Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/614 E. 2023/90 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/614 Esas
KARAR NO: 2023/90
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/12/2020
NUMARASI: 2017/128E, 2020/798 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 19/01/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin keşidecisi olduğu … bank A.Ş. Kaynarca – İstanbul şubesine ait 30/07/2015 tarihli … nolu 490.000 TL bedelli bir adet çekin müvekkili adına sahte imza atılarak davalı bankaya verildiğini, müvekkilinin bankada sorgulama yaptırdığında birleşen davada davalı … San. ve Tic. A.Ş isminin çekte lehdar olarak ön yüze yazıldığını, çekte müvekkili adına atılan imzaların müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, bu konuyla ilgili İstanbul Anadolu Başsavcılığı’na şikayette bulunduğunu, müvekkili ile davalılar arasında borç doğuracak bir ticari ilişki olmaması sebebiyle ve çekte keşideci olarak müvekkili şirkete atfen atılan imzanın müvekkili şirkete ait olmaması nedeniyle müvekkilin davaya konu çekten dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … bankası vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın dava konusu çeki ciro yolu ile ve iyi niyetli hamil olarak iktisap ettiğini, davaya konu çekin müvekkili bankaya diğer davalı … San.ve Tic.A.Ş. tarafından beyaz ciro yolu ile devredildiğini, müvekkili Bankanın çeki süresi içerisinde takasa ibraz ettiğini ve müvekkili bankanın Gebze Ticari Şubesi tarafından mevzu çek 03.08.2015 tarihinde “…Çekteki imzanın keşideciye ait olmadığı kuşkusu doğduğundan üzerinden herhangi bir işlem yapılmamıştır.” şeklinde belgelendirildiğini, çek üzerindeki imzaları kontrol etme yükümlülüğü bulunmamasına rağmen çek üzerinde bulunan imzanın keşideciye ait olmadığı kuşkusu bulunduğu gerekçesi ile çeki belgelendirdiğini ve bu çek nedeniyle davacıdan da bugüne kadar bir talepte bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … Yapı İnş. San. ve Tic. A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özet ile; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, HMK.nın 6. maddesi uyarınca genel yetkili mahkemenin yerleşim yeri olduğunu, müvekkili firmanın davacı tarafın dava dilekçesinde de belirttiği üzere “Gebze Plastikçiler Organize Sanayi Bölgesi … Cadde … ve … Sokak Gebze” adresinde mukim olduğunu, şirketin de Gebze Ticaret Sicil Müdürlüğüne kayıtlı olduğunu, davaya bakma yetkisinin Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinde olmakla yetkisizlik kararı verilmesini talep ettiklerini, davaya konu çekin davacı tarafça müvekkili firmaya kendilerine çıkartılacak ürünlerin bedelini teşkil etmek üzere avans olarak keşide edildiğini, müvekkili firmanın ödeme dengesinde sıkıntı yaşamaya başladığını ve bunun neticesinde iflas erteleme talepli olarak mahkemeye başvurduklarını, bu arada üretimin de durduğunu, müvekkili firmanın, en kısa süre içerisinde imalata başlamak için elinden gelen çabayı göstermekte olduğunu, yakında üretim faaliyetlerine yeniden başlayacağını, bu halde keşide edilen avans çekleri karşılığı olan ürünlerin davacıya teslim edeceklerini, dolayısıyla açılmış olan davada hukuki menfaatin bulunmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin 2015/985 Esas sırasında kayıtlı olan asıl davada 09.02.2017 Tarihli kararı ile; davalı … Yapı İnş. San. ve Tic. A.Ş. ile ilgili davanın yetki yönünden reddine, davalı … Bankası hakkındaki davanın tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydına karar verilmiş, yetkisizlik kararının istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 25/02/2019 tarih ve 2017/2576 E. 2019/375 K. sayılı ilamı ile, Mahkemenin bu davada yetkili olduğu gerekçesiyle kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Dairemizin kaldırma kararına istinaden dosya Mahkemenin 2019/85 E. sırasına kaydedilmiş ve her iki dava arasında irtibat bulunması nedeniyle 09/05/2019 tarihli karar ile davaların birleştirilmesine karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: “…Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu … Kaynarca Şubesine ait … nolu, 30.07.2015 keşide tarihli, 490.000 TL bedelli çekte keşideci olarak atılan davacı şirket imzasının, çekin keşide tarihinde davacı şirket yetkilisi olan…’a ait olmadığı, İstanbul Adli Tıp Kurumu raporu ile anlaşıldığından, davacının dava konusu çekten dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir…” şeklindeki gerekçe ile neticeten ; “Asıl ve Birleşen Davaların KABULÜ İLE; … bank A.