Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/641 E. 2021/742 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/641 Esas
KARAR NO: 2021/742
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/12/2020
NUMARASI: 2020/74 E. – 2020/174 K.
DAVANIN KONUSU: Fikir Ve Sanat Eseri (Manevi Tazminat İstemli.)
Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 08/04/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia : Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin mirasçısı bulundukları Merhum Ord. Profesör…’ın 20.Yüzyıl Türk Mimarlık dünyasındaki en önemli isimlerden olduğunu, Davalı …’in Kadıköy de yer alan ve mimarı çevreler tarafından “… Evi” isimli tanınan yapının maliki olduğunu, Diğer davalı …’in ise 2012 yılından bu yana muhtelif zamanlarda davaya konu yapıya ilişkin hak sahiplerinin izni alınmaksızın rölöve, restitüsyon, restitüsyon tadilat ve restorasyon projelerini gerçekleştirdiğini, yine diğer davalı Mimar …’in ise dava konusu yapıyla ilgili restorasyon projelerini hak sahiplerinin izni olmaksızın hazırlayan, ilgili kurumlara sunan ve böylelikle davaya konu olacak hukuka aykırı eylem ve işlemleri gerçekleştiren mimar olduğunu, …’ın dava konusu yapıya ilişkin özgün mimari projenin FSEK anlamında eser sahibi olduğunu bu hususun izahtan veraset olduğunu. Merhum…’ın 1961 yılında vefat ettiğini. Müvekkilinin…’ın yasal mirasçısı ve manevi ve mali haklarının sahibi olduğunu. Dava konusu taşınmazın korunması gerekli Kültür Varlığı olarak tescil ettirildiğini. Müvekkilinin 02/06/2017 tarihinde Beyoğlu …Noterliğinin … yevmiye nolu vasıtası ile davalıları ihtarname gönderdiğini, davalılardan …in 07/06/2017 tarihinde keşide ettiği ihtarname ile müvekkilinin dava açma hakkının bulunmadığı iddiasında bulunduğunu. 23/06/2017 tarihinde davalıya Beşiktaş …Noterliğinin … yevmiye no ile davalıya cevap verildiğini. Davalının eser sahibinin izni olmaksızın … Proje üzerindeki hakları ihlal ettiğini, 2011 yılında davalının malik tarafından hazırlatılan … projesininde müvekkillerinin FSEK kapsamındaki haklarının ihlali mahiyetinde olduğunu, davalının eser sahibinin mirasçılarının izni olmaksızın hazırlanan rölöve projesi hem işleme hakkının ihlali niteliğinde olduğunu, Dava konusu yapıya ilişkin…’a ait özgün mimari proje ve mimari eserden yararlanılarak hukuka aykırı surette davalılar tarafından hazırlatılmış ve hazırlanmış rölöve, restitüsyon, restitüsyon tadilat ve restorasyon projeleri ile müvekkilinin mali haklarının ihlal edilmiş olduğundan davalıların hukuka aykırı eylem ve işlemleri nedeniyle belirsiz alacak davasının şimdilik 5.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminat ile talebin kabul edilmemesi halinde “Men” kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının, dava konusu taleplerine ilişkin dava ehliyeti bulunmadığını, müvekkil bakımından dava konusu eser sahibinin haklarının ihlal edilmesi söz konusu olmadığını. Davaya konu edilen yapı İstanbul ili, Kadıköy ilçesi, … Mahallesi, … Pafta, … Ada ve … Parsel numarası ile kayıtlı bulunan değerli Mimar Ord. Prof. …’ın sağlığında yaşadığı ev olması sebebiyle de “… Evi” olarak bilinen eseri olduğunu. …’ın kendisi ve ailesi için tasarlamış olduğu söz konusu yapı kendisinin vefatı ve ailenin kullanımından çıkmasının ardından İstanbul’da hızla büyüyen kentleşme ve yapılaşmanın da olumsuz etkileri ile birlikte bakımsız kalmış, yıllar boyu maalesef ki harabe vaziyette terk edildiğini. bu evin, 1992-1993 yıllarında yıkılma girişimlerine maruz kalmışsa da…’ın kültürel ve mesleki mirasına sahip çıkan meslektaşlarının çaba ve gayretleri ile yıkılma girişimleri durdurulduğunu, İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından “Korunması Gerekli Kültür Varlığı” olarak tescil edildiği. Her ne kadar yıkılma girişimlerine kısmen engel olunmuşsa da, terkedilmiş yapının zamana ve dışsal etkilere karşı fiziken korunmasız kalması neticesinde… evi hayli harap, bozulmuş ve yıkıma uğramıştır. Müvekkil …’in de aralarında bulunduğu mimar ve akademisyenlerin üstün emek ve çabaları ile evsizlere mekan olan, kötü kullanımdan ötürü zarar gören, harabe haline gelen bu yapı aslına uygun olarak tadil edildiği. Yapının aslına uygun olarak yenilenmesine dair tüm