Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/720 E. 2021/847 K. 19.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/720 Esas
KARAR NO: 2021/847 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/02/2019
NUMARASI: 2018/551 E. – 2019/173 K.
DAVANIN KONUSU: İpotek (Terkin İstemli)
KARAR TARİHİ: 19/04/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin eşinin ortak olduğu firmanın davalı şirketle finansal kiralama sözleşmesi yaptığını, müvekkilinin eşi … yurt dışında yabancı firma olan … isimli firmanın ortağı olduğunu, sözleşme konusu emtianın gemi olduğunu, kira bedellerinde temerrüt olması nedeniyle sözleşmenin feshedildiğini, müvekkilinin eşi … ve diğer ortağı … taşınmazları üzerine ipotek tesis edildiğini, İstanbul ili, … İlçesi , …, … ada, … cilt, … sahifede kayıtlı E 34 Blok,14 nolu bağımsız bölüm müvekkilinin adına kayıtlı olan taşınmaz üzerine de ipotek tesis edildiğini, taşınmazın aile konutu olarak kullanıldığını, münfesih sözleşmeye teminat olarak ipotek tesisinin geçersiz olduğunu, ipoteğin diğer dayanağı olan protokolün de noterlikçe yapılmadığından, geçersiz olduğunu, davalı firmanın ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlattığını ve acık arttırmaya çıkarıldığını, taşınmazın aile konutu olması nedeniyle taşınmazın satılması halinde müvekkilinin mağduriyete uğrayacağını, belirterek İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı “ipoteğin paraya çevrilmesi” yoluyla takibe ilişkin icra dosyasının durdurulmasına, … adına kayıtlı bağımsız bölüm üzerindeki 12/05/2011 ve … yevmiye nolu ipoteğin terkinine, davalının % 20 oranında kötü niyet tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarının dayanaksız ve kötü niyetli olduğunu, ipotek tesis işlemi sırasında aile konutu olduğu bilinmeyen taşınmaza ilişkin davacıdan 01/07/2011 tarihinde açıkça ve noter huzurunda olmak üzere muvafakatname alındığını, davacının verdiği muvafakatnameyi yok saymasının kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, davacının taraflar arasında akdedilen porotokolü de yok saymaya çalıştığını, bu tip davalarda taşınmazın malikinin de davalı olarak gösterilmesi gerektiği hususunun göz ardı edildiğini, davacının, eşi olan … da davalı sıfatıyla işbu dosyada husumet yöneltilmesi gerektiğini, usulüne uygun olarak açılmayan davanın bu yönüyle de reddi gerektiğini, bu taleplerinin kabul görmemesi halinde …’na davanın ihbarını ve davacının medeni durumunun tespitini, davacının aile konutu olduğunu iddia ettiği taşınmazın, İstanbul …. İcra Müdürlüğü … E. sayılı icra dosyasından 02/07/2018 tarihinde yapılan icra satışı ile alacağa mahsuben müvekkili şirket tarafından alındığını, davanın konusuz kaldığını beyanla, tedbir talebinin ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/02/2019 tarihli 2018/551 Esas-2019/173 Karar sayılı kararıyla; ” İpotek resmi senedine ilişkin fotokopi belgeler incelendiğinde; 12/05/2011 tarihinde davacının eşi ve asli müdahale isteminde bulunan … tarafından 12/05/2011 tarihinde, 450.000,00 UDS bedelle davalı şirket yararına, dava dışı …şirketinin finansal kiralama borçları için ipotek tesis edildiğinin görüldüğü, ipotekli takibe konu olan taşınmazın tapu kaydına 03/01/2014 tarihinde “Aile Konutu” şerhi yazıldığı, davada; aile konutu niteliği taşıyan taşınmazda, davacı eşin açık rızası alınmadığından bilgisi ve onayı dışında TMK 194/1 maddesine aykırı olarak ipotek tesis edildiği belirtilerek bu ipoteğin terkini isteminde bulunulduğu, TMK 194/1 maddesinin uygulanmasının mahkemenin görevi kapsamında olmayıp Aile Mahkemelerinin görevli olduğu ” gerekçesiyle; “mahkemenin görevsizliği nedeniyle HMK.nun 114/1-c ve 115/2 mad. uyarınca davanın usulden reddine, HMK.nun 20. mad. uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin usulen başvurusu halinde dava dosyasının görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Aile Mahkemesi’ne gönderilmesine, süresi içinde talep olmaması halinde dosyanın Mahkemece resen ele alınarak davanın açılmamış sayılacağı hususunun ihtarına, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU;Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; 12/05/2011 tarihinde müvekkilinin eşi ve asli müdahale talebinde bulunan … tarafından, dava dışı şirket adına 450.000,00 USD bedelle ipotek tesis edildiğini, taşınmaz üzerine 03/01/2014 tarihinde “Aile Konutu” şerhi yazıldığını, müvekkilinin açık rızası alınmadan bilgisi ve onayı dışında TMK 194/1 maddesine aykırı olarak ipotek tesis edildiğini, bu ipoteğin terkini gerektiğini, aile konutuna şerh iddiasına dayalı taleplerin Ticaret Mahkemesi tarafından değerlendirilmesine engel bir durum bulunmadığını, davalının tacir olduğunu, uyuşmazlık konusunun aile hukukunun alanına girmediğini, ipoteğin geçerlik şartlarının