Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/741 E. 2021/1117 K. 31.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/741 Esas
KARAR NO: 2021/1117
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/03/2021
NUMARASI : 2020/656 E. – 2021/155 K.
DAVANIN KONUSU: Finansal Kiralama Sözleşmesine Konu Taşınmazın İadesi, Finansal Kiralama Şerhinin Kaldırılması
KARAR TARİHİ: 31/05/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 6361 Sayılı Kanun kapsamında finansal kiralama sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğince İstanbul ili, … İlçesi … Mahallesi‘nde … ada ve … parsel, … bloklarında bulunan ve dava dilekçesinde ayrıntısı belirtilen 25 adet gayrimenkul cinsi kiralanan davalı şirkete finansal kiralama yolu ile kiralandığını, davalı şirketin, finansal kiralama sözleşmesinden doğan kira bedelleri ile temerrüt faizini vadesinde ödememesi nedeniyle temerrüde düştüğünü, bu nedenlerle sözleşmeye konu taşınmazların boş olarak müvekkiline iadesine ve taşınmazlar üzerinde bulunan kiralama şerhinin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde ve yargılama aşamasındaki beyanlarında özetle; öncelikle taraflar arasında düzenlenen finansal kiralama sözleşmesinin 53. Maddesine göre yetkili mahkemenin İstanbul Ticaret Mahkemeleri olduğunu, söz konusu yetki sözleşmesinin HMK 17.md göre geçerli olduğunu, bu nedenlerle öncelikle yetkisizlik kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “….Her ne kadar davacı taraf finansal kiralama sözleşmesine bağlı olarak açmış oldukları davanın aynı zamanda gayri menkulün aynîna ilişkin olduğunu, dolayısıyla HMK 18.md kapsamında yetki sözleşmesinin geçerli olmadığını iddia etmiş ise de; finansal kiralama sözleşmesi kapsamında taşınmazların mülkiyetinin davacı tarafa ait olduğu, taşınmazların boş olarak aynen iadesinin taşınmazın aynîna ilişkin bir ihtilaf olarak değerlendirilemeyeceği (Yargıtay 5. HD 2020/7667-9622 EK sayılı ve Yargıtay 19. HD 2016/9510 Esas 2017/2268 karar sayılı ilamında yer alan üye …’ın muhalefet şerhinde belirtildiği üzere), dolayısıyla taraflar arasında yapılan yetki sözleşmesinin HMK 18.md kapsamında geçerli olduğu mahkememizce kabul edilmiştir. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında düzenlenen ve inkar edilmeyen finansal kiralama sözleşmesinin 53. Maddesine göre yetkili mahkemenin İstanbul Ticaret Mahkemesi olarak belirlendiği, HMK 18.md gereğince yetki sözleşmesinin geçerli olduğu, davalı tarafın süresinde yetki itirazında bulunduğu dikkate alınarak, davacı tarafından davalı aleyhine açılan davada mahkememizin yetkisiz olduğuna, yetkili mahkemenin İstanbul Ticaret Mahkemesi olduğunun tespitine..” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davalı istinaf isteminde özetle; dilekçelerinde yetki itirazı ile birlikte dava şartına ilişkin itirazların sunulduğunu, davacı tarafın arabuluculuk kanun yoluna başvurmadığını, dava kısmi dava niteliğinde açılmış gibi görünse de, içeriği itibariyle; belirsiz dava olarak açıldığını, davaya konu taşınmazların dava tarihi itibariyle rayiç bedelleri bilinebilecek nitelikteyken davanın belirsiz alacak davası olarak açılması sebebiyle davanın reddi gerektiğini ve dava değeri üzerinden harcın ikmali için süre verilmesi gerekirken bu yöndeki itirazlar değerlendirilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İSTİNAFA CEVAP:Davacı vekili istinafa cevabında; davalının yetki itirazı üzerine mahkemenin yetkisizlik kararı verdiğini, davalının süreci uzatmak için istinaf başvurusunda bulunduğunu, bu durumun açıkça hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, TMK 2. Madde gereğince korunamayacağını, harcın eksik yatırıldığına dair iddiaların mahkemeyi yanıltma amacı taşıdığını, bilirkişi incelemesi yapılarak değer tespiti yapılması halinde harcın tamamlanabileceğini, İstanbul BAM 16. Hukuk Dairesi’nin 05/04/2019 tarihli 2019/667 Esas-2019/741 Karar sayılı kararı ve başka kararlarında belirtildiği üzere, Finansal Kiralama Sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklardan “malın iadesi ve finansal kiralama şerhinin kaldırılması” talepli davaların zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığına karar verildiğini beyanla istinaf başvurusunun reddine, kötüniyetli istinaf yoluna başvurulduğundan HMK 329. Maddenin uygulanarak disiplin para cezasına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, finansal kiralama sözleşmesinin feshi nedeni ile söleşmeye konu taşınmazların iadesi ve finansal kiralama şerhinin kaldırılması istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.6100 sayılı HMK’nın 12. maddesinde, taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoymaya ilişkin davalarda taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili olduğu düzenlenmiştir. Dava, 6361 Sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun hükümlerine dayalı olarak açılmıştır. Dava, davacıya ait mülkiyet hakkının kullanılması niteliğinde olduğundan, bununla ilgili taleplerin gayrimenkullerin bulunduğu yer mahkemesi olan, davanın açıldığı Bakırköy mahkemelerinde görülmesi gerekir. Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları aynı yöndedir. (Yargıtay 19.HD. E. 2016/6518, K. 2017/1090, 14.02.2017 Tarihli; Yargıtay 19.HD, E. 2016/9510, K. 2017/2268, T. 21.3.2017; Yargıtay 19.HD, E.2016/7514, K. 2016/14885, 17.11.2016 tarihli ilamları) HMK 18/1. maddesi gereğince kesin yetki durumunda yetki sözleşmesi yapılamayacağından davalı tarafın yetki itirazının reddine karar vererek yargılamaya devam etmesi gerekirken, yetki itirazının kabulüne karar verilmesi yerinde olmadığından, re’sen gözetilen sebeplerle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, dosyanın yargılamaya kaldığı yerden devam edilmesi için mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Davalı vekilinin dava şartlarına ilişkin istinaf sebeplerinin mahkemece değerlendirilmesi gerektiğinden bu aşamada incelenmemiş, davacı vekilinin davalı tarafa disiplin para cezası verilmesine ilişkin talebinin koşulları bulunmadığından reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf sebepleri incelenmeksizin resen gözetilen sebeplerle, başvurunun HMK 353/1-a-3, HMK 355. maddesi gereğince KABULÜNE -İlk derece mahkemesinin kararının KALDIRILMASINA,2-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,-Davacı vekilinin davalı tarafa disiplin para cezası verilmesine ilişkin talebinin koşulları bulunmadığından REDDİNE,3-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalı tarafa iadesine,4-İstinaf yargılama giderleri olarak davalıdan alınan; 162,10TL istinaf harcı ile 54,50TL posta gideri ki toplam; 216,60TL istinaf masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, – Davacının gider avansından kullanıldığı anlaşılan istinaf masrafının kendi üzerinde bırakılmasına,5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 31/05/2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.