Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/766 E. 2021/1035 K. 21.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/766 Esas
KARAR NO: 2021/1035 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/01/2021
NUMARASI: 2011/167 E., 2021/9 K.
DAVA: Tasarıma Tecavüz ve Haksız Rekabet Tespiti, Men’i ve Tazminat
DAVA TARİHİ: 14/04/2011
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’NİN 2011/168 ESAS SAYILI DOSYASI
DAVA: Tasarıma Tecavüz ve Haksız Rekabet Tespiti, Men’i ve Tazminat
DAVA TARİHİ: 14/04/2011
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’NİN 2011/384 ESAS SAYILI DOSYASI
DAVA: Tasarım Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ: 23/09/2011
-BİRLEŞENBAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’NİN 2011/385 ESAS SAYILI DOSYASI
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımın Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/05/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin “…” konulu tasarımının TPE nezdinde 18/04/2002 tarih ve … sayı ile tescil edildiğini, davalının hem kendisi için hem de başka firmalara fason olarak tescilli tasarım ile birebir aynı ürünleri ürettiğini, bu durumun Gaziosmanpaşa 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2011/37 d.iş sayılı dosyası ve Büyükçekmece 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2011/32 d.iş sayılı dosyasında tespit edildiğini, davalının tecavüz ve bununla birlikte haksız rekabet teşkil eden fiillerinin her iki keşif sonucu alınan bilirkişi raporu ve her iki delil tespiti dosyası ile sabit olduğunu, davalıya keşide edilen Sultanbeyli … Noterliği’nin 12/10/2010 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamenin üzerinden aylar geçtikten sonra yapılan delil tespiti sırasında bile davalının işyerinde müvekkiline ait ürünün birebir aynısı olan taklit ürünlerin bulunmasının davalının haksız ve hukuka aykırı fiillerine devam ettiğini beyanla, davalının haksız rekabet ve 554 sayılı KHK anlamında tasarıma tecavüz teşkil eden fiillerinin önlenmesine ve ortadan kaldırılmasına, tecavüzün refine, fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminatın tecavüzün vuku bulduğu tarihten itibaren işletilecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine,kararın ilanına, karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN 2011/168 ESAS SAYILI DOSYADA DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; üzerinde hak sahibi olduğu “…” konulu tasarımın TPE nezdinde 18/04/2002 tarih ve … sayı ile tescil edildiğini, davalı … Gıda’nın tescilli tasarım ile birebir aynı ürünleri … Gıda firmasına fason olarak ürettirdiğini, bu durumun Büyükçekmece 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2011/32 d.iş dosyasında tespit edildiğini belirterek haklı davalarının kabulü ile davalının haksız rekabet ve 554 sayılı KHK anlamında tasarıma tecavüz teşkil eden fiillerinin önlenmesine ve ortadan kaldırılmasına, tecavüzün refine, müvekkilinin uğramış olduğu fiili zararla birlikte yoksun kaldığı kazancın ve kaybettiği pazar payı ile manevi zararlarının giderilebilmesi için fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminatın tecavüzün vuku bulduğu tarihten itibaren işletilecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine, kararın ilanına, karar verilmesini talep etmiştir.
