Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/585 E. 2023/37 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/585 Esas
KARAR NO: 2023/37
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/10/2020
NUMARASI: 2018/988 2020/479
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/01/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin … Mah. Prof. Dr. … Cad. No.. Fatih / İstanbul adresindeki iş yerine 13.05.2018 tarihinde hırsız girdiğini, şirket yetkilisi …’ ün 14.05.2018 tarihinde saat 07.00 civarında iş yerine geldiğini ve iş yeri kepenk kilitlerinin kırık olduğunu gördüğünü ve polise haber verdiğini, yapılan kontrollerde kasanın kilidinin kırılarak açıldığının ve kasanın içindeki 600-TL , 80-ABD Doları, 100 EURO para ve 1 adet … Marka Laptop, 1 adet swach marka kol saati, 1 adet IMEI numarası bilinmeyen içinde hat bulunmayan kullanılmamış Vestel marka cep telefonu ile muhtelif bankalardan alınmış çek karnelerinden 79 adet boş çekin çalındığını, şirket yetkilisi …’ ün şikayeti nedeniyle Beyazıt Polis Merkezi Amirliği tarafından tutanak tutulduğunu ve hırsızlık eylemi nedeniyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2018/89080 soruşturma numarası ile soruşturma yapılmakta olduğunu, polis merkezi tarafından alınmış ifade tutanaklarında ve Cumhuriyet Savcılığına sunmuş oldukları dilekçede çalınan boş çek yaprakları bilgilerinin mevcut olduğunu, dava konusu … Bankası Mercan Şubesine ait … Nolu çekin sahte keşideci imzası ile tedavüle konulduğunu, çekin keşide tarihinin 20/10/2018 ve 22.000,00 TL bedelli olarak gösterildiğini belirterek davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine, davacı aleyhine icra takibi başlatılması halinde İİK 72/2 uyarınca teminat mukabilinde icra takibinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Diğer davalı … ile müvekkili şirket arasında 16.05.2018 tarihinde faktoring sözleşmesi akdedildiğini, yapılan sözleşme gereği davalı/borçluya ön ödeme yoluyla finansman sağlandığını, bu finansman karşılığında, dava konusu … BANKASI A.Ş. MERCAN ŞUBESİNE AİT… SERİ NO’LU 22.000,00 TL’LİK çekin teslim tutanağı ile ciro ve teslim alındığını, müvekkili şirketin, kendisine finansman sağlanması talebi ile başvuran müşterisinin taleplerini gerekli yasal prosedürleri ve yükümlülüklerini yerine getirerek karşıladığını, davacı vekilince öne sürülmüş olan kişisel nedenler ve def’iler müvekkil şirkete karşı ileri sürülemeyeceğini, Ayrıca 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesinde “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” hükmünün düzenlendiğini, işbu hüküm uyarınca da ispat yükünün davacıda olduğunu, davacının senedin rızası hilafına elinden çıktığını ve senedi elinde bulunduran şahsın kötüniyetli veya iktisabında ağır kusurlu olduğunu ispat etmesi gerektiğini, İşbu hüküm ve yargıtay kararları da göz önüne alındığında müvekkili şirketin iktisap anında çekin keşidecinin rızası dışında elden çıktığını bilmesi ve bilebilecek durumda olmasının beklenemeyeceğini, çekin rıza dışı elden çıkması halinde ispat yükü bunu ileri süren davacıya ait olduğunu davacının çekin yetkili hamili olduğunu ve rızası hilafına elden çıktığını; müvekkilininin bu çeki iktisap etmede kötüniyetli olduğunu ve ağır kusuru bulunduğunu kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlaması gerektiğini, çekin çalıntı olduğuna dair henüz kesinleşmiş bir hüküm bulunmadığını, bu nedenle davacının iddialarının haksız olduğunu, müvekkili şirketin iyi niyetli olduğunu, davacının çekin çalıntı olduğu ve çekte yer alan imzanın kendisine ait olmadığı iddiasının mesnetsiz olduğunu, bu hususun araştırılması amacıyla çekin imzalandığı tarihteki şirket yetkililerinin Ticaret Odasından sorulmasını ve çekin vekaleten keşide edilmiş olma ihtimaline binaen, bankalardan ve noterliklerden temsil yetkisi verilen kişilerin sorulmasını, bu kurumlardaki vekaletname-talimat evrakı-yetki belgesi-imza sirkülerleri örneklerinin celbedilmesi gerektiğini, ayrıca davacının … Bankası A.