Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/727 E. 2021/1694 K. 06.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/727 Esas
KARAR NO: 2021/1694
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/01/2021
NUMARASI: 2019/280 2021/6
DAVANIN KONUSU: Faydalı Model Belgesi (Faydalı Model Belgesinin Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/10/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı şirketin müvekkili şirketten ayrılan eski çalışanları tarafından kurulduğunu ve kurulmasını takiben çok kısa bir süre sonra müvekkili tarafından geliştirilen … kodlu ürünün aynısı olan “E-8 Kabin Altı Aşırı Yük Sistemi” kodlu ürüne ilişkin faydalı model belgesi başvurusunda bulunduğunu, müvekkili şirketin eski çalışanlarından olan ve dava konusu faydalı model başvurusunda buluş sahibi olarak görünen dava dışı …’in dava konusu faydalı model başvurusunda diğer buluş sahibi olarak görünen kardeşi … ile 11 Şubat 2013 tarihinde davalı şirketi kurarak asansör aşırı yük sensörleri ve asansör boy fotoselleri imal etmeye başladığını, dava dışı bu kişilerin davacı müvekkili şirketi nezdinde çalıştıkları dönemde vakıf oldukları kendilerine emanet edilmiş olan tüm sınai ve teknik değerli bilgileri, “know-how” kapsamındaki tescil dışı bilgi, öğreti, yöntem, portföy ve verileri dürüstlüğe aykın biçimde, yetkisiz ve izinsiz olarak kullandıklarını, davalı şirketin kurucu ortakları olan dava dışı … ve …’in imza yetkilisi olduklarını, … ve dava dışı …’ın müvekkili şirketin çalışanı sıfatıyla ayrıntılarına vakıf oldukları … kodlu ürününün birebir aynısını “EN8 Kabin Altı Aşırı Yük” adı altında imal ederek piyasaya sürdüklerini ve davalı şirket adına TPE nezdinde … nolu ve “Asansör Yük Ölçme Sistemi” buluş başlığıyla faydalı model olarak haksız bir şekilde tescil ettirdiklerini, müvekkili şirketin söz konusu ürünü uzun yıllardan beri kullanması sebebiyle davalı tarafça tescil edilen faydalı modelin yenilik unsurunun mevcut olmadığını belirterek,davalı adına TPE nezdinde … numaralı “EN 8 Kabin Altı Aşırı Yük Sensörü” isimli faydalı modelin 551 sayılı KHK’nin 165. maddesi uyarınca hükümsüzlüğünün tespitine, TPE sicilinden terkinine, davalı şirketin davacı şirkete yönelik haksız rekabet eyleminin tespitine, önlenmesine ve hükümsüzlüğü talep edilen faydalı model konusu ürünün davalı tarafça imalinin menine, davalı stoklarında mevcut ürünlerin imhasına, haksız rekabete ilişkin hüküm özetinin masrafı davalıya ait olmak üzere iki sektör dergisinde, olmadığı takdirde Türkiye genelinde yayın yapan tirajı en yüksek üç gazeteden birinde iki kere, ayrıca davalıya ait internet sitesinde (www…com) bir ay süre ile ilanına, bu süre içinde davalının başka internet sitesi kullanmaktan menine, belirsiz alacak davası olarak TTK’nun 56. ve TBK’nun 50,51,58. maddeleri uyarınca 10.000,00 TL maddi tazminat ve 10.000,00 TL tutarında manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili şirketin ortak ve çalışanlarıyla ilgili iddiaların davacı tarafın müvekkili hakkında olumsuz bir intiba yaratma çabasından ibaret olduğunu, patentten farklı olarak faydalı modellerde yenilik ve buluş basamağının aşılması konularında inceleme yapılamayacağını, müvekkili şirket adına TPE nezdinde TR … numarası ile 27.02.2013 tarihinde tescil edilen dava