ANA DOSYA 2011/167 ESAS SAYILI DOSYADA VE BİRLEŞEN 2011/168 ESAS SAYILI DOSYADA CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacıya ait ürünün anonim olduğunu, yaklaşık 150 yıldır şeker emzik çeşitlerinin tüketicilerin kullanımında olduğunu, davacıya ait tasarım olarak geliştirdiği ürünün iddia ettiği gibi ayırt edici özellik taşımadığını, davacının tasarımının emzik şeker olarak kayıtlı olduğunu ancak ürünün tüketiciye ambalaj içinde sunulduğunu ve ambalajlar üzerinde her üreticinin kendi adı, logosu ve renklerinin kullanıldığını, bu sebeple davacı ile müvekkili ürünlerinin karıştırılma ihtimalinin de olmadığını, davacıya ait üründe ince bir bilezik ve daire şeklinde bir plastik tabanın üzerinde oturmuş koni şeklinde plastik bir çıkıntı olduğunu, müvekkilinin ürününde ise yayvan ray şeklinde bir çember ve bu çemberin üzerine şeker kaplaması ile yapışmış emzik ucu görünümlü şeker bulunduğunu, ayrıca davacının iddia ettiği gibi … Gıda A.Ş.ye fason mal üretimi iddialarını kabul etmediklerini, … Gıda A.Ş.’nin yaptırdığı üründe bilezik değil, üzerinde dikdörtgen parça bulunan künye mevcut olduğunu, davacının davasından önce 19/12/2010 tarihinde müvekkili şirkete faks çekmek sureti ile dava konusu şekerleri satma teklifinde bulunduğunu, davacının kötüniyetli olduğunu beyanla, davaların reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN 2011/384 ESAS SAYILI DOSYADA DAVA : Davacılar … ve … A.Ş. Vekili dava dilekçesinde; davalının kamuya mal olmuş anonim bir tasarımı … tescil numarası ile tescil ettirdiğini, müvekkilinin ticaretini sekteye uğratacak işlemlere giriştiğini, davalı adına tescilli dava konusu olan tasarımın yenilik ve ayırt edicilik vasfı bulunmadığını beyanla, davaya konu 2002/0832 tescil numaralı tasarımın hükümsüzlüğüne, tescil kaydının sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN 2011/384 ESAS SAYILI DOSYADA CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin … tescil numaralı tasarımın tek sahibi olduğunu, söz konusu tasarım ile ilgili olarak uzun yıllar mesai harcadığını ve emzik şekeri geliştirerek “…” adı altında yeni bir ürün meydana getirdiğini, davacı yanın müvekkilinin tescilli tasarımının yeni ve ayırt edici özellik taşımadığı yönündeki iddialarının gerçeklikten uzak olduğunu, davacıların dava dilekçelerindeki iddialarının aksine gerek dava dışı müvekkili …’ın gerekse davalı müvekkili şirketin hiçbir zaman “…” şeklinde bir beyanları ya da iddialarının olmadığını, müvekkilinin o zamana kadar bilinen alelade emzik şekerde değişiklikler yapıp, o zamana kadar piyasada bilinen ve üretilen klasik emzik şekeri emsali bulunmayan şekilde tamamen değiştirdiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN 2011/385 ESAS SAYILI DOSYADA DAVA: Davacı … (…) vekilinin dava dilekçesinde; davalının kamuya mal olmuş anonim bir tasarımı … tescil numarası ile tescil ettirdiğini, müvekkilinin ticaretini sekteye uğratacak işlemlere giriştiğini, Bakırköy Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde 2011/183 esas sayılı dosya ile müvekkilleri aleyhine tedbir talepli tasarıma tecavüzün önlenmesi ve tazminat davası ikame ettiğini, davalı adına tescilli dava konusu olan tasarımın yenilik ve ayırt edicilik vasfı bulunmadığını, ürünün anonim olduğunu beyanla, davaya konu … tescil numaralı tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilerek tescil kaydının sicilden terkinini talep etmiştir.
BİRLEŞEN 2011/385 ESAS SAYILI DOSYADA CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin … tescil numaralı tasarımın tek sahibi olduğunu, söz konusu tasarım ile ilgili olarak uzun yıllar mesai harcadığını ve emzik şekeri geliştirerek “…” adı altında yeni bir ürün meydana getirdiğini, davacı yanın müvekkilinin tescilli tasarımının yeni ve ayırt edici özellik taşımadığı yönündeki iddialarının gerçeklikten uzak olduğunu, davacıların dava dilekçelerindeki iddialarının aksine gerek dava dışı müvekkili …’ın gerekse davalı müvekkili şirketin hiçbir zaman “…” şeklinde bir beyanları ya da iddialarının olmadığını, müvekkilinin o zamana kadar bilinen alelade emzik şekerde değişiklikler yapıp, o zamana kadar piyasada bilinen ve üretilen klasik emzik şekeri emsali bulunmayan şekilde tamamen değiştirdiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
ISLAH; Davacı vekilinin başlangıçta terditli olarak 554 sayılı KHK’nin 52..md’sine göre “tasarımdan doğan hakka tecavüz edenin tasarımı kullanmakla elde ettiği kazanca göre”, bu yöntemin sağlıklı sonuç vermemesi halinde “tasarımdan doğan hakka tecavüz edenin tasarımı bir lisans anlaşması ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması halinde ödemesi gereken lisans bedeline göre” hesaplanmasını talep ettiği, bu talebini 13/10/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile münhasıran lisans sözleşmesine göre hesap yapılması talebi şeklinde ıslah ettiği anlaşılmıştır.
