Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/751 E. 2021/1376 K. 02.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/751 Esas
KARAR NO: 2021/1376
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/371
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/07/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin dünyanın çeşitli bölgelerinde 180 yıldır faaliyette bulunduğunu ve dünyaca meşhur birçok markası bulunduğunu, bunlardan birisinin de … markası olup bu ibare yönünden TPMK nezdinde tescilli markalarının bulunduğunu, ayrıca … ibaresi yönünden de tescilli markalarının bulunduğunu, … ve … markalarının ilk kez müvekkili tarafından meydana getirildiğini, ayırt edicilik unsurunun yüksek olduğunu, müvekkilinin … markasının her zaman … markalı ürünlerde … markası ile birlikte yer aldığını ve bu şekilde pazarlandığını, davalının ise … tescil numaralı … ibareli markasının müvekkilinin … ibareli markalarından ayırt edilemeyecek ve iltibasa yol açacak şekilde benzediğini, davalı barkasındaki … ibaresinin ayırt edicilik kazandırmadığını, markadaki esas unsurun … ibaresi olduğunu, bu ibarenin okunuşunun müvekkilinin markası ile neredeyse aynı olduğunu, müvekkilinin … markalarının tanınmış olup davalının bu markasının markaların sulandırılmasına yol açtığını, davalının müvekkilinin markalarından habersiz olmasının mümkün olmadığını, tescilinin kötüniyetli olduğunu, yine davalının söz konusu ürün için kullandığı ticari takdim şeklinin de müvekkilinin … ticari takdim şeklinin şüphe götürmeyecek derecede takliti olduğunu, konuyla ilgili olarak İstanbul 2.FSHHM’nin 2019/158 D.İş sayılı dosyasında tespit yaptırdıklarını, davalıya ihtarname gönderdiklerini, ancak davalının eylemlerine devam ettiğini belirterek, davalıya ait markanın hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, sonuçlarının ortadan kaldırılması, kararın gazetede ilanı ile toplatma ve imha kararı verilmesini istemiş, ayrıca dava konusu markanın devrinin önlenmesi, davalılar tarafından üretilip ve/veya satışa sunulan müvekkilinin …, …, … markalarıyla ayırt edilemeyecek derecede benzer ve iltibas oluşturan …, … , … ibareli etiketli ya da etiketsiz ürünlerin veya benzerlerinin üretim, satış pazarlama, dağıtım, depolama ve ticari maksatla elde bulundurulmasının önlenmesine, bu ürünlerin ve benzerlerinin internette ve diğer mecralarda tanıtım ve kullanımlarının durdurulması, mütecaviz görüntülerin web siteleri içeriğinden çıkartılması, bu mümkün olmadığı takdirde web sitelerine erişimin engellenmesi ile benzer şişe, kavanoz, etiket, kalıp, kutu, koli, ambalaj, katalog, broşür, basılı evrak ve her türlü tanıtım tanıtım vasıtasının toplanarak yediemine teslimi konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir. Davalı vekili, mahkemenin yetkisiz olduğunu, zira … markasının vekilinin … olup vekilin işyerinin Şişli ilçesi olması nedeniyle İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu, dava dilekçesindeki taleplerin somutlaştırılması gerektiğini, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin markasının tamamen farklı olduğunu, iltibas durumunun bulunmadığını, ayrıca markaların tüketiciler nezdinde karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.Mahkemece, 30/12/2020 tarihinde verilen ara karar uyarınca; davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile davalıya ait marka tescil belgesinin üçüncü kişilere devrinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiği görülmüştür. Mahkemece, davacı vekilinin tespit dosyasına atıf yaparak tedbir taleplerinin yeniden değerlendirilmesi yönündeki talebi üzerine 12/01/2021 tarihinde dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, “1-Mahkememizin 05.01.2021 tarihli tedbire itiraz duruşma günü belirleme tutanağı adı altında verilen ara kararlardan dönülmesine, 2-Mahkememizin 30/12/2020 tarihli tedbir kararında maddi hata olarak hüküm kısmında davalı yana ait sehven 2009/31898 olarak yazılan markanın … olarak düzeltilmesine, bu hususta TPMK’ya yazı yazılmasına, 3-İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2019/158 D.