Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/670 E. 2021/1595 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/670 Esas
KARAR NO: 2021/1595 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/10/2020
NUMARASI: 2019/544 E., 2020/580 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 23/09/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kredinin ödeme vasıtası olarak davalı borçlunun keşidecisi olduğu çeki ciro yoluyla teslim aldığını, çek bedelinin karşılıksız çıktığını, takibe konulduğunu, takibin yenilendiğini, altı aylık sürede işlem yapılmadığı gerekçesiyle açılan davada İstanbul 19. İcra Hukuk Mahkemesinin 14/10/2019 tarih, 2019/578 E. 2019/823 K. Sayılı ilamıyla icranın geri bırakılmasına karar verildiğini, davalının çeke karşı başlatılan icra takibine karşı herhangi bir itirazda bulunmadığını, davalının bu şekilde çek için öngörülen kısa süreli zamanaşımından faydalanıp borcundan kurtulmaya ve sebepsiz zenginleşme çabası içerisinde olduğunu beyanla müvekkili şirketin İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına konu 13/12/2008 tarihli 24.770,00.-TL bedelli çekten dolayı davalıdan alacaklı olduğunun tespitine ve davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davadaki tüm alacak yönünden zaman aşımı itirazlarının olduğunu, davaya konu çekin 13.12.2008 keşide tarihli olup, aynı ay içerisinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyasından takibe konu edildiğini, 06.12.2011’de takipsiz bırakıldığını, 6762 sayılı TTK’ yı 726. Maddesini değiştiren 6273 sayılı kanunun 7. Maddesinin yürürlüğe girdiği 03.02.2012 tarihinden önce ibraz süresi dolan çeklerde zaman aşımı süresinin 6 ay olduğunu, davanın sebepsiz zenginleşmeye dayalı ikame edildiğini, iş dava türünde de zaman aşımı süresinin 1 yıl olup iş bu süre çekin 6 aylık zaman aşımı süresi geçtikten sonra hesap edileceğini, bu hali ile 06.12.2011 tarihinden hesap edildiğinde 06.06.2013′ te sebepsiz zenginleşmeye dayalı dava ikame etmek için zaman aşımının yaklaşık 7 yıl önce dolduğunu, takibin ikinci kez işlemsiz bırakıldığı 27.02.2015 tarihinden dahi zaman aşımı süresi hesaplanacak olursa; 27.08.2016 zaman aşımı süresinin dolduğu tarih olduğunu ve dava bu süresinin üzerine 3 yıldan daha fazla zaman geçtikten sonra ikame edildiğini, bu hali ile de alacağın zaman aşımına uğradığının açık olduğunu savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…dosyada bulunan çek fotokopisinden ibrazın 23/10/2008 tarihinde yapıldığının açık olduğu, icra dosyasında son işlemin 06/12/2011 tarihinde yapıldığı, 17/05/2019 tarihinde alacaklı vekilinin talebi üzerine dosyanın yenilendiği, davalı borçlu tarafından takibin 3 yıldan uzun süredir işlemsiz kaldığından ve takibe konu çekin zaman aşımına uğradığından bahisle İstanbul 19. Hukuk Mahkemesi’nin 2019/758 E. 2019/823 K. Sayılı dosyası ile açılan davada icranın geri bırakılmasına karar verildiği, çekin zamanaşımına uğramasının, çeke bağlı sebepten mücerret alacağın da zamanaşımına uğraması anlamında olduğu, çekin keşide tarihinin 13/12/2008 olduğu, keşide tarihi itibariyle yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’ nın 726.maddesi’ne göre hamilin cirantalarla keşideci ve diğer çek borçlularına karşı haiz olduğu müracaat hakları 6 ay geçmekle müruruzamana uğrayacağı, davacının 04/11/2008 tarihinde icra takibini başlatmasıyla zamanaşımının kesilip yeniden başladığı, 06/12/2011-24/04/2019 tarihleri arasında zamanaşımını kesen hiçbir işlem yapılmadığı bu nedenle 6 aylık zamanaşımın süresinin dolduğu icra mahkemesi kararında belirtildiği, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2015/16621 Esas 2016/4571 Karar sayılı kararında da açıklandığı üzere zamanaşımı süresi, zamanaşımına uğramış olan çekin muacceliyet tarihinden başlayacağı, takip konusu çekin vade tarihinin 13/12/2008 tarihi olup, bu tarihten itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğinin açık olduğu, davacı tarafın davasını dava dışı … Ltd Şti.’nin kullandığı kredinin ödeme vasıtası ilişkisine dayandırmış olduğundan, Eski Borçlar Kanunu 125. Madde, yeni TBK’nun 146. Maddesi