MAHKEME KARARI; Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 15/01/2021 tarihli 2011/167 Esas- 2021/9 Karar sayılı kararıyla; “1-ANA DOSYADA( 2011/167) -Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile; davalının davacıya ait … tescil numaralı tasarımından doğan haklarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespiti ile bu tecavüz ve haksız rekabetin önlenmesine, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, bu kapsamda; -Tecavüz oluşturan davalı yana ait Gaziosmanpaşa 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2011/37 D.İş sayılı dosyasında bulunan rapor ile tespiti yapılan ürünlere ve bu ürünler ile ayniyet teşkil eden davalı uhdesindeki ürünlere el konulmasına, hüküm kesinleştiğinde imhasına, -27.11.2012 tarihinde gerçekleştirilen tespit de tecavüze konu bilezik kısmının davalı tarafça üretilmeyip satın alındığı ve elle montajının yapılarak tüketime hazır hale getirildiği anlaşıldığından üretim araçlarına el konularak davacı yana mülkiyet hakkı tanınmasına yönelik talebin reddine, -Tecavüz oluşturan ürün görsellerinin yer aldığı davalı yana ait tüm tanıtım ve ticaret evraklarına ve tanıtım ve reklam vasıtalarına el konularak hüküm kesinleştiğinde imhasına, -Borçlar Kanunu 50-51. Maddeleri nazara alınarak 50.000,00 TL maddi, 25.000,00 TL manevi tazminatın 17.03.2011 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine, -Masrafı davalı taraftan karşılanmak suretiyle hüküm özetinin ulusal çapta yayın yapan tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde ilanına,
2-BİRLEŞEN MAHKEMEYE AİT 2011/168 ESAS SAYILI DOSYADA; -Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile, davalının davacıya ait … tescil numaralı tasarımından doğan haklarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespiti ile bu tecavüz ve haksız rekabetin önlenmesine, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına bu kapsamda; -Tecavüz oluşturan davalı yana ait Büyükçekmece 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2011/32 D.iş sayılı dosyasında bulunan rapor ile tespiti yapılan ürünlere ve bu ürünler ile ayniyet teşkil eden davalı uhdesindeki ürünlere el konulmasına, hüküm kesinleştiğinde imhasına, -Büyükçekmece 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2011/32 D.İş sayılı dosyası ile yapılan keşifte davalının üretici olmadığı ve imalat yapmadığı anlaşıldığından üretim araçlarına el konularak davacı yana mülkiyet hakkı tanınmasına yönelik talebin reddine, -Tecavüz oluşturan ürün görsellerinin yer aldığı davalı yana ait tüm tanıtım ve ticaret evraklarına ve tanıtım ve reklam vasıtalarına el konularak hüküm kesinleştiğinde imhasına, -Borçlar Kanunu 50-51. Maddeleri de nazara alınarak 50.000,00 TL maddi, 25.000,00 TL manevi tazminatın 18.03.2011 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, -Masrafı davalıdan karşılanmak suretiyle hüküm özetinin ulusal çapta yayın yapan tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde ilanına,
3-BİRLEŞEN MAHKEMEYE AİT 2011/384 ESAS SAYILI DOSYADA; -Davacıların davasının REDDİNE, 4-BİRLEŞEN MAHKEMEYE AİT 2011/385 ESAS SAYILI DOSYADA; -Davacının davasının REDDİNE” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURULARI; 2011/168 Esas sayılı birleşen davada davalı- birleşen … Esas sayılı davada davacı … Tic A.