Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/71 E. 2022/2020 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/71 Esas
KARAR NO: 2022/2020
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/10/2020
NUMARASI: 2015/489 2020/590
KARAR TARİHİ: 29/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Kocaeli’nde ticaret yapmakta olup Esenyurt/İstanbul’da faaliyet gösteren … Dış Tic. Ltd. Şti ile süregelen ticari alışverişi bulunduğunu, müvekkilinin söz konusu firmadan çek karşılığı oto yedek parçası satın aldığını, söz konusu ticareti kapsamında keşidecisi müvekkili … olan, 28/02/2015 ileri keşide tarihli … bank Sanayi İzmit şubesine ait, 40.000-TL bedelli, … nolu çek ile aynı şubeye ait 31/03/2015 ileri keşide tarihli, 35.500-TL bedelli … nolu çekinde aralarında bulunduğu çekleri … şirketine teslim ettiklerini, teslim ettiği … şirketinde 17/12/2014 tarihinde hırsızlık olayı meydana geldiğini, davaya konu çeklerinde aralarında bulunduğu bir kısım kıymetli evrakların çalındığını, … şirketi tarafından hırsızlık olayı ile ilgili Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı 2014/42435 soruşturma nosuyla şikayette bulunduklarını, ayrıca davaya konu çeklerin de aralarında bulunduğu çalınan kıymetli evrakların zayi nedeniyle iptali için … şirketi tarafından İstanbul 5 Asliye Ticaret Mahkemesi’ne 2014/1465 E. sayılı dosya ile dava açıldığını, davaya konu çeklerin keşidecisi olan müvekkilinin, çeklerin günü geldiğinde karşı tarafla süregelen ticaret ve güven ilişkisinin etkisiyle çalınan davaya konu çeklerin bedellerini 02/03/2015 tarihinde 40.000 TL ve 30/03/2015 tarihinde 35.500 TL olmak üzere çek numaralarını da şerh düşerek … şirketine dilekçeye ekli dekontlarla ödediğini, müvekkilinin tamamen iyi niyetli olduğunu, davaya konu 2 adet çek takip alacaklısı davalı … Bankası A.Ş. tarafından İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile takibe konululduğunu ve müvekkiline ödeme emri tebliğ edildiğini, takipte müvekkilinin çekleri verdiği … şirketinin de müvekkille birlikte borçlu olduğunu, dava konusu 2 adet çekin arkasına … şirketinin sahte imza ve kaşesi kullanılarak ciro edildiği ve kimliğini bilmedikleri şahıslarca takip alacaklısı davalı bankaya kredi teminatı olarak verildiğinin anlaşıldığını, sahte olması nedeniyle … şirketi tarafından İstanbul 2 İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/ 510 esas sayılı dosyasında dava açılarak imzaya ve borca itiraz ettiklerini belirterek belirterek, davalı bankaya borçlu olmadıklarının tesbiti ile müvekkili hakkındaki icra takibinin iptaline ve takibe konu çeklerin müvekkiline iadesine, çekleri takibe koymakta kötüniyeti veya ağır kusur bulunan davalı hakkında %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, lehtarın imzasının geçersiz olduğunu ileri sürerek kambiyo sorumluluğundan kurtulamayacağını, imzaların bağımsızlığı ilkesi, ciro zincirinde bulunan imzalardan birinin veya bazılarının sahteliğine dayanılarak menfi tespit davası açılmasına olanak sağlamayacağını, davacı