gereğince, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça her alacak 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu; bu durumda da taraflar arasında sözleşmesel bir ilişki bulunmaması ve çekin de zamanaşımına uğradığı, 06.06.2012 tarihinde davaya ve takibe konu çekin zamanaşımına uğramış olduğu, TBK hükümleri çerçevesinde sebepsiz zenginleşme zamanaşımı süresinin dolduğu” gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde vermiş olduğu istinaf dilekçesiyle; “Davalı borçlunun haciz sırasında haciz baskısı olmaksızın borcu kabul ederek ödeme taahhüdünde bulunduğunu, zira haciz mahallinde ‘haczedilecek menkul mal bulunmadığı’ hususunun haciz tutanağından anlaşıldığını, öncelikle davalı borçlunun, borcu kabul ve ödemeyi taahhüt etmiş olması nedeniyle TBK. 156. madde gereğince zaman aşımı süresinin bir yıl değil on yıl olacağını, yerel mahkemenin on yılık zaman aşımı süresini kabul etmiş olmasına rağmen, süreyi çek keşide tarihinden itibaren hesaplayarak on yılık sürenin geçtiği gerekçesiyle zaman aşımı nedeniyle davanın reddine karar vermesinin hatalı olduğunu, ayrıca on yıllık süre içinde zamanaşımını kesen takip işlemlerinin bulunduğunu, bu durumun mahkeme kararında da belirtildiği, mahkemenin kabulüne göre 06.12.2011 tarihine kadar dosyada zaman aşımını kesen işlemler bulunduğunu, yerel Mahkemenin 06.12.2011 tarihine kadar zaman aşımı süresini kesen işlemler yapıldığını kabul edip, sonucunda ise zaman aşımı süresini çekin keşide tarihinden hesaplamasının kendi içinde de çelişkili olduğunu, davalının, takip konusu çekin keşidecisi olduğunu, “zaman aşımına uğramış olan çek hamilinin keşideciye karşı açacağı alacak davasında borçlu olmadığını ispatlama yükümlülüğü davalı keşideciye ait olduğunu (Yargıtay 19. H.D. 27.03.2017 tarih, 2016/7546 E. 2017/2479 K.),” beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, zamanaşımına uğramış çeke dayalı olarak açılmış alacak davasıdır. Davacı …, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyası ile çeke dayalı olarak devam eden icra takibinde dosyanın işlemsiz bırakıldığı gerekçesiyle davalı tarafından açılan dava sonunda İstanbul 19.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2019/758 Esas sayılı dosyası ile “İcranın geri bırakılmasına” karar verildiğini, kararın istinaf süresi içinde arabuluculuk yoluna başvurularak, İİK.33/a/2 maddesi gereğince yedi günlük sürede bu alacak davasını açtıklarını beyan ederek, çek bedeli olan 24.770,00 TL’nin keşide tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsilini talep etmiştir. Davalı ise, öncelikle arabuluculuk sürecinin usulüne uygun yürütülmediğini, ayrıca davaya konu alacağın zamanaşımına uğradığını, alacağın talep edilebilmesi için kanunlarda öngörülen tüm sürelerin geçmiş olduğunu, esas yönünden de davacının böyle bir alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, “Takibe ve davaya konu olan çekin 06.06.2012 tarihinde zamanaşımına uğramış olduğu, TBK hükümleri çerçevesinde sebepsiz zenginleşme zamanaşımı süresinin dolmuş olması nedeniyle davanın reddine karar vermiştir. Hüküm davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, İİK 33/a maddesine göre açılan davada, çek hakkında zamanaşımı süresinin ibraz süresinin bitmesi ile başlayacağı, çekin ibraz süresinin sona erdiği tarihte geçerli olan zamanaşımı süresinin nazara alınacağı, icra takibine konu çekin 13/12/2008 keşide tarihli ve aynı tarihte ibraz edilen çekin, 6102 sayılı TTK’nın yürürlüğü girmesinden önce ibraz edildiği için 6 aylık zamanaşımına tabi olduğu, davacının 06/12/2011 tarihli talebi ile 24/04/2019 tarihli talebi arasında zamanaşımını kesen herhangi bir işlem söz konusu olmayıp, 6 aylık zamanaşımı süresi geçmiş olduğu ve alacağın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın reddine dair ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın yerinde olduğu anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, Harç peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına İstinaf yargılama giderlerinin istinafa gelen üzerinde bırakılmasına, İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi. 23/09/2021