ş vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; ANA DAVADA;mahkemenin gerekçeli kararında müvekkili aleyhine 50.000 TL Maddi, 25.000 TL manevi tazminata hükmettiğini, dosyada alınan 21/04/2015 tarihli bilirkişi raporunun son sayfasında müvekkilinin davacı tasarımını kullanmakla elde ettiği kazancın 3.608,75 TL olarak belirlendiğini, 50.000 TL tazminata hükmedilmesinin kanuna aykırı olduğunu, manevi tazminatın da maddi tazminat kıstas alınarak belirlendiğini, 25.000 TL manevi tazminatın da hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, -BİRLEŞEN 2011/384 E sayılı Davada; davaya konu emzik şekerin dünyanın her yerinde kullanılan anonim bir ürün olduğunu, müvekkilinin TPE nezdinde tescilli anonim ürün üzerinde rekabet etme haklarının mahfuz olduğunu, davacıya ait bir hak ihlali bulunmadığını beyanla mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir. 2011/168 Esas sayılı birleşen davada davacı- birleşen 2011/384 Esas sayılı davada davalı … vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesine karşı cevap ve katılma yoluyla istinaf dilekçesinde;İstinaf başvurusunun süresinde olmadığını, -İstinaf başvurusunda bulunan …’ın 2011/167 Esas sayılı davada taraf olmadığını, tek davalının … olduğunu, -istinaf incelemesinin sadece istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı olarak yapılabileceğini, davalının sadece hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının yüksek olduğunu ileri sürdüğünü, davalıların tek taraflı olarak düzenledikleri ticari defter ve kayıtları üzerinde davanın açılmasından yıllar sonra yapılan incelemenin sağlıklı sonuç vermeyeceğinin açık olduğunu, Gaziosmanpaşa 1.SHM’nin 2011/37 D.İş. Sayılı dosyasından yapılan delil tespiti sırasında dahi davalı işyerinde 90.000,00 adet (150 koli) taklit ürün ele geçirildiğini, günde 150 koli ürün satışa hazır hale getiren davalının toplamda 2.789 koli taklit ürün üretip satışa sunduğunu kabul etmenin hayatın icapları ile uyuşmadığını, taklit ürünün faturalara üç ayrı kodla girildiği, dava konusu dönemde toplamda 1.838 koli taklit ürün satış kaydının yapıldığı, davalının satışını yaptığı tüm ürünleri davalı …’den aldığı bildirilerek alış ve satış faturalarının kıyaslamasının yapılarak hesaplamaya gidildiğini, raporda davalı Mertsan’ın üretim maliyetini düşürmek için fason olarak …’ye ürettirdiği taklit ürünleri neredeyse maliyet fiyatına sattığının kabulünün abesle iştigal olduğunu, altı aylık dönemde davalının 3.608,75 TL kar elde etmiş olmasının mümkün olmadığını, ıslah dilekçesi ile tasarımın lisans anlaşması ile kullanılmış olması halinde ödenmesi gereken bedel seçeneğine göre tazminat hesabı yapılması talep ettiklerini, bilirkişilerin bu metoda göre de hesaplama yapamadığını, bu durumda TBK 50. Maddeye göre taktir edildiğini, -hükümsüzlük davası yönünden üç farklı heyetten rapor alındığını, taraflar arasında Ankara FSHHM’de görülen davada da iki farklı heyetten rapor alındığını, tüm raporlarda müvekkilinin tasarımının emzik şekere eklenen bilezik yönünden yenilik ve ayırt edicilik kriterlerine haiz özgün bir tasarım olduğunun tespit edildiğini, tazminat miktarlarına ve hükümsüzlük davasına yönelen istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
-KATILMA YOLUYLA İSTİNAF BAŞVURUSUNDA; manevi tazminat talebinin tümüyle kabul edilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin tasarımının 18/04/2002 tarihinde tescil edildiğini ve 10 yıllık bir tasarım olduğunu, müvekkilinin cirosunda yıllık %20’si oranında paya sahip olduğunu, yargılamada tedbir talepleri kabul edilmediğinden davalıların eylemlerine devam ettiğini, -üretim araçlarına el konulması taleplerinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla kararın kaldırılarak taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. … Tic A.ş vekili istinaf dilekçesine cevabında; istinaf sebeplerinin yerinde olmadığını beyanla, başvurunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER; TPE kaydından 18/04/2002 başvuru tarihli … başvuru numaralı emzik şeker tasarımının davacı adına tescilli olduğu ve geçerliliğini koruduğu anlaşılmıştır. Gaziosmanpaşa 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2011/37 d.iş sayılı dosyasının incelenmesinde; delil tespiti isteyenin …, karşı tarafın … Ltd. Şti.olduğu,16/03/2011 tarihinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda; aleyhinde tespit talep