Ş. ve çek karnesi aldığı diğer banka bankalardan davacının ödenen-karşılıksız çıkmayan çeklerinin görüntülerinin istenmesini talep ettiklerini, böylelikle imza örneklerinin dosyaya celbedilerek, imza itirazının kötü niyetle yapılıp yapılmadığının tespitinde yarar sağlanacağını, tensip zaptında davacı borçlu yönünden hiçbir gerekçe gösterilmeksizin alt sınırdan teminata hükmedilerek durdurulduğunu, ancak davalının delillendiremediği iddialarına dayanılarak alt sınırdan teminat miktarına hükmedilmesinin usul ve yasaya uygun düşmediğini, davacının iddialarının bilirkişi incelemesine muhtaç olduğunu, dava sonunda davanın reddi halinde müvekkili şirket aleyhine ağır ve geri dönülemez sonuçlara sebebiyet vermemesi için sayın Mahkemece verilen ara karardan rücu edilmesini, ihtiyati hacze itiraz ettiklerini, taleplerinin kabul görmemesi halinde ise teminat oranının %50’den az olmamak üzere teminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkilinin tamamen hukuk sınırları içerisinde dava konusu çeki iktiap ettiğini bu nedenlerle ikame edilmiş olan haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini talep etmiştir. Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince; “… davacı şirket yetkilisinin ve davacı şirket yetkilisi adına çek keşide etmeye yetkili kişilerin isimlerinin ve imza sirkülerinin dosya arasına alındığı, şirketin yetkili temsilcilerinin …, … ve … olduğu, bu şahısların şirketi münferiden temsil ettikleri, imza örneklerinin alındığı ve imza incelemesine örnek imzalarının celp edildiği ve imza incelemesi sonucunda söz konusu çekteki imzaların kendilerine ait olmadığı anlaşıldığından grafolog Bilirkişi Raporuna itibar edilerek davacının davasının kabulü ile davacının dava konusu … Bankası Mercan Şubesine ait … seri nolu 22.10.2018 keşide tarihli ve 22.000,00-TL bedelli çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine, davalıların kötüniyetleri ispat edilemediğinden davacının davalılar aleyhine talep etmiş olduğu kötüniyet tazminatı talebinin reddine…” şeklinde karar verilmiştir. Kararı Davalı … -… ve… Anonim Şirketi vekilleri istinaf etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı … -… vekili istinaf dilekçesinde; diğer davalı … Anonim Şirketi’nin istinaf dilekçesinde iyi niyetli olduğunu ileri sürmüş ise de belgeler incelendiğinde davalı şirket ile sözleşmeyi yapanın müvekkili olmayıp, aralarında yalnızca isim benzerliği bulunduğunu, imza ve TC kimlik numaralarının tamamen farklı olduğunu, bu durumun davalı … AŞ vekilinin cevap dilekçesinden anlaşıldığını, bu hususun dile getirilmediğini, müvekkilinin bu dava ile ilişkilendirilmesine dair herhangi bir delil ve emare bulunmadığını, müvekkilinin kendi işinde gücünde bir iş adamı olmasına rağmen adalete olan inancı ve isim benzerliği düşüncesi ile gelen tebligatların adres yanlışlığı ile geldiğini düşünerek bu hususta gerekli düzeltmenin yapılabileceğini düşündüğü ancak gerekçeli kararın müvekkiline ulaşması üzerine avukat olarak kendisine başvurduğunu, kararın yanlış olduğunu bildirmiştir. Davalı … Anonim Şirketi vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin davalılardan … ile imzalanan faktoring sözleşmesi nedeniyle çeki temlik aldığını, mal ve hizmet alım satımını belgelediğini, 6361 sayılı kanunun 9/3 maddesi gereğince şahsi def’ilerin müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini, raporun eksik inceleme ile hazırlandığını, raporda çek üzerindeki imzanın benzerlik göstermediğinin saptandığını, ancak bu sonuca çok küçük farklar sebebi ile ulaşıldığını, bu farklılıkların mukayese imzalar arasında dahi mevcut olduğunu, raporda imzaların zaman içerisinde değişmiş olma ihtimalinin değerlendirilmediğini, raporda dikkate alınan imzaların davacının beyan ettiği deliller olduğunu, rapora itiraz etmelerine rağmen dikkate alınmadığını, tek bir rapor ile hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu bildirmiştir.
