Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/619 E. 2023/144 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/619 Esas
KARAR NO: 2023/144
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/10/2020
NUMARASI: 2018/296 2020/301
DAVANIN KONUSU: Fikir Ve Sanat Sanat Eseri Sahipliğinden Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Ref’i, Önlenmesi Ve Tazmini
KARAR TARİHİ: 02/02/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin global ölçekli bilgisayar programı üreticileri olduğunu, müvekkili şirket tarafından üretilen bilgisayar programlarının çok sayıda kullanıcı tarafından tercih edildiğini, üretilen bilgisayar programlarına güçlü resim tasarım paylaşımı ve reklamcılık araçları ile dünyada ve Türkiye’de en çok kullanılan mimari tasarım, çizim, görselleştirme, görüntüleme ve düzenleme programı olan “…” programının örnek verilebileceğini, bilgisayar programlarının koruma kapsamında bulunan fikir ve sanat eseri kategorilerinden biri olan ilim ve edebiyat eserleri arasında yer aldığını, müvekkiline ait bilgisayar programlarından doğan telif haklarının ilgili kanun ve sözleşmeler uyarınca korunmakta olduğunu, söz konusu bilgisayar programları üzerinde müvekkilinin telif hakkına sahip olduğunu, müvekkiline ait programların ancak lisans sözleşmesi ile kullanılmasının mümkün olduğunu, davalı şirketin müvekkiline ait programları hukuka uygun bir biçimde kullanmadığı iddiasıyla İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde 2018/71 D.iş sayılı numarasıyla delil tespiti talebinde bulunduklarını, davalı şirketin adresinde bilirkişi vasıtasıyla tespit yapıldığını, … isimli bilgisayarda, müvekkili şirkete ait 1 adet … yazılımının kurulu ve çalışır vaziyette lisanssız olarak kullanıldığının ve çizim dosyaları oluşturulduğunun tespit edildiğini, ancak tespit edilen programa ilişkin herhangi bir fatura veya lisans kaydı sunulamadığını, davalı şirketin lisanssız olarak kullandığı yazılımların mevcut güncel versiyon olmadığını, muadili olan güncel yazılımın dava tarihindeki kur üzerinden hesaplandığında 15.864 TL olduğunu, müvekkili şirketin söz konusu programlar üzerinde hem mali hem de manevi hakları bulunduğunu, eser sahibinin izni olmadan çoğaltılmasının mali hak tecavüzü teşkil ettiğini, davalıya tespit işlemi sonrasında sulh için teklifte bulunulduğunu ancak uzlaşma sağlanamadığını iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik belirsiz alacak davalarının kabulü ile 15.864 TL’nin davalıdan tahsiline, sonrasında belirlenecek olan miktarın FSEK 68.madde uyarınca haksız fiil tespit tarihi olan 07/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili ıslah dilekçesinde özetle, 15.864,00 TL olarak açmış oldukları belirsiz alacak davasını ıslah ederek 43.000,00 TL olarak belirli hale geldiğini, bu nedenle 43.000,00 TL’nin 28/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının belirsiz alacak davası ikame etmesinde hukuki yararının olmadığını, davacının söz konusu yazılımların tazminata esas alınacak toplam rayiç bedelini belirleyebilecek durumda olduğunu, müvekkilinin dava konusu yazılımı hiçbir surette kullanmadığını, tespit dosyasında alınan bilirkişi raporunun hukuka aykırı olup gerçeği yansıtmadığını, söz konusu yazılımın müvekkili tarafından bilgisayara yüklendiğine ya da indirildiğine ilişkin hiçbir tespit yapılmadığını, bilgisayarın bulunduğu iddia edilen mekanın müvekkilinin çalışma odası olmadığını, müşterilerin bekleme salonu olduğunu, bilirkişi yazılımının hangi