Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/731 E. 2023/312 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/731 Esas
KARAR NO: 2023/312 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/01/2021
NUMARASI: 2017/1045 E. – 2021/30 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/02/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili aleyhine davalı tarafından İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ancak müvekkilinin borçlu olarak gözüktüğü 14/03/2016 tanzim 02/01/2017 ödeme tarihli 15.000,00 USD bedelli, 14/03/2016 tanzim 30/06/2017 ödeme tarihli 20.000,00 USD bedelli senetlerin müvekkili ile hiçbir alakasının olmadığını, müvekkilinin davalıyı hiç tanımadığını, senetlerdeki imzaların ve diğer tüm kayıtların müvekkilinin elinden çıkmadığını, takip dayanağı senetlerin müvekkilinin eli ürünü olmayıp müvekkilinin adı soyadı yazılıp imza atılarak sahte imza ile borçlandırıldığını ve aleyhine icra takibi başlatıldığını, bu nedenlerle davanın kabulü ile müvekkilinin İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından ve icra takibine dayanak oluşturan 14/03/2016 tanzim 02/01/2017 ödeme tarihli 15.000,00 USD bedelli, 14/03/2016 tanzim. 30/06/2017 ödeme tarihli 20.000,00 USD bedelli senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespitine, davalı aleyhine dava değerinin %20′ den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; Dava dışı …’ ün müvekkiline 14/03/2016 düzenleme tarihli, 02/01/2017 vade tarihli senedi annesi …’ ü kefil olarak göstererek borcuna karşılık olarak müvekkiline verdiğini, borçlularla yapılan harici görüşmelerden netice alınamaması ve borçluların tamamen kötü niyetli olarak borcunu ödemek istememesi üzerine müvekkilinin alacağına kavuşabilmesi için İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile … ve davacı hakkında icra takibi başlatıldığını, İstanbul 12. İcra Hukuk Mahkemesinde halihazırda davacı tarafından açılan bir dava bulunduğunu, bu nedenle dava şartı eksikliğinden iş bu davanın usulden reddine karar verilmesinin gerektiğini, derdestlik itirazında bulunduklarını, davacının senet üzerindeki imzasının incelenmesi neticesinde söz konusu imzanın davacıya ait olmaması ihtimali düşünülecek olsa dahi, senet üzerindeki borçlu …’ ün Amerika’ da olması nedeniyle ödeme emrinin yapılamadığını ancak borçlu … ile yapılan telefon görüşmelerinde ödemeyi yapmayacağını, üzerinde menkul gayrimenkul olmadığını, imzanın da annesi davacıya ait olmadığını, imzayı kendisinin attığını beyan ettiğini ve müvekkiline sahte imza vererek müvekkilini mağdur ettiğini, müvekkilinin senet üzerindeki imzayı davacının atıp atmadığını bilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenlerle davacı tarafından açılan haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, davacının takip konusu alacağın %20′ sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına ve takip konusu alacağın %10′ u oranında para cezasına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/01/2021 tarihli 2017/1045 E. – 2021/30 K. sayılı kararıyla; “… sahte imzalarla ciro edilmiş söz konusu senetlerden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, senetlerde lehtar konumunda bulunan davalının, kefil sıfatıyla imzaladığı iddia olunan senetlerin ön yüzündeki imzaların davacıya ait olmadığını bilebilecek durumda ve konumda olduğu, buna rağmen davacının imzalamadığı çek nedeniyle davacı hakkında takip başlatmakta kötüniyetli olduğunun kabulü gerektiği” gerekçesiyle; DAVANIN KABULÜ ile; -İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına konu, alacaklısı … borçlusu …, Kefili …, 14.03.2016 tanzim, 02.01.2017 ödeme tarihli 15.000,00 USD bedelli senet ile, yine alacaklısı … borçlusu …, Kefili …, 14.03.2016 tanzim, 30.06.2017 ödeme tarihli 20.000,00 USD bedelli senetlerden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, -137.155,00 TL’nin %20’si oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; imzaya itiraz davasında hükmedilen kötüniyet tazminatının varlığına rağmen, mahkeme tarafından mükerrer nitelikte kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin davacı bakımından sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet vereceğini, Yargıtay 19. HD 2006/8116 Esas, 2006/10611 Karar, 13.11.2006 Tarihli kararında, kural olarak tek takip sebebiyle birden fazla kötü niyet tazminatına hükmedilemeyeceğine karar verdiğini, davalı aleyhine girişilmiş tek icra takibi sebebiyle hem icra mahkemesinde, hem de bu mahkemede iki kez tazminata mahkum edilmesinin hakkaniyete ve İİK 72. Maddeye aykırı olduğunu, İcra Mahkemesinde verilen imzaya itirazın kabulünün tek başına müvekkilinin menfi tespit davası bakımından kötüniyetli sayılmasına sebep olamayacağını, Yargıtay içtihatlarında da, imza inkarının kabul edilmesiyle birlikte otomatik olarak davalı alacaklının kötüniyetli kabul edilemeyeceğine karar verildiğini, kötüniyeti ispat yükünün davacı üzerinde bulunduğunu, müvekkilinin davacı ile ticari ilişkisinin bulunup bulunmadığının incelenmeden kötüniyetli olduğuna karar verilmesinin yerinde olmadığını beyanla, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İlk derece mahkemesince Adli Tıp ve Belge İnceleme Uzmanı bilirkişi Prof. Dr. …’den alınan 13/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda; Alacaklısı …, borçlusu …, kefili …, 14/03/2016 düzenleme tarihli, 02/01/2017 ödeme tarihli, 15.000,00 USD bedelli ve alacaklısı …, borçlusu …, kefili … olan, 14/03/2016 düzenleme tarihli, 30/06/2017 ödeme tarihli, 20.000,00 USD bedelli senetlerdeki kefil …’ e atfen atılmış olan imzaların mevcut karşılaştırma belgelerindeki imzalarına kıyasla ve grafolojik tanı unsurları bakımından aralarında saptanan farklılıklara nazaran davacı …’ ün eli ürünü olmadığı beyan edilmiştir. İstanbul 12. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 18/02/2020 tarihli 2017/980 Esas-2020/178 Karar sayılı kararından; Davacı … tarafından, davalı … aleyhine, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına konu iki adet senetteki imzaya itiraz davası açıldığı, mahkemece alınan 27/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda imzanın davacıya ait olmadığının tespit edildiği gerekçesiyle, davanın kabulüne, takibin davacı borçlu yönünden durdurulmasına, 112.620,00 TL asıl alacağın %20’si oranında tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, %10’u oranında para cezasının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına karar verildiği, kararın istinaf edilmeden 02/03/2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: İmza inkarına dayalı menfi tespit davasında, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne, takibin haksız ve kötüniyetli yapıldığından bahisle davalı alacaklı aleyhine toplam alacağın %20’si oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf başvurusunda, İcra Mahkemesince de kötüniyet tazminatına hükmedildiğini, aynı icra takibi nedeniyle müvekkilinin iki kez kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürmüştür. İstanbul 12. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 18/02/2020 tarihli 2017/980 Esas-2020/178 Karar sayılı kararından; davacı … tarafından, davalı … aleyhine, aynı senetler nedeniyle açılan imza itirazı davasında %20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedildiği anlaşılmıştır. Davacı …’ün davaya konu senetlerde kefil, davalı alacaklının ise lehtar olduğu ve imzanın davacıya ait olup olmadığını bilebilecek durumda olduğu kabul edilebilecekse de, mahkemece davalının somut olayda kötüniyetli hareket edip etmediğinin araştırılması gerekmektedir. İstinaf başvurusuna konu davada, icra mahkemesinde dava açıldıktan sonra, icra dosyasında davalı alacaklının davacı kefil … yönünden takibe devam ettiğine dair icra işleminin bulunmadığı, mahkemece tedbir kararı verildiği, her ne kadar İİK 72 ve İİK 170. Madde de, İcra Mahkemesi ile genel mahkemede ayrı ayrı tazminat kararları verilemeyeceğine dair yasal düzenleme bulunmuyor ve senet metninden davalı alacaklının çekteki imzasının davacıya ait olmadığını bilebilecek durumda bulunduğu anlaşılıyorsa da, somut olayın özelliğine göre, icra mahkemesinde dava açıldıktan sonra alacaklı tarafça bu borçlu aleyhine takip işlemlerine devam edilmediğinden, bu davada ikinci kez kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin yerinde olmadığı kanaatiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, kötüniyet tazminatı talebinin reddine, hükmün diğer kısımlarının kazanılmış haklar korunarak aynen tekrarına, tazminat talebi davada feri talep niteliğinde bulunduğundan, davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-Davalı vekilinin istinaf isteminin esastan KABULÜNE,2-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 19/01/2021 tarihli 2017/1045 E. – 2021/30 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-DAVANIN KABULÜ ile; -İstanbul 3. İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı takip dosyasına konu, alacaklısı … borçlusu …, Kefili …, 14.03.2016 tanzim, 02.01.2017 ödeme tarihli 15.000,00 USD bedelli senet ile, yine alacaklısı … borçlusu …, Kefili …, 14.03.2016 tanzim, 30.06.2017 ödeme tarihli 20.000,00 USD bedelli senetlerden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, -Davacı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine, 4-İlk derece yargılaması yönünden; -Alınması gerekli 9.369,05 TL karar harcından peşin alınan 2.342,27 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.026,78 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, -Davacı tarafından yatırılan ve mahsubuna karar verilen 2.342,27 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, -Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat masrafı 128,00 TL, bilirkişi ücreti 700,00 TL olmak üzere toplam 828,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, -Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince taktir olunan 16.979,73 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-İstinaf yargılaması yönünden; -Davalı vekilinin istinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talep halinde iadesine,-İstinaf yargılaması sırasında davalı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı, ile 31,50 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 193,60 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 23/02/2023 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.