İş sayılı dosyasında alınan raporuna göre ve HMK 389 ve SMK 159 maddelerinde değinilen koşullar oluştuğundan takdiren 30.000,00 TL teminat yada muteber bir bankanın kesin ve süresiz teminat mektubunun kararın tebliğinden itibaren 1 haftalık kesin süre içerisinde ibrazı halinde ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulü ile; 4-İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2019/158 D.İş sayılı dosyasında alınan raporda belirtilen url adreslerinin kim adına kayıtlı olduğu hakkında herhangi bir görüş olmaması nedeniyle bu talep yönünden yaklaşık ispat kuralının oluşmaması sebebiyle talebin bu aşamada reddine, 5-Davalılara ait, İstanbul 2. FSHHM’nin 2019/158 d.iş sayılı dosyasında bulunan bilirkişi raporu ile tecavüz oluşturduğu belirlenen ve bu raporda görsellerine yer verilen …, … ve … ibareleri ile etiketli ya da etiketsiz şişe/kavanozlar da dahil ,ürünler ve benzerleri de dahil olmak üzere, … marka, ürün ve ambalajının benzerlerine ait şişe/kavanoz, etiket, kalıp, kutu, koli, ambalaj, katalog, broşür, basılı evrak, yazı velhasıl her türlü tanıtım vasıtasının, davalılara ait istanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2019/158 d.iş sayılı dosyasındaki tespite konu işyerinden toplanarak yeddiemine teslimine, 6-Teminat yatırıldığında ihtiyati tedbir kararının uygulanmasına, 7-İhtiyati tedbir kararının uygulanabilmesi için Bakırköy Nöbetçi İcra Müdürlüğü’nün görevlendirilmesine, 8-İcra Müdürlüğünce kararın infazında karışıklığa neden olunmaması bakımından bir marka vekili bilirkişisinin hazır bulundurulmasına, 9-HMK’nın 393/1. Maddesi gereğince 1 hafta içerisinde ihtiyati tedbirin uygulanmasına talep edilmediği takdirde ihtiyati tedbirin kendiliğinden kalkmış sayılmasına, 10-Teminat yatırıldığında kararın taraflara tebliğine, ” şeklinde karar verilmiş, karara davalılar vekilinin itiraz ettiği, itiraz üzerine mahkemece duruşma açılarak yapılan inceleme sonunda 24/02/2021 tarihinde, taraf teşkilinin sağlanması konusunda zorluk ve verilecek kararın infazında sıkıntı yaşanmaması için davalıya ait markanın devrinin önlenmesine dair tedbir kararı verildiği, ayrıca tespit dosyasında alınan bilirkişi raporu içeriği gözetildiğinde, tedbiren el koyma kararının yerinde olduğu gerekçeleriyle davalının tedbire ve teminata yaptığı itirazlarının ayrı ayrı reddine karar verilmiş, kararı davalılar vekili istinaf etmiştir. Davalılar vekili, istinaf sebebi olarak; mahkemenin yetki itirazını değerlendirmediğini, davacının markasının vekilinin … olup adresinin Şişli olması nedeniyle SMK’nın 156.maddesi gereğince İstanbul FSHHM’lerin yetkili olduğunu, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşmediğini, müvekkili markasının davacı markasından farklı olduğunu, davacının ürününün ambalajında “buharlaşan merhem” yazdığını, müvekkilinin ambalajında ise “kafurlu masaj kremi” yazılı olduğunu, davacının baskın renginin mavi iken müvekkilinin markasındaki baskın rengin yeşil olduğunu, her iki ürünün ebatlarının ve ürünün konulduğu materyalin farklı ebatlarda olduğunu, müvekkilinin markasını devredeceğine dair davacının bir iddiası olmadığı gibi bu hususta bir emare de olmadığını, buna rağmen mahkemenin re’sen bir değerlendirme yapmasının ve olmayan bir gerekçeye dayanmasının hukuka aykırı olduğunu, kaldı ki müvekkilinin markasının 2009 tarihli olup markayı devretmek gibi bir niyetinin olmadığını, mahkemenin 30.000 TL teminata hükmettiğini, teminatın arttırılması taleplerinin dikkate alınmadığını, bu konuda bir değerlendirme yapılmadığını, davacının 30.000 TL gibi düşük bir bedelle müvekkilinin tescilli markasını kullanımını engellediğini, ihtiyati tedbirin infazı ile müvekkilinin 12 koli içindeki toplam 3456 adet ürününe el konulduğunu, mahkemenin teminatın arttırılması talebini gerekçesiz olarak reddettiğini, 3456 adet ürününe el konulan müvekkilinin uğradığı zararın 30.000 TL ile karşılanmasının mümkün olmadığını bildirmiştir. Davacıya ait … tescil numaralı … ibareli markanın 3 ve 5.sınıflarda 19/10/1954’de, … tescil numaralı … ibareli markanın 30.sınıfta 19/04/2005’te, … tescil numaralı … markasının 5 ve 11.sınıflarda 13/11/2014’te, … tescil numaralı … markasının 5.sınıfta 07/02/1991’de , … tescil numaralı … markasının 98,00 sınıflarında 04/05/1990 tarihinde, … tescil numaralı … markasının 5.sınıfta 13/08/1990’da, … tescil numaralı … markasının 1,3,5,10,30.sınıflarda 19/11/2007’de, … tescil numaralı … markasının 11.sınıfta 13/11/2014’te, … tescil numaralı şekil markasının 11.sınıfta 13/11/2014’te, … tescil numaralı şekil markasının 3,5,10,11 sınıflarında 30/09/2016’da, … tescil numaralı … markasının 5.sınıfta 01/10/1990 tarihinde, … tescil numaralı … markasının 5.sınıfta 19/10/1954’te, … tescil numaralı … markasının 3,5,10.sınıfta 05/02/2016’da, … tescil numaralı … markasının 3,5,11.sınıflarda 05/02/2016’da, … tescil numaralı şekil markasının 5.sınıfta 13/02/2017’de, … tescil numaralı şekil markasının 5.sınıfta 17/04/2018’de tescil edildiği ve halen geçerliliğini koruduğu görülmüştür. Davalı …’e ait … tescil numaralı … markasının 3.sınıfta 07/12/2009 tarihinde tescil edildiği ve halen geçerliliğini koruduğu anlaşılmıştır. İhtiyati tedbir kararının 18/01/2021 tarihinde infaz edildiği dosyaya sunulan haciz tutanağı fotokopisinden anlaşılmıştır. Dosya içinde fotokopisi bulunan İstanbul 2.FSHHM’nin 2019/158 D.İş Sayılı dosyasına sunulan 23/08/2019 tarihli marka vekili ve bilgisayar yüksek mühendisi bilirkişiden oluşan heyet tarafından düzenlenen raporda; tespit yapılan işyerinin davalı … adına olduğu, tespit isteyen taraf adına tescilli … markası ile karşı tarafça kullanılan … markasının ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu, markaların tüketici nezdinde ayırt edicilikten yoksun olmasının yanı sıra ayrıca tescilli iç ambalajının ve ambalaj kutuları üzerinde yer alan diğer tescilli şekillerin de bir arada kullanılmış olması, ürünlerin taklit üretilerek satıldığı kanaatine oluşturduğu, internet üzerinde yapılan incelemede satışı yapılan … markalı ürünler için “… muadili buharlaşan krem” tanımının yapılmasının bu görüşü teyit ettiğini, internette yapılan incelemede ise … marka ürün satışının yapıldığı ve … ibaresinin kullanıldığı, işyerinde yapılan incelemede ise 17 adet kutuda her kutuda 1700 adet olan … yazılı karton dış ambalaj, 3 adet … markalı içerisinde krem olan siyah renk plastik kavanoz iki adet … yazılı siyah renk boş plastik kavanoz, 300 adet üzerinde herhangi bir marka bulunmayan yeşil kapaklı mavi renk plastik kavanoz tespit edildiği, karton ambalajlar üzerinde … markası yanında tespit isteyene ait tescilli şekillerin benzer şekilde kullanıldığının göründüğü, tespit edilen yeşil kapak mavi renk plastik kavanozların şeklen tespit isteyen taraf adına tescilli şekle renk kombinasyonu ve dizayn olarak ayırt edicilikten yoksun benzerlikte olduğunun tespit edildiği, netice olarak aleyhine tespit istenen …’in … markası adı altında sattığı ürünlerin ticari pazarlama şeklinin tespit isteyen tarafın marka ve şekil tescil haklarını ihlal ettiği ve haksız rekabet eden özellikte olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, davalıya ait markanın hükümsüzlüğü, sicilden terkini, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, sonuçlarının ortadan kaldırılması ile kararın ilanı taleplerine ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise ihtiyati tedbir kararına yapılan itirazın reddi kararına yöneliktir. Mahkemece 12/01/2021 tarihinde dosya üzerinde yapılan inceleme ile itiraza konu ihtiyati tedbir kararı verilmiş, davalılar vekilince bu karara itiraz edilmiş, mahkemece duruşma açılarak yapılan inceleme sonucunda 24/02/2021 tarihinde davalılar vekilinin tedbire ve teminata yaptığı itirazların ayrı ayrı reddine karar verilmiş, kararı davalılar vekili istinaf etmiştir. Dava açılmadan önce İstanbul 2.FSHHM’nin 2019/158 D.