konusu faydalı model ile davacı şirketin daha önce tescil ettirdiği ancak yenilemediği faydalı model olan … ve iddiaya göre bu üründen yola çıkarak geliştirilen … adlı ürünlerin benzer ve farklı yönlerinin tespit edilmesi gerektiğini, dava konusu ürün dışında piyasada bir çok sektörde temel noktalarda birbirine benzer özellikler taşısa da, içerdikleri küçük detaylar, yeni kullanım olanakları gibi farklılıklar nedeniyle faydalı model olarak tescil niteliğine kavuşan ürünlerin bulunduğunu, davacı tarafın … adlı ürününün TPE nezdinde tescil edilmiş olması halinde bile müvekkiline ait EN-8 model ürünün yine de tescile haiz olacağını, TPE nezdinde EN-8 model ürünün tesciline davacı tarafça itiraz edilmesine rağmen, kurumun bu itirazı reddettiğini, yenilik incelenmesinde faydalı modelin bilinen teknikten ne kadar ayrıldığı, farklılığın ne kadar önemli olduğundan ziyade, kıyaslananan ürünle bire bir aynı olup olmadığına dikkate edilmesi gerektiğini belirterek, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul Anadolu 2.FSHHM’nin 16.03.2017 gün ve 2014/225 E. – 2017/44 K.sayılı kararıyla; Bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı itibariyle, davanın kısmen kabulüne, Davalı adına tescilli … numaralı faydalı modelin hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, Davacının diğer taleplerinin reddine, karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
DAİREMİZİN KARARI; Dairemizin 13/09/2019 tarihli 2017/3036 Esas-2019/1720 Karar sayılı kararıyla; “… davalının davacının, bilirkişi raporu, faydalı model tescil belgeleri, dosyadaki katalog ve belgelerden 2011 yılında faydalı model konusu ürününü geliştirerek piyasaya sürdüğü … ürününü taklit ederek, faydalı model olarak tescil ettirmesi, üreterek piyasaya sürmesi eyleminin haksız fiil ve haksız rekabet teşkil ettiği, maddi ve manevi tazminatı gerektirdiği” gerekçesiyle; davacı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, talepler konusunda inceleme yapılarak karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 19.01.2021 tarihli 2019/280 E. – 2021/6 K. sayılı kararıyla; “… bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı ile davalı adına tescilli dava konusu faydalı modelin, daha önce davacı tarafça piyasaya sürülen ve tescil edilmişken ücreti yatırılmadığı için geçersiz hale gelen … numaralı … adlı faydalı modelin geliştirilmesiyle elde edilen … isimli ürün ile aynı olduğu, bu nedenle yenilik unsuru taşımadığı, davalı vekili tarafından bilgisayar yazılımı konusunda uzman bir bilirkişiden de rapor alınması talep edilmişse de, bilirkişi heyeti içinde elektronik mühendisi bilirkişinin yer aldığı ve dava konusu faydalı modelin bilgisayar yazılımıyla ilgili kısmının da incelendiği, bilirkişi raporunun davayı aydınlatmaya yeterli olduğu ve davalıya ait faydalı modelin hükümsüzlük koşullarının mevcut olduğu, davalının, davacının geliştirip,piyasaya sürdüğü … ürününü taklit edip piyasaya sürmesi ve kendi adına tescil ettirmesi eyleminin haksız fiil ve haksız rekabet teşkil ettiği,bu nedenle haksız rekabetin tespiti ve önlenmesine de karar vermek gerektiği,haksız eylem ve haksız rekabet nedeniyle davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinde haklı olduğu tazminat miktarının hesaplanması yönünden yaptırılan bilirkişi