Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/746 E. 2021/1218 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/746 Esas
KARAR NO: 2021/1218
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/01/2021 tarihli ara karar
NUMARASI: 2021/312 E. –
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
TALEP: İhtiyati Tedbire İtirazın Reddi Kararının Kaldırılması
KARAR TARİHİ: 10/06/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı adına kayıtlı … tescil nolu markanın üçüncü kişilere devrinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: Bakırköy 1. FSHHM’nin 2020/227 Esas sayılı dosyasından 14/09/2020 tarihinde verilen ara karar ile “davada davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğüde talep edildiği hususu da nazara alınarak, dava dilekçesi ve ekli belgelere göre, HMK’nın 389 ve devamı maddeleri ile SMK’nın 159. Maddesi uyarınca davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile, davaya konu … sayılı marka tescil belgesi davalı adına kayıtlı ise, 3. kişilere devrinin önlenmesi açısından takdiren teminatsız olarak TPMK sicil kaydına tedbir konulmasına, kararın uygulanabilmesi için bir örneğinin TPMK’ya gönderilmesine” karar verildiği görülmüştür. İlk derece mahkemesince tedbire itiraz üzerine 28/01/2021 günlü ara karar ile ” ….söz konusu hükümsüzlüğü talep edilen markanın davanın devamı sırasında üçüncü kişilere devredilmesi durumunda, taraf teşkili sağlanması hususunda zorluk ve verilecek kararın infazında sıkıntı yaşanmaması, bu cümleden olmak üzere, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşmaması amacıyla verildiği, yerleşmiş istinaf uygulamalarına göre de (İst. BAM 16. HD., 17/11/2020 tarih, 2020/1877-2020/1919; İstanbul BAM. 16. HD. 07/12/2018 tarih, 2018/3590Esas, 2018/2636 Karar) tedbiren devrin önlenmesinin bu aşamada herhangi bir maddi zarara sebebiyet vermemesi…” gerekçesiyle davalı vekilinin mahkemece verilmiş ihtiyati tedbir kararına yapmış olduğu itirazın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap hakkı beklenmeden ihtiyati tedbir kararı verildiğini, müvekkili şirketin ”…” ibareli markayı kesintisiz olarak kullandığını, aktif olarak ticari faaliyetlerini sürdürdüğünü, müvekkili şirketin markanın tescil amacıyla 08.11.2013 tarihinde başvurduğunu, 17.06.2015 tarihinde marka tescil edildiğini, 31.06.2015 tarihinde ise yayınlandığını, markaya dair fatura, belge, katalog ve güncel web sitesi de mevcut olduğunu, davalı yanın markayı kullandığına dair son belgelerin 2005 yılına ait olup markayı aktif olarak kullanmadığını, davacının itirazının hem markalar dairesi kararı ile hem de yeniden inceleme ve değerlendirme kurulu kararı ile markanın kullanımının süreklilik arzetmediği ve 8-10 yıllık sürece ilişkin ciddi bir kulanımı gösterir delilerin bulunmaması karşısında , itiraz sahibinin kullanımının başvurunun tescil engelleme hakkı verecek nitelikte olmaması gerekçesiyle reddedildiğini, davacının bu karara karşı hak düşürücü süre içersinde dava yoluna başvurmadığını, davacıların markanın iptali talebinin dayanağı olan 6769 sayılı Kanun’un 26. maddesi yürürlüğe girmediğini, 10.01.2024 tarihinde yürürlüğe gireceğini, ilgili düzenlemeye dayanarak talepte bulunma hakkı bulunmadığını, Davacının 6 yıl boyunca hareketsiz olup bu davayı açmasının kötüniyet olduğunu, Mahkmenin tedbir kararının menfaatler dengesine aykırı olduğunu, telafisi güç zararların ortadan kaldırılması ihtiyati tedbir kararın kaldırması gerektiğini, tedbir için aranan şartlar oluşmadığını, ispat şartlarının oluşmadığını, markanın üçüncü kişilere devri ihtimali bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davalının … nolu … markasının 39 nolu emtia sınıfı yönünden iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince dava konusu markanın üçüncü kişilere devrinin engellenmesi yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmiştir. Dairemiz önüne gelen somut uyuşmazlık ise; ihtiyati tedbir talebinin kabullü kararına karşı itirazın reddine ilişkin ara kararın kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemenin ihtiyati tedbir ara kararının davalıya 05.11.2020’de tebliğ edildiği, davalının 1 haftalık kesin süreden sonra 03.12.2020 Tarihli cevap dilekçesi ile tedbire itirazda bulunduğu, bununla birlikte marka hükümsüzlüğü talepli davada, markaların yargılama sırasında üçüncü şahıslara devredilerek, taraf teşkilinde sorun yaşanmaması ve usul ekonomisinin sağlanması gerekçeleriyle devrin önlenmesi yönünde verilen tedbir kararında usule aykırılık bulunmadığı dikkate alındığında bu aşamada davalı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, – Davacının gider avansından kullanıldığı anlaşılan 83,50TL istinaf masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 10/06/2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.