiği, davalı tarafça internet sitesinin davalının kullanımında olduğuna itiraz edilmediği ancak, dosya içerisinde bulunan BTK kaydından internet sitesinin alan adının 08/09/2010 tarihinde Danimarka/… merkezli www…com tarafından oluşturulduğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince markaya tecavüzün refi talebi yönünden alan adına erişimin engellenmesine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, el konulan ürün, cihaz ve makineler yönünden uygulama ihtimali bulunan ancak somut olayda uygulanma olanağı bulunmayan 6769 Sayılı SMK 149/1-e maddesine dayanarak, alan adının davacıya devrine karar verilmesi yerinde olmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, alan adı üzerinde davacıya mülkiyet hakkı tanınması talebinin reddine, alan adına erişimin engellenmesine karar verilerek, kazanılmış haklar korunarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuş, reddine karar verilen talep feri nitelikte bulunduğundan davalı lehine vekalet ücreti taktir edilmemiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE,2-İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 06/10/2020 tarihli 2019/135 E. – 2020/255 K. sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-DAVANIN KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, -Davalı şirketin, distribütörlük sözleşmesinin sona erdiği 30/08/2017 tarihinden sonra ticari etki doğuracak şekilde yönlendirme amacı ile www…com alan adını kullanmasının 6769 Sayılı SMK 7/3-d hükmü uyarınca davacının marka hakkına tecavüz oluşturduğunun tespitine, durdurulmasına, kaldırılmasına, – www…com alan adlı internet sitesine ERİŞİMİN ENGELLENMESİNE, alan adı üzerinde mülkiyet hakkı tanınması talebinin REDDİNE, 4-İlk derece yargılaması yönünden; a- Alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile eksik 135,50 TL harcın davalıdan tahsiline, Hazineye irat kaydına b-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, c-Davacı tarafın yaptığı 44,40 TL başvuru harcı, 44,40 peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, ç-Davacı tarafça yapılan 109 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 2.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.109,00 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre 3/4 oranında 1.581,75 TL’lık kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına, d-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince ilgilisine iadesine, 5-İstinaf yargılaması yönünden; a-İstinaf talebi kabul olunmakla, peşin yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, b-Davalı avansından kullanıldığı anlaşılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 31,50 TL (posta-teb-müz) masrafının davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, ç)Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, d)Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 10/03/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.