tarihte nereden indirildiğine, hangi dosyaya kurulduğuna, hangi sürümde olduğuna, hangi program vasıtası ile söz konusu tespiti yaptığına, incelemede hard diskin hash değerli yedeğini aldığına ve sair teknik hususlara ilişkin hiçbir araştırma yapılmadığını, davacının kendisinin eser sahibi olduğunu iddia ettiğini ancak davacının tüzel kişi olması nedeniyle, tüzel kişilerin eser sahibi olarak kabulünün hukuken ve FSEK hükümleri çerçevesinde mümkün olmadığını, davacının telif haklarına sahip olduğunu ispat edemediğini, dava konusu yazılımın eser sahibi ile davacı arasında yapılmış bir mali hak devir/ruhsat sözleşmesinin dosyada bulunmadığını, davacının talep ettiği tazminat miktarının fahiş olduğunu, davacının müvekkilini İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 2018/101450 soruşturma numarası ile savcılığa şikayet ettiğini, bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İlk derece mahkemesince; “…bahse konu program üzerinde davacının eser ve mali hak sahibi olduğu, İstanbul 1. FSHH. 2018/ 71 D.iş 11/05/2018 tarihli bilirkişi raporunda tespit olunduğu üzere davalının herhangi bir lisans sözleşmesi olmaksızın yazılım programını bilgisayarına yüklediği, dolayısıyla FSEK md. 22/3 düzenlenen ve mali haklardan olan çoğaltma hakkını ihlal ettiği, bilirkişi raporunda tespit olunduğu gibi yazılım programının güncel versiyonlar çıkmış olmasına rağmen fiyatının sabit kaldığı, bilirkişi raporunda da tespit olunduğu üzere tazminat miktarının değişik iş tespit tarihi olan 07/05/2018 günü Euro kuruna Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Euro Alış Kuru üzerinden yapılan hesaplamaya göre ( 1 Euro =5,0746 TL *2999 ) 15,218.72 TL olarak hesaplandığı, hesaplama detayları yukarıda açıklandığı üzere 43.000 TL lik talepten esas alacak baz alınarak yapılan oranlama sonucu ulaşılan 7.740 TL lik KDV kısmı düşüldüğünde 36.440,70 TL’nin tespit tarihi olan 07/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans (reeskont faizini geçmemek kaydıyla) faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tespit olunmuştur.. Davanın KISMEN KABULÜ ile, 36.440,70 TL’nin tespit tarihi olan 07/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans (reeskont faizini geçmemek kaydıyla) faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine…” şeklinde karar verilmiştir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesinin ekler listesinde ek1’de davacının bilgisayar programının mali hak sahibi olduğunu gösteren kayıt sertifikasından bahsedilmiş ise de dosyada böyle bir sertifikanın bulunmadığını, dolayısıyla aktif husumet ehliyeti yokluğundan davanın reddi gerektiğini, dava konusu lisans bedelinin davacı tarafından bilindiğinden belirsiz alacak davasının açılmasının hatalı olduğunu, bu nedenle davanın usulden reddi gerektiğini, zaten dava dilekçesinde lisans bedelinin 2.999 € olduğunun açıkça belirtildiğini, bu nedenle davanın belirsiz alacak davası değil olsa olsa kısmi dava niteliğinde olduğunu, bu usuli hata nedeniyle de davanın reddi gerektiğini, davacının ıslah adı altında talep konusundaki faiz türü ve KDV taleplerini de değiştirmiş olduğunu, bu durumun davanın ıslahı niteliğinde olduğundan 1 haftalık kesin süre içinde yeni dava dilekçesi gerekirken verilmediğini, dolayısıyla ıslahın yapılmamış sayılması gerektiğini, bu aşamadan sonra yeni dava dilekçesi verilse dahi, dava dilekçesinin verileceği itibariyle davacı taleplerinin zamanaşımına uğradıklarını belirttiklerini, ancak mahkemenin bu itirazları