Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/743 E. 2023/126 K. 01.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/743 Esas
KARAR NO: 2023/126
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/11/2020
NUMARASI: 2017/750 E. – 2020/501 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/02/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine İstanbul …İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasından kambiyo senetlerine mahsus takip başlatıldığını, takip mesnedi üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, icra dosyasından gayrimenkulün satışı için işlemlere başlandığını, davalılar hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu, senet üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığı ve sahte senet ile müvekkili aleyhine yapılan icra takibi nedeni ile müvekkilinin icra tehdidi altında bulunduğunu, müvekkilinin alacaklı görünen tarafa borcu olmadığının tespiti ile takibin iptaline, haksız olarak takip yapan alacaklının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; takibin davacının takibe itiraz etmemesi üzerine kesinleştiğini, davacının takipten haberdar olduğunu ve borcunu kabul ettiğini, davacı ile davalılardan …’in aralarında akrabalık ilişkisi olduğunu, davalı … ile davacının borcuna karşılık olarak takibe konu iki adet senedi müvekkiline verdiğini, müvekkili ve diğer davalının oyuncak ve oyuncak malzemelerinin imalatı, alım-satım ve pazarlaması işi ile iştigal ettiklerini ve aralarında sürekli bir ticari ilişki olduğunu, bu karşılıklı alacak ve borç ilişkisi sürecinin tamamında davacı ile diğer davalının ortak hareket ettiğini, senetlerin vadesinde ödenmemesi nedeniyle borçlular hakkında takibe geçildiğini, takip dosyasında satış işlemlerine başlanan ve davacı adına kayıtlı bulunan taşınmaz üzerinde müvekkili lehine 21/04/2016 tarihinde ipotek tesis edildiğini, tüm bu işlemlerin davacının bilgisi ve rızası dahilinde yapıldığını, gelinen aşamada senetteki imzanın kendisine ait olmadığı iddiasının kötü niyet taşıdığını, işbu nedenle de alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, öncelikle İİK mevzuatına uygun olmayan ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı …; davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06.11.2020 tarih ve 2017/750 Esas – 2020/501 Karar sayılı kararıyla; “… ATK Fizik İhtisas Kurulundan da rapor alınmış, ilk raporu teyit eder nitelikte imzaların davacı eli ürünü olmadığı görüşü bildirilmiştir. İmza inkarı herkese karşı ileri sürülebilen mutlak def’i niteliğinde olup, kambiyo evrakında imzası bulunmayan kişiye karşı TTK hükümleri uyarınca müracaat hakkı bulunduğundan bahsedilemez. Bu nedenle, dava konusu bonolara dayalı takip dosyasında davacının takip alacaklısı davalı …’na borçlu olmadığının tespitine, şartları oluşmadığından davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.Diğer davalı … ise davacı lehdara bonoyu keşide eden keşideci olup, ciro zincirinde davacıdan sonra değil önde olmakla davacının kambiyo evrakı borcunu taahhüt ettiği kişi sıfatı bulunmadığından, bu davalı takip dosyasında davacıdan alacaklı değil, aksine takip borçlusu olduğundan, bu davalı yönünden açılan menfi tespit davasının pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; “Davacı hakkında başlatılan takibin davacının takibe itiraz etmemesi üzerine kesinleştiğini, davacının takipten haberdar olup itiraz etmeyerek borcunu kabul ettiğini, 07.09.2018 tarihli bilirkişi raporunda; takip ve dava konusu bonolardaki lehdar ciranta imzasının davacının eli ürünü olmadığının tespit edildiği, ancak tersim biçimi bakımından benzerlikler de olduğunun belirtildiğini, tarafımızca rapora itiraz üzerine dosyanın Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Kurulu’na sevk edilerek rapor aldırıldığını, ATK raporunda imzanın davacı eli ürün olmadığı belirtilmişse de tarafımızdan söz konusu yazı