incelemesinde davalının zarar etmiş olduğu bildirildiğinden, mahkemece davacı zararının hesaplanamaması nedeniyle,olayın oluş biçimi ,eylemin süresi, hükümsüzlük sebebiyle haksız kullanımın tarihinin 2013 yılı olarak belirlenmesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde resen talep gibi 10.000,00 TL maddi tazminata ve 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiği” gerekçesiyle; “1-Davanın KABULÜ ile, davalı adına tescilli … nolu Faydalı Modelin HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, 2-Davalı şirketin davacı şirkete yönelik haksız rekabet eyleminin tespitine ve önlenmesine, 3-Davalı adına tescilli dava konusu faydalı modele konu “EN8KABİNALTI AŞIRI YÜK” isimli ürünün imal edilmesinin Men’ine ve Stoklarda mevcut ürünlerin karar kesinleştiğinde İmhasına, kararın karar kesinleştiğinde Hüküm özetinin masrafı davalıdan alınmak üzere Türkiye genelinde yayın yapan 3 büyük gazeteden birinde yayınlanmasının, 4-Hükmün icrasına yönelik sair taleplerin REDDİNE, 5-Maddi tazminat ve Manevi Tazminat yönünden davanın KABULÜ ile 10.000 TL maddi tazminatın ve 10.000 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 20.000 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; dosyada haksız rekabeti tespit eder nitelikte bir bilirkişi raporunun bulunmadığını, buna rağmen haksız rekabetin varlığının kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ürünlerin belli standartlara sahip olması zorunlu olan, asansörlere monte edilen, bu nedenle aynı teknik özelliklere sahip olması zorunlu bulunan asansör aşırı yük uyarısının verilmesini sağlayan ürünler olduğunu, teknik zorunluluk nedeniyle ürünlerin aynı teknik özelliklere sahip olmasının olağan olduğunu, davacı ve müvekkilinin ürününün dış görünüm ve yazılımının birbirinden farklı olduğunu, mahkemece ürünlerin genel olarak aynı teknik özelliklere sahip olup olmadığını değil, ürünlerin teknik zorunluluk haricinde, taklit olup olmadığını incelemesi gerekirken bu araştırma ve incelemenin yapıladığını, bilirkişi heyetinde bilgisayar mühendisi bulunmadığını. -Dosyada alınan tek bilirkişi raporunda, tarafların delil olarak sunulan ürünleri üzerinde inceleme yapılmadığını, yalnızca Faydalı Model üzerinde inceleme yapıldığını, yapılan incelemede müvekkiline ait … numaralı faydalı modelin, başvuru tarihi itibarı ile yeni olmadığının tespit edildiğini, tespitin dayanağının davacıya ait … numaralı FM başvurusunun daha eski tarihli olması olduğunu, sadece belgelerdeki istemler ve tarifnamenin değerlendirildiğini, istemlerin yük kapasitesi dışında aynı olduğu tespit edilerek başka bir incelemeye girişilmediğini, yük kapasitesi artışının bir yenilik olarak değerlendirilebileceğinin, yazılım ve dış görünüme ilişkin farkların incelenmediğini, itirazlarının da değerlendirilmediğini. -Davacının yenilik koşulu taşımayan … sayılı FM tescil belgesinin 01.11.2010 itibarıyla geçersiz kılınarak davacının … ve … ürünleri üzerindeki tekel hakkının sona erdiğini, davacının incelemesiz sistemden faydalanarak 1995 yılında kamuya sunulmuş ürünler için 2007 yılında FM tescil belgesi aldığını, dava tarihinde dahi yıllık sicil ücreti ödenmemesi nedeniyle hükümsüz olduğunu, geçerli dahi olsa maksimum 10 yılda, 01/11/2007 tarihinde tekel hakkının sona ereceğini. -Piyasada