Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/68 E. 2022/2021 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/68 Esas
KARAR NO: 2022/2021
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/09/2020
NUMARASI: 2015/192 2020/492
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafın İstanbul … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile müvekkili şirket adına icra takibi başlattığını, icra takibine … İcra Hukuk Mahkemesi … esas sayılı dosyasında itiraz edildiğini ancak davalı tarafın almış olduğu haciz kararı doğrultusunda dosyanın kesinleşmesini beklemeden söz konusu kambiyo senedine karşı imzaya ve boca ilişkin itiraz edilmiş olsa da şirketteki mallar haczedilmiş ve malların muhafaza altına alınması tehdidi ile söz konusu dosya borcunun ödenmesinin istenildiğini, söz konusu 61.150,00 TL’nin ihtirazı kayıt ile alacaklı vekilinin hesabına ödendiğini ve ödenen paranın borcu kabul anlamına gelmediğinive teminat bedeli olarak ödendiğinin haciz tutanağına yazıldığını, İstanbul 16. İcra Hukuk Mahkemesi dosyasında müvekkili şirketin borçlu olmadığını, çek üzerindeki imzanın müvekkil şirket yetkililerine ait olmadığı tespit edilmiş olduğunu, bu nedenlerle müvekkili şirket yetkilisi müvekkili … tarafından ödenen dosya borcu olan 61.150,00 TL’nin 03/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yüklenilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı …’nin icra dosyasında taraf sıfatının bulunmadığını, müvekkilinin faktoring şirketi olduğundan dava konusu çeki ciranta sıfatındaki dava dışı … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’den ticari ilişki kapsamında fatura karşılığında devraldığını, hamil sıfatında bulunan çekte …’nin avalist konumunda bulunduğunu, davacı … ile …’nin imzası arasında benzerlik bulunduğunu, çek üzerinde imza incelemesi yapılması gerektiğini savunarak haksız davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı taraflara yükletilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 30/09/2020 tarihli, 2015/192E.-2020/492K. Sayılı kararı ile; “…Davaya konusu çekteki imzanın çekin keşide tarihindeki münferiden imza yetkilisi olan …’nin eli ürünü olmadığı hükme elverişli grafolog raporuyla belirlendiğinden ve bu konuda dava dışı ihbar olunan …ye verilmiş bir vekaletnamenin bulunmadığı anlaşılmakla çekteki davacı şirket adına aval veren olarak gözüken davacı şirketin çekten dolayı aval veren olarak sorumluluğu bulunmadığından TTK 818/3 delaletiyle TTK 678 gereğince borçtan şahsen …’nin aval veren olarak sorumlu olacağı kanaatine varıldığından davanın davacı şirket yönünden kabulü ile 61.150,00 TL’nin 03/01/2014 ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacı şirkete verilmesine, 2-Davacı … yönünden davacının davasının aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine…” şeklinde karar verilmiştir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; iş bu davada keşide tarihindeki davacı şirket yetkilisi …’ye yönelik imza incelemesi yapılmadığını, dar ve sınırlı yetkiye sahip olan icra hukuk mahkemesince alınan bilirkişi raporu ve bu rapor sonucunda oluşturulan karar ile genel mahkeme olan Asliye Ticaret mahkemesinin karar vermesinin usule aykırı olduğunu, mahkeme kararında dava dışı ihbar olunan …’nin çekte avalist konumunda olduğundan davacı şirketin sorumluluğunun bulunmadığını gerekçe gösterdiğini, fakat …’nin davacı şirketin eski ortağı olduğu ve çekin ileri tarihli olduğunu, bilirkişi raporunda davaya konu çekte yer alan davacı şirkete atfen atılmış imzanın … eli ürünü olduğunun tespit edildiğini, çekteki ilk ticari ilişkiye istinaden keşideci ile lehtar şirketin vergi dairesinden BA/BS formları getirtilerek davacının 2012/2013 yılı ticari defterlerinin incelenmesi gerektiğini, bu sebepten ötürü eksik ve hatalı incelemeye dayalı davanın davacı şirket yönünden kabulü kararının kaldırılması gerektiğini bildirmiştir.