edilen … Ltd. Şti.’ne ait ticari işyerinde tespit isteyene ait tescilli ürün olan “emzik şeker” endüstriyel tasarımın benzer ürünlerinin bu işyerinde üretildiği, üretilen bu benzer ürünlerin yaklaşık 90.000(doksanbin) adet ve satışa hazır olduğu, genel tüketici açısından bu taklit ürünlerin orijinal ürüne göre mukayeseli değerlendirilmesinde ilk bakışta iğfal kabiliyetine haiz olduğu ve iltibasa meydan verecek nitelikte mallar olduğu, bu aykırı fiilin fikri mülkiyet haklarına tecavüz teşkil ettiği beyan edilmiştir. Büyükçekmece 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2011/32 d.iş sayılı dosyasının incelenmesinde; delil tespiti isteyenin …, karşı tarafın … A.Ş. Olduğu, 18/03/2011 tarihinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda; … tescil numaralı tescil belgesinin karşı taraf şirketin işyerindeki işletmede delil tespiti isteyen firmaya TPE nezdinde … numara ile tescilli olan “…” özelliğindeki ürün tasarımının aynısı kullanılmak suretiyle üretildiği, üzerinde “…” yazan “…” özelliğinde ürünler bulunduğu saptandığını, işbu ürünlerin imalatının söz konusu işletmede yapılmadığı, bahse konu ürünlerin üretiminin karşı taraf firma yetkilisinin keşif esnasında şifahi beyanında fason olarak … Ltd. Şti.’nde kendileri adına yapıldığının tespit edildiğini beyan etmiştir. Mahkemece Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Endüstri Ürünleri Tasarımı Öğretim Üyesi Prof. Dr. … ve Hukukçu Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. …’dan alınan 29/08/2011 tarihli raporda; davalıların ürünlerinin davacı adına tescilli emzik şeker tasarımına tecavüz ettiği kanaatine ulaştıklarını, bu tespiti ortaya koyduktan sonra taktiri mahkemeye ait olmak üzere; dava konusu tescilli tasarımın davalı tarafın ileri sürdüğü gibi birçok üretici tarafından imal edilerek davacının ETTB’ndaki tescil tarihinden önce kamuya sunulmuş bulunduğunu ve bu ürünlerin anonim karakterli olduğunu beyan etmiş, rapor ekinde emzikli şeker ve emzik sözcüğüyle Google arama motorunda yapılan aramada elde edilen görseller ve internet adresleri ile WIPO’da yapılan Alman tescillerinin görsellerine yer verildiği görülmüştür. Davacı vekilinin kök rapor ekinde sunulan WIPO’da tescilli 5 adet tescilin gerçek bebek emziklerine ait olduğunu, şeker dahi olmayan bu emziklerin şeker olan dava konusu ürünlerle hiçbir bağlantısının bulunmadığını beyanla kök rapora itiraz ettiği, mahkemece bilirkişilerden alınan 10/10/2013 tarihli ek raporlarda; iptali istenen tescilli tasarım ile numaraları verilen Alman Patentli tasarımlarının; uç, dudaklık, beden ve taşıyıcı halkalar yönünden benzerlik taşıdığı, bu patentlerde halka büyüklüğü, emzik uzunluğu veya ucunun şişkinliği, dudaklıkların dairesel veya elips olmalarının sonuç görünüm yönünden bu emziklerin kullanıcısının algısında genel izlenimdeki benzerliği ortadan kaldırmaya yetmeyeceği, kök rapor ekinde sundukları diğer firmalara ait tasarımlarda da değişik halka büyüklüklerinin görüldüğü, iptali istenen tasarımın halka büyüklüğünün arttırılarak bilezik adıyla anılmasının, bunun asal geometrik biçimli ve başkasının tekeline bırakılamayacak anonim karakterini değiştirmeyeceğini, bu halkaya eklenen isimlik ve etiket koruyucusunun da bilindik karakterli evvelce birçok tasarıma eklenen harcıalem bir biçime sahip bir plastik muhafazadan ibaret olduğunu, sonuç itibarıyla; taşıdığı her bir bileşenin biçimi ile bunların bir araya getirdiği genel biçim olarak, toplam algıdaki görünümü dikkate alındığında bu tescilli tasarımın karşı tarafça sunulan yenilik giderici deliller karşısında yenilik ve ayırt edici niteliğinin bulunmadığını, hükümsüzlük konusunu oluşturan 2002 00832 sayı ile tescilli tasarımın hükümsüzlük koşullarının oluştuğunu beyan etmişlerdir. Mahkemece 27/01/2012 tarihinde keşif yapıldığı, bilirkişilerin 06/08/2012 tarihli