Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/740 E. 2023/317 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/740 Esas
KARAR NO: 2023/317 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/09/2020
NUMARASI: 2019/3 E. – 2020/235 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/02/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili olan şirketin sektöründe bilinen, yenilikçi ve kendi şirketleri aracılığıyla 125 farklı ülkede tescil edilen 300 üzerindeki ürünün 65 ülkeye ihraç eden, ihracat ve üretimde güçlü bir firma olduğunu, müvekkiline ait 13.12.2011 tarihi itibariyle tescilli … tescil nolu tasarımına, aynı sektörde faaliyet gösteren davalı tarafa ait … tescil 2 nolu tasarım ile bilgilenmiş kullanıcı üzerinde aynı benzer olarak algı oluşturacak şekilde ayırt edilemeyecek düzeyde benzer olarak üretilmiş olduğunu, yenilik ve ayırt edicilik özelliklerine sahip olmadığını, 5 farklı cepheden bakıldığında geometrik şekillerin aynı olduğunu, ürünlerin yan yana ve raftaki görünüşleri ile iltibas nedeniyle, … tescil 2 nolu tasarımın, … tescil nolu tasarım hakkına tecavüz teşkil ettiğini, bu sebeple Kartal … Noterliği aracılığıyla ihtar edilen firmanın, “kutunun zardan esinlenerek yapıldığı, iyi niyetli olarak700 ml boyutundaki ürünün piyasadan çekileceğini ancak 250 ml olan kutunun mevcut üretiminin devam edeceği” yönünde cevap verildiğini, her iki ürün birlikte incelendiğinde benzerliğin anlaşılacağını ileri sürerek; dava sürecinde tasarıma tecavüz fiillerinin önlenmesini ve durdurulması hususlarında ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalı adına TPMK nezdinde … sayılı 2 nolu tasarımın hükümsüzlüğün ve tescilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; Müvekkilinin kozmetik sektöründe … markasıyla bilinen saygın ve köklü bir firma olduğunu, 15.06.2016 tarihli … tescil nolu tasarımlar hakkında benzerlik iddiası ile sicilden terkin talebine ilişkin, davacı tarafından 09.11.2016 tarihli TPE nezdinde itirazda bulunulduğunu ve itiraza gerekçe gösterilen tasarımların genel izlenimde farklı olduğu, tasarımların yenilik ve ayırt edici niteliğe sahip bulunduğu gerekçesiyle itirazın reddine karar verildiğini, tasarımların ebatları dışında tasarım ve gövde yapılarının farklı olduğunu, ölçüdeki uzunluk, kalınlık vb gibi hususların yenilik ve ayırt edicilik tespitinde dikkate alınmadığını, davacı tasarımlarının yapay elips formunda olup, kapak üst ve yan yüzey detaylarında ve gövde ile orantısında farklılıklar olduğunu, müvekkili ürününde “geniş U harfi” biçiminde olan tasarımın, davacı ürününde “daire” şeklini verdiğini, her iki tasarım kapak üst ölçeklerinin gövdeye olan oranlarının farklı olduğunu, müvekkilinin tasarımının “zar” formundan esinlenerek birebir zar formunda olduğunu, özgün ve farklı olduğunu, renk benzerliğinin harcıalem sayıldığını, ambalajların boyasız hallerinin incelenmesi gerektiğini, ürünlerin 200 ml ve 700 ml ebatlarında piyasada yer aldığını, müvekkilinin iyi niyetli olarak ihtarname sonucunda 700 ml olan ürünlerini piyasadan çektiğini beyanla, davanın ve ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 30.09.2020 tarihli 2019/3 E. – 2020/235 K. sayılı kararıyla; “…somut olayda davalı tasarımında dört yüzü bulunan üründe yüzeylerin geniş U şekline benzer şekilde olup, kapakta ürün yüzeylerinde alttaki kavisin aynı oranda devam edecek şekilde olduğunu, kapak ve kap gövde yüzeylerinin birlikte, kenarları düz hatlı eliptik bir yüzey görünümünde olduğu, kapak üst yüzeyinin tasarım tescilinde, yan açılı görünüşünde kenardan içte ve bir basamak yukarıda olduğu, üst görünüşünde ise bu detayın düz olarak farklı bir biçimde