Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/769 E. 2023/452 K. 10.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/769 Esas
KARAR NO: 2023/452 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/11/2020
NUMARASI: 2017/555 E. – 2020/217 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/03/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin “…” ibaresini markalaştırma ve tescil işlemlerini nihayete erdirdikten sonra da markasal olarak kullanma arzusunda olduğunu ve bu kapsamda söz konusu ibarenin … no ile 29, 30 ve 32.sınıflardaki bazı emtialarda tescili için başvuruda bulunduğunu, ancak markanın sadece 32.sınıftaki “enerji içecekleri (alkolsüz)” emtiası için tescil edildiğini, diğer emtialar açısından TPMK’nın kararı ile davalının … numaralı markası gerekçe gösterilerek talebin reddedildiğini, davalı tarafın … numaralı “…” markasını 29 ve 30.sınıflardaki bazı emtialarda tescil ettirmiş olduğunu, ancak her ne kadar markayı tescil ettirmiş ise de, tescil tarihinden itibaren 5 yıl süreyle markaları kullanmadığını, bu kapsamda davalı aleyhine Mahkemenin 2017/1 Esas sayılı dosyası ile iptal davası ikame edildiğini, ancak Anayasa Mahkemesinin 14.12.2016 tarih, 2016/148 Esas, 2016/189 Karar sayılı ilamı ile 556 sayılı KHK’nın 14.maddesinin iptal edildiğini, devamında 6769 sayılı SMK’nun 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe girdiğini, ilgili yasanın 9 ve 26.maddeleri gereğince tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal ve hizmetler bakımından ciddi şekilde kullanılmayan ya da kullanıma beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verileceğinin belirtildiğini, bu çerçevede yeniden iptal davası açma gereği hasıl olduğunu, bu nedenlerle öncelikle iş bu davanın Mahkemenin 2017/1 Esas sayılı davası ile birleştirilmesine, davalıya ait … numaralı “…” ibareli markasının tüm emtialar yönünden iptaline ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; huzurdaki davaya karşı derdestlik itirazında bulunduklarını, nitekim davacı tarafından müvekkili aleyhine Mahkememizin 2017/1 Esas sayılı dosyası ile 556 sayılı KHK’nın 14.maddesi kapsamında iptal davası açıldığını, bu davanın halen derdest olduğunu, dolayısıyla iş bu davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkili şirketin tanınmış bilinen, yaygın dağıtım ve pazarlama ağına sahip, sürekli olarak yazılı ve görsel medyada tanıtım ve reklamları yapılan “…” mağaza adı ve markası ile halk arasında ve sektörde bilinen/tanınan bir marka olduğunu, müvekkilinin … markası ile işlettiği mağazalarında kendi adına üretilmiş olan “…” markalı ürünleri sicilde kayıtlı olduğu mal ve hizmetler için işlevine uygun bir biçimde kullandığını, internette, yazılı ve görsel basında tanıtım ve reklamlarının yapıldığını, ürün tanıtım ve broşürlerinde kullanıldığını, davacının marka başvurusunun kötü niyetli olduğunu, korumaya değer üstün bir hakkı veya menfaati bulunmadığını, bu nedenlerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 26/11/2020 tarihli 2017/555 E. – 2020/217 K. sayılı kararıyla; “…Alınan bilirkişi raporu ile, davalının ticari kayıtları üzerinde yapılan incelemede davalıya air … numaralı “…” markasının “balık konservesi” emtiasında kullanıldığı belirtilmişse de, dosyaya sunulan davalıya ait faturaların bir kısmının alış faturaları olduğu, satış miktarına dair bir delil sunulmadığı, ürünün yalnızca kataloglarda yer almasının markanın ciddi ve etkin bir şekilde kullanıldığını kanıtlamaya yeterli olmadığı, sunulan yazar kasa fişlerinde yalnızca “ton balığı” ibaresinin yer aldığı, hangi markayla satıldığının tespit edilemediği gibi bu fişlerin ticari kayıtlarda yer alıp almadığının da belirlenemediği, yalnızca bir kaç faturada “…” ibaresinin yer aldığı görülmüşse de, faturaların sayısı ve satış miktarlarına göre “…” markasının balık konservesi ürününde etkin ve ciddi bir şekilde kullanıldığını kanıtlayamadığı, markanın tescil edildiği tarihten itibaren 5 yıllık sürede markanın tescilli olduğu sınıflarda yoğun ve etkin bir şekilde kullanıldığının kanıtlanamadığı, dava tarihinden önceki üç aylık sürenin dikkate alınamayacağı” gerekçesiyle; davanın