DELİLLER: Dava konusu İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davalı tarafından davacı …Ltd.Şti ve dava dışı çek borçluları aleyhine toplam 61.842,29TL’nin tahsili için kambiyo senetlerine mahsus yol ile icra takibi başlatıldığı, takip dayanağı çekin keşidecisinin …Ltd.Şti., avalin ise … Ltd.Şti. Ve … olduğu, lehtarının …Ltd.Şti., sonraki cirantaların …Ltd.Şti., hamilin ise davalı olduğu, çekin 16/12/2013 tarihinde ibraz edildiği ve karşılıksız şerhinin yazdırıldığı görülmüştür. Dosyaya sunulan 03/01/2014 tarihli ödeme dekontunda davalı vekilinin banka hesabına 61.150,00TL’nin icra dosyası No’su belirtilerek ve itirazi kayıt ile davacı adına ödeme yapıldığı görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 05/10/2018 tarihli bilirkişi raporunda; “…davacı şirket ile dava dışı ihbar edilen …’nin avalist olarak yer aldığı 11/12/2013 vadeli çekin dava dışı şirket tarafından davalıya fatura ile birlikte temlik edildiği, 11.12.2013 vadeli çekin karşılıksız çıkması üzerine davalı şirket tarafından takip konusu edildiği, takip konusu edilen çekte şirket kaşesi üzerine ve açığa atılan imzanın davacı … ait olmadığının İcra Hukuk Mahkemesi tarafından alınan bilirkişi raporuna göre belirlenmiş olduğu, davacı …’nin 28.03.2013 tarihinden itibaren davacı şirketi münferiden temsile yetkili olduğu, davacı … tarafından 03.01.2014 tarihinde “itirazen kaydi” şerhi ile davalıya 61.150 TL ödeme yapıldığı, 11.12.2013 vadeli çekin ön yüzündeki davacı şirket kaşesi üzerindeki ve açığa atılmış imzanın 28.03.2013 tarihinden itibaren münferiden temsile yetkili olan …ye ait olmadığının kabulü halinde, davacının 61.150 TL asıl alacak ve bu alacağa 6.566,40 TL işlemiş faiz talep edebileceği…” yolunda görüş bildirilmiştir. Yargılama sırasında alınan 13/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda; “…inceleme konusu … A.Ş. Güneşli Şubesine ait 11.12.2013 keşide tarihli, … seri nolu, 78.650 TL’lik çekin ön yüzünde davacı şirkete atfen atılmış imzanın …’nin eli ürünü olduğu…” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 07/02/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda; “…inceleme konusu … A.Ş. Güneşli Şubesine ait 11.12.2013 keşide tarihli, … seri nolu çekin ön yüzünde davacı şirket ünvanını içerir kaşe izleri üzerine atılmış imza ve ön yüzde yer alan diğer imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’nin eli ürünü olmadığı…” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 72. Maddesi uyarınca açılan istirdat davasıdır. Davacı taraf takip ve dava konusu çekteki imzanın davacı şirketin yetkilisinin eli ürünü olmadığını iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekilince ilk ticari ilişki kapsamında davacının ticari defterlerinin incelenmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de dava imza sahteliği iddiasına dayalı olduğundan ve temel ilişkiye dayalı bir iddia bulunmadığından bu yöndeki istinaf sebebi yerinde değildir. Ayrıca davalı vekilince mahkemenin icra hukuk mahkemesindeki bilirkişi raporunu esas alındığı ileri sürülmüş ise de yargılamanın yapıldığı mahkemece bilirkişiden rapor alınmakla bu yöndeki istinaf sebebi yerinde değildir. Ne var ki huzurdaki davanın yargılaması sırasında rapor veren bilirkişinin … olduğu, bu bilirkişinin icra hukuk mahkemesinde aynı konuda rapor sunduğu, dolayısıyla bilirkişinin daha önceden görüşünü açıkladığı anlaşılmakla, resen bağlamında bu husus kararın kaldırılma sebebidir. Öte yandan davalı tarafça çekin ileri tarihli düzenlendiği ileri sürülmüş olup, çekin keşide tarihinin 11/12/2013 olduğu anlaşılmaktadır. Davalı … şirketi tarafından sunulan belgelerin incelenmesinde ise dava konusu çekin faktoring şirketine 25/09/2013 tarihinde verildiği görülmüş olup, bu tarih itibariyle davacı şirket yetkilisinin kim olduğu hususunun ticaret sicil müdürlüğünden sorularak ve imza konusunda başka bir bilirkişiye inceleme yaptırılarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bu yönlerden istinaf taleplerinin kısmen kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,2-İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/09/2020 tarih, 2015/192 E.-2020/492K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılması için yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 5-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 148,60TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 32,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 181,10 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.29/11/2022