İş sayılı dosyasında marka vekili ve bilgisayar yüksek mühendisi bilirkişiden oluşan heyet raporunda, tespit isteyen taraf adına tescilli … markası ile karşı tarafça kullanılan normal … markasının ayırt edilemeyek kadar benzer olduğu, tüketici nezdinde markaların ayırt edicilikten yoksun olmasının yanı sıra ayrıca tescilli iç ambalajının ve ambalaj kutuları üzerinde yer alan diğer tescilli şekillerin de bir arada kullanılmış olmasının ürünlerin taklit üretilerek satıldığı kanaatini oluşturduğu, internet üzerinde yapılan satışlarda … markalı ürünler için “… Muadili buharlaşan krem” tanımının yapılmasının bu görüşü teyit ettiği şeklinde görüş ve tespitlere yer verildiği anlaşılmıştır. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği kanaatine varılmıştır. Öte yandan mahkeme kendini yetkili görerek tedbir kararını değerlendirmiş olup ortada verilen bir yetkisizlik kararı bulunmadığından yetki ile ilgili istinaf konusunda bir değerlendirme yapılmamıştır. Ne var ki, davalılar vekilince hükmedilen teminat miktarına karşı da itiraz edilmiş olup mahkemece bu itirazın reddi yönünde karar oluşturulmuş ise de, bu kararın gerekçesinin bulunmadığı, gerekçesiz bir şekilde teminata itirazın reddedilmesinin doğru olmadığı gibi, somut olay bakımından ihtiyati tedbire konu ürünler yönünden 30.000 TL teminatın da düşük olduğu kanaatine varılarak bu yönden davalılar vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalılar vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2-Bakırköy 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2021/371 esas sayılı dosyasında 12/01/2021 tarihinde dosya üzerinde verilen kararın hüküm fıkrasının 3 ve devamındaki maddeler kapsamındaki ihtiyati tedbir kararı ile 24/02/2021 tarihli duruşma sonunda verilen ve karar başlığında ara karar tarihi 01/03/2021 tarihi olarak gösterilen ara karar sonunda da 24/02/2021 yazan kararın KALDIRILMASINA, 3-İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2019/158 D.İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporuna göre ve HMK 389 ve SMK 159 maddelerinde değinilen koşullar oluştuğundan takdiren 100.000,00 TL teminat yada muteber bir bankanın kesin ve süresiz teminat mektubunun kararın tebliğinden itibaren 1 haftalık kesin süre içerisinde ibrazı halinde ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulü ile; 4-İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2019/158 D.İş sayılı dosyasında alınan raporda belirtilen url adreslerinin kim adına kayıtlı olduğu hakkında herhangi bir görüş olmaması nedeniyle bu talep yönünden yaklaşık ispat kuralının oluşmaması sebebiyle talebin bu aşamada reddine, 5-Davalılara ait, İstanbul 2. FSHHM’nin 2019/158 d.iş sayılı dosyasında bulunan bilirkişi raporu ile tecavüz oluşturduğu belirlenen ve bu raporda görsellerine yer verilen …, … ve … ibareleri ile etiketli ya da etiketsiz şişe/kavanozlar da dahil ,ürünler ve benzerleri de dahil olmak üzere, … marka, ürün ve ambalajının benzerlerine ait şişe/kavanoz, etiket, kalıp, kutu, koli, ambalaj, katalog, broşür, basılı evrak, yazı velhasıl her türlü tanıtım vasıtasının, davalılara ait istanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2019/158 d.iş sayılı dosyasındaki tespite konu işyerinden toplanarak yeddiemine teslimine, 6-İhtiyati tedbir kararının uygulanabilmesi için Bakırköy Nöbetçi İcra Müdürlüğü’nün görevlendirilmesine, 7-İcra Müdürlüğünce kararın infazında karışıklığa neden olunmaması bakımından bir marka vekili bilirkişisinin hazır bulundurulmasına, 8-HMK’nın 393/1. Maddesi gereğince 1 hafta içerisinde ihtiyati tedbirin uygulanmasına talep edilmediği takdirde ihtiyati tedbirin kendiliğinden kalkmış sayılmasına, 9-Tedbir kararının tebliği ve infaz işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 10-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalılara iadesine, 11-İstinaf aşamasında davalılar tarafından yapılan yargılama gideri olan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 228,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 390,10 TL’nin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, 12-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.02/07/2021