değerlendirmediğini, ayrıca dava tarihi itibariyle de istenilecek tazminat miktarının davacı tarafça bilinmesi nedeniyle yapılan ıslahın kötü niyetli ıslah olup HMK’nın 141. Maddesi kapsamında iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı dahilinde kaldığını, bilirkişi raporunun hukuka aykırı delil mahiyetinde olduğunu, zira bilgisayarda yapılan arama ve el koymanın ancak CMK hükümlerine uygun olarak gerçekleştirilebildiğini, bilgisayar içinde yer alan deliller bakımından bu delillerin toplanmasının CMK’nın 119, 120 ve 134 ile yönetmeliklerde öngörülen hükümlerin uygulanması ile mümkün olduğunu, değişik iş tespit raporunda ise bilgisayarlarda arama ve el koyma kararının hukuk mahkemesi hakiminin verdiğini, mahkemenin yetkisini aştığını, yapılan arama işleminin özel mülkiyetten kaynaklanan hakların ihlali niteliğinde olduğunu, ayrıca tespit kararında bilirkişiye bilgisayarlardan arama yetkisi verilmemiş olup yalnızca mahallinde inceleme yetkisi verildiğini, dolayısıyla tespit dosyasındaki delilin hukuka aykırı olarak elde edildiğini, İstinaf mahkemesinin bu delili hukuka aykırı delil olarak kabul etmemesi halinde hatalı bir emsalin oluşacağını, tespit raporuna itiraz edildiğini, dolayısıyla hükme esas alınmaması gerektiğini, esas dosyada alınan bilirkişi raporuna gerekçeli kararda atıf yapılmadığını, yalnızca itiraza uğramış tespit raporuna yollama yapıldığını, değişik iş dosyasındaki rapor kabul edilse dahi iddia edilen yazılımın müvekkilinin bilgisayarında tespit edilmediğini, yazılımın kurulu olduğu belirtilen bilgisayarın müvekkiline ait olduğu ve yazılımın müvekkili tarafından yüklendiği ya da indirildiğine ilişkin hiçbir inceleme ya da tespit yapılmadığı, zira bilgisayarın bulunduğu iddia edilen mekanın müvekkilinin çalışma odası değil, müşterilerin bekleme salonu olduğunu ve bilgisayarın da şifresiz olduğunu, ilk derece mahkemesince alınan raporda yazılımın bilgisayarda kurulu olmadığı tespit edilmesine rağmen itiraza uğrayan değişik iş raporunun hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, davacının FSEK kapsamında şikayete yetkili bir hak sahibi olduğunu ispatlamadan dava açtığını, davacının haksız fiili ve faili 24/04/2018 tarihinde öğrendiğini, taleplerinin zaman aşımına uğradığını, ıslah talebine ilişkin dilekçenin de 09/06/2020 tarihinde tebliğ edilmiş olup, bu tarihte davacının alacak hakkının zaman aşımına uğradığını, 2 yıllık zaman aşımının geçtiğini, mahkemenin aldırdığı bilirkişi raporu ile tespit raporunun çelişki içerdiğini, bu çelişkinin giderilmesi gerektiğini, tespit raporuna yaptıkları itirazın değerlendirilmediğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
DELİLLER: İstanbul 1. FSHHM’nin 2018/71 D.iş dosyasında alınan bilirkişi raporunda özetle; “…davalıya ait iş yerinde yapılan tespitte davacıya ait … programının, kurulu ve çalışır vaziyette olduğu, bahse konu yazılımın 26/05/2017 tarihinde kurulduğu, çalışır durumda bulunduğu, versiyonunun … olduğu ve demosunun olmadığı (tam sürüm içermediği) tespit edilen yazılım programının bilgisayarda çizim yapılabilir durumda olduğu, bilgisayarda bahsi geçen yazılım programı ile oluşturulmuş birçok proje çizim dosyalarına rastlanıldığı, bu tespitler dışında aleyhine tespit istenilen firmadan tespit talep eden tarafa ait 1 adet … isimli yazılım programının lisanssız kullanıldığı, programın lisans sertifikası ya da faturasının ibraz edilmediği..” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 02/03/2020 tarihli bilirkişi raporunda; “…05/02/2020 tarihinde saat 10:00’da … Mah. … Bulvarı No:… Eyüpsultan/İstanbul adresinde yerinde inceleme gerçekleştirilmiş dava konusu olduğu belirtilen bilgisayann fiziksel adresi (mac adresi)’nin … olduğu bu mac adresinin 2018/71 D.iş içerisinde bulunan raporda belirtilen mac adresi ile aynı olduğu, bilgisayar adının… olduğu, bilgisayar adının dosya içerisinde bulunan 2018/71 D.iş içerisinde bulunan rapor içerisindeki bilgisayar ismi ile aynı olmadığı, fakat bu isim bilgisayara yeni kurulum yapıldığında, harddisk değişimi yapıldığında veya bilgisayar ismi istek üzerine kullanıcı tarafından değiştirilebilmekte olduğu, yapılan incelemede söz konusu bilgisayarda … programına rastlanılmadığı, … programının inceleme yapıldığı günde kurulu/yüklü olmadığı daha önce kurulu olmadığı anlamına gelmediği, Program Ekle/Kaldır, Olay Görüntüleyici ve Systeminfo komutu sonucu ekran görüntüleri incelendiğinde, Sistemin 21/08/2019 (tespitten sonraki tarih) tarihinde kurulmuş olduğu, Windows kurulumu yapıldıktan sonra kurulum öncesi kurulu olan programların silinmesi nedeni ile programa ulaşılmamış olabileceği gibi Harddisk değiştirilmişse de programa ulaşılamayacağı, Windows kurulumundan önce kurulu olan programların bilgisi ile alakalı emniyet birimlerinde varsa özel programlar aracılığı ile tespitinin yapılabilme olasılığının olduğu, eğer harddisk değişimi yapıldıysa Windows kurulumu öncesi kurulu olduğu belirtilen dava konusu programa/programlara ulaşılamayacağının bilindiği, dosya içerisinde bulunan 2018/71 D.iş dosyasındaki bilirkişi raporu kontrol edildiğinde … programının 26/05/2017 tarihinde kurulduğu, program versiyonunun “…” olduğu, programın çalışır durumda olduğu, rapor ekinde de 1 adet bilgisayarda … programım kurulu ve çalışır halde olduğunun belirtildiği bilgisayarın adının ve mac bilgilerinin yazıldığı, dosya kapsamında sunulan 2018/71 D.iş dosyasında bulunan tespit raporu ile programın kurulu ve çalışır halde olduğu kanaati oluştuğu, davalı tarafından dosya içerisine sunulmuş olan dava konusu program ile ilgili herhangi bir fatura/belge sunulmadığı görülmüş olup bu durumda tespiti yapılan programın Lisanssız olarak kullanıldığı kanaati oluştuğu, 2018/71 D.iş dosyasındaki raporda tespit edildiği görülen … programı ile ilgili davacı vekili tarafından dosyaya sunulan … İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından … A.Ş.’ye kesildiği belirtilen 09/10/2015 tarihli fatura içeriğinde … yazdığı ve fiyatının KDV Dahil 3.538,82 Euro yazdığının görüldüğü, internet üzerinden yapılan güncel fiyat bilgisi kontrol edildiğinde ise … fiyatının dosyaya sunulan faturadaki fiyatla aynı yani 2999 Euro + KDV olduğu, KDV Dahil 3.538,82 Euro olduğu, değişik iş tespit tarihi olan 07/05/2018 günü Euro kuruna Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası sistemi üzerinden kontrol edildiğinde o günün Euro Alış Kuru 5.0746 TL olduğu, 2999 Euro TL’ye çevrildiğinde ise 15,218.72 TL + KDV olduğu, program yerinde yapılan tespitte görülmemekle beraber eğer İstanbul 1. FSHHM’nin İsti. FSHH Mahkemesi’nin 2018/71 D.