herkesçe kullanılan asansör aşırı yük sensörü ürününü müvekkilinin de kullanmasının haksız rekabet teşkil edemeyeceğini, başka bir davada İstanbul Anadolu 2. FSHHM’nin 2019/56 Esas sayılı dosyasında, davacının FM belgesinin hükümsüzlüğünün talep edildiğini, dosyada alınan raporda davacı …’nın … ürününün zaten çok önceden beri sektörün ünlü … ve … markaları tarafından üretilip satıldığı, ürünlerin teknik zorunluluktan dolayı aynı teknik özelliklere sahip olduğunun tespit edildiğini. -Asansör yük ölçme sisteminin yeni olmadığını, sisteme eklenen özelliklerin yeni olduğunu, davacının bizzat kendi beyanlarında 1995 yılından beri dava konusu buluşu kullandıklarını ikrar ettiğini. -Yeni bir buluş olmayan asansör yük ölçme sisteminin temel iki parçasının bulunduğunu, sensörler ve kontrol ünitesinin herhangi birinde yapılacak geliştirme yahut bu iki temel parça arasındaki bağlantı sağlama yönteminin geliştirilmesi halinde bir FM’den bahsedilebileceğini, müvekkilinin hem kontrol ünitesinde, hem de sensörler ile kontrol ünitesi arasındaki bağlantıda yenilik sağladığını, müvekkilinin ürününde bulunan davacı tarafa ait üründe bulunmayan birçok özellik bulunduğunu, orijinal, kaliteli ve nitelikli bir ürün olduğunu, davacı ürününün ise hiçbir ulusal veya uluslararası tarafsız kuruluşça onaylanmayan bir ürün olduğunu. -Davacının müvekkiline açtığı davanın özel husumetten kaynaklandığını ve kötüniyet göstergesi olduğunu, müvekkili şirket sahiplerinin davacı şirkette çalıştıktan sonra ayrı bir şirket kurarak daha iyi ürünler üretmelerini hazmedemediğini, haksız rekabet sözleşmesi bulunmadığı için çalışanlara müvekkili şirket sahiplerine dava açmadığını, davacı tanığının 1995 yılında ilk olarak yurt dışından ürünü Türkiye’ye kendilerinin getirdiğini beyan ettiğini. -Davacının FM hakkının gasbına dayalı tazminat talebinin reddi gerekirken, taleple bağlılık ilkesinin yok sayılarak haksız fiil/haksız rekabet gibi genel ve TTK’nın özelde hangi hükmüne dayanıldığı belli olmayan şekilde tazminata hükmedildiğini. 551 Sayılı KHK 156. Maddesinde yeniliğin açıklandığını, davacının bu madde hükmüne aykırı olarak 1995 yılından itibaren piyasaya sunduğu ürünlerin 2007 yılında FM başvurusunu yaptığını, 551 Sayılı KHK 12. Maddesinde “Patent İsteme Hakkının Gaspı” maddesine göre de tazminat istenemeyeceğini, davacının yıllık ücret ödemesi yapmadığı için 23/12/2011 tarihinde FM belgesinin 01/11/2010 yılı itibarıyla geçersiz hale geldiğinin ilan edildiğini, artık yeni bir FM belgesi isteme hakkının da mevcut olmadığını beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine, mahkeme aksi kanaatte ise bilirkişi raporuna itirazları dikkate alınarak inceleme tamamlanmak üzere kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesine cevabında; davalı şirketin müvekkili şirketin geliştirdiği teknolojik yenilikleri zahmetsizce iltibas ettiğini, müvekkilinin kendi yetiştirdiği çalışanlarının, hizmet sözleşmesi çerçevesinde edindikleri bilgileri haksız yere kendi menfaatleri doğrultusunda kullandıklarını, sahibi olmadıkları FM için başvuruda bulunduklarını, haksız rekabette bulunarak ve ağır zarara uğrattıklarını, müvekkilinin ürünü taklit edildiği için parazit rekabetten dolayı pazar payı kaybettiğini. – Davalı taraf yetkili ve çalışanlarının