ile müvekkili arasında herhangi bir ticari ilişki mevcut olmadığından müvekkilinin iyi niyetli hamil olduğunu, müvekkilinin davaya konu çekleri takibe koymakta kusurlu olmadığından davacının tazminat talebi mesnetsiz ve hukuka aykırı olduğunu, kambiyo senetlerinde sebepten müceretlik ilkesi hakim olup, bu nedenle davacının borcu olmadığı yönündeki iddiaları asılsız olduğunu, kanun gereği ispat külfetinin davacıda olduğunu, bu sebeple davacı iddiasını hmk md. 200 ve md. 201 hükmü gereği senetle ispat etmesi gerektiğini belirterek, cevap dilekçesinde belirtilen nedenlerle haksız ve hukuka aykırı davanın reddi ile davacı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 19/10/2020 tarihli, 2015/489E.-2020/590K. Sayılı kararı ile; “…Kambiyo senetlerinde imzaların istiklali prensibinin geçerli olduğu, kambiyo senedindeki imza kendisine ait olan tarafın başka bir cirantanın/lehtarın imzasının sahteliğine dayanamayacağı, davalının kötüniyetle hareket ettiğini ispatla yükümlü olan davacının bu yönde bir delil getirmediği görülmekle davanın reddine ( aynı yönde Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2016/1834-13317 E.K. Sayılı kararı)1-Davanın REDDİNE,2-Davalının icra inkar tazminatı ( kötüniyet tazminatı ) isteminin koşulları oluşmadığından reddine,…” şeklinde karar verilmiştir. Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; kararın hatalı olduğunu, İstanbul BAM 12. HD’nin ve Yargıtay 11.HD’nin değişik kararında tacir olan davalı bankanın basiretli davranması gerektiği, keşidecilerin ve lehtar cirantaları farklı olan ve çok sayıda hırsızlık iddiasına konu çeki yeterli araştırmayı yapmadan iktisabında ağır kusurlu olduğunun kabul edildiğini, müvekkilinin dava dışı … şirketi ile alış verişi nedeniyle dava konusu çekleri keşide ederek bu şirkete verdiğini ancak 17/12/2014 tarihinde bu şirkette hırsızlık olayı gerçekleştiğini ve dava konusu çekler de dahil bir kısım kıymetli evrakın çalındığını, bu şirketin zayi nedeniyle iptal davası açtığını, müvekkilinin de günü geldiğinde çekleri bu şirkete ödediğini ancak davalı bankanın çekleri takibe konu ettiğini, söz konusu iki çekin arkasına … şirketinin sahte imza ve kaşe kullanarak ciro edildiğinin anlaşıldığını, ayrıca İstanbul 2. İcra Hukuk Mahkemesi’ni 2015/510E. Sayılı dosyasında … şirketi tarafından imzaya ve borca itiraz edildiğini, davanın kabul edildiğini, İstanbul 5. ATM’nin 2014/1465E. Sayılı dosyasında tedbir kararı verildiğini, buna göre davalı bankanın takip tarihinde çeklerin rıza dışında elden çıktığını ve çalıntı olduğunu bildiği ve bilmesi gerektiğini, TTK’nın 792. Maddesindeki şartların gerçekleştiğini, bankanın kötü niyetli yahut en azından ağır kusurlu olduğunu, bankanın çekleri alırken çekin menşei ve ciro silsilesinin güvenilirliği açısından gerekli araştırmaları yapması gerektiğini, sadece imzaların istiklali ilkesine dayanılarak kötü niyetli veya ağır kusurlu çekleri iktisap eden bankanın takip yapma konusunda yetkili olduğunun kabulünün hatalı olduğunu bildirmiştir.