Ş. Kaynarca/İstanbul şubesine ait 30/07/2015 keşide tarihli, … çek nolu, 490.000 TL bedelli çekten dolayı davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Somut olayda; müvekkili bankanın, davacıdan alacaklı olduğunu ileri sürmediğini ve davacıdan çek nedeniyle bir alacak talebinde bulunmamışken sırf kredi kredi ilişkisi nedeniyle kendisine ciro edilerek devredilen ve keşideci imzası tutmadığı gerekçesi ile belgelendirilen çek nedeniyle menfi tespit davasına maruz kaldığını, Müvekkil bankanın mevzu çek nedeniyle davacı firmadan alacaklı olduğunu veya bu anlama gelecek herhangi bir talebinin olmadığını ve olmayacağını açık ve net bir şekilde bildirilmiştir. Zira, mevzu çek üzerindeki belgelendirmeden de görüleceği üzere mevzu çekin “…. Çekteki imzanın keşideciye ait olmadığı kuşkusu doğduğundan üzerinden herhangi bir işlem yapılmamıştır.” gerekçesi ile belgelendirildiğini, müvekkil Bankanın mevzu çek üzerindeki imzanın keşideci firmaya ait olmadığını düşündüğünü ve Bu nedenle de mevzu çek nedeniyle davacıdan herhangi bir alacak veya talepte bulunmadığı gibi bu anlama gelecek bir beyanı da olmadığını, Davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı olmadığını, bu hususun resen dikkate alınacağını, Müvekkili Banka, davacı taraftan dava konusu çek nedeniyle herhangi bir alacak talebinde bulunmadığına, takip başlatmadığına, ihtiyati haciz talep etmediğine veya aynı zamanda kredi müşterisi de olan davacının, nezdindeki hesaplarına bloke koyarak alacaklı olduğu anlamına gelebilecek en ufak bir davranış sergilemediğine göre bu haliyle de davacının bir hakkı veya hukuki durumu güncel ve ciddi bir tehlike altında bulunmadığını, Uygulamada bu miktardaki bir çek için yasal yollara derhal başlandığını, müvekkilinin herhangi bir takip başlatmadığını, Medeni Kanun 2. Maddesine aykırılık oluştuğunu, davacı ile bankanın ticari ilişki içinde olup davacının bankanın kredi müşterisi olduğunu, davacının davaya konu talebi müvekkiline iletmediğini, doğrudan dava açmanın iyi niyet/dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığını, Müvekkili bankanın dava konusu çekte yer alan imzanın davacıya ait olduğu yönünde bir iddia da bulunmadığı gibi aksine imzanın davacıya ait olmadığını çekin arkasına vermiş olduğu belgelendirme şerhi ile açıkça belirttiğini, imza incelemesi yapılmasına gerek bulunmadığını, bu çek nedeniyle davacının müvekkili Bankanın borçlusu da olmadığını, bir borç ilişkisi olmadığına göre mevzu davanın konusu da kalmadığını, davaya müvekkilinin de sebebiyet vermediğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME Davalı … Yapı İnş. San. ve Tic. A.Ş.’nin iflasına karar verilmiş mahkemece iflas idare memurları ve iflas masası vekilinin bildirilmesi için müzekkere yazılmış ve iflas masası vekiline tebligat yapılarak yargılamaya devam edilmiş olup dosyada Gebze …İcra md’nün … iflas sayılı dosyasındaki 24.04.2019 tarihli 2.alacaklılar toplantı tutanağı eklidir. İstanbul Adli Tıp Kurumunun 30/09/2019 tarihli raporunda; dava konusu … Kaynarca Şubesine ait … nolu, 30.07.2015 keşide tarihli, 490.000TL bedelli çek üzerindeki; çekte yer alan basit tersimli keşideci imzası ile …’ın mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediğinin bildirildiği görülmüştür. Dava konusu çek incelendiğinde; … bank Kaynarca Şubesine ait … nolu, 30.07.2015 keşide tarihli, 490.000TL bedelli çekte keşideciye atfen … LTD ŞTİ nin yer aldığı, lehtar ve 1.cirantanın … AŞ olduğu, 2.cirantanın … PETROKİMYA ..AŞ olduğu sonrasında “iş bu çek süresi içinde ibraz edilmiş, ancak Bankaca yapılan inceleme sonucunda söz konusu çekteki imzanın keşideciye ait olmadığı kuşkusu doğduğundan üzerinden herhangi bir işlem yapılmamıştır 03.08.2015 T.İş Bankası Gebze Ticari Kocaeli Şubesi” şeklinde kaşe mevcuttur.
GEREKÇE Dava, İİK 72.maddesine dayalı olarak açılan borçsuzluğun tespiti istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … Bankası vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta; davalı vekili davacının dava açmakta hukuki yararı olmadığını, davacı aleyhine herhangi bir takip talebinde bulunmadıklarını, imza şüphesinin çeke de şerh edildiğini, davaya sebebiyet verilmediğini ileri sürmüş ise de, dava konusu çekte davacı görünürde keşideci konumunda olup çek aslını elinde bulunduran davalıya karşı dava açmakta hukuki yararı mevcuttur. İİK 72.maddesine göre menfi tespit davası icra takibinden sonra açılabileceği gibi icra takibi başlatılmadan da açılabilir. Davalı vekili, çekteki imzanın davacıya ait olmadığına itiraz etmemiş ise de; cevap dilekçesinde davayı kabul etmemiştir. Bu durumda mahkemece çeki elinde bulunduran davalı Banka yönünden de davanın kabulüne karar verilerek davalının yargılama giderleri ve harç ile sorumlu tutulması yerindedir. Açıklanan nedenle ilk derece mahkemesinin kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığından davalı … Bankası Aş vekilinin istinaf isteminin esastan reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davalı … Bankası Aş vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 33.471,90-TL harçtan, peşin yatırılan 8.368,30-TL’nin (8.309,00-TL nispi, 59,30-TL maktu harç) mahsubu ile bakiye 25.103,60-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, -Davacının gider avansından kullanıldığı anlaşılan 35,50-TL istinaf masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 19/01/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.