müvekkili ile hizmet ilişkisi kapsamında edindikleri ticari sır niteliğindeki, yıllar içinde geliştirilen know-how ve teknolojik yenilikleri zahmetsizce iltibas ederek TTK hükümlerine göre haksız rekabet teşkil eder şekilde haksız kazanç sağladıklarını ve müvekkilinin zarara uğramasına yol açtığını, asıl kötüniyetlinin davalı olduğunu. -Talep aşımının söz konusu olmadığını, davalı eyleminin faydalı model belgesi hakkının gasbı niteliğinde olduğu gibi, TBK anlamında haksız fiil ve TTK anlamında haksız rekabet teşkil ettiğini beyan ettiklerini. Davalı şirketin; kurucuları, yetkilileri ve çalışanları tarafından müvekkili şirket nezdinde hizmet sözleşmesi ile çalıştıkları dönemde elde edilen ticari sır niteliğindeki tüm bilgiler ve teknolojik yenilikler ile know-how ‘ı iltibas ederek müvekkili şirkete ait birden fazla ürünün aynısını taklit ettiğini ve piyasaya sürdüğünü, taklit ürünlere ilişkin İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1642 Esas sayılı dosyasında dava açtıklarını, davanın halen derdest olduğunu. -Davalının hükümsüzlük ve sicilden terkine ilişkin kararı istinaf etmediğini, mahkemenin önceki hükümsüzlük kararına karşı da istinaf başvurusunda bulunmadığını ve istinaf dilekçesine cevabında kararın onanmasını talep ettiğini, hükümsüzlük ve terkin kararının müvekkili yönünden usuli kazanılmış hak teşkil ettiğini, davalı vekilinin yeni kararı istinaf ederek faydalı modelin hükümsüzlüğü kararının kaldırılmasını talep etmesinin mümkün olmadığını beyanla istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
DELİLLER: TPE kayıtlarının incelenmesinde; … numaralı faydalı model belgesinin 27.02.2013 tarihinden itibaren 10 yıl süre ile davalı adına TPE nezdinde tescil edildiği, … numaralı faydali model belgesinin ise 01.11.2007 tarihinden itibaren 10 yıl süre ile davacı adına TPE nezdinde tescil edildiği, ancak 2010 yılına ait yıllık ücretin süresinde ödenmemesi ve mücbir sebep talebinde bulunulmaması nedeniyle geçersiz kılınarak işlemden kaldırıldığı anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesi’nce bilirkişi heyetinden alınan 25.02.2016 tarihli kök rapor ile 24.10.2016 tarihli ek raporda; … numaralı “Asansör Yük Ölçme Sistemi” buluş başlıklı faydalı modelin 1 nolu bağımsız isteminin başvuru tarihi itibariyle yenilik unsuru taşımadığı, davalı tarafın … numaralı faydalı model belgesine konu asansör yük ölçme sistemi ile davacı tarafa ait … numaralı faydalı model belgesi ile anlatılan “OLS Sensörleri İle Kabin Yük Kontrol Sistemi” arasında teknik olarak tek farkın ölçme biriminin mekanik yük kapasitesi olduğu, davacının … numaralı faydalı model belgesinin … kodlu ürüne ait olduğu ve zaman içerisinde ürün üzerinde geliştirme ve iyileştirmelerle … kodlu ürünün üretildiği, firma kataloglarının incelenmesinde … kodlu ürünün mekanik yük kapasitesinin de … numaralı faydalı model belgesindeki ürün gibi 3200 kg olduğu, söz konusu iki ürün arasında teknik anlamda bir fark bulunmadığı, mali bilirkişi tarafından ticari defter ve belgeler üzerinde yapılan inceleme sonucunda, dava konusu ürünün satışından davalının 2.777,83 TL zarar ettiği, davalının stoklarında dava konusu üründen toplam 5.041,92 TL maliyet ile 26 adet ürün bulunduğunu bildirmişlerdir. Davacı tanığı … yeminli ifadesinde; ” Ben 1988 yılından bu yana davacı şirkette çalıştığım için tarafları tanırım. … ve … aşırı yük sensörlerini 1995 yılında davacı şirket Türkiye’de imalatı yokken imalatına başlamıştır. Bu imalattan 1-2 sene sonra da ilk defa davacı şirket tarafından piyasaya sürülmüştür. … ve … adında şirkette çalışanlar şirketin iştigal konusu ile ilgili bilgileri davacı şirket tarafından edinmişlerdir. … adlı şirket çalışanı servis şefi olup, tüm programlara ve tüm özel bilgilere vakıftı. 