Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/673 E. 2023/167 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/673 Esas
KARAR NO: 2023/167
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/12/2020
NUMARASI: 2018/362 E, 2020/393 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Fikir Ve Sanat Eseri Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/02/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı borçlu ile Müzik Eserleri Yayın İzin Sözleşmesi imzalandığını, davalı ile imzalanan sözleşme hükümleri gereğince, davalının ödemekle yükümlü olduğu fatura bedellerinin davalıya yanca ödenmediğini, alacağın tahsili amacıyla davalı hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine, borcun haksız olarak itiraz ettiğini, bunun üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, müvekkili lehine %20 ‘dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına, toplam 19.325,54 TL nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; icra takibinin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığı ve davanın da yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemelerin Balıkesir Bandırma Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, Davalının davacıya borcunun olmadığı, dava kapsamında bulunan 2006 tarihli sözleşmenin yapıldığında dört meslek birliği ile birlikte faaliyet gösterdiğini, sözleşmeyi yaptıklarını ve … hesabına ödemeleri yaptıklarını, daha sonra meslek birlikleri ayrılınca …’ ın davacıya taraflarının yaptığı ödemelerden payına düşen kısmını ödemediğini, davacıya borçlu olanın davalının değil … olduğunu , yaptıkları ödemelerin dışında başka bir ödeme yapmaları gerekiyorsa bu ödemeyi yapabilmeleri İçin adlarına fatura kesilmesi gerektiği ve ödemeleri için taraflarına faturaların gönderilmesinin gerektiği, icra takibi yapıldığı tarihe kadar bir fatura kesilmediği ve de taraflarına fatura tebliğ edilmediğini, öncelikle arabuluculuk yoluna gidilmesini, , şartlar oluşmadığından kötü niyet tazminatının ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: “…. İcra dosyasındaki takibin konusu fatura alacağı değil sözleşme alacağından kaynaklandığı, ve İstanbul …İcra Müd. … e. Sayılı icra dosyasına dayanak 01/09/2006 tarihli YAYIN İZİN SÖZLEŞMESİ kapsamında ödenecek tutarların ne şekilde ödeneceği ve hangi tarihlerde ödeneceği kesin vade ile net bir şekilde kararlaştırıldığından, davalının faturanın düzenlenmediğinden bahisle borcun doğmadığı ve davalının sorumlu olmadığı yönündeki itirazları yerinde görülmemiş, davalı yanca ödemeye ilişkin kayıtlar sunulmamış, davalının basiretli bir tacir olarak takibe konu sözleşmeyi imzaladığı , dava dosyasında davalı yanca usulunve yapılmış bir fesih bildirimi bulunmadığından , sözleme hükümlerine göre davalı borcunu ödemediğinde ihtara gerek olmadan temerrüde düşeceği,( TTK 1530) ve BK 117/1 madde gözetildiğinde dahi davalının herhangi bir ihtara gerek kalmaksızın mütemerrit olduğu kabul edileceği …” şeklindeki gerekçe ile neticeten İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip dosyasında davalı borçlu tarafça yapılan itirazın iptaline, takibin 19.248.67 TL üzerinden devamına, 76,87 TL fazla talebin reddine , Takip tutarının takdiren % 20′ si üzerinden hesaplama yapılmak suretiyle icra inkar tazminatının davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı istinaf isteminde özetle; yetki itirazının reddini yerinde olmadığını, bandırma Asliye Hukuk Mahkemesi’nin yetkili olduğunu, yetki sözleşmesinin sadece tacirler arasında ve kamu tüzel kişileri arasında yapılabileceğini, davacı tacir olmadığından yetki sözleşmesi yapılsa dahi geçersiz sayılacağını, Yargıtay kararlarının dikkate alınması gerektiğini, davacı tarafça kendilerine kesilmiş herhangi bir fatura olmadığını, asıl borçlunun davacı olduğunu, dosyadaki 2006 tarihli sözleşme yapıldığında 4 meslek birliği ile faaliyette iken sözleşme yaptıklarını … hesabına ödemeleri gerçekleştirdiklerini, İlgili dönemde meslek birliklerinin tek lisanslama birliği olarak …’ı kurduklarını ve ödemelerin bu meslek birliğine yapıldığını, daha sonra bu birliklerin ayrıldığını, paranın kime yatırılması gerektiğinin de müphem olduğunu, fatura da tebliğ edilmediğini, başka bir meslek grubu olan Müyorbir üyelerinden aidat isteme yetisinin FSEK 80 md gereği mümkün olmadığını, sırf bu nedenle davanın reddi gerektiğini, borçlu olanın davalı değil … olduğunu, başka ödeme isteniyorsa davacının fatura kesmesi gerektiğini, birinci raporun dosyaya uygun olduğunu, mahkemenin ilk rapora göre davanın reddine karar vermesi gerekirken ikinci rapora gittiğini, ara kararda belirtilen hususta inceleme yapan ikinci rapora göre karar verildiğini, ilk raporun daha detaylı ve titiz olduğunu mahkemenin ilk raporun neden denetime elverişli olmadığını gerekçeli kararda yazması gerekirken yazmadığını, sözleşmenin 8.bendine göre fatura düzenlemeni zorunlu olduğunu, 5846 sayılı kanun’a göre her yıl meslek birliklerinin ertesi yılın ücretini Bakanlığa bildireceklerini, ücretin Resmi gazete’de yayımlanacağını, bu miktarın