İş sayılı dosya kapsamında hazırlanan bilirkişi/raporundaki tespitler dikkate alınacaksa; dava konusu programın “eser” kapsamında D.iş sayılı dosya kapsamında hazırlanan bilirkişi raporundaki tespitler dikkate alınacaksa, dava konusu programın “eser” kapsamında olup FSEK uyarınca korunduğundan davacıya ait mali haklardan, “çoğaltma hakkı”nın (FSEK md- 22/3) ihlali edildiği; bu çerçevede davacının, FSEK md. 68/1’e istinaden davalıdan “bedelin üç kat fazlasına kadar” talep edebileceği…” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava,alacak davasıdır. Davacı taraf davalının davacıya ait bilgisayar programlarının lisanssız olarak kullandığını iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı vekilince istinaf edilmiştir. İstinaf incelemesi istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepler ile kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dosyanın incelenmesinde davacı tarafça dava açılmadan önce davalı aleyhine delil tespiti yaptırıldığı, tespit sonunda alınan bilirkişi raporunda davalının adresinde bulunan bilgisayarda yapılan incelemede davacıya ait yazılım programının 26/05/2017 tarihinde bilgisayara kurulduğu ve çalışır durumda bulunduğu ve versiyonun demo sürüm olmadığı, söz konusu program ile oluşturulmuş birçok proje çizim dosyalarına rastlanıldığı tespiti yapılmıştır. Davalı taraf davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını belirtmiş ise de dava dosyasına ekli tespit dosyası içeriğinde davacının dava konusu yazılım ile ilgili sertifikasının bulunduğu, söz konusu sertifikanın yeminli tercümesinin de tespit dosyası içerisinde yer aldığı görülmekle bu yöndeki istinaf sebebi yerinde değildir. Davacıya ait bilgisayar yazılım programı eser niteliğinde olup davacının eserden doğan haklarının lisanssız kullanım nedeniyle davalı tarafından ihlal edildiği kanaatine varılmıştır. Davalı tarafça söz konusu tespit raporunun hükme esas alınamayacağı ileri sürülmüş ise de delil tespitinin HMK’nun 400 ve devamı maddelerinde düzenlenen delil tespitine dair hükümlere uygun olarak yapıldığı, dolayısıyla hükme esas alınmasında usule aykırı bir yön bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Davalı tarafça ayrıca ıslahın usule aykırı olduğu ileri sürülmüş ise de esasen söz konusu dilekçe talep artırım dilekçesi mahiyetinde olduğundan bu yöne ilişkin istinaf sebepleri de yerinde değildir. Davacı tarafça dava dilekçesinde başlangıçta reeskont faizi istenilmiş, verilen talep artırım dilekçesinde ise avans faizi istenilmiş ve mahkemece de reeskont faizini aşmamak üzere avans faizine hükmedildiği görülmüş olup, aslında mahkemenin neticeten reeskont faizine hükmettiği anlaşılmakla bu yöndeki usule aykırılık iddiaları da yerinde görülmemiştir. Ayrıca yargılama sırasında yapılan bilirkişi incelemesinde davacıya ait yazılım programına rastlanılmamış ise de tespit raporunda bu durumun usulüne uygun bir şekilde tespit edildiği anlaşılmıştır. Dolayısıyla bu yönlerden tespit raporu ile yargılama sırasında alınan raporda farklılık bulunduğu görülmüş ise de bu durum esasen çelişki niteliğinde değildir. Bu yöne ilişkin istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir. Davalının zaman aşımına ilişkin istinaf sebepleri de yerinde değildir. Zira tespit işleminin 07/05/2018 tarihinde yapıldığı raporun dosyaya 11/05/2018 tarihinde sunulduğu, davanın da 09/06/2018 tarihinde açıldığı, talep artırım dilekçesinin de 13/03/2020 tarihinde verildiği gözetildiğinde zaman aşımına ilişkin istinaf sebebi de yerinde değildir.
Hal böyle olunca ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 2.489,26 TL harçtan, peşin alınan 622,33 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.866,93 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,- Davacının avansından kullanıldığı anlaşılan 16,50 TL posta ve tebligat masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.02/02/2023