çizildiği, görülmüş olup, üretilmiş ürün örneğinde kapak üst yüzeyinin düz şekilde olduğu, davacı tasarımında ise dört yüzü bulunan tasarımın, kapak ve kap gövdesinin birleştiği yüzeylerde dairesel bir yüzey şekli oluştuğu, ön ve arka yüzey alt taban çizgilerinde içe kavisli bir biçimde çizginin devam ettiğini, kapakta radüslü kenarda bulunan eliptik formda yüzeyin biçimlendirilmiş olduğu, kapak üst yüzeyin kenardan içe hafif eğim alarak bir basamaklı şekilde olduğu, tüketici nezdinde taraf tasarımlarının farklılaştığı ve karıştırma ihtimalinin bulunmadığı anlaşıldığından davacının davasının reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemece davanın reddine karar verilmişse de, davalı tasarımının yenilik ve ayırt edicilik niteliklerine haiz olmadığını, müvekkilinin tasarımı ile iltibas yaratacak kadar benzer olup, bilgilenmiş kullanıcı nezdinde tasarımların karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, davalı tasarımının müvekkilinin tasarımından belirgin farklılığının bulunmadığını, mahkemenin gerekçeli kararında dava konusu tasarımların şekillerinin açıklandığı bölümlere bakıldığında, her iki tasarımı tarif etmek için kullanılan cümlelerin benzerliğinden tasarımların benzer olduğunun anlaşıldığını, her iki tasarımın genel görünüşleri incelendiğinde, dört yüzeyli, kapak üst yüzeyinin kenardan içte ve bir basamak yukarıda olduğunu, eliptik bir yüzey görünümünde olan kenar ve köşeleri hafif eğimli şekilde kavislerle yumuşatılmış kutular olduğunu, tasarımların genel görünüşlerindeki bu benzerliğe rağmen bilgilenmiş kullanıcıların nihai satış aşamasında fark etmeyecekleri ufak farklılıklara bağlı kalınarak davalı tasarımlarının genel izlenim itibarıyla müvekkilinin tasarımından belirgin bir farklılığının bulunduğunun ve bilgilenmiş kullanıcıların tasarımları farklı algılayacaklarının söylenemeyeceğini. -Tasarımların benzerliklerinin incelenmediğini, kullanıcıların dikkate edeceği diğer özelliklerin mahkemece değerlendirilmediğini, kutuların biçimi (küp şeklinde olup, köşelerinin yumuşatıldığı, kutuların üzerinde etiketin bulunduğu ön kısmın yuvarlak eliptik formda kullanıldığı), kutuların boyutu (aynı en, boy genişlikte olduğu, 200-250 ml’lik olduğu), kutuların rengi (her iki kutunun siyah renkli olduğu), tasarımların kullanıldığı ürünlerin her ikisinin de saç jölesi kutusu olarak kullanıldığı), ürünler üzerindeki etiketin siyah-kırmızı arka fon üzerine kırmızı beyaz yazı rengi kullanıldığı, ürünler üzerindeki marka etiketlerinde … , … ibarelerinin bire bir aynı olduğunu. -Tasarımların farklılıklarından çok ortak özelliklerine ağırlık verilmesi gerektiğini, küçük farklılıkların yenilik getirmeyeceğini, davalının müvekkilinin tasarımının tıpa tıp benzerini tescil ettiremeyeceği için çok ufak farklılık yaratarak müvekkilinin tanınmışlığından fayda sağlamayı hedeflediğini. -Tasarımların içinde bulunduğu ürünlerin aynı amaca hizmet etmenin çok ötesinde aynı cins ürünler olduğunu, aynı sektörde aynı ürün için bu tarz yüksek benzerlikte bir tasarımın oluşturulmasının haksız yarar elde etme amacı ile hareket edildiğinin göstergesi olduğunu, Yargıtay’ın kararlarında tasarımların benzerliğinin değerlendirilmesinde raflarda, reyonlarda göründüğü son halinin değerlendirilmesi gerektiğini açıkladığını, müvekkilinin tasarımı ile şekil benzerliği yanında, kutu üzerindeki etiketi, yazı tipi ve renklerinin de aynı olduğunu, bu durumun dahi müvekkilinin tasarımına benzetilmeye çalışıldığını gösterdiğini, tasarımların fiyatları dikkate alındığında alıcının pahalı ürünlere nazaran daha az zaman harcayacağını ve daha az dikkat göstererek detaylı inceleme yapmayacağını (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2014/4537 Esas-2014/10486 Karar sayılı kararı) -Kullanıcıların tasarımların uygulandığı ürünleri satın alırken gerekli karşılaştırmayı zihinlerinde kaldığı, hatırladıkları kadarıyla yapacaklarını. -Tasarımların karşılaştırılmasında farklılıklardan çok ortak özellikleri üzerinden değerlendirme yapılması gerekirken bu hususun hiç dikkate alınmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda tasarımların ortak özelliklerine hiç değinilmediğini, adeta iki ürün arasındaki ufak farklılıkları bulmaya gayret ettiklerini. -Tasarımcının seçenek özgürlüğünün somut dava kapsamında incelenmediğini, bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini, incelenseydi davalının tasarımının müvekkilinin tasarımına benzer oluşturulmasında teknik zorunluluk bulunmadığının görüleceğini, ancak davalının onlarca şekil varken müvekkilinin tasarımına benzer kutu, kutu rengini, üzerindeki etiketi, etikette bulunan markayı ve markanın yazım renklerini birebir kopyaladığını, davalının ürünler arasındaki görünüş benzerliğini ortadan kaldırmaya yönelik çabasının bulunmadığını. -Dosyadaki mevcut bilirkişi raporundaki karşılaştırmanın bilgilenmiş kullanıcı değil ancak uzman kişilerin yapabileceği bir karşılaştırma olduğunu, uzman gözüyle yapılmış bir karşılaştırma olduğunu.-Bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, hükme esas olabilecek yeterlikte olmadığını, mahkemece itirazların değerlendirileceği gerekçesiyle ek rapor alınması taleplerinin reddine karar verilmişse de, mahkemece itirazlarının gerekçeli kararda değerlendirilmediğini beyanla mahkeme kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekilinin istinaf dilekçesine cevabında; müvekkiline ait tasarımın yenilik ve ayırt edicilik vasfına haiz olduğunu, müvekkilinin tasarımını gerçekleştirirken “…” formundan esinlendiğini, müvekkilinin tasarımının zarla aynı formatta olduğunu, müvekkilinin tasarımının davalı tasarımından farklı olduğunu, tüketici nezdinde karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, müvekkilinin seçenek özgürlüğünü kullanarak kendi özgün tasarımını yaptığını, müvekkilinin … markasının Paris Sözleşmesi kapsamında tanınmış marka statüsünde olduğunu, davacının iddia ettiği gibi ürn üzerinde kullanılan … ve … ibarelerinin jöle grubu ürünlerin nitelendirilmesinde evrensel olarak kullanılan kelimeler olduğunu beyanla istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
DELİLLER: TPMK kayıtlarından, 13/12/2011 başvuru tarihli, … başvuru numaralı kutu tasarımının davacı şirket adına tescilli olduğu, hükümsüzlüğü istenen 15/06/2016 başvuru tarihli … başvuru numaralı çoklu tasarım belgesi 2 numaralı “Ürün Ambalajı (Kozmetikler İçin)” tasarımının davalı şirket adına tescilli olduğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince Endüstri Ürünleri Tasarımcısı bilirkişi, Marka Patent Vekili bilirkişi ve Kimya Mühendisi sektör bilirkişisinden oluşan bilirkişi heyetinden alınan 26.02.2020 havale tarihli raporda; “davalı tarafından tescil edilen … tescil nolu tasarımların şekil ve marka ibareleri, etiket tasarımları ve detayları ile birbirinden farklılaştığı, dava konusu … tescil nolu tasarımın marka ve şekil ibarelerinin, tasarımdaki genel görünüş algısının, bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bırakacağı genel izlenim bakımından yapılan değerlendirmede, farklı ürün olarak algılandıklarını, dava konusu … tescil nolu … tescil nolu tasarımla karıştırılmaya sebebiyet verebilecek benzerliğin tespit edilemediğini, dava konusu … tescil nolu tasarımın, başvuru tarihinde, yenilik ve ayırt edicilik vasfına haiz olduğu” hususlarını bildirmişlerdir.