raporlarında; “tespit mahallinde 2002/00832 nolu endüstriyel tasarım tescilinin koruma kapsamına tecavüz teşkil eden ürünlerin üretilerek ambalajlandığının görüldüğünü, tespit mahallinde … nolu endüstriyel tasarım tesciline tecavüz oluşturan ürün üretmekte kullanılan herhangi bir makina görülmediğini, tecavüz oluşturan bilezikli emzik şekerinin; bilezikli emzik ile emzik şekerinin el işçiliği ile montaj yapılarak üretildiğini, tecavüz oluşturan bilezik emzik şekerinin; plastik malzemeden imal edilen bilezikli kısmının dışarıdan satın alındığı, davalı tarafından üretilmediğini, davalı firmanın bilanço ve ticari defterlerini bilirkişi heyetine sunmaması nedeniyle incelenemediği için tazminat hesabının yapılamadığı” beyan edilmiştir. Mahkemece Hukukçu bilirkişi Yard. Doç.Dr. …, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümü Arş. Görevlisi … ve Mali Müşavir …’den alınan 14/04/2014 tarihli bilirkişi raporunda; davalılar tarafından satışa sunulan ürünlerin davacı tarafın 2002/00832 sayılı tasarım tescili ile benzer olduğu ve tasarıma tecavüz teşkil ettiği, tasarımın yenilik ve ayırt edicilik vasıflarını taşıdığı, hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı, davacının 554 Sayılı KHK 52/b ve c maddeleri kapsamında tazminat talep etmişse de, emsal lisans sözleşmesi bulunmadığından bu yönde bir hesaplama yapılamadığını, KHK 52/b maddesi kapsamında davalı tarafın tasarımı kullanmakla elde ettiği kazancın … için 11.749,29 TL, davalı … için 3.608,75 TL olduğunu bildirdiği görülmüştür. Mahkemece MÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü öğretim üyesi bilirkişiler Yrd. Doç. … ve Yrd. Doç. … ile Marka Patent vekili …’nden alınan 06/06/2014 tarihli raporda; “davacı karşı davalı … Ltd. Şti’ne ait tescilli ürün ile davalı karşı davacılar … Ltd. Şti. ve … A.Ş.’ye ait ürünler arasında doğrudan benzerlik ilişkisi kurulmakta olup, bu durum davacı karşı davalı … Ltd. Şti’ne ait TPE nezdinde … no ile tescilli tasarımına tecavüz fiili oluşturduğu, davacı karşı davalı … Ltd. Şti’ne ait TPE nezdinde … no ile tescilli tasarımının kendine özgü bir tasarım dili olduğu ve bu tescilli tasarımda harcıalem olarak nitelendirilebilecek biçim ve form tespit edilemediği, davacı karşı davalı … Ltd. Şti’ne ait TPE nezdinde … no ile tescilli tasarımın hükümsüzlüğünü gerektirecek koşullara rastlanmadığı” beyan edilmiştir. Ankara 3.FSHHM’nin 20/10/2016 tarihli 2015/390 esas- 2016/270 Karar sayılı 23/06/2020 tarihinde kesinleşen karardan; davacı … Ltd. Şti tarafından davalı … Şirketi aleyhine, … başvuru numaralı “emzik biçiminde şeker” tasarımının hükümsüzlüğü davasında davacının … sayılı tescilli tasarımına dayanarak yenilik ve ayırt edicilik özelliği bulunmadığından bahisle, itirazın reddine ilişkin YİDK kararının iptalinin istendiği, kararda; Dava konusu ürünlere bakıldığında “emzik şeker, emzikli şeker” olduğu anlaşılmaktadır. Bu tür şekerlemelerin günümüzde sıklıkla satışının yapıldığı ve dolayısıyla da mutat olarak kullanılan ve küçük yaş grubu çocukların tükettikleri ve tercih ettikleri genel görünüş itibariyle emzik şeklinde olan emme kısmının tıpkı emzik uç kısmı şeklinde tasarlandığı ve bu kısmın elma, vişne, nane, limon vb.tatları barındıran çeşitli şekerlerden yapıldığı bir tür şekerleme çeşididir. Emziğin genel yapısı incelendiğinde, bebeklerin ve küçük çocukların ağız ve damak yapısına uygun şekilde tasarlanmış tüm dünyada kullanılan standart bir yapı olduğu herkes tarafından bilinmektedir. Bu sebeple, ağza sokulan emzik kısmının genel şekli teknik bir zorunluluktur ve bu kısmın yeni ve ayırt edici olarak değerlendirilmesi söz konusu olamaz. Davaya konu olan emzik şekerlerin genel olan bu özellikleri dışında arka kısmında emziğin uç kısmını tutan ve tutma halkasına, başlığına takılı olan bir tabla yer almaktadır. Bu tabla kısmı, yukarıdaki gerçek