Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/66 E. 2021/327 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/66 Esas
KARAR NO: 2021/327
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ.: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/11/2020
NUMARASI : 2018/574 2020/335
DAVANIN KONUSU: Marka (Manevi Tazminat İstemli)|Marka (Maddi Tazminat İstemli)|Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
KARAR TARİHİ: 18/02/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin ve grup şirketi olan … A.Ş’nin tanınmış firmalar olduklarını, müvekkili tarafından tescilli “…” markası ile üretilen ve … A.Ş uzmanlığı ile satışa arzedilen ürünlerin piyasada tüketici memnuniyeti kazandığı, müvekkiline ait “…” ve “…” esas unsurlu markaların bulunduğunu, davalı tarafın ise “… kullanarak … ibaresi adı altında takı ve aksesuar satmak suretiyle müvekkilinin marka haklarına tecavüz ettiğini, ayrıca davalının Marmaris’te “…” adı altında esnaflık faaliyeti yürüttüğünü, yine davalının www…..com isimli internet sitesinde ürünler sattığını belirterek davalının eylemlerinin markaya tecavüz ettiğinin tespitine, önlenmesine, davalıya ait internet sitesi hakkında ihtiyati tedbir kararı verilerek siteye erişimin engellenmesine, yargılama sonunda sitenin isminin değiştirilmesine veya kapatılmasına, ayrıca fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000 TL maddi ve 1.000 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkili ile davacının aynı sektörde faaliyet göstermediğini, müvekkilinin pırlanta ve altın takı ile aksesuar sektöründe herhangi bir faaliyetinin bulunmadığını, sadece gümüş takı/aksesuar ve kol saati satışı yaptığını, tüketici kitlelerinin birbirlerinden farklı olduğunu, müvekkilinin internet sitesi görselinde kullanılan … ibaresinin tasarımı itibariyle davacının grup şirketi olan … A.Ş’nin tasarımlarından oldukça farklı olduğunu, bilirkişi raporunun da hatalı değerlendirmeler içerdiğini bildirerek davanın ve ihtiyati tedbir talebinin reddini istemiştir. Mahkemece, bilirkişi raporu alınarak 17/12/2019 tarihli ara kararla yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği, davalının markasal kullanımının bulunduğu gerekçeleriyle davalıya internet sitesine erişimin engellenmesine, bu konuda erişim sağlayıcıya müzekkere yazılmasına karar verilmiş, kararı davalı vekilinin istinaf ettiği görülmüştür. İstinaf için dairemize gelen dosya dairemizin 2020/307 esas sırasına kaydı yapılmış, yapılan istinaf incelemesi sonunda davalının her ne kadar istinaf incelemesi vermiş ise de, davalı yönünden bu dilekçenin itiraz dilekçesi mahiyetinde olduğu ve itiraz yönünden duruşma açılarak karar verilmesi gerektiğinden bahisle davalı vekilinin istinaf isteminin usulden reddine, dosyanın itiraz hakkında karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiş, geri çevirme kararı sonrasında 11/08/2020 tarihinde duruşma açılarak yapılan inceleme sonunda davacının markasının tescilli olduğu sınıf ile davalının kullanımının markasal olduğu, yaklaşık ispat şartının gerçekleştiği gerekçeleriyle itirazın reddine karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili, istinaf sebebi olarak; müvekkili ile davacının aynı sektörde faaliyet göstermediğini, müvekkilinin uzun yıllardır … adı altında gümüş, takı ve aksesuar sektöründe faaliyet gösteren maruf bir esnaf olduğunu, Marmaris Esnaf ve Sanatkar Odasına kayıtlı olduğunu, kendi üretimi olan takı ve aksesuarları aynı zamanda internet sitesi kanalıyla toptan ve perakende satışa sunduğunu, ayrıca … markasının tescili için TPE ‘ye başvuru yaptıklarını ve başvurunun 27/02/2018 tarihinde kabul edildiğini, müvekkilinin pırlanta ve altın takı/aksesuar sektöründe faaliyetinin bulunmadığını, ayrıca ürünler arasında benzerlik ya da taklidin olmadığını, zaten davacı tarafın da gümüş alanında esaslı bir faaliyetinin bulunmadığını, tarafların müşteri kitlelerinin birbirlerinden tamamen farklı olduğundan davacının zarara uğramasının söz konusu olmadığını, davalı tarafın yalnızca internet sitesi görselinde kullandığı zengümüş ibaresinin tasarım itibariyle davacının grup şirketi olan… A.