G E R E K Ç E: Tasarım hükümsüzlüğü talepli davada, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı adına tescilli olup hükümsüzlüğü istenen 15/06/2016 başvuru tarihli … başvuru numaralı çoklu tasarım belgesi 2 numaralı tasarımının, Locarno Sınıfında “Ürün Ambalajı (Kozmetikler İçin)” tasarımı olduğu, yenilik giderici delil olarak davacı adına tescilli 13/12/2011 başvuru tarihli, … başvuru numaralı kutu tasarımının gösterildiği anlaşılmıştır. Tasarım hukukuna hakim olan ilkelere göre (SMK 56/4-a ve b maddeleri) daha önce piyasada satılan, üretilen ve dağıtımdaki herhangi bir tasarımla sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir. Bu nedenle ürünler arasındaki farklılıkların küçük ayrıntı olup olmadığını ortaya çıkarmak gereklidir. Ayırt edici niteliğe sahip olmak ise, bu tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenim ile herhangi bir tasarımın böyle bir kullanıcıda yaratığı genel izlenim arasında belirgin bir farklılık olması anlamındadır. (SMK 56/5-a ve b maddeleri) Dışarıdan gözlemlenebilecek farklılık ve benzerlikler bilgilenmiş kullanıcı bilgisiyle tespit edilebilecekken önem taşıyan husus, farklılıkların genel görünümde yenilik yaratıp yaratmada yeterli olup olmadığıdır. Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, birbirleri ile kıyaslanan tasarımların ilke olarak farklılıklarından çok ortak özelliklerinin değerlendirilmesine ağırlık verilir ve tasarımcının tasarımı geliştirme açısından ne kadar seçenek özgürlüğüne sahip olduğu göz önüne alınır. (6769 Sayılı SMK 58/2) Hükümsüzlük delili olarak davacıya ait tasarım tescil belgesine dayanıldığından, bilirkişilerce davacı tasarım tescil belgesi ile, davalının 2 numaralı tasarım tescil belgesine konu ürünün karşılaştırılarak, farklılıklarından çok ortak özelliklerinin değerlendirilmesi gerekirken, bilirkişilerce davacı ve davalı ürünlerinin karşılaştırıldığı , karşılaştırılan ürünler üzerinde bulunan etiketler, etiketler üzerindeki markaların karşılaştırılarak tasarımların birbirinden farklılaştığının açıklandığı görülmüştür. Mahkemece görevlendirilen bilirkişi heyetinde bulunan bilirkişilerin sadece birinin tasarım konusunda uzmanlığının bulunduğu, diğer iki bilirkişinin ise tasarım konusunda uzmanlığının bulunmadığı, tasarım karşılaştırmasının usulüne uygun yapılmadığı, davacı tarafça rapora itiraz edilerek yeni bir heyetten rapor alınmasının talep edilmesine rağmen, itirazların teknik bilgi gerektiren hususlarda olmasına rağmen hukuki taktir kapsamında bulunduğu gerekçesiyle reddedildiği, eksik inceleme ile karar verildiği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın tasarım uzmanı bilirkişilerin bulunduğu yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınarak karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nin 30/09/2020 tarihli 2019/3 E. – 2020/235 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,2-Yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın, karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 65,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 23/02/2023 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.