Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/695 E. 2021/909 K. 26.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/695 Esas
KARAR NO: 2021/909
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/10/2020
NUMARASI: 2020/101 E. – 2020/697 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 26/04/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı ile aralarında işçi işveren ilişkisi olduğunu, daavalının 2019 Haziran ayına kadar sigortalı çalışanı olduğunu, ihtiyati hacze konu 96.000TL lik senedin iyiniyet kuralları ile düzenlenerek emaneten davalıya verildiğini, kmabiyo senedi vasfında olmadığını, sunulan ödeme dekontlarına göre müvekkilinin davalıya herhangi bir borcu olmadığını, senet metninin orjinal halinin sunulduğunu, müvekkili ile iş yapılmak istenmesine istinaden müvekkilinin senetleri düzenleyerek eksik bir halde yapılacak işe yönelik teslim ettiğini ancak davalı yanca kötüye kullanıldığını, müvekkilinden alınan 25000TL lik senedin gerçek olduğunu, diğer için aynı şey söylenemeyeceğini ve bunun bedelinin davalıya ödendiğini, müvekkilinin banka yoluyla 200.000TL gönderdiğini, bütün bunları da davacı alacaklının iş yapmaya çalışması ve kendisinden yardım talep edilmesi üzerine borç olarak gönderildiğini, davalının birçok faturalarının müvekkili tarafından ödendiğini, şirket kayıtları incelendiğinde nakden kaydının doğru olmadığının anlaşılacağını, müvekkilinin gönderdikleri ve davacı alacaklının birbirine yaptıkları alacakalr mahsup edildiğinde ortada borç olmadığı tam tersine müvekkilinin alacaklı olduğunu belirterek adli müzaheret talebinin kabulüne, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası yönünden borçsuzluğun tespitine, takibin iptaline ayrıca müvekkilinin de alacaklı olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın arabuluculuk dava şartı yönünden usulden reddi gerektiğini, eksik harın tamamlanmaması nedeni ile de reddi gerektiğini, taraflar arasında 2015 en beri sadece işveren işçi ilişkisi değil, işveren taşeron iş ilişkisi olduğunu, müvekkilinin edimini yerin getirdiğini, davacının borcu ödemediğini ve iki senet verildiğini, hakedişin halen ödenmediğini, senedin emaneten verildiği iddiasının yerinde olmadığını, davacının senedin tarihinin sonradan anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasını yazılı delil ile ispatla yükümlü olduğunun belirterek davanın, adli yardım ve tedbir talebinin de reddi gerektiğini belirtmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…tensip zaptının 20/03/2020 tarihinde tebliğ edildiği, verilen kesin süre içerisinde harcın tamamlanmadığı, alacak davasına ilişkin de açıklama yapılmadığı gibi harçlandırılmadığı görülmekle dosyanın 26/06/2020 tarihinde işlemden kaldırıldığının anlaşıldığı, dava dosyasının işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren 3 ay içinde yenilenmemesi halinde HMK. 150/5. maddesi uyarınca mahkemece re’sen açılmamış sayılmasına karar verileceğinin düzenlendiği, dava dosyasının işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren 3 aylık süre içinde yenilenmediği” gerekçesiyle davanın HMK’nın 150/5. maddesi hükmü gereğince açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf isteminde özetle; Mahkemenin adli yardımı kabul edip etmediğine ilişkin kararı kendilerine bildirmediğini, harcın tamamlanması için verilen süreye itiraz edildiğini, pandemi nedeni ile verilen sürelerin bitiminden sonra sunulan beyan ve delillerin değerlendirilmediğini, mahkemenin kendilerine karar dahi tebliğ etmeden davanın açılmamış sayılmasına karar vermesinin yerinde olmadığını, davanın arabuluculuğa tabi olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE Dava, borçsuzluğun ve alacağın tespiti istemine ilişkin olarak açılmıştır. İlk derece mahkemesince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf harcını yatırarak istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacının adli yardım talepli olarak dava açtığı, mahkemece davacının adli yardım talebi hakkında herhangi bir karar verilmeden harcın tamamlanması için kesin süre verildiği, tensip zaptının davacı vekiline 20.03.2020 Tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilinin 05.06.2020 tarihli dilekçesi ile müvekkilinin harcı tamamlayabilecek durumda olmadığını belirterek adli yardım talebini tekrarladığı, mahkemenin bu talep yönünden de herhangi bir değerlendirme yapmadığı, 26.06.2020 itibarı ile dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verdiği görülmektedir. HMK 336.maddesine göre; “Adli yardım, asıl talep veya işin karara bağlanacağı mahkemeden; icra ve iflas takiplerinde ise takibin yapılacağı yerdeki icra mahkemesinden istenir”. HMK 337/1. Maddesi ise; “Mahkeme, adli yardım talebi hakkında duruşma yapmaksızın karar verebilir. Ancak, talep hâlinde inceleme duruşmalı olarak yapılır. Adli yardım taleplerinin reddine ilişkin mahkeme kararlarında sunulan bilgi ve belgelerin kabul edilmeme sebebi açıkça belirtilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Davacı vekili istinaf harç ve masraflarını yatırarak adli yardım talebinde bulunmuş ise de; adli yardım talebinin öncelikle mahkemesince değerlendirilmesi gerekmektedir. Bununla birlikte COVİD-19 salgını sebebiyle 7226 sayılı Kanun’un geçici 1.maddesi ve 29.04.2020 tarihli ve 2480 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile tüm adli süreler 13.03.2020 tarihinden 15.06.2020 tarihine kadar durdurulmuş, bitimine 15 gün ve daha az kalan süreler de 16.06.2020 tarihinden başlamak üzere 15 gün uzatılmıştır. Bu durumda mahkemece 26.06.2020 Tarihinde dosyanın işlemden kaldırılması hatalıdır. Açıklanan nedenlerle davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararı yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin kararının HMK 355, 353/1-a-5,6 md gereğince kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüne, 2- İlk derece mahkemesinin kararının 6100 sayılı HMK’nın 355, 353/1-a-5,6 maddeleri gereğince KALDIRILMASINA, – Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine, 4-İstinaf aşamasında davacı tarafça yapılan yargılama gideri olan 148,60 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 29,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 177,60 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 26/04/2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.