Ş’nin tasarımlarından oldukça farklı olup kelimenin kullanımına engel bir durumun söz konusu olmadığını, esasen … kelimesinin Farsça’da kadın anlamına geldiğini, nitekim … kelimesinin başka kişi ve işletmeler tarafından da kullanıldığını, dolayısıyla davacının müşteri kitlesinin kadınlar olduğu bir sektörde kadın anlamına gelen bir kelimenin kullanımının tecavüz olduğu iddiasının kötü olduğunu, ayrıca … kelimesinin kökeni Hindistan’daki budist bir okulun Japonca’daki ismi olduğunu, 20. Yüzyılda batıda tanınmaya başlayan bu okulun İngilizce ve diğer batı dillerine … ya da … ismiyle girdiğini, kökeni itibariyle insanı mutlu eden, huzura erdiren meditasyon anlamına da geldiğini, ihtiyati tedbir kararının haksız olduğunu, internet sitesinde davalı tarafından işletmenin mahiyeti açıkça yazılmış olup davacının markasından yararlanma durumunun söz konusu olmadığını, hakkımızda başlığı adı altında müvekkilinin kendisini anlattığını, ayrıca hatalı rapora dayalı olarak tedbir kararının doğru olmadığını, bu kararın müvekkili yönünden telafisi imkansız zararlara yol açtığını bildirerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Davacıya ait 2014/25144 … + şekil markasının 14 ve 35.sınıflarda 24/03/2014 tarihinden itibaren, … + şekil markasının 14 ve 35.sınıflarda 31/12/2014 tarihinden itibaren, … markasının 14.sınıfta 08/11/2012 tarihinden itibaren, … + şekil markasının 35.sınıfta 22/11/2011 tarihinden itibaren, … markasının 35.sınıfta 22/11/2011 tarihinden itibaren, … markasının 14 ve 35.sınıflarda 23/02/2011’den itibaren, … markasının 2,5,7,8, 9, 12, 13, 15, 14, 19, 21, 28, 31, 33, 34, 36, 38, 39, 42, 44 ve 45.sınıflarda 19/12/2003 tarihinden itibaren, … markasının 14,21, 34, 35.sınıflarda 18/10/2000 tarihinden itibaren, … + şekil markasının ise 9, 14 ve 35.sınıflarda 12/04/2007 tarihinde tescil edildiği görülmüştür. Dosya içinde bulunan ve davalı tarafın delil listesi ekinde sunulan davalıya ait 2017/83486 tescilli nolu “…” markasının 35.sınıfta davalı adına tescil edildiği görülmüştür. Dosyanın incelenmesinde, mahkemece ayrıca 10/02/2020 tarihinde davalının internet alan adına Türkiye’de erişimin tedbiren engellenmesine ve takdiren 20.000 TL teminat alınmasına karar verildiği, yine mahkemece 20/02/2020 tarihli ara kararla da www…..com alan adına 20.000 TL teminat mukabilinde erişimin engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan ve marka vekili tarafından düzenlenen 22/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda; davalıya ait olduğu belirtilen internet sitesinin whois kaydında alan adı sahibine ilişkin bilginin yer almadığı, davalıya ait 35.sınıfta tescilli marmariszengümüş markasının bulunduğunu, ancak internet sitesindeki kullanımının … (Z harfi dairemsi bir şekil içine alınmış biçimde) olduğu, markanın tescil edildiği haliyle kullanılmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, markaya tecavüzün tespiti, önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise mahkemece verilen ihtiyati tedbire davalı tarafça yapılan itirazın reddi kararına yöneliktir. Davacı tarafa ait … esas unsurlu markaların bulunduğu, davalı tarafa ait ise … markasının 35.sınıfta tescilli olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu içeriğinden anlaşılacağı üzere davalı tarafın markasını tescilli bulunduğu şeklinde değil … (Z harfi dairemsi bir şekil içine alınmış biçimde) şeklinde kullandığı anlaşılmaktadır. Öte yandan davacının markalarının kuyumculuk eşyaları yönünden de tescilli bulunduğu, ilk derece mahkemesince verilen tedbir kararının dosya kapsamıyla usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.18/02/2021