ve imzalar incelendiğinde çıplak gözle dahi imzaların benzer olduğunun açıkça görüldüğünü,Ayrıca ATK raporu gerekçelendirilmeden hatalı bir sonuca vardığından yeniden rapor alınması için Adli Tıp Genel Kuruluna dosyanın gönderilmesi taleplerinin mahkeme tarafından kabul edilmediğini, raporlar arasındaki mevcut çelişki giderilmeden Adli Tıp Kurulu raporunu esas alarak hatalı hüküm kurulduğunu, İlk derece mahkemesinin raporlar arasındaki mevcut çelişkiyi gidermeden Adli Tıp Kurumu’nun raporunu esas alarak hatalı hüküm kurmasının bozmayı gerektirdiğini, Davacının takibe ilişkin olarak süresi içerisinde borca itiraz davası açmadığını ve davacı adına kayıtlı taşınmaz üzerine davacının onayı ve rızası ile müvekkil lehine ipotek tesis edildiğini, borcunu hiçbir mecrada inkar etmeyen davacının satış aşamasına gelen icra takip dosyasına dayanak bonolara imzanın kendisine ait olmadığından bahisle işbu davayı açması salt kötüniyetinin göstergesi olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER:*İstanbul …İcra Dairesi’nin … esas takip dosyasında; 15/04/2016 keşide – 30/10/2016 vade tarihli 75.000,00-TL bedelli ve 20/04/2016 keşide- 07/11/2016 vade tarihli 100.000,00-TL bedelli iki bono nedeniyle davacı ve diğer davalı … hakkında davalı … tarafından başlatılan kambiyo evrakına özgü ilamsız takip olduğu görülmüştür.*Adli grafolog bilirkişi raporunda; takip ve dava konusu bonolardaki lehdar ciranta imzasının davacının eli ürünü olmadığı tespit edilerek bildirilmiş, ancak imzalarda tersim biçimi bakımından benzerlikler de olduğu belirtilmiş; davalı tarafın süresinde itirazı üzerine ATK Fizik İhtisas Kurulundan da rapor alınmış, ilk raporu teyit eder nitelikte imzaların davacı eli ürünü olmadığı görüşü bildirilmiştir.
GEREKÇE:Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.Davacı, icra takibine dayanak gösterilen bonolardaki lehtar imzasının kendisine ait olmadığını beyanla menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı taraf davanın reddini istemiştir.İlk derece mahkemesi tarafından, “… Alınan bilirkişi raporları uyarınca dava konusu bonolardaki lehtar imzasının davacıya ait olmadığı anlaşıldığından davanın kabulüne, davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine” karar verilmiştir.Hüküm davalı … vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davacı, davaya ve takibe konu 15/04/2016 tanzim, 30/10/2016 vade tarihli 75.000,00-TL bedelli bono ile 20/04/2016 tanzim, 07/11/2016 vade tarihli 100.000,00-TL bedelli iki bonodaki lehtar ciranta imzasının kendisine ait olmadığından bahisle menfi tespit isteminde bulunmuştur. Mahkemece imza incelemesi amacıyla aldırılan grafoloji uzmanı bilirkişi…’ın 07/09/2018 tarihli raporu ile, “Bonoların arka yüzünde davacı adına atılı imzaların davacı eli ürünü olmadığı” tespit edilmiştir. Davalı tarafın anılan rapora itirazı üzerine mahkemece dosyanın Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’ne gönderilerek yeniden rapor aldırılmasına karar verilmiştir. Adli Tıp Kurumu’nun 09/12/2019 tarihli raporunda, “İnceleme konusu senetlerin arka yüzünde 1.ciro ‘…’ isim yazıları ve … adına atılı imzalar ile … ‘un mukayese yazı ve imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu yazı ve imzaların mevcut mukayese yazı ve imzalarına kıyasla …’un eli ürünü olmadığı” tespitlerinin bildirildiği, mahkemece alınan her iki raporun yeterli ve denetime elverişli oldukları, buna göre davaya ve takibe konu bonolardaki imzanın davacı tarafa ait olmaması nedeniyle davanın kabulüne dair ilk derece mahkemesi kararının yerinde olması nedeniyle; davalı … vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı … vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 12.014,18 TL harçtan, peşin alınan 3.003,54 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.010,64 TL harcın davalı …’ndan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.01/02/2023