restorasyon; müvekkilin de aralarında bulunduğu alanında yetkin kişilerin çabaları ile…’ın yapıya ilişkin orijinal planı, kesit ve cephe çizimleri esas alınarak, rölöve çalışmaları sırasında yapılan inceleme ve gözlemlerden ortaya çıkan sonuçlar, veriler ve bulgular, …’ın komşuları ile yapılan sözlü tarih çalışmaları, görsel belgeler ve hipotetik restitüsyon yaklaşımı ile desteklenerek hayata geçirildiği. Dosya konusu yapıya ilişkin tüm restorasyon, rölöve, restitüsyon projeleri ilgili koruma kurul denetimlerinden geçmiş, gerekli tüm izin ve onay işlemleri ile birlikte eksiksizce hayata geçirildiği. Eserin bütünlüğünün ve eser sahibinin itibarının korunması ön koşulları ile birlikte mimari eserlerde yapılacak zorunlu değişikliklerin hukuka aykırılık teşkil etmediği Yargıtay içtihatlarınca kabul edilmiştir. her türlü dava ve talep hakkımızı saklı tutarak, haksız ve mesnetsiz davanın aktif dava ehliyeti yokluğu yönünden öncelikle usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı: İlk derece mahkemesince; “…iddia, savunma, emsal İstanbul Anadolu 1.Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2016/6 E ve 2017/40.K.Sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dosyamız içerisine alınan Üsküdar 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2001/664 E.2001/637 K. Sayılı ilamında, davacının,dava konusu eser sahibi murisin eşi olan …’in (muris …’ın eşi …’ın,murisin ölümünden sonra … ile evlenmesi neticesinde … soyadını aldığı), evlatlığı olduğu anlaşılmıştır. Davacının,dava konusu eser sahibi murisin eşinin (…-…),murisin ölümünden sonra yaptığı evlilikten evlatlığı olması nedeni ile murisin ölümü nedeni ile doğrudan yasal mirasçısı olmayıp,muristen davacının annesine intikal eden malvarlığından annesi nedeni ile mirasçı olduğu anlaşılmış, eser sahibine ait olan eserin bütünlüğü, korunması, eserde değişiklik yapılmasını men etme, (FSEK. 16. Madde) manevi hakkının ve bu tecavüzlere karşı tecavüzün men’i ve önlenmesi, dava açma hakkının bulunmadığı bu hakkın sadece FSEK 19. Madde de düzenlenen kişi ve bir kısım mirasçılara (vasiyeti tenfiz memuruna, bu tayin edilmemişse sırayla sağ kalan eşi ile çocuklarına ve mansup mirasçılarına, ana babasına, kardeşlerine) tanındığı, davacının bu kişiler arasında yer almadığı bu nedenle murise ait mali ve manevi yetkileri kullanma hakkının bulunmadığı, davacının taraf sıfatı olmadığı” gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Müvekkilinin yasal mirasçı olduğunu ve mali ve manevi hakların miras yolu ile intikal ettiğini, mahkemenin FSEK 19/1 Maddeye göre verdiği kararın bu nedenle hatalı olduğunu, FSEK 19/3. Maddenin olayda uygulanması gerektiğini , müvekkilin mirasçı olduğunu ,kararın bu nedenle kaldırılması gerektiğini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, davacının 5846 Sayılı Kanun kapsamındaki haklarına davalılar tarafından yapılan saldırıların tespiti, önlenmesi, eski hale getirilmesi ve hükmün gazetede ilanına karar verilmesine ilişkindir. Davacı taraf, davalının eserde müvekkilinin muvafakatinı almaksızın değişiklik yaptığını belirterek bu değişikliğin önlenmesini istemiştir. Söz konusu bu talep eserden kaynaklanan manevi haklara ilişkin olup bu konuda men ve önleme talebinde bulunacak kişiler 5846 Sayılı Kanun’un 19/1 maddesinde sayılmış olup bunlar sırayla vasiyeti tenfiz memuru, bu tayin edilmemişse sırasıyla sağ kalan eş ile çocukları ve mensup mirasçılarına, ana-babasına, kardeşlerine aittir. Davacı ise FSEK’in 19.maddesinde sayılan bu kişilerden değildir. Dolayısıyla davacının davacı sıfatı bulunmadığına ilişkin mahkemenin gerekçesi ve kararı yerindedir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1- Davacı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b- 1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE 2- Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcı peşin olarak alınmış olmakla ayrıca harç alınmasına yer olmadığına 3- Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına 4- İnceleme duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 361.madde uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal sürede Yargıtay’a temyiz yolu olanaklı şekilde 08/04/2021 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.