2011 yılında …’in askere gitmesi ile aynı görevi … üstlendi. … da … gibi davacı şirketin tüm bilgilerine ve şifrelerine vakıf idi. … fotosel bölümünde çalışmasına rağmen askerden döndükten sonra aşırı yük sistemleri bölümüne giderek o bölümü incelemeye başladı. … dilekçe vermeden işten ayrıldıktan sonra yeni bir şirket kurdu. Akabinde …’ın da …’in kurduğu şirkete gideceği yönünde dedikoduları duymamız üzeirne bu durum …’a soruldu. … da …’in şirketinde çalışmayacağını söyledi. … ve … şirketten ayrıldıktan sonra kurulan şirketin anasör sektörü ile ilgisi olmayan bankacı olarak çalışan …’in kardeşi olan … adına kurduklarını müşterilerimizden duyduk. Davalı vekilinin talebi üzerine soruldu: Söz konusu aşırı yük sensörü Dünya’daki … markasından esinlenerek davacı şirket tarafından imal edilmiştir. … Bey fotosel bölümünde idi. … Bey ise aşırı yük bölümünde çalışıyordu. Askerden geldikten sonra … Bey aşırı yük bölümüne ilgi duydu” şeklinde beyanda bulunmuştur. Davacı tanığı … yeminli ifadesinde; “Ben 2012 yılından bu yana davacı şirkette çalıştığım için tarafları tanırım. … ile …’in şirketten ayrılmadan gizli saklı konuştuğunu görünce kendilerini dinledim. …’in öncelikle şirketten ayrılacağını,arkasında da …’in ayrılıp gideceğini, yeni bir şirket kuracaklarını duydum. Bir Cuma günü …’ın herkesin şirketten ayrıldığı bir saatte davacı şirketin pazarladığı ve centa torbasının içinde taşıdığı … ve … malzemelerini şirketten dışarı çıkardığını ve ertesi gün işe gelmediğini gördüm. Duyduğum kadarıyla bu olaydan 10 gün sonra … ve … kendi istekleri ile şirketten ayrılarak davalı şirkette faaliyet göstermeye başlamışlar” şeklinde beyanda bulunmuştur.
GEREKÇE: Davacı vekilinin, müvekkili adına 01/11/2007 tarihinde 10 yıl süreyle tescil edilen ve yıllık ücretinin ödenmemesi nedeniyle 2010 yılında geçersiz kılınarak işlemden kaldırılan … başvuru numaralı “OLS Sensörleri İle Kabin Yük Kontrol Sistemi” buluş başlıklı … ürününün ve … adlı ürününün aynısının, davacı şirketin eski çalışanı … ve … tarafından kurulan davalı şirket tarafından üretilerek piyasaya sürüldüğünü, davalı şirketin ürününün aynısını … numaralı Faydalı Model belgesiyle 27/02/2013 tarihinden itibaren adına tescil ettirdiğini ileri sürerek hükümsüzlük, haksız rekabetin tespiti ve TTK 56. md. ve TBK 50,51,58. Maddeler uyarınca maddi ve manevi tazminat davası açtığı görülmüştür. Davalı şirketin dosyada bulunan ticaret sicil kaydından tek ortaklı Limited Şirket statüsünde 11/02/2013 tarihinde tescil edildiği, şirketin ortağı …’in aynı zamanda hükümsüzlüğü istenen Faydalı Modelin buluş sahibi olduğu ve 27/02/2013 tarihinde FM başvurusu yapıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece dinlenen davacı tanıkları … ve …’ın ifadelerinde, … ve …’ın şirket çalışanları iken işten ayrıldıklarını, davalı