kabulüne, davalıya ait … numaralı “…” markasının tescilli olduğu tüm mal ve hizmetler için 26/05/2016 tarihinden itibaren hüküm ifade edecek şekilde kullanılmaması nedeniyle iptaline ve sicilden terkinine, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; … mağaza adı ve markasının sektörde tanınan … olarak tarif edilen konseptte 2008 yılında kurulduğunu, 121.marketinin açılışını gerçekleştirdiğini, TPMK nezdinde … numara ile tanınmış marka olarak tescil edildiğini, davacının … başvuru numarası ile kayıtlı … markasını gerekçe göstererek müvekkilinin yoğun olarak tüm Türkiye de kullandığı … markasının terkinini talep ettiğini, dosyaya sunulan reklam harcamalarından dahi markanın dava tarihinden bir önceki yılda kullanıldığının anlaşıldığını, ancak mahkemenin eksik inceleme ve hatalı muhakeme ile markanın ciddi ve etkin şekilde kullanılmadığına karar verdiğini, broşürlerden markanın etkin bir şekilde reklamının yapıldığı ve mağazalarda bu marka adı altında satışlarının yapıldığının görüldüğünü, davacı tarafın tescil başvurusunda bulunduğu … başvuru numaralı markasının, müvekkilinin markasının esas unsurlarının tamamını ihtiva ettiğini, müvekkili markası olduğu izlenimi edinileceğini, davalının ekstra yarar sağlayacağını ve yanyana getirilmesi durumunda seri marka imajı elde edeceğini, davacının bundan yarar sağlamaya çalıştığını. -Davacının, iddiası ve mahkeme kararının aksine … markasının müvekkilinin dağıtım ağında bulunan 10.000 i aşkın mağazada aktif olarak kullanıldığını ve yoğun bir şekilde satıldığını, 26.02.2021 tarihinde internet sitesine erişildiğinde halen satışta olduğunu, davaya delil olarak sunulan broşür ve reklam harcamalarının faturalarının gerekçe gösterilmeden esasa etki ettirilmemesinin kararların gerekçeli olması ilkesine aykırılık teşkil ettiğini, yalnızca ürünün kataloglarda yer almasının markanın ciddi ve etkin bir şekilde kullanıldığını kanıtlayamadığı gerekçesine yer verilmesinin değerlendirmenin neye göre yapıldığını yeteri kadar açıklamadığını, mahkemenin etkili ve ciddi kullanımdan bahsederken ürünün satış miktarlarından söz etmeye çalışıyorsa da, markanın … gibi Türkiye çapında satış yapan markette satışa sunulmasının en basit tabiri ile binlerce liralık bir satışın ortaya çıkmasına neden olduğunu milyonlarca tüketiciye ulaştığını. -…’nın “…” kararında ciddi kullanım kavramını değerlendirilirken kriterler konulduğunu, müvekkilinin reklam harcamalarının dikkate alınması gerektiğini, Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Ofisinin marka incelemesi konusunda markanın ciddi kullanımını tespiti için yüksek bir eşik belirlemesinin zorunlu olmadığını ve eşik seçiminin somut olarak mümkün olmadığını vurguladığını, sonuç olarak kullanımın minimum düzeyde göstermek şart olsa da minimum düzeyin ne olduğunun, her vakanın kendi şartları çerçevesinde tespit edileceğini, sunulan kanıtların marka sahibinin ilgili piyasada ticari bir konum elde edebilmek veya bu konumu sürdürebilmek için ciddi çabada bulunduğunu göstermesi halinde bu kullanımın yeterli olacağını, kullanımı ispatlaması için sunulan kanıtların ilgili mal ve hizmetlerin kullanıldığı yere zamanı ve kullanım biçimini göstermesi gerektiğini, kullanım kanıtlarına ilişkin şartların kümülatif olduğunu, itiraz sahibinin bu şartları sadece açıklamak değil aynı zamanda ispatlamak durumunda olduğunu. -Mahkemece alınan raporda davalı tarafın … markası ile sadece balık konservesi ürünlerinde Türkiye de satış yaptığı kanaatine varıldığını, markanın etkin bir şekilde kullanıldığı bilirkişi raporu ile belirlenmişken mahkemenin herhangi bir gerekçe sunmadan davanın kabulüne karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu, mahkemece bazı emtia sınıflarında kullanılmadığı kanaatine varsa dahi markayı sadece ilgili emtia yönünden iptal etmesi gerekirken tamamını iptal etmesinin hatalı olduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosya arasında bulunan Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtları incelendiğinde; … numaralı “…” markasının 29 ve 30.sınıflarda 26.05.2011 tarihinde davalı … ANONİM ŞİRKETİ adına, … numaralı “…” markasının ise 