Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/633 E. 2021/888 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/633 Esas
KARAR NO: 2021/888
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/06/2019
NUMARASI: 2018/221 E. – 2019/634 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit, İstirdat
KARAR TARİHİ: 22/04/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, Aydın Muğla Karayolu 2. Kilometre Merkez Aydın adresinde faaliyet göstermek üzere 18.1.2010 tarih ve 618 sayı numaralı Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edilerek tüzel kişilik kazandığını, Müvekkili şirketin daha sonra adres değişikliği yaparak, “… Mah. … Bulvarı, … Meydanı No:… Efeler-AYDIN…” adresinde … A.Ş. bayisi olarak akaryakıt sektöründe ticari faaliyetine de devam etmekte olduğunu, Müvekkil Şirket ortaklarından … ve …’in 12.01.2016 tarihinde … Ltd. Şti.’deki hisselerinin tamamını … isimli şahsa devrettiğinin ekte sunulan 12.01.2016 tarih, 1240 sayı numaralı Ticaret Sicil Gazetesi’ndeki ilandan da açıkça anlaşılmakta olduğunu, Devir tarihinden itibaren, devredilen şirket ( … Ltd. Şti ) ile müvekkili şirketin, … ve …’in hiçbir hukuki veya fiili ilişkilerinin kalmadığını, … Taşımacılık San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin yasal adresinin 30.03.2016 tarih, 9043 sayılı Ticaret Sicil Gazetesindeki ilana göre , “… Mah. … Bulvarı … Sitesi No:… Kayapınar-DİYARBAKIR” olduğunu, Davalı …’nin İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E, sayılı dosyasında, takip borçlusu … Ltd. Şirketi aleyhine icra takibi yaptığını, takibin kesinleştiğini, Kesinleşen icra takibi akabinde Aydın İcra Müdürlüğü’nün … Tal. sayılı dosyasında borçlu şirket ile hiçbir ilişkisi bulunmayan müvekkili şirketin ticari faaliyetini yürüttüğü … Mah. … Bulvarı … Meydanı No: … Efeler-AYDIN adresine gidilerek işletmesinde bulunan tüm mallar üzerine haciz konulma ve muhafaza yapılacağı tehdidi ile karşı karşıya kalan müvekkili şirket yetkililerinin ticari itibarları zedelenmesin diye kendi şirketleri ile hiçbir ilişkisi bulunmayan dosya borcunun tamamını istihkak iddialı ihtirazı kayıt ile dosya borcunun tümünü ödemek zorunda kaldığını, Davalı şirket tarafından, haciz ve muhafaza tehdidi altında icra konusu borçla hiçbir ilişkileri olmayan, müvekkili şirket yetkililerinden 27.500,-TL’nin haksız ve hukuka aykırı bir şekilde tahsil edildiğini, yapılacak yargılama sonucunda da müvekkili şirketin davalı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığı ve haksız yere kendilerinden para tahsil edildiğinin açıkça ortaya çıkacağını, Davalı tarafa borçlu olmadıklarının tespitine, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına yatırılan 27.500,- TL’nin 16.02.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, haksız ve hukuka aykırı bir şekilde, haciz ve muhafaza tehdidi altında kötü niyetli olarak tahsil edilen 27.500,- TL’nin %40’ından az olmamak üzere müvekkili şirket lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı 3. şahıs şirket ile dosya borçlusu … Akaryakıtın aynı iş kolunda faaliyet göstermekte olduklarını, şirketlerin iştigal ve iş konularının bire bir aynı olduğunu, borçlunun borçlarından kurtulmak, alacaklılarını zarara uğratma kastı ile hareket etmiş ise de haciz mahallinde borçluya ait olarak tespit edilen emareler ve bulunan evraklar neticesinde borçlunun aynı iş kolunda 3. şahıs şirket üzerinden faaliyetine devam ettiğinin tespit edildiğini, Ayrıca, dosya borçlusu … Akaryakıt ile davacı şirket ortaklarının aynı olup, kurucuları ve ortakları olan …, …, …, …’in kardeş olduklarını, aynı zamanda davacı şahıs şirket ve dosya borçlusu …’ın ortaklarının aynı olduğunu, yine kardeş olan ortakların kurduğu dava dışı … isimli bir şirketin de mevcut olduğunu, Huzurdaki davaya konu çeke ilişkin olarak istirdat iddiasında bulunulmasının davacının borcundan kurtulmak amacıyla kötü niyetli olarak hareket ettiğinin sabit olduğunu, Borçlu şirket ile davacı şirket ortaklarının aynı olduğunu, aynı zamanda yine aynı ortaklığa sahip olan … isimli dava dışı bir firmalarının da bulunmakta olduğunu, bahsedilen 3 şirketin de kardeş ortaklar tarafından kurulmuş olup, hali hazırda 3. şirketin de haciz mahalli adresinde faaliyette bulunmakta olduğunu, 16.02.2018 tarihli haciz tutanağı ile sabit olduğu üzere; haciz mahallinde yapılan işlemde her ne kadar …’in mahallin …’a ait olduğunu iddia etmişse de sunulan evrakların arasında borçlu …’a ait vergi levhası ve bir kısım evrak da görüldüğünü ve alacaklı vekilinin talebi ile suretlerinin de dosyaya celp edildiğini, Öte yandan dosya