Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/700 E. 2021/1150 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/700 Esas
KARAR NO: 2021/1150
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/05/2021
NUMARASI: 2020/234 2021/587
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/06/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, müvekkili aleyhine çeke dayalı takip başlatıldığını, müvekkilinin takibe konu çekin keşidecisi olan …. Ltd.Şti’nin ortağı olup davalılardan … ve dava dışı … da bu şirketin müvekkili gibi ortağı ve münferiden yetkilisi olduklarını, davaya konu çeki şirket yetkilisi … keşide ettiğini, bu kişinin çeki eski ortaklardan olan abisi … ile birlikte düzenlemek suretiyle müvekkiline gelerek keşideci şirketin yaptığı inşaatlar nedeniyle mal alımı yapabilmek için teminat çeki vermeleri gerektiğini, çekin kullanılmayacağını ve sonrasında iade alınacağını, kendilerinin de çeki imza attığını belirterek çekin keşide tarihinden yaklaşık bir yıl önce tarih kısmı boş olarak çeke müvekkilinin şahsi cirosunu aldıklarını, aradan bir yıl geçtikten sonra çeke …’nun cirosu da eklenerek müvekkilinin rızası hilafına çeke 17/02/2020 tarihinin de keşide tarihi yazılmak suretiyle … yakın arkadaşı … üzerinden çeki yazdırdıklarını, müvekkilinin … ve …’ndan alacağı olmadığı gibi …’na da borcu bulunmadığını, takibe konu çekin gerçek bir borcu yansıtmadığını belirterek çek nedeniyle müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine, çekin iptaline ve %20 oranında kötüniyet tazminatına, ayrıca ödemelerin durdurulmasına, icra kasasına para girdiği takdirde alacaklıya ödenmemesine, icra takibinin hüküm kesinleşinceye kadar teminatsız olarak, mahkeme aksi kanaatte ise teminat karşılığında durdurulması yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili, davacının iddialarını ispatla mükellef olduğunu, dosyada somut delil bulunmadığını, müvekkilinin iyiniyetli üçüncü kişi olduğunu bildirerek davanın reddini savunmuştur. Davalı …, davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu, çekin şirket tarafından tanzim edildiğini, arkasının da davacı dahil ciro atılmak suretiyle ve kendisinin de yaptığı ciro ile borca istinaden …’a verdiğini, davacının borcunu ödememek için böyle bir iddiada bulunduğunu bildirerek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, 30/06/2020 tarihli ara karar ile; asıl uyuşmazlığı çözecek nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilmesinin hukuken mümkün olmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği, HMK’nun 389 vd maddelerinde öngörülen koşulların gerçekleşmediği gerekçeleriyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili, istinaf sebebi olarak; dosyaya sundukları tüm deliller, icra mahkemesi şikayetleri, savcılık şikayetleri ve ekli deliller incelendiğinde çekin …. Ltd.Şti’nin mal alımı yapabilmesi için teminat amacıyla düzenlendiğini, müvekkilinin rızası hilafına … emrine ödenmek üzere doldurulduğunu, sadece müvekkilinin malvarlığının özellikle de … bulunan müvekkiline ait arsanın elde edilmek istendiğinin açıkça görüleceğini, menfi tespit davalarının uzun yıllar sürdüğünü, ihtiyati tedbir kararı verilmemesi halinde telafisi imkansız büyük zararlara müvekkilinin uğrayacağını, müvekkilinin cirosunun çekin keşide tarihi boş olarak alındığını, müvekkilinin ciroyu 07/04/2018 tarihinde attığını, çekin görüntüsünün de telefonla fotoğrafladığını, tarihin burdan belli olduğunu, davalıların ise iki yıl sonra müvekkilinin rızası hilafına keşide tarihi eklediklerini, davalıların haksız kazanç peşinde olduğunu, çekin karşılıksız olduğunu, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiğini bildirmiştir. Dosyanın UYAP ortamında yapılan incelenmesinde; davalı … tarafından davacı ve diğer borçlular aleyhine çeke dayalı olarak toplam 996.310,16 TL’nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlatıldığı, dayanak olarak çekin ve 30.000 TL için verilen ihtiyati haciz kararının gösterildiği görülmüştür. İstanbul Anadolu 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/112 D.İş sayılı dosyasında davalı …’ın davacı ve diğer borçlular aleyhine dava konusu çekle ilgili olarak 30.000 TL’nin ihtiyati haciz kararı istediği ve mahkemece 15/06/2020 tarihli ihtiyati haciz kararı verildiği görülmüştür. Takip ve dava konusu çekin 17/02/2020 tarihli, keşidecisinin …. Ltd.Şti, lehtarın …, sonraki cirantanın davacı, sonraki cirantanın davalı …, hamilin ise davalı … olduğu, çekin 17/02/2020 tarihinde ibraz edildiği, çek yaprak bedeli 2.225,00 TL’nin ibraz edene ödendiği, bakiye kısım için çekin karşılıksız olduğunun şerh edildiği görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık davacı tarafça istenen ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına yöneliktir. HMK’nun 389 vd. maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat koşulunun sağlanması gerekir. Davacı taraf, dava konusu çekin teminat amacıyla verildiğini iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Somut olay bakımından ispat külfeti davacı tarafta olup dosyaya sunulan deliller ile dosyanın istinaf incelemesi için dairemizde beklediği sırada ilk derece mahkemesinden gönderilen yazı içeriğinden davanın 26/05/2021 günlü duruşma sonunda reddedildiği gözetildiğinde davacı vekilinin istinaf taleplerinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.03/06/2021