şirketi …’in kardeşi … adına kurduklarını öğrendiklerini, …’in fotosel, …’ın aşırı yük bölümünde çalıştığını beyan etmişlerdir. Mahkemenin 16/03/2014 tarihli 2014/225 Esas- 2017/44 Karar sayılı ilk kararı ile; ” davalı adına tescilli dava konusu faydalı modelin, daha önce davacı tarafça piyasaya sürülen ve tescil edilmişken ücreti yatırılmadığı için geçersiz hale gelen … numaralı … adlı faydalı modelin geliştirilmesiyle elde edilen … isimli ürün ile aynı olduğu, bu nedenle yenilik unsuru taşımadığı..hükümsüzlük koşullarının oluştuğu” gerekçesiyle, davalı adına tescilli … numaralı Faydalı Model belgesinin hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine karar verilmiş, davalı vekili karara karşı istinaf başvurusunda bulunmamış, davacı vekili reddedilen talepler yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. Bu durumda hükümsüzlük kararı yönünden davacı lehine usuli kazanılmış hak oluşmakla, davalı vekilinin hükümsüzlük kararı yönünden ileri sürdüğü istinaf sebeplerinin incelenemeyeceği kanaatine varılmıştır. Kural olarak tescilli bir Faydalı Model belgesine dayalı kullanımların, kötü niyetli tescil olmadığı müddetçe haksız rekabet oluşturmayacağı kabul edilmekle birlikte, davalı adına tescilli olan Faydalı Modelin hükümsüzlüğü kötüniyet iddiasına dayandığından, davacı vekilinin haksız rekabete yönelik taleplerinin incelenmesi gerekmiştir. Dosya kapsamında dinlenen davacı tanıklarının ifadelerinden, davacı şirket çalışanı …’in davacı şirkette teknik bilgilere vakıf olabilecek bir birimde çalışırken işten ayrıldığı, davalı şirketin Ticaret Sicilde tescil tarihi ile hükümsüzlüğü istenen tescil belgesinin başvuru tarihi arasında 16 gün süre bulunduğu, davalı şirketin tek ortağı ve yetkilisinin davacının çalışanı …’in kardeşi … olduğu, davalının FM belgesinin, davacının … sayılı FM belgesi ve bu üründen yola çıkarak geliştirildiği tespit edilen davacının … kodlu ürünü karşısında yenilik özelliğinin bulunmadığının tespit edildiği, göz önüne alındığında, davalı FM belgesinin kötüniyetli tescil edildiği kanaatine varılmıştır. Davalı şirketin davacı tarafça FM olarak tescil ettirilen, daha sonra yıllık ücret yatırılmadığından müddet olan … kodlu ürününü ve bu ürünün geliştirilmesi ile bulunan … kodlu ürününü adına tescil ettirmesi ve ürünü üreterek, satışa sunması eyleminin haksız fiil ve TTK55/1-a-4 “başkalarının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak”, TTK 55/1-c maddesi gereğince “başkalarının iş ürünlerinden haksız yararlanma” yani haksız rekabet teşkil ettiği, davacı vekilinin dilekçelerinde ki talepleri dikkate alındığında, talep aşımı bulunmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece alınan bilirkişi raporlarında maddi tazminat hesabı yapılamadığı, davalı şirketin defter kayıtlarında zarar ettiğinin belirlendiği göz önüne alınarak, TBK 50. Madde gereğince tazminata hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiş, hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarı , haksız fiil süresi dikkate alınarak, somut olaya uygun görülmekle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 1.366,20 TL harçtan, peşin alınan 341,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.024,90 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.06/10/2021