DELİLLER: İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasında davalı … A.Ş. Tarafından davacı ve davalılardan … Ltd.Şti ve dava dışı … İnş. A.Ş aleyhine çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü yolla toplam 23.882,83 TL’nin tahsili için icra takibi başlatıldığı, takip konusu çekin 30/09/2018 tarihli, keşidecisinin davacı, lehtarının davalı … Şirketi, sonraki cirantanın … A.Ş., hamilin ise davalı olduğu, çekin keşideci imzası ve yetkili imzası birbirini tutmadığından bahisle işleme alınmadığı hususunun 01/10/2018 tarihinde çek arkasına şerh verildiği görülmüştür. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 2018/89080 Sorş Sayılı dosyasının incelenmesinden; … Ticaret A. Yetkilisi … olduğu, şüphelilerin …, …, …, … vd olduğu, konunun hırsızlık sonucu çalınan bir kısım çekleri elinde bulunduran şahısların söz konusu çekleri bankaya ibrazları halinde ibraz eden şahısların bildirilmesi, çalınan çeklerle ilgili tedbiren ödeme yasağı kararı verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır. Yargılama sırasında Grafolog Bilirkişi … tan alınan raporda özetle; “…İnceleme konusu çek aslı ön yüzdeki keşideci imzası ve yazıları ile şahısların mukayese örnekleri arasında grafolojik ve grafometrik usüllere göre optik cihazlar kullanılarak ve çıplak göz ile yapılan incelemede; Tersim tarzı, istif, eğim, seyir, sürat, baskı derecesi ve alışkanlıklar yönünden herhangi bir benzerliği bulunmadığı cihetle çekin ön yüzünde şahıslara atfı kabil imza ve yazı bulunmadığı…” hususunda görüş bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 72. Maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı taraf dava konusu çekin çalındığını ve keşideci imzasının kendilerine ait olmadığını iddia etmiş, davaya cevap veren faktoring şirketi ise davanın reddini savunmuştur.Yargılama sonunda davanın reddine dair verilen karar davalılardan … ve Faktoring şirketi tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir. İstinaf incelemesi istinaf dilekçelerinde ileri sürülen sebepler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı yönlerinden yapılmıştır. Davalı faktoring şirketinin istinafının değerlendirilmesi; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda mukayese belgelerinin fotokopi olduğu görülmüştür. Fotokopi belgeler mukayeseye esas alınarak bilirkişi incelemesi yaptırılması ve alınan raporun da hükme esas alınması usul ve yasaya aykırı olup bu yönlerden davalı faktoring şirketi vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekmiş bu aşamada sair istinaf taleplerinin incelenmesine gerek görülmemiştir. Davalı … -… İnşaat vekilinin istinafının değerlendirilmesi; dava konusu çekin keşidecisi davacı, lehtarı davalı …ltd.Şti., sonraki cirantanın ise davalı …, hamilin ise davalı faktoring şirketi olduğu anlaşılmaktadır. Çekin arkasında yer alan davalı …’in cirososundan TC Kimlik numarasının … olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim icra takibi yapılırken de bu kimlik numarası belirtilmek suretiyle takip yapıldığı, aynı şekilde açılan davada da davalının kimlik numarasının bu numara olarak gösterildiği görülmüştür. Söz konusu … ile ilgili olarak dava sısasında çıkarılan tebligatlardan TC kimlik numarasının yazılı olmadığı ve tebligatın TC kimlik numarasının … olan …’e yapıldığı ve bu kişinin de davaya cevap vermediği ancak kararı istinaf ettiği görülmektedir. Ayrıca TC kimlik numarası … olan … isimli gerçek davalının icra dosyasına itiraz beyanında bulunduğu ve bu beyanına ekli olarak nüfus cüzdanı fotokopisini de sunduğu görülmüştür. Buna göre mahkemenin … TC Kimlik Numaralı …’e dava dilekçesi ve eklerinin tebliğini sağlayarak usulüne uygun bir şekilde taraf teşkilini sağlaması gerekirken bu yön göz ardı edilerek farklı bir kişiye tebligat yapılarak ve bu farklı kişinin davalı olmadığı halde hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bu yönlerden karar başlığında davalı gösterilen … vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı … ve … A.Ş vekillerinin istinaf taleplerinin AYRI AYRI KABULÜNE,2-İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/10/2020 tarih, 2018/988 E. -2020/479 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-Bu aşamada davalı faktoring şirketinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadğına, 5-İstinaf peşin harçlarının talepleri halinde ilk derece mahkemesince yatıran davalılara iadesine, 6- İstinaf aşamasında davalı … tarafından yapılan yargılama gideri olan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine, 7-İstinaf aşamasında davalı … tarafından yapılan yargılama gideri olan 148,60 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 64 TL posta masrafı olmak üzere toplam 212,60 TL’nin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine, -Davalı … tarafından fazladan yatırıldığı anlaşılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının talebi halinde ilk derece mahkemesince tarafına iadesine, 8-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.18/01/2023