Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/584 E. 2021/1100 K. 28.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/584 Esas
KARAR NO: 2021/1100
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/368
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/05/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA
Açılan dava ve iddia: Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talepli dilekçesinde; Müvekkilinin pek çok meşhur markasından birisi de … olduğunu, … ve … markalarının tamamen ve ilk kez müvekkili tarafından yaratılmış son derece farklı ve ayırt edici markalarda olduğunu, davalı şiketinin …, …, …, … ibareleri ile üretip satışa sunduğu mentollü merhem ürünleri ile müvekkilinin …, … markalarını ve bu ürünlerin piyasaya sunuluş şekli, renk kombinasyonu dahil iç ambalaj tasarımı, dış ambalaj kompozisyon ve dizayn özellikleri itibarıyla … ürününe ait ticari takdim şeklini taklit ederek üretmekte/ürettirmekte ve satmakta olduğunu, davalı tarafın müvekkilinin söz konusu markaları ve … ürününe ait ticari takdim şeklini taklit etmek suretiyle üretip/ürettirip satarak müvekkilinin faaliyetleri ve iş mahsulleri ile iltibas yaratmakta olduğunu, bu surette haksız rekabette ve markaya tecavüzde bulunmakta olduğunu, bu nedenle dava dilekçesinde bildirilen URL adresleri dahil olmak ve sınırlı olmamak üzere tüm tanıtım ve kullanımlarının durdurulmasını, mütecaviz görüntülerin web siteleri içeriğinden çıkartılmasını, bu mümkün olmadığı takdirde web sitelerine erişimin engellenmesini, davalı tarafa ait ve …, …, …, … ibareli, etiketli ya da etiketsiz şişe/kavanozlar da dahil, , ürünler ve benzerleri de dahil olmak üzere, … marka, ürün ve ambalajının benzerlerine ait şişe, etiket, kalıp, kutu, koli, ambalaj, katalog, broşür, basılı evrak, yazı velhasıl her türlü tanıtım vasıtasının, davalıya ait işyerlerinden ve bulundukları her yerden toplanarak yeddiemine teslimini mümkün kılacak şekilde gerek görülürse teminat mukabilinde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararı : İlk derece mahkemesince; “HMK.nun 390/3 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir isteyen , davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek ve ispata yeter delillerini dilekçesine eklemek zorundadır. Somut olayda delil listesinde herhangi bir tespit dosyası yahut rapor sunulmadığı gibi dava dilekçesinde bu yönde bir talep de bulunmamaktadır. Mevcut delil durumuna göre yaklaşık ispat koşulları oluşmadığından” gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı yan istinafında”… dosya içerisinde bu aşamada tedbirin verilebilmesi için yeterli bilgi ve belge bulunmasına istinaden yaklaşık ispat koşulları huzurdaki dava bakımından sağlanmış olduğundan ve her halükarda Sayın Yerel Mahkemece dosyada mübrez deliller re’sen bir bilirkişi incelemesi ile de teyit edilebilecek olduğundan, ret kararı usule ve yasaya aykırıdır. dava konusu kullanımlar için davalı tarafından yapılan tasarım başvuruları, Türk Patent ve Marka Kurumu (TPMK) Tasarım Dairesi kararları ile müvekkilimizin markaları karşısında yenilik vasfını taşımadığından reddedilmiştir. Şöyle ki; müvekkilimiz davalı tarafa ait … ibareli mütecaviz ürününden haberdar olmasının ardından Beyoğlu … Noteri aracılığı ile 3 Ağustos 2016 tarihli ve … yevmiye no.lu bir ihtarname göndermiş ve ancak davalıdan herhangi bir cevap alamamıştır. Davalı, ihtarnamenin gönderilmesinden sonra, haksız yarar sağlama gayesiyle ve kötü niyetle … ibareli … kod no.lu ¸görünümlü tasarım başvurusunda bulunmuştur. Ayrıca, davalı aynı tarihte, müvekkilimizin … sayılı tescili ile de korunan ve … ürünü ile özdeşleşmiş kavanoz şekli için de … kod no.lu görünümlü tasarım başvurusunda bulunmuştur. Müvekkilimizin itirazları üzerine her iki tasarımın iptaline karar verilmiştir. Davalı ise, Kurum kararlarına rağmen, kararlar ile reddolmuş tasarım başvurularına konu kullanımları, birebir aynen ve hatta müvekkilimizin tescilleri ile kullanımlarına daha da yakınlaştırmak suretiyle devam ettirmektedir.Dolayısıyla, dava konusu kullanımların müvekkilimizin marka ve ürünlerini taklit ettiği Kurum kararları ile de sabittir. Davalı mütecaviz kullanımlar ile aynı zamanda Kurum kararlarını