DELİLLER: Davalı banka tarafından davacı ve dava dışı şirket aleyhine çeklere dayalı olarak toplam 83.680,89TL’nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi yapıldığı görülmüştür. Takip konusu çeklerin 28/02/2015 tarihli 40.000,00TL bedelli 31/03/2015 tarihli, 35.500,00TL bedelli, keşidecinin davacı, lehtarın dava dışı …Ldd.Şti., sonraki cirantanın …Ltd.Şti., hamilin ise davalı banka olduğu, çeklerin ibraz edildiği, ödemeden men kararı nedeniyle işlem yapılamadığının şerh edildiği görülmüştür. Dava dışı … şirketi tarafından davalı banka aleyhine İstanbul 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/510E. Sayılı dosyasında imza itirazı davası açıldığı, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda çeklerdeki lehtar ciranta imzasının bu şirket yetkilisinin eli ürünü olmadığının belirtildiği ve mahkemenin de davayı kabul edildiği ve takibin adı geçen şirket yönünden durdurulmasına karar verildiği görülmüştür. Dava dışı … şirketi tarafından Bakırköy 5. ATM’nin 2015/725E. Sayılı dosyasında aralarında dava konusu çeklerin de bulunduğu bir kısım kıymetli evrak yönünden zayi nedeniyle iptal davası açtığı, yargılama sonunda dava konusu çeklerin ibraz edildiğinin anlaşıldığını, ve bu çekler yönünden ibraz edildiği gerekçesiyle davanın reddine, diğer çekler yönünden ise davanın kabulüne karar verildiği görülmüştür. Dava dilekçesine ekli dekontların incelenmesinde davacı tarafından davacı şirkete 02/03/2015 tarihinde 40.000,00TL, 30/03/2015 tarihinde ise 35.500,00TL ödeme yapıldığı, açıklama olarak çalınan çek karşılığı ibarelerinin yazıldığı görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 15/03/2017 tarihli bilirkişi raporunda; dava konusu çeklerdeki birinci ciro kaşesi üzerindeki imzaların …’un eli ürünü olmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 12/07/2020 tarihli ek raporda; inceleme konusu çek asıllarındaki birinci ciro imzasının …’un eli ürünü olmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Büyükçekmece Cumhuriyet Savcılığından gönderilen cevabi yazıda; hazırlık soruşturmasında daimi arama kararı verildiği ve dosyanın derdest olduğunun bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 72. Maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit ve çeklerin istirdadı taleplerine ilişkindir. Davacı tarafça takip ve dava konusu çeklerin lehtarı olan dava dışı şirketten çalındığı ve çek bedellerinin dava dışı şirkete ödendiği iddia edilmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Yargılama sonunda davanın reddine kara verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir.Dava konusu çeklerin keşidecisi davacı, lehtarı dava dışı ….. LTD.ŞTi., hamili ise davalıdır. Çekler bankaya ibraz edilmiş ve ödemeden men kararı nedeniyle işlem yapılamadığı şerhinin yazıldığı görülmüştür. Ayrıca dava dışı lehtar tarafından açılan zayi nedeniyle iptal davası sonunda dava konusu çeklerin ibraz edilmesi nedeniyle bu çekler yönünden davanın reddine karar verildiği yine dava dışı lehtar tarafından icra hukuk mahkemesinde imza inkarına dayalı açılan dava sonunda imzanın lehtar şirket yetkilisinin eli ürünü olmadığından bahisle davanın kabul edildiği ve takibin lehtar şirket yönünden durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.İlk derece mahkemesince karar yerinde de isabetle belirtildiği üzere kambiyo senetlerinde imzaların istiklali prensibi geçerli olup çeklerde keşideci olan davacı lehtar cirantanın imzasının sahteliğine dayalı olarak menfi tespit isteminde bulunamayacaktır. Ayrıca takip ve dava konusu çekler incelendiğinde davalının düzgün bir ciro silsilesi ile çeklere hamil olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan davalının çeklerin iktisabında kötü niyetli olduğu hususu da davacı tarafça usulüne uygun deliller ile ispatlanamamıştır. Kötü niyetin iktisap anında olması gerekir. Davacı vekilince istinaf dilekçesinde belirtilen istinaf ve yargıtay kararlarının huzurdaki dava açısından emsal teşkil etmeyeceği kanaatine varılmıştır. Zira emsal olarak gösterilen istinaf kararında davalının hakkında birçok çalıntı çek iddiasının bulunduğu, yine yargıtay kararında ise ciro silsilesinin kopuk olduğu anlaşılmakla söz konusu kararlar huzurdaki dava açısından emsal olarak değerlendirilemeyecektir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.29/11/2022