emzik ve emzik şekerlerde de görüldüğü üzere, ayıcık, daire, dudak, dişli, kelebekli, çubuklu vb.pek çok farklı şekillerde tasarlanabilmektedir. Dolayısıyla mutat olan ve teknik zorunluluk olarak kabul edilen emzik başı dışında, tabla tasarımı ve kulpu için tasarımcının sayısız seçenek özgürlüğünün olduğu rahatlıkla görülebilmektedir…Davaya konu emzik şekerlerde, mutad özellik olan emziğin genel formunun şeker olarak sunulmasının taraflara hak sağlayacağının iddia edilmesinin mümkün olmayacağı, ancak şeker formunda yapılan belirgin eklemeler ve sair unsurlar bakımından tasarım koruması anlamında bir hak elde edilmesinin mümkün olabileceğinin düşünülmektedir…davalı tarafa ait 09/12/2010 tarih ve … sayılı 1 ve 2 sıra numaralı “emzik biçiminde şeker” tasarımlarının davacı tarafa ait … sayılı tasarım tescili karşısında yeni ve ayırt edici olmadığı..” gerekçesiyle davanın kabulü ile, TPE YİDK 2011-T-617 sayılı kararın iptaline, … sayılı 1 ve 2 nolu tasarımın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir. Davalı … şirketi adına 09/12/2010 tarihinde …, … sayılı çoklu tasarım belgesi ile “emzik biçiminde şeker” tasarımlarının tescil başvurusunun yapılarak tescil edildiği, 01/02/2011 tarihinde bültende yayınlandığı görülmüştür. Mahkemece kararın gerekçesinde; ” tecavüze konu dönem ile karar tarihi arasında geçen 10 yıla yakın bir süre nedeni ile yeniden yapılacak bilirkişi incelemesi ile maddi tazminat hususunda net ve sağlıklı bir sonuca ulaşmanın mümkün görünmediği ve usul ekonomisi sebepleri ile yeniden tazminat hesabı için dosya bilirkişiye tevdi edilmediği” açıklanarak, maddi tazminat miktarının BK. 50-51’e göre resen taktir edilerek 50.000 TL maddi tazminata hükmedildiği açıklanmıştır.
GEREKÇE: İstinaf başvurusuna konu edilen mahkemenin … Esas sayılı ana davası ile birleştirilen, 2011/168 Esas sayılı davada, davacı … Gıda Sanayi Şirketi tarafından, davalı … Şirketine karşı, tasarıma tecavüz ve haksız rekabetin meni, refi ve maddi, manevi tazminat talepli dava açıldığı, mahkemenin davanın kısmen kabulüne karar verildiği görülmüştür. İstinaf başvurusuna konu edilen mahkemenin 2011/167 Esas sayılı ana davası ile birleştirilen, 2011/384 Esas sayılı davada ise; davacı … Şirketi tarafından, davalı … Şirketi adına tescilli … sayılı “…” tasarımının yenilik ve ayırt edicilik niteliği bulunmadığından hükümsüzlüğü talep edilmiş, mahkemece hükümsüzlük davasının reddine karar verilmiştir. Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde, davacı tasarımının anonim olduğu, maddi ve manevi tazminata hükmedilemeyeceği, mahkemece alınan bilirkişi raporunda, müvekkilinin davacının tasarımını kullanmakla elde ettiği kazancın 3.608,75 TL olarak hesaplanmasına rağmen, hükmedilen 50.000 TL maddi ve 25.000 TL manevi tazminat miktarının fahiş olduğu, hükümsüzlük davası yönünden ise davalının tasarımının anonim olduğu ileri sürülmüştür. Davacı vekili ise katılma yoluyla istinaf başvurusunda, manevi tazminat taleplerinin tümüyle kabulüne karar verilmesini ve üretim araçlarına el konulması taleplerinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür. Mahkemece alınan 14/04/2014 tarihli bilirkişi raporunu hazırlayan bilirkişi heyetinin hukukçu, grafik uzmanı ve mali müşavir bilirkişilerden oluştuğu, hükümsüzlük davası yönünden uzmanlık alanlarının yeterli olmadığı ve hükme esas alınamayacağı, daha önce alınan ilk bilirkişi raporu ve ek raporunda ise ” ürünlerin anonim karakterli olduğunun” açıklandığı, 06/06/2014 tarihli bilirkişi heyet raporunda ise; “… no ile tescilli tasarımının kendine özgü bir tasarım dili olduğu ve bu tescilli tasarımda harcıalem olarak nitelendirilebilecek biçim ve form tespit edilemediği” beyan edilmiştir. Dosya kapsamında bulunan ve taraflar arasında görülen davada verilen, Ankara 3.FSHHM’nin 20/10/2016 tarihli 2015/390 esas- 2016/270 