borçlusu … Akaryakıt’ın başka bir alacaklısı tarafından da yine davacı adresinde haciz işlemi yapılmış olduğunu, talimat numarası taraflarınca bilinmeyen Aydın İcra Müdürlüğü dosyasında da bulunan evrak suretlerinin mevcut olduğunu, anılan tutanağın da dilekçe ekinde sunulmakla, haciz tutanağı incelendiğinde, yapılan haczin İstanbul 13. İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/1405 E. sayılı takibin devamı uyarınca yapıldığı düşünüldüğünde, 3. şahıs davacının daha önceki alacaklılarına da istihkak iddiasında bulunduğu, ancak istihkak iddiasının ciddi bulunmaması üzerine takibin devamı kararı ile haciz mahallinde 12.12.2017 tarihinde tekrar haciz işleminin yapıldığını, bu nedenlerle Davanın reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…davacı taraf icra takibinde borçlu olmadığı ancak icra tehditi altında ödeme yaptığı iddiasıyla ödenen paranın istirdatını talep etmekte ise; esasen istirdat istemi takip borçlusu tarafından iddia edilebilmekte olup davacının takibin tarafı olmadığı, Bu hali ile istirdat davası açmaya aktif husumet ehliyetinin bulunmadığının anlaşıldığı, (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2015/18160 Esas 2016/7678 Karar sayılı ilamı ), takip dışı üçüncü kişinin icra dosyasına borçlu olmadığı bedeli sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca talep edilebilmesi için ise iş bu davada davalı sıfatının takip alacaklısı değil takip borçlusu olması gerektiği zira bu ödeme ile dava dışı takip borçlusunun borcundan kurtulmuş olduğu anlaşılmakla dava açmakta davacının pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı…” gerekçesiyle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf isteminde özetle; icra takip borçlusu ile maddi hukuk açısından, müvekkili şirketin hiçbir ilişkisi olmadığı halde, davalı tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak, müvekkil şirketin Aydın ilindeki akaryakıt istasyonunda yapılmak istenen fiili haciz neticesinde, müşterilerine karşı ticari itibarı zedelenmesin diye, icra dosya borçlusu ile ilişkisi olmadığı halde, cebri icra tehdidi ve baskısı altında, ihtirazi kayıtlı olarak ve istihkak iddiası kaydı ile dosyaya ödeme yapmak zorunda kaldığını, davalı şirket aleyhine menfi tespit ve istirdat davası açılmasında, hukuki yararı ve menfaatin bulunduğunu, davalı tarafın 28.05.2019 tarihli bilirkişi raporuna beyan dilekçesine ekli olarak sunmuş olduğu ve yerel mahkemenin kararına dayanak olarak göstermiş olduğu Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin kararı emsal içtihat niteliğinde olmadığı ve hukuki yönden bağlayıcı nitelik taşımadığını, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 2012/31960E.-2013/7947 K. ve 2015/1873 E. – 2015/4772 K. sayılı aksi yönde kararları da mevcut olduğunu, 3.kişi tarafından icra dosyasına sehven ve/veya borcu olmadığı halde ödeme yapılması durumunda, takip alacaklısına karşı genel hükümlere göre istirdat davası açılabileceğinin belirtildiğini, bilirkişi raporunda icra takip borçlusu şirket ile müvekkil şirket arasında herhangi bir şekilde ticari, organik, fiili ve hukuki bir bağın bulunmadığının tespit edildiğini, İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/310 Esas 2020/17 Karar sayılı 14.01.2020 tarihli kararında davanın kabulüne karar verdiğini, olayın aynı mahiyette olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355.maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı şirket, takip dosyasının tarafı olmayıp üçüncü kişi konumundadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu 9 ve devamı maddelerine göre icra dosyasına yapılan ödemeler borca mahsuben ödenmiş sayılacağından dosyanın tarafı olmayan davacı üçüncü kişinin ödediği bedeli sebepsiz zenginleşme kurallarına göre dosya borçlusundan geri isteme hakkı bulunmakla birlikte, somut dosya yönünden davalı alacaklı sebepsiz zenginleşen konumunda olmayıp İİK 72.maddesi uyarınca istirdat davasını da ancak takip borçlusu açabileceğinden davacının icra takip dosyasına ödediği bedeli davalıdan geri isteme hakkı bulunmamaktadır. (Y.4 HD, 2015/16289 Esas, 2016/3744Karar, 22.03.2016Tarihli; Y.11.HD, 2020/3425E, 2020/5455K, 26.11.2020Tarihli; Dairemizin 2020/1707E, 2020/1564Karar sayılı, 02.10.2020 tarihli ilamları) Açıklanan nedenle ilk derece mahkemesinin kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 59,30TL hartan peşin alınan 54,40TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının ilk derece mahkemesince talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 22/04/2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.