üyelere de tebliğ gerektiğini, davacının tebliğ yapmadığını, tarafsız düzenlenen 1.rapora göre davanın reddi gerekirken kabulünün yerinde olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacı tarafça davalı aleyhine, fatura, sözleşme ve cari hesap ekstresi dayanak gösterilerek 2008 yılı sözleşme bedelinin 1/2 bedeli ile 2009-2016 yıllarına ilişkin sözleşme bedellerinin tahsili talebi ile 19.325,54TL ‘nin aylık %2 faizi ile tahsil talebi ile ilamsız takip başlatıldığı, davalının takibe süresinde itiraz ettiği görülmüştür. Mahkemece aşamalarda 2 ayrı bilirkişi raporu alınmış olup 1.raporda Mali bilirkişi …’ün raporunda özetle; Davacının Resmi (Muhasebe) Ticari defter kayıtlarında (06.06.2008 tarihinden sonra kesilen bir fatura kaydına) davalının Borç /Alacak ilişkisi olduğuna dair bir kayı da rastlanılmadığı, bundan dolayı Borcun oluşmadığı kanaatine varıldığı, Faiz alacağı ayrı bir alacak olmakla beraber. Anaparaya bağlı olması, fer, i bir alacak olması nedeniyle anapara alacağı doğmadıkça faiz alacağı da doğmayacağı kanaati oluştuğu, kanuni defterlerine kayıt yapmadan Fatura kesmeden (ticari vesika) Tahakkuk, Tebliğ ve Tahsil şartlarının oluşturmadan, Ödeme emri göndermeden borçluya bir süre vermeden … İcra Müdürlüğü’nün … İcra takip edilmesi alacakta dürüstlük ve iyi niyet kuralı icra takibi nin haklı olmadığı kanaatine varıldığını, Davalı … TİC VE SAN. A.Ş (… TV) ye ait Davacı …’e (Müzik Yorumcuları Meslek Birliği) nin Kanunu defterlerinin yevmiye kayıtlarında yapılan incelemede Borç Tespit edilmediği, Kayıtlardaki görünen 732,11.TL nin 2008 yılının 2ci dönem tahakkuk etmemiş olan (Kesilmemiş faturaya) ait olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir. Mahkemece ilk rapor yeterli görülmeyerek yeni bir rapor alınmasına karar verilmiştir. Mali bilirkişi … ve fsek uzmanı … raporlarında özetle; Davacı tarafın defter kayıtlarında gözüken alacağın 732,11 TL olduğu. Davacı ve Davalı arasında akdedilen 01.09.2006 tarihli Televizyon ile Yayın İzni Sözleşmesi gereği davacının 19.248,67 TL alacaklı olduğu, Takip öncesi işlemiş faiz talebinde bulunmayan davacı tarafın, takip sonrası için talep edebileceği faizin sözleşmenin 8.6 maddesi gereği aylık %3, olduğu, taleple bağlılık İlkesi gereği Davacının icra takibinde %2 aylık faiz talep ettiği, İcra takip tarihinden itibaren aylık %2 faiz talep edebileceği, Talep edilen İcra inkar Tazminatının Mahkemenin takdirinde olduğunu bildirilmiştir. Dosyada mevcut 01.09.2006 tarihli sözleşmede davacı … ile davalı … SAN. TİC. AŞ’nin taraf olarak yer aldıkları, süreye ilişkin hükümlerin düzenlendiği 10. Maddede sözleşmenin 01.01.2006 tarihinden başlayıp 31.12.2006’da sona ereceği, sözleşmenin hitamından en az 1 ay öncesine kadar noter vasıtası ile fesih ihbarında bulunulmadığı takdirde sözleşmenin kendiliğinden 1’er yıllık dönemler halinde uzayacağı, her yıl sözleşme bedelinin ÜFE ve TÜFE oranlarının ortalaması kadar artırılması sureti ile yeniden belirleneceği hususlarının düzenlendiği görülmektedir.
GEREKÇE Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davalının yetki itirazının reddine ilişkin kararının yerinde olmadığına ilişin istinaf istemi öncelikle incelenmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 14.maddesinde İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğunun düzenlenmiş olup davacı tacir olmadığından HMK 17 md uygulanamayacak ise de; konusu para alacağı olan takipte alacaklının yerleşim yeri mahkemesinin de yetkili olduğu ve kesin yetki kuralının bulunmadığı görülmekle mahkemenin yetki itirazının reddi kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Dosyada mevcut 01.09.2006 tarihli sözleşmede davacı … ile davalı … SAN. TİC. AŞ’nin taraf olarak yer aldıkları, süreye ilişkin hükümlerin düzenlendiği 10. Maddede sözleşmenin 01.01.2006 tarihinden başlayıp 31.12.2006’da sona ereceği, sözleşmenin hitamından en az 1 ay öncesine kadar noter vasıtası ile fesih ihbarında bulunulmadığı takdirde sözleşmenin kendiliğinden 1’er yıllık dönemler halinde uzayacağı, her yıl sözleşme bedelinin ÜFE ve TÜFE oranlarının ortalaması kadar artırılması sureti ile yeniden belirleneceği hususlarının düzenlendiği görülmektedir. Somut uyuşmazlıkta; davacı sözleşmede taraf olup sözleşemeye göre alacak talebinde bulunabileceği, fatura düzenlenmemesinin alacağı hükümden düşürmeyeceği, dosyada mevcut denetime elverişli 2.bilirkişi raporunun sözleşme hükümleri dikkate alınarak düzenlendiği anlaşılmakla mahkemece yeterli bulunan 2.bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmesi yerindedir. Davalı, ödemeleri … hesabına gerçekleştirdiklerini iddia etmiş ise de bu hususta bir delil sunmadığı gibi sözleşmede davacı taraf olduğundan bu yöndeki istinafın reddi gerekmiştir. Açıklanan nedenle davalının istinafının esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davalının yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 1577,80 TL harçtan, peşin yatırılan 59,30 Tl ve 350,00TL’nin mahsubu ile bakiye 1168,50TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.02/02/2023