Karar sayılı 23/06/2020 tarihinde kesinleşen kararda; ” Emziğin genel yapısı incelendiğinde, bebeklerin ve küçük çocukların ağız ve damak yapısına uygun şekilde tasarlanmış tüm dünyada kullanılan standart bir yapı olduğu herkes tarafından bilinmektedir. Bu sebeple, ağza sokulan emzik kısmının genel şekli teknik bir zorunluluktur ve bu kısmın yeni ve ayırt edici olarak değerlendirilmesinin söz konusu olamayacağı… Davaya konu emzik şekerlerde, mutad özellik olan emziğin genel formunun şeker olarak sunulmasının taraflara hak sağlayacağının iddia edilmesinin mümkün olmayacağı, ancak şeker formunda yapılan belirgin eklemeler ve sair unsurlar bakımından tasarım koruması anlamında bir hak elde edilmesinin mümkün olabileceğinin düşünüldüğü” açıklanmıştır. Bu durumda somut olayda, dosya kapsamında birbiri ile çelişen raporların da bulunduğu gözetilerek, tasarım konusunda uzman bilirkişilerden oluşturulacak yeni bir heyetten çelişkileri giderecek şekilde, davalı tasarım tesciline konu tasarımın, 554 Sayılı KHK 10/1 maddesi gözetilerek “teknik fonksiyonunun gerçekleştirilmesinde, tasarımcıya, tasarıma ilişkin özellik ve unsurlarda hiçbir seçenek özgürlüğü bırakmayan” kısımları da gözetilerek, yenilik ve ayırt edicilik özelliğinin bulunup bulunmadığı, anonim olup olmadığı konusunda rapor alınarak sonuca gidilmesi gerekirken çelişkili raporlarla sonuca gidilmesi yerinde olmamıştır. Mahkemenin kabulüne göre de; tasarıma tecavüzden kaynaklanan maddi tazminat davasında, davacı vekilinin, 13/10/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile, maddi tazminatın, münhasıran lisans sözleşmesine göre hesap yapılması talebinin değerlendirilmesi, bu hususta 554 Sayılı KHK 52/son maddesinin dikkate alınarak, tasarımın ekonomik önemi, tasarımdan doğan haklara tecavüz edildiği anda geçerlilik süresi ve tecavüz sırasında davacı tarafça tasarıma ilişkin lisans verilip verilmediğinin tespiti, ihlal süresi gibi etkenler de göz önünde tutularak, işin uzmanı bilirkişilerden rapor alınarak karar verilmesi gerekirken, davacı tarafça emsal lisans sözleşmesinin sunulmaması ve Ticaret Odasından emsal bedel sorularak olumsuz cevap verilmesi ile yetinilerek, TBK 50. Maddeye göre ve somut etkenler açıklanmadan yazılı şekilde karar verilmesi de yerinde görülmemiştir. Mahkemenin istinaf başvurusuna konu her iki davada da eksik inceleme ile karar verdiği kanaatine varılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın Dairemizin kararında işaret edilen hususlarda yargılamaya devam edilmesine karar verilmiş, davacı vekilinin katılma yoluyla ileri sürdüğü istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-Davacı vekilinin katılma yoluyla ileri sürdüğü istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine YER OLMADIĞINA, 2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE 3- Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 15/01/2021 tarihli 2011/167 Esas- 2021/9 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Dosyanın Dairemizin kararında işaret edilen hususlarda yargılamaya devam edilerek karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine, 4-Davacının istinaf talebi incelenmediğinden istinafa geliş aşamasında yatırdığı 59,30 TL maktu harç ile 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının talebi halinde ilk derece mahkemesince kendisine iadesine, -İstinaf talebi kabul edilen davalı vekilinin istinafa geliş aşamasında yatırdığı 118,60 TL istinaf maktu karar harcı (59,30 X 2) ile 1.221,52 TL istinaf nispi karar harcının talebi halinde ilk derece mahkemesince kendisine iadesine, 5-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan toplam 57,90 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, -İstinafa geliş aşamasında davalı tarafından yatırılan 324,20 (162,10 X 2) TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi. 21/05/2021