da ihlal etmektedir. Söz konusu Kurum kararlarının yanı sıra, müvekkilimizin … ve … markalarının tanınmışlığının teyit edildiği diğer TPMK kararları dava dilekçemizin 6 no.lu ekinde ve Mahkemeler tarafından verilen kararlar da dava dilekçemizin 7.1 no.lu ekinde sunulmuştur. Hal böyle olmakla birlikte, davalı tarafımızca gönderilen ihtarname ve Kurum kararlarına rağmen mütecaviz kullanımlarına yenilerini ve hatta müvekkilimizin markaları ile kullanımına daha benzerlerini de eklemek suretiyle bugün dahi devam etmektedir. Öte yandan, davalı Kurum nezdinde taklit başvurular da dosyalamak suretiyle haksız kullanımına kötü niyetle yasal bir dayanak elde etmeye çalışmakta, bu nedenle de müvekkilimiz davalının haksız fiillerine karşı aralıksız olarak farklı mecralar önünde haklarını korumak adına emek ve masraf harcamaktadır. Davalı davaya konu mütecaviz kullanımlar ile müvekkilimizin birden fazla markasını çeşitli unsurlarla taklit etmekte ve müvekkilimizin marka haklarını ihlal etmektedir. Davalının web sitesi ile sosyal medya hesaplarından edinilen güncel tarihli ekran görüntüleri de bu kullanımların sürdürülmesindeki ısrarı teyit etmektedir. …” denilerek kararın kaldırılarak ihtiyate tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava ;haksız rekabet ve markaya tecavüz hususunun tespitlerine ilişkindir. İstinaf edilen husus ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbirin reddine dair karar hakkındadır. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Geçiçi hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. HMK’nın ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuştur.“ Kanun da açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada ( normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü, hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez. Ancak kanun koyucu bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hakime, bu durumu belirterek, ispat olgusunu düşürme imkanı vermiştir. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Doktrinde bu yön karar verilmesi için tam ispat ölçüsü yerine yaklaşık ispat ölçüsü olarak ifade edilmektedir. Ancak, yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir. Tam ispatın arandığı durumlardan bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumundan ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki, genelde geçici hukuki korumalara, özel de ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür. Geçici hukuki korumalarda, bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle yaklaşık ispat yeterli görülmüştür. Bu çerçevede aslında ispat ölçüsü bakımından bir yenilik getirilmemekle birlikte, “ Yaklaşık ispat” kavramı kullanılarak doktrinde kabul gören ifade tasarıya alınmış, ayrıca burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığı vurgulanmak istenmiştir.(HMK’nın 390. Madde Gerekçesi) Eldeki dava özelinde ;davacının sunduğu deliller olan, ihtarname, TPE kayıtları, itiraza ilişkin belge ve bilgiler kapsamında bilirkişiden konuyla ilgili bir rapor da alınmak sureti ile ihtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesi gerekirken yaklaşık ispatın olmadığı yönünde varılan sonuç doğru görülmediğinden davacı yanın istinaf başvurusunun kabulüne ve delillerin toplanması ve buna göre talebin değerlendirilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davacı yanın istinaf başvurusunun KABULÜNE ; İlk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA Talebin bilirkişi incelemesi yaptırılarak değerlendirilmesi için dosyanın İLK DERECE MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE 2- Davacı tarafından yatırılan peşin harcın e talep halinde iade edilmesine 3- Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderleri olan ; başvuru harcı gideri 162,10 TL, istinaf dilekçesinin tebliği için yapılan 11,00 TL , dosyanın istinafa gidiş/dönüş giderleri için yapılan 39,70 TL , fotokopi gideri 397,00 TL ki toplam 609,80 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı yana verilmesine 4- İstinaf incelemesi duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucu HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince KESİN olmak üzere 28/05/2021 tarihinde ve oy birliğiyle karar verildi.