değerlendirilmesi gerektiğini,-İpotek resmi senedinde ve sonradan adi yazılı şekilde yapılan 20/05/2011 tarihli protokolde, ipoteğin davalı … firması ile yapılan Finansal Kiralama Sözleşmesine teminat olarak yapıldığının yazılı olduğunu, ancak Finansal Kiralama Sözleşmesi’nin ipoteğin tesisinden 16 gün önce 27/04/2011 tarihinde feshedildiğini, bu nedenle ipoteğin ölü doğduğunu, ipoteğin dayanağı protokolün de “münfesih F.K. Sözleşmesinin kiracı tarafı ve kefilleri” arasında adi yazılı şekilde yapıldığından şeklen batıl olduğunu, 3326 Sayılı Yasa’nın 8. Maddesinde Noterlikte düzenleme şeklinde yapılmasının düzenlendiğini, davalının müvekkiline imzalattığı 20/05/2011 tarihli protokolün noterlikçe yapılmadığından hukuken geçersiz olduğunu, -Takibin başlangıç tarihinin 17/07/2014 tarihi olup dosyada bazı evraklarda bir yıl öncesinin 17/07/2013 tarihinin atıldığını, aile konutu şerhinden önce takip başlatıldığı izlenimi yaratılmaya çalışıldığını beyanla davaya konu üç sebebin ticaret hukuku alanında kaldığını, hiç olmazsa tefrik kararı verilmesi gerektiğini beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.Davalı vekilinin istinaf dilekçesine cevabında; mahkeme görevsizlik kararının usul, yasa ve içtihatlara uygun olduğunu, -davanın açılmasında eksik harç yatırıldığını, peşin harca esas alınan bedel 800.000 TL’ise de terkin edilmesi istenen ipoteğin 450.000 USD bedelli olduğunu,-davacı tarafından taraflar arasında akdedilen protokolün ve tasfiye protokolünün teminatı olarak tesis edilen ipotek hakkının geçersiz kılınmaya çalışıldığını, tasfiye protokolü ile davacının eşi ve … taşınmazları üzerine ipotek tesis edildiğini, … eşi ve … şirketinin ortağı … borcu kabul ederek ödeme de yapıldığını, -protokolün Finansal Kiralama Sözleşmesi olmadığından adi yazılı şekilde yapılmasında sakınca bulunmadığını, -takip başlangıç tarihinin 18/07/2014 tarihli olduğunu, -taşınmazın İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından 02/07/2018 tarihinde yapılan icra satışı ile alacağa mahsuben müvekkili tarafından alındığını, ihalenin feshi sürecinin de kesinleştiğini, davanın konusuz kaldığını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 13/12/2017 tarihli 2017/2-2935 Esas-2017/1722 Karar sayılı kararında “..dava tarihi itibarıyla aile konutu olarak kullanıldığı ileri sürülen taşınmaz iradi olmayan tasarruf sonucu aile konutu niteliğini yitirmiş duruma gelmektedir. Bu durumda işlem diğer eşin rızasına bağlı olmaktan çıkmış ve davacının aile konutu korumasından yararlanma olanağı kalmamıştır.” denildiğini,-taşınmaz maliki … da davalı sıfatıyla husumet yöneltilmesi gerektiğini, davacının kötüniyetli olduğunu beyanla istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E : Dava, aile konutu olduğu iddia edilen taşınmaz üzerinde tesis edilen ipoteğin geçersiz olduğundan bahisle ipoteğin terkini talebi ile açılmıştır. Mahkemece TMK 194. Maddeye dayalı olarak açılan davada, Ticaret Mahkemelerinin görevli olmadığı, Aile Mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle, davanın usulden reddine, dosyanın İstanbul Aile Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde, ipoteğin sadece aile hukukundan doğan sebeplerle değil ticaret hukuku ile ilgili sebeplerle de geçersiz olduğunu ileri sürdüklerini, ipoteğin teminat teşkil ettiği, Finansal Kiralama Sözleşmesinin ipotek işleminden önce feshedildiğini, yine ipoteğin teminat teşkil ettiği protokolün de noterlikte yapılmadığından geçersiz olduğunu ileri sürdüklerini, görevsizlik kararının isabetli olmadığını ileri sürmüştür.Davaya konu İstanbul ili, … İlçesi , …, … ada, … cilt, … sahifede kayıtlı E 34 Blok,14 nolu bağımsız bölümün tapu kaydı örneğinden … adına kayıtlı olduğu ve taşınmaz üzerine …. Adına 12/05/2011 tarihinde 450.000,00 USD bedelli ipotek tesis edildiği anlaşılmıştır. Dosya kapsamında bulunan 20/05/2011 tarihli protokol ve ihtarnamelerden, davacının Finansal Kiralama Sözleşmesinin ve protokolün tarafı olmadığı anlaşılmaktadır. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4/1 maddesinde, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun üçüncü kısım hariç olmak üzere ikinci kitabı ile 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna göre, aile hukukundan doğan dava ve işler 20/04/2004 tarihinden sonra aile mahkemesinde görüleceği düzenlenmiştir. Aile konutu iddiasıyla, ipoteğin terkini talepli davalarda, görevli mahkeme aile mahkemesi olduğundan (bkz Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 07/11/2014 tarihli 2014/5901Esas-2014/21967 Karar sayılı kararı ile 05/06/2013 tarihli 2012/23017 Esas- 2013/15625 Karar sayılı kararı ) ilk derece mahkemesince, görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 19/04/2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.