32.sınıftaki “enerji içecekleri (alkosüz)” emtiası için 09.05.2017 tarihinde davacı … adına tescil edildiği anlaşılmıştır. Mahkemece, marka vekili bilirkişi ile muhasip bilirkişiden alınan raporda; davalı defterlerinin incelenmesinde; açılış ve kapanış tasniflerinin usulüne uygun yapıldığı, davaya konu … markasının davalı merkez ve şubelerinde perakende olarak yazar kasa fişleri ile nihai tüketiciye satış yaptıkları bu hususun kendilerine verilen yazılı belge ve ekran çıktıları ile tespit edildiğini, bu kullanımlara ilişkin ibraz edilen belgelerin 17/12/2013 tarihli Üniversite / Edirne şubesi, 15/12/2014 tarihli Demirtaş / Kırklareli, 19/12/2015 tarihli Sultanköy/ Tekirdağ, 29/02/2016 tarihli … Şube’ye ait belgelerin ibraz edildiği, rapor ekinde dosyaya konulduğu, davalı tarafın 2010/19023 … ibareli markasının 29 ve 30.sınıflarda tescilli olup, sadece balık konservesinde Türkiye de satış yaptıklarını beyan ettikleri anlaşılmıştır. Dosyaya sunulan 20.12.2014 tarihli … Pazarlama tarafından davalıya düzenlenen faturadan 2.460,00 TL bedelli ürün, 16.12.2013 tarihinde 3.744,00 TL bedelli 10.10.2014 tarihinde 4.920,00 TL bedelli, 16/12/2014 tarihinde 3.198,00 TL bedelli, 27/12/2014 tarihinde 2.460,00 TL bedelli, 19/03/2015 tarihinde 2.340,00 TL bedelli ürün satın alındığı, … firması ve … San ve Tic.AŞ ye satış yapıldığının görüldüğü ancak … Pazarlamadan … markalı Ton Balığı ürün alımının da yapıldığı anlaşılmıştır. Dosyaya … Konserve Balık Ton görseli içeren broşür ibraz edildiği anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: Davacı tarafça, davalı adına … tescil numaralı 29 ve 30.sınıflarda tescilli … markasının tescil tarihinden itibaren 5 yıl kullanılmadığından bahisle iptal talebinde bulunulduğu, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır. Davalı vekili, istinaf başvurusunda bulunmuş müvekkilinin … markasının yaygın tanınmış olduğu, davacının … başvuru numaralı … markasının müvekkilinin … markası ile iltibas yaratacağını, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu ile markanın konserve balık ürünlerinde kullanıldığının tespitine rağmen mahkemece markanın tescilli olduğu tüm sınıflarda iptaline karar vermesinin hatalı olduğunu ileri sürdüğü anlaşılmıştır. TPMK kaydından, davalı markasının 29 ve 30.sınıflarda 25/05/2011 tarihinde tescil edildiği, davalı vekilinin istinaf başvurusunun konserve balık ürünü yönünden markanın iptal kararına yönelik olduğu, markanın tescilli olduğu diğer emtialarda kullanıldığına dair dosyaya delil sunulmadığı, uyuşmazlığın davalı tarafın ticari kayıtlarında tespiti yapılan kullanımın ciddi kullanım kabul edilip edilemeyeceğinden kaynaklandığı anlaşılmıştır.6769 sayılı SMK’nın 9.maddesinde; “Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir” hükmü düzenlenmiştir. Yerleşik yargı kararlarıyla, marka sahibinin ilgili piyasada ticari bir konum elde edebilmek veya bu konumu sürdürebilmek için ciddi çabada bulunduğunu göstermesi halinde ciddi kullanımdan bahsedileceği ve ispat yükünün davalıda olduğu kabul edilmiştir. Mahkeme kararında açıklandığı üzere davalı firmanın, … Dağ. Tic. A.Ş.’den ürün alım faturaları markanın davalı tarafça kullanıldığını göstermemektedir. Rapor ekinde ibraz edilen, davalının mağazalarına ait raporlardan; Sultanköy Tekirdağ Şubesinde 19/12/2015 tarihinde 12 adet, Demirtaş Kırklareli Şubesi’nde 15/12/2014 tarihinde 12 adet, Üniversite Edirne Şubesi’nde 17/12/2013 tarihinde 24 adet satıldığının anlaşıldığı, perakende satış fişlerinde ton balığı satışı yapıldığı anlaşılıyorsa da hangi marka ton balığı satıldığının anlaşılamadığı, davalının farklı markalarda da (…) ton balığı alım-satımı yaptığının anlaşıldığı, sunulan belgelerin markanın ton balığı ürünü yönünden piyasada ticari konum elde edebilmek ve konumunu sürdürebilmek için ciddi çabada bulunulduğu ve markanın kullanıldığını ispat yönünden yeterli olmadığı, ilk derece mahkemesince davanın tümüyle kabulüne karar